Dr. İbrahim KARAER

 

Not: Kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz.

Senirkent ilçesi Uluğbey köyündeki Veli Baba Türbesinde medfun Veli Baba, sadat-ı kiramdan olup 1533-1648 yıllarında yaşamıştır. Veli Baba, sağlığında kendi adı ile anılan dergâha mülklerini vakfetmiştir. 12 Receb 1047 (30 Kasım 1637) tarihinde düzenlenen bu vakfiyeye göre; Veli Baba evini, iki adet bağını, bir misafirhane ve bir aşhaneyi, üç kazan ve iki sofra sahanını, Yassıviran (Yassıören) köyü sınırları içinde bulunan Davud Değirmeni adıyla bilinen değirmenini dergâha vakfetmiştir. Vakfiye şartına göre; hayatta olduğu müddetçe kendisi mutasarrıf olacak, ölünce büyük oğlu Hüseyin yerine geçecek, evde oturup değirmenden ve bağlardan elde edilen geliri misafirhanede gelip gidenlere yemek için sarf edecektir. Vakfiyesi bu şekilde düzenlenmiş olan Veli Baba Dergâhına, Ulugüb (Uluğbey) köyünün daha önce tımar dâhilindeki miri arazisi, 19 Zilhicce 1053 (28 Şubat 1644) tarihinde tahsis edilmiştir. Ancak Uluğbey’in arazisi,kadimi kılıç tımarı olduğu için” vakıf olması meşru olmadığından 12 Şaban 1068 (15 Mayıs 1658) tarihinde emr-i şerifle geri tımar olarak tashih olunmuştur (Ürekli ve Baş, 1994-1995: 150-152).

Mehmet Takiyüddin Efendi, Uluğbey köyünün yetiştirdiği önemli bir şahsiyettir. Takiyüddin Efendi, 1843 yılında Uluğbey köyünde doğmuştur. Babası Veli Baba Postnişini Musa Kazım Efendi, annesi Habibe, eşi Mevhibe Hanımdır. İlköğrenimini memleketinde tamamlamış, kendi memleketinde Kur’an dersine devam ederek hafız olmuştur. Eğitimine İstan­bul’da devam eden Mehmet Takiyüddin Efendi, müderris olmuş, bilimsel çalışmaları ve kişiliği yönünden Sarayın dikkatini çekerek 1904 yılında II. Abdülhamid’in Huzur Hocalığına atanmıştır. Dokuz yıl bu görevde kalmış, 1913 yılında din bilginleri sınıfında önemli bir basamak olan “Mahreç Payesi” ile ödüllendirilmiş; 1918 yılında İstanbul’da vefat etmiştir (Kıyıcı, 102-104). Takiyüddin Efendi İstanbul’da öğrenciliği esnasında Veli Baba Vakfı ile ilgili belgeleri araştırmış, 5 Ekim 1871 tarihinde babası Musa Kazım Çelebi’nin uhdesine tevliyet ve zaviyedarlık cihetleri tevcih ve eline iki adet berat-ı alişan ita ve ihsan olunmuştur. Babasının vefatından sonra 18 Ağustos 1894 tarihinde Veli Baba Dergahı Mütevellisi ve Postnişini olarak atanan Takiyüddin Efendi köye dönmüş, dergah binasını, bahçe duvarlarını ve dergah çeşmesinin su yollarını onartmıştır. Dergahta gelip geçenlere yemek ikram edilmek üzere, 1894 yılında Maliye Nezaretinden beş yüz guruş taamiye ödeneği sağlamıştır (Hanilçe, 2021: 391-397). Mehmet Takiyüddin Efendi, yazımızın konusu olan Veli Baba Değirmeniyle ilgili 1894 yılından itibaren bir takım teşebbüslerde bulunmuştur. Takiyüddin Efendinin girişimleri sonunda Veli Baba Değirmeni tekrar dergaha teslim edilmiştir. Ancak söz konusu değirmene öteden beri tasarruf ettiklerini beyan eden Senirkent nahiyesi halkından Ümmet oğullarından Mehmet, Ali ve Mustafa kardeşler buna itiraz etmişler, konu mahkemeye intikal etmiş; bu mücadele yirmi yıldan fazla devam etmiştir. Bu yazımızda, Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivinden tespit ettiğimiz Veli Baba Değirmeni ile ilgili 1894-1915 yıllarına ait 21 adet belgeyi okuyup, değerlendirdik. Belge transkribelerini yazının sonuna ilave ettik. Böylece ilgililerin belge metinlerine erişimlerini sağladık. Bu yaptığımız çalışma ile Veli Baba Dergahı ve Senirkent tarihinin aydınlanmasına bir nebze de olsa katkıda bulunmak istedik.

