Anı

  1. Anı
Türk Ocaklarının genel ağ sayfasında “Şevket Bülent Yahnici ve şehidimiz Ercüment Yahnici’nin anneleri Halide Yahnici vefat etmiştir, cenazesi Karşıyaka mezarlığında toprağa verilecektir.” mealindeki haberi okuyunca, içimden derin bir sızı geçti ve akabinde gözlerimden birkaç damla yaş düştü. Halide Anne, şehidimiz Ercüment Yahnici’nin annesiydi, evet, ama o bütün ülkücülerin annesi olmuştu o günden sonra. Onu bir […]
  1. Anı
Konya’dan döndüğümde, çiçekleri sulamak için çıktığım balkonda, yeni diktiğim yaseminin çiçek açmış olduğunu fark ettim. Beş beyaz yaprak halinde… İncecik bir boru halinde kıvrılmış beyaz yapraklar, sanki bir çark, bir yıldız gibi birer mine halinde duruyorlar açtıkları dalda. Yaseminin kendisi daha beş altı aylık; ne zaman açmaya fırsatı  oldu be  güzel çiçeğin diye düşünürken, içimde […]
  1. Anı
1980 öncesinde yüzlerce gencin,    okullarına giremedikleri, derslerine devam edemeyip sınavlarını da veremedikleri   için  hayatı söndü. Hapishanelerde çürütülenleri, darağaçlarında sallandırılanları düşündüğümüzde  tam bir gençlik kıyımı yapıldı o zamanlar! Akan kan dursun diye ihtilal yapanlar, ocaklara yeni ateşler düşürdüler. İşkenceyle sağlığını yitirenler, psikolojisi bozulanlar, işlere/memuriyetlere sakıncalı diye alınmayanlar… Eylül sonrası, Eylül öncesinden sonuçları itibariyle çok da farklı […]
  1. Anı
Türkiye’nin, Ankara’nın, Komünistler ve Ülkücüler arasında paylaşıldığı yıllardı. Kimse kimsenin semtine, okuluna, sınıfına, yurduna serbestçe giremezdi. Siyasi kimliğinizi ispatlamak zorundaydınız. Ya bir tanıdık yahut o fikre mensubiyetini gösteren bir şeyler bilmeliydiniz. Öyle her ülkücü, elini kolunu sallayarak evinden, kaldığı öğrenci yurdundan okuluna kolayca gidemezdi. Okula hangi grubun ne şekilde gideceği belli idi. Mesela biz Ülkücü […]
  1. Anı
Sanıyorum 1986 yılı idi, BAŞBUĞUMUZ tutukluluk süresi bitip bir süre dinlendikten sonra Türkiye de güçlü olduğumuz belli şehirlere ziyaret ve görüşmelere gidiyordu, çok vefalı bir insandı. DTCF o sıralar yaz tatiline girmişti ve bende Konya’ya gidecektim, o sıralar genellikle dergi de bazı organizeler yapılıyordu. Rahmetli Erdoğan Tanrıöver, beni çağırarak “Muharrem abi Konya’da Başbuğumuza refakat edecek […]
  1. Anı
Ramiz Ongun beyin Genel başkanlığındaki yönetimde bende vardım. 1975 Temmuzunda Anamur’a gitmeyip Ankara’da kalmıştım. Hemen her gün Genel Merkeze gidiyordum. Yanılmıyorsam bir pazartesi günü başkan yardımcısı Türkmen Onur bey “bir kaç gün partinin santralın bakacaksın” dedi. Santrala bakan kız (sanırım adı Hülya idi) hafta sonu pikniğe gittiği Çubuk barajında ayağına kazık batmış, ev istirahati gerekiyormuş. […]
  1. Anı
1980 yılıydı. Üniversite hayatımızı genelde kahvaltısız geçen günlerinde okulda çıkan öğle yemeği, sağlığımız açısından hayati bir önem taşıyordu. Her gün öğrencilere çıkan yemek çok ucuzdu. Dil tarihte Ülkücüler ve komünistler sırayla yemek haneye gidiyorlardı. O gün ilk yemek sırası komünist grubundu. Onlar yemekhaneden çıktıktan sonra biz yemek sırasına girdik. Yemekler doyurucuydu, menüde tavuk vardı. Yemek […]
  1. Anı
Felsefe, DTCF’nin en zor ve gözde bölümü. Hocaları alanlarında tek. Hatta dünyada tartışmasız tek olanlar da var. Ord. Prof. Dr. Aydın Sayılı, ilim tarihinde Amerika’da ve Türkiye’de ilk bilimsel çalışmayı yaparak Dr. derecesini alan insan. M. Kemal Atatürk’ün Ankara Atatürk Lisesi’nde dikkatini çekmiş ve ABD’ne gönderilmiştir. Onu senelerce beyazlığını kaybetmiş bir pardösü ile görmüş, öyle […]
  1. Anı
— Dur! Kaçma! Yere yat!… Belki üç belki beş farklı ses peşimden bağırıyor ben kaçıyordum. Nasıl da inat etmişlerdi, takibi bırakmıyorlardı. 1978 Şubat ayı… Eğitim Enstitülerinde oynanan oyunları protesto için meydanlardayız. Demokratik bir yöntemle hak arayışındayız ama polis öyle düşünmüyor belli ki… Şiddetin her türlüsüne başvuruyor. Panzerden kaçabilirsen coptan, coptan kaçabilirsen tekme tokattan kurtulamıyorsun. Küfürleri […]
  1. Anı
Malumunuz, bizim zamanımızda, arkadaşlarımız Dil Tarih’in dördüncü katındaki felsefe arkeoloji ve benzeri bölümleri genellikle tercih etmediği için o kata kantinden, bizim oturduğumuz taraftan giden pek olmazdı. Olsa da nadirdi. Ya çok korkulan biri olmalıydı, okul karışmakla kalmaz, Çamur Yaşar okulu kapatırdı, ya da ara sıra geldiği için ufak sıkıştırmalarla geçiştirilir, gelenin gözü korkutulmakla kalınırdı. Yine […]

Giriş

Welcome to Typer

Brief and amiable onboarding is the first thing a new user sees in the theme.
Join Typer
Registration is closed.