Veli Baba Dergahı Mütevellisi Mehmet Takiyüddin Efendi, 1894 yılında Hilafet Makamına bir dilekçe ile müracaat ederek dergaha tahsis edilen köyün geliri ile Veli Baba Değirmenine Maliye Nezaretince önceden el konulduğunu ve bunun karşılığında Veli Baba Dergahına herhangi bir şey tahsis edilmediğini, bu yüzden dergahın harap olacağından bahisle Çıraklık Maaşı kadrosundan taamiye (tekkelerde misafirlere ikram edilen yemek bedeli) tahsis edilmesini talep etmiştir. Maliye Nezaretine yazılan 19 Şubat 1894 tarihli yazıda bu talebin uygun görülmediği ve taamiye ödeneği için başka bir karşılık bulunması gerektiği belirtilmiştir (Belge-1 COA BEO 362-27137-2). Bu belgeden, Veli Baba Değirmenine Maliye Nezareti tarafından çok önceden el konulduğu anlaşılmaktadır.

Veli Baba Dergahı Mütevellisi Mehmet Takiyüddin Efendinin talebi üzerine, Veli Baba Değirmeni kısa bir süre sonra kendisine teslim edilmiştir. Konya Vilayetinden Sadaret Makamına yazılan 22 Şubat 1895 tarihli yazıda: Senirkent nahiyesinden Ali ve Mehmet kardeşlerin mahkeme kararı olmaksızın değirmenlerinin ellerinden alınıp Takiyüddin Efendiye teslim edildiğinden bahisle 10 Aralık 1894 tarihinde Sadaret Makamına telgraf çektikleri; söz konusu değirmeni ücreti karşılığında satın aldıkları ve öteden beri kendi tasarruflarında olduğu belirtilmiştir. Uluborlu kaymakamlığının mazbatasında değirmenin vakıf eseri olduğunun sabit olduğu, ancak daha sonra satıldığı; Mehmet, Ali ve Mustafa kardeşlerin tasarrufunda iken kardeşlerden Mustafa’nın muvafakati ile Mehmet Takiyüddin Efendiye teslim edildiği; bu konudaki anlaşmazlığın giderilmesi için iddia sahiplerinin mahalli mahkemeye müracaat edebilecekleri belirtilmiştir (Belge-2 COA BEO 598-44784-3).

Sadaret Makamından Konya vilayetine yazılan 9 Nisan 1895 tarihli yazıda; 2 numaralı belgedeki yazının içeriği tekrar edilerek Takiyüddin Efendi tarafından verilen başka bir dilekçe ile adı geçenlerin (Mehmet ve Ali biraderler), mahkemeye müracaat etmeksizin zorla değirmeni ele geçirmeye çalıştıklarından şikayetçi olduğu; Mehmet ve Ali kardeşler ise,  ellerindeki evraka itibar edilmeyerek tasarruflarında bulunan değirmenin cebren Takiyüddin Efendiye teslim olunduğundan ve mağduriyetlerinden bahisle yardım istedikleri belirtilerek yürürlükteki hükümlere göre araştırma yapılması ve sorunun çözülmesi istenmiştir (Belge-3 COA BEO 598-44784-1).

Konya vilayetine yazılan 4 Mayıs 1895 tarihli yazıda; Senirkentl nahiyesi halkından Mehmet, Ali ve Mustafa kardeşlerden Mustafa’nın verdiği dilekçe dikkati çekmektedir. Mustafa bu dilekçesinde Mal Müdürü Ahmed ve Meclis kaza azasından Hacı Tevfik Efendiler ile maiyetlerindeki zaptiyeler tarafından kendisinin darp ve değirmenin zorla zapt edilerek Takiyüddin Efendiye teslim olduğunu ifade ettiği, durumun araştırılması istenmiştir (Belge-4 COA BEO 615-46083-1)

Dahiliye Nezaretinden Evkaf-ı Hümayun Nezaretine yazılan 29 Ağustos 1895 tarihli yazıda; Mehmet Takiyüddin Efendinin, Veli Baba Değirmeninin zapt edildiğine dair şikayetinin araştırılması istenmiştir. Beş ve altı numaralı belgede Uluğbey köyünden, Uluköy olarak söz edilmiştir (Belge-5 COA DH MKT 420-10).

Konya vilayetine yazılan 9 Ocak 1896 tarihli yazıda; Veli Baba Dergahı Mütevellisi Mehmet Takiyüddin Efendinin, dergaha ait değirmenin Senirkent ahalisinden Mehmet Ali oğulları Hacı Mehmet ve Ali adlı kişiler tarafından zapt edildiğinden bahisle tecavüzlerinin önlenmesini talep ettiği belirtilmiş; tarafların mahkemeye müracaat etmeleri ve sonucun bildirilmesi istenmiştir (Belge-6 COA BEO 727-544-60-1).

Uluborlu Şer’iye Mahkemesinde görülen davada 10 Ekim 1902 tarihinde karar açıklanmıştır. Bu kararda mahkemenin kimin lehine karar verdiğini tam olarak anlayamadık. Ancak aşağıdaki sekiz numaralı belgeden mahkemenin Takiyüddin Efendinin lehine karar verdiği anlaşılmaktadır (Belge-7 COA DH.İD 84-4-13).

Mehmet Takiyüddin Efendi, 8 Mayıs 1909 tarihinde Meşihat Makamına verdiği dilekçede; Senirkent nahiyesinden Himmet oğulları Hacı Mehmet, Ali ve Mustafa kardeşlerin Veli Baba Değirmenine taarruz ve müdahaleleri üzerine Uluborlu kazası Şer’iye Mahkemesinin değirmenin vakfa teslimine karar verdiğini ve 2 Nisan 1904 tarihinde vakfa teslim edildiğini; buna rağmen mütecavizlerin değirmene tecavüz ederek kiracısını tard ettiklerini; hakkında bir takım iftiralar yaydıklarını ve Senirkent ahalisinden topladıkları bazı kimselerle dergahı abluka altına aldırarak hakaretlerde bulunduklarını, hükümet çevrelerinin buna sessiz kaldıklarını, vakfın hukukunun korunmasını talep etmiştir (Belge-8 COA DH.MKT. 2808-99-1). Takiyüddin Efendi, Ümmet oğulları hakkında ciddi suçlamalarda bulunmuş ve hükümet güçlerinin bu tecavüzlere sessiz kaldığını iddia etmiştir. Takiyüddin Efendinin iddialarından, Takiyüddin Efendi ile Senirkent halkından Ümmet oğulları arasında ciddi olaylar yaşandığı anlaşılıyor. Bu belgeden, Veli Baba değirmeninin özellikleri hakkında da bilgi sahibi oluyoruz. Takiyüddin Efendinin ifadesine göre; bu değirmen bir kapılı ve bir taşlı olup, “Veli Baba Değirmeni” olarak tanınmaktadır.

Meşihat Makamı, Takiyüddin Efendinin dilekçesi üzerine, aynı tarihte (8 Mayıs 1909) Dahiliye Nezaretine yazdığı yazı ile dilekçenin gereğinin yapılmasını istemiştir (Belge-9 DH.MKT. 2808-99-2). Bu durum, Takiyüddin Efendinin hükümet nezdinde büyük itibara sahip olduğunu göstermektedir.

Dahiye Nezaretinden Konya vilayetine yazılan 11 Mayıs 1909 tarihli yazıda; Takiyüddin Efendinin dilekçesine atıf yapılarak Veli Baba Dergahına ait Yassıviran köyündeki Veli Baba Değirmenine saldıran Himmet oğulları hakkında gereğinin yapılması ve sonucun bildirilmesi istenmiştir (Belge-10 COA DH.MKT. 2808-99-5).

Dahiliye Nezaretinden 29 Mayıs 1909 tarihinde Konya vilayetine ikinci bir yazı yazılmıştır. Bu yazıdan, Takiyüddin Efendinin yeni bir dilekçe ile Dahiliye Nezaretine başvurduğu anlaşılıyor. Adı geçen bu dilekçesinde; Senirkent nahiyesi halkından Ümmet oğulları Mehmet, Ali ve Mustafa kardeşlerin yanlarına aldıkları şahıslarla birlikte 26 Nisan 1909 günü Uluğbey köyündeki Veli Baba Dergahını ve Zaviyesini basıp ailesini tehdit, tahrik ve kendisinin orada olduğu zannıyla halkı katline teşvik eyledikleri; bu saldırı karşısında hükümetçe bir tedbir alınmadığını ve hukukunun korunmasını istemiştir. Söz konusu yazıda dilekçe içeriğinin dikkat çekici olduğu belirtilerek, gerekli soruşturmanın yapılması, olayın doğruluğu halinde saldırganların tutuklanıp adliyeye teslim edilmeleri ve sonuçtan bilgi verilmesi istenmiştir (Belge-11 DH.MKT. 2825-37). Bu belgeden Mehmet Takiyüddin Efendi ile Senirkent nahiyesi halkından Ümmet oğulları Mehmet, Ali ve Mustafa kardeşler arasında 1895 yılında başlayan değirmen anlaşmazlığının çok büyük boyutlara ulaştığı görülüyor.

Dahiliye Nezaretinden Evkaf-ı Hümayun Nezaretine gönderilen 24 Nisan 1911 tarihli yazıda; Veli Baba Dergahına ait değirmene yapılan müdahalenin men’i ile ilgili Konya Vilayetinden alınan 17 Nisan 1911 tarihli yazının ekleri ile birlikte gönderildiği belirtilmiştir (Belge-12 COA DH.İD 84-4-5). 

Evkaf-ı Hümayun Nezareti Hukuk Müşavirliğinden Dahiliye Nezaretine yazılan 24 Mayıs 1911 tarihli yazıda; Takiyüddin Efendinin Veli Baba sülalesinden olup olmadığının tartışma konusu olduğu, gerek babası gerekse ecdadı tarafından tevliyet iddiasının sebk etmediği ve değirmenin Ramazan ve oğullarının açıkça mülkleri olduğu ve dergahla ilişkisinin olmadığı; Uluborlu kazası meclis idaresi mazbatasında beyan ve hikaye edildiği belirtilmiş; ayrıca Evkaf Mahkemesinden verilen bir karara göre Takiyüddin Efendinin Veli Baba sülalesinden olduğu fermanlar ve resmi kayıtlarla doğrulandığı bildirilmiştir (Belge-13 COA DH.İD 84-4-3).

Dahiliye Nezaretinden Konya vilayetine yazılan 27 Mayıs 1911 tarihli yazıda; Veli Baba Dergahına ait değirmene yapılan tecavüzün men’ine dair Evkaf Nezaretinden alınan yazının ekleriyle birlikte gönderildiği ve içeriğine göre gereğinin yapılması istenmiştir (Belge-14 DH.İD 84-4-1). Dahiliye Nezaretinden Konya vilayetine yazılan 11 Temmuz 1911 tarihli yazının, 23 Mayıs 1911 tarihinde gönderilen yazının zeyli olduğu belirtilmiştir (Belge-15 COA DH.İD 84-4-7). Dahiliye Nezaretinden Konya vilayetine gönderilen 3 Temmuz 1912 tarihli yazıda; Veli Baba Dergahına ait değirmene yapılan saldırıyla ilgili yapılan muamele ve yazışmalar hakkında ilgililer tarafından devamlı soru sorulmakta olduğu; bu konudaki işlemlerin hızlandırılması ve bilgi verilmesi istenmiştir (Belge-16  DH.İD 84-4-9). 

Konya Valisi imzasıyla Dahiliye Nezareti Celilesi Nazır Beyefendi Hazretlerine hitaben yazılan yazıda; Veli Baba Dergahına ait Veli Baba Değirmeni hakkında Isparta Mutasarrıflığına 14 Temmuz 1912 tarihinden önce ve sonra yapılan tebligatlarla ilgili herhangi bir cevap alınamadığı; keyfiyetin bu suretle sürüncemede bırakılmasının doğru olmadığı, gereğinin ifası ve bilgi verilmesi ihtiyacı mutasarrıflığa bir kez daha hatırlatıldığı; sonucundan bilgi verileceği bildirilmiştir (Belge-17 DH.İD 84-4-14).

Uluborlu kaza meclisinin 17 Ağustos 1912 tarihli Isparta Mutasarrıflığına gönderilen mazbatasında; Veli Baba Dergahına izafetle Veli Baba Değirmeni olarak anılan değirmenin zamanla harap olup izinin silindiği ve arsa sahipleri tarafından satıldığı ve kırk sene kadar arsa olarak kullanıldığı ve sonradan mülk olarak değirmen inşa edildiği ve inşa olunan değirmenin vakfiyetine dair bir işlem olmadığı ve bahsedilen pusulada Yassıviran sınırında vakıf olarak gösterilen değirmenin mevcut olmadığı; Himmet oğulları tarafından ibraz olunup suretleri onaylanmış fermanlar ve temellüke dair olan belgelerin içeriğinden anlaşıldığı; bu konudaki mahkeme kararları ve yapılan tahkikat neticesinde vakıf değirmeninin harap olup izinin silindiği; dava konusu olan değirmenin Himmet oğullarının atadan kalma mülkün sahipleri oldukları; ancak mahkeme safhasındaki olay hakkında bir şey söylenemeyeceği, bununla birlikte Uluborlu Bidayet Mahkemesi Eski Reisi Mehmet Said Efendi zamanında bu konuda verilmiş kararın dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir (Belge-18 DH.İD 84-4-16)

Konya vilayetinden Dahiliye Nezaretine yazılan 4 Eylül 1912 tarihli yazıda; Isparta Mutasarrıflığından alınan yazı ekindeki Uluborlu kaza meclisi mazbatası ve eklerinden Takiyüddin Efendinin haksızlığı anlaşıldığı ve buna göre gereğinin yapılması arz edilmiştir (Belge-19 COA DH.İD 84-4-17)

Veli Baba Dergahı Postnişin ve Zaviyedarı Mehmet Takiyüddin Efendi, Yassıören köyündeki Veli Baba Değirmenine bazı kimselerin müdahale ettiğine dair şikayetini, Şurayı Devlet (Danıştay)’e taşımıştır. Danıştay, 21 Mart 1915 tarihinde bu konudaki iddianın “Gayrimenkul Malların Kullanımından Kaynaklanan Anlaşmazlıkların Çözümüne Dair Talimatname” hükümlerine göre tahkik edilerek çözümlenmesine karar vermiştir (Belge-20 COA DH.İ.UM 21-35-1).

Takiyüddin Efendi, Veli Baba Değirmeni anlaşmazlığının yanı sıra, Veli Baba Dergahına tahsis edilen aylık 500 guruş taamiye bedelinin 1324 (1908) senesi Ağustos ayından beri ödenmediği gerekçesiyle Şurayı Devlet (Danıştay)’e müracaat etmiştir. Danıştay 13 Nisan 1915 tarihinde; Maliye ve Evkaf Nezareti yazılarına atıf yapılarak dergaha ait beş bin dört yüz guruş taamiyenin 1326 (1910) yılında toptan ödenmesi; değirmen hakkındaki iddianın “emvali gayr-i menkulenin tasarrufundan münbais ihtilafın halline mütedair talimatname” hükümlerine göre çözümlenmesi hususunda Dahiliye, Maliye ve Evkaf Nezaretlerine gereği için yazılmasına karar vermiştir.

 

SONUÇ

Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivinden tespit ettiğimiz Veli Baba Değirmeni ile ilgili belgeler burada son buluyor. Yaptığımız araştırmada, mahkeme kararlarından ve yazışma eklerinden bu konuda daha fazla belge olduğu anlaşılıyor. İncelediğimiz 21 belge bize bu konuda az çok bir fikir veriyor. Bu anlaşmazlığın nasıl çözüldüğüne dair elimizde bilgi mevcut değil. 1894 yılında Veli Baba Dergahına Mütevelli ve Postnişin olarak atanan Mehmet Takiyüddin Efendi, o zamana kadar ihmal edilen dergahı ayağa kaldırmak, mallarına sahip çıkmak için büyük bir gayret gösteriyor. Bu gayretin sonucunda, Yassıören köyündeki Veli Baba Dergahına ait olduğunu iddia ettiği değirmen kendisine teslim ediliyor. Bu değirmenin sahipleri olan Ümmet oğulları Mehmet, Ali ve Mustafa kardeşler bu icraata şiddetle karşı çıkıyorlar. Birinci belgeye dönecek olursak Takiyüddin Efendinin Hilafet Makamına verdiği dilekçesinde; Veli Baba Tekkesi Vakfına ait Uluğbey köyü gelirleri ile bir kapılı değirmenin vaktiyle Maliye Nezaretince el konularak buna mukabil bir şey tahsis olunmadığından bahisle bunlara karşılık çıraklık maaşatı ödeneği talep ediyor. Takiyüddin Efendi dergaha ait değirmene çok önceden Maliye Nezaretince el konulduğunu biliyor. Maliye Nezaretince el konulan değirmenin akıbetini soruşturmuyor. Veli Baba Değirmeninin bulunduğu yerdeki değirmeni dergah adına sahiplenmek istiyor. Himmetoğulları ise, Takiyüddin Efendinin hak iddia ettiği değirmenin bulunduğu yeri atalarının arsa olarak satın aldıklarını, kırk yıl kadar arsa olarak kullandıktan sonra üzerine değirmen inşa ettiklerini, ellerinde bununla ilgili belgeler bulunduğunu iddia ediyorlar. Uluborlu kaza meclisi mazbatası da Himmet oğullarının iddialarını doğruluyor. Yirmi yıldan fazla süren bu anlaşmazlıkta her türlü hile, tehdit, iftira ve zorbalığa başvurulduğuna şahit oluyoruz. Geç gelen adaletin adalet olmadığı, bu olayda bir kez daha anlaşılıyor.

 

BELGELER

Belge 1

Belge yer numarası: COA BEO 362-27137-2

Tarih: 13 Şaban 1311 / 8 Şubat 1309 (19 Şubat 1894)

Maliye Nezareti Celilesine

Isparta sancağı dahilinde Uluborlu kazasının Uluköy karyesinde defin-i han ıtırnak olan sadat-ı izamdan Veli Baba Hazretleri Tekkesi Vakfına merbut karye-i mezkura ile bir bab değirmenin mukaddema (vaktiyle, eskiden) Maliye Nezareti celilesince zapt olunarak buna mukabil bir şey tahsis olunmadığı zaviye-i mezkuranın harabını muceb olacağından lüzumu miktar taamiye tahsisi müşarünileyh evladından dersi-amm (ders veren) Mehmet Takiyüddin Efendi atabe-i ulya-yı Hazret-i Hilafeti Penahiden istida etmiş ve mumaileyh şayan-ı merhamet bulunmasına binaen sadaka-i afiyet-i cihan kıymet cenab-ı cihan-bani olmak üzere hazine-i celilece mahlul olub henüz tahsis olunmayan iki bin altı yüz kırk guruş çıraklık ma’aşattan zaviye-i mezkureye beş yüz guruş tahsisi lede’l-arz çıraklık maaşatı münhalatın  emekderan bendegandan çırak olanlara mahsus hazine-i celile başka mahale tahsis münasip olmayacağından ba’d-ezin bu gibi taamiyeler içün çıraklık maaşatına dokunmaksızın münasip surette bir karşılık bulunup oradan tahsisi hususunda arz ve istizan edilmesi hususuna irade-i seniye-i hazreti hilafetpenahi şeref-müteallik buyrulmuş olmakla ber mantuk-ı emr ü ferman-ı hümayun mezkur beşyüz guruş içün değirmene bir karşılık bulunarak iş’arına

 

Belge 2

Belge yer numarası: COA BEO 598-44784-3

Konya Vilayeti Mektub-ı Kalemi

Aded: 20

Tarih: 26 Şaban 1312 /  9 Şubat 1310 (22 Şubat 1895)

Makam-ı Sami-i Sadaret Penahiye

Maruz-ı Çakerkemineleridir

Hame-pira-yı ta’zim ve tefhim olan 28 Teşrin-i sani 310 (10 Aralık 1894) tarihli telgrafname-i sami-i canib-i sadaret penahileri aliyesince bila muhakeme değirmenleri Takiyüddin Efendiye verildiğinden bahisle istidayı havi Ali ve Mehmet imzalarıyla Isparta’dan takdim-i kılınan telgrafname sureti celb ve mütalaa edilerek keyfiyet filhal (derhal) Hamidabad Mutasarrıflığından istilam olunmuştu halbuki bu madde hakkında evvelce makam-ı vilayete dahi müracaat olunup evvel ve ahir icra kılınan tebligata cevaben bu kere liva-i mezkur mutasarrıflığından alınan tahriratta hülasa-i müfadında mumaileyhanın esas istidaları Senirkent nahiyesine tabi Yassıviran karyesinde vaki olub öteden beri taht-ı tasarruflarında olan bir mülk değirmen kabil-i muhakeme kuvve-i mesalih istimaliyle ellerinden alınarak sadat-ı kiramdan merhum Veli Baba Zaviyesi mütevellisi Takiyüddin Efendiye teslim edildiğinden bahisle icrayı icabının iddiadan ibaret ise de meselenin asıl merci’i olan Uluborlu kazası kaymakamlığından mutasarrıflığa gönderilen cevap mazbatalarında mezkur değirmenkadimen vakıf olduğu sabit olup hin-i ahz ve tesliminde dahi usulen kuvve-i cebiriye istimal olunmayarak ancak ba’de zaman vuku’bulan bey u şira hüccetlerine istinaden bundan akdem fuzulen zapt ve tasarruf ile el-yevm mumaileyha Mehmet Ali Efendizade Hacı Ali ve Mehmet ve biraderleri Mustafa Efendilerin yedinde bulunmuş olduğundan ol-babda şerefsudur olan tevliyet berat-ı şerifi hükm-i münifi üzere hükümet-i meclis marifetiyle dahi üç biraderden birisi bulunan Mustafa Efendinin muvafakatiyle şer’an alınıp evlattan mütevelli Takiyüddin Efendiye teslim olunmuş olduğu velhasıl kaza-i mezkur meclis idaresinin 24 Kanun-ı evvel 1310 (5 Ocak 1895) tarihinde mazbatası natık olduğu veçhile mevzu’bahs ve şikayet olan cebir ve şedid muamelesi gayr-i vaki olup hatta mumaileyh Takiyüddin Efendi yedinde bulunup evkaf idaresince aynen mukayyed olan kadim-i vakfiye-i ma’mulün biha ile zikr olunan tevliyet beratı şerifi ve gerek müddeilerin ibraz ettikleri atik bir emr-i ali ve hüccet-i bey u şira vesaire suretleri medlul ve mefhumunca vakfiyeti sabit ve mütehakkık olmasıyla mücerred anfi’ül-beyan (anifü’l beyan) muamele-i bey u şira ve tecdid ve ihdas-ı bina eğer müddeiler tarafından ber-vechi mülkiyet tasarruf iddiasında ısrar olunur ise fasl ve rü’yet dava-yı bit-tabi’ mahalli mahkemelerine ait raci olmaktan naşi isterlerse ber-vechi meşru mahalli mahkemelerine müracaat eylemeleri mumaileyhaya tebliğ olunduğu inhayı mutasarrifiye melfuf olan mazbata-i meclis ve saireyi evrak-ı resmiye fezleke-i mealinden anlaşılmış olmakla meclis-i idare-i vilayetçe dahi ol-babda cevap verilerek icab-ı hal Hamidabad Mutasarrıflığına cevaben tahrir ve iş’ar kılınmış olmakla arz ve beyan hale cür’et olunur ol babda emr ü ferman hazreti menlehül emrindir 26 Şaban 1312 /  9 Şubat 1310 (22 Şubat 1895)

Konya Valisi

 

Belge 3

Belge yer numarası: COA BEO 598-44784-1

Sadaret Mektub-ı Kalemi

Tarih: 28 Mart 1311 / 14 Şevval 1312 (9 Nisan 1895)

Konya Vilayeti Celilesine

Senirkent nahiyesine tabi Yassıviran karyesinde mutasarrıf oldukları bir mülk değirmenin bila muhakeme sadat-ı kiramdan merhum Veli Baba Zaviyesi Mütevellisi Takiyüddin Efendiye teslim olunduğuna dair Ali ve Mehmet arzuhalleriyle Isparta’dan çekilen telgrafname üzerine sebk eden iş’ara cevaben varid olan 26 Şaban 1312 (22 Şubat 1895) tarihli ve yirmi numaralı tahrirat-ı behiyelerinden mezkur değirmenin kadimen vakfiyeti müsbet olup ancak muahharan (sonradan) vuku’bulan bey u şira hüccetlerine istinaden fuzulen zapt edilerek mumaileyha Ali ve Mehmet ve biraderleri Mustafa Efendilerin yedlerinde bulunduğu anlaşılmasına binaen Veli Baba tevliyet beratı mucebince hükümet marifetiyle şer’an alınıp mumaileyh Takiyüddin Efendiye teslim olunduğundan bahisle muamele-i bey u şira ve tecdit ve ihdas-ı bina mülabesesiyle (dolayısıyla) eğer müddeiler ber-vechi mülkiyet tasarruf iddiasında ısrar ederler ise mahallin mahkemelerine müracaat eylemeleri lazım geleceği dermiyan kılınmış ise de mumaileyh Takiyüddin Efendi tarafından bu kere i’ta ve leffen savb-ı valalarına ısra kılınan arzuhal mumaileyha tarafından mahkemeye müracaat etmeksizin hod behod zikr olunan değirmenin zaptına teşebbüs edildiği beyanıyla müdahale-i vakıanın men’i istida olunduğu gibi Takiyüddin Efendinin kezalik leffen tesyir kılınan arzuhalinde dahi mezkur değirmenin tahtı tasarruflarında bulunduğuna dair yedlerindeki evraka itibar olunmayarak cebren mumaileyh Takiyüddin Efendiye teslim olunduğundan ve mağduriyetlerinden bahisle isti’taf (yardım isteme) edilmesine nazaran keyfiyetin nizamat-ı mer’iye ahkamına bit-tedkik icra-yı tahkikat-ı lazime ile icabının icrası

 

Belge 4

Belge yer numarası: COA BEO 615-46083-1

Yazının çıktığı makam belli değil

Konya Vilayeti Celilesine

Tarih: 9 Zilkade 1312 / 22 Nisan 1311 (4 Mayıs 1895)

Numara: 776

Senirkent nahiyesine tabi Yassıviran karyesinde vaki olup Ali, Mehmet ve Mustafa Efendiler tarafından iddiayı tasarruf olunan ve kadimen vakfiyeti müsbet olup, ancak muahharan vuku’bulan bey u şira hüccetlerine istinaden fuzuli zapt edildiği anlaşılmasına binaen ol-babdaki tevliyet beratı mucebince hükümet marifetiyle sadat-ı kiramdan merhum Veli Baba Zaviyesi mütevellisi Takiyüddin Efendiye teslim olunduğu işa’r-ı saadetlerinden anlaşılan değirmen hakkında mevcut ifadat ve müsted’ayatı (istenen şeyler) mutazammın mumaileyh Takiyüddin Efendi ile merkum Ali ve Mehmet ve Mustafa taraflarından verilen arzuhallerin leffiyle keyfiyetin kemal-i adil vaziyetine ve nizamat-ı mer’iye ahkamına tevfikan bit’tedkik muamele-i muktezasının ifası 15 Şevval 1312 (11 Nisan 1895) tarihinde vilayet-i behiyelerine tavsiye ve izbar kılınmıştı. Mal Müdürü Ahmed ve Meclis kaza azasından Hacı Tevfik Efendiler ile maiyetlerindeki zaptiyeler tarafından kendisinin darp ve değirmenin cebren zapt olunarak mumaileyh Takiyüddin Efendiye teslim olunduğundan ve şuhudun şehadetiyle hakikat-i halin tezahür edeceğinden bahisle ol-babda ifadat ve müsted’ayatı havi merkum Mustafa Efendi tarafından bu kere verilen arzuhal merbutuyla leffen tesyir-i suy-ı saadetleri kılınmış ve hukuk-ı vakfın siyanet ve muhafazası lazımeden bulunmuş olmakla suret-i müsted’ayatı ve iş’aratı sabıkaya nazaran iktizasının muhikkane ifasıyla ve netice-i hasılanın iş’arına himem

Ber-muceb iş’arat ve ve irade-i aliyye-i müsteşari

 

Belge 5

Belge yer numarası: COA DH MKT 420-10

Dahiliye Nezareti Celilesi Mektubi Kalemi (Yazı silik)

Numara: 2206/12

Tarih: 8 Rebiulevvel 1313 / 17 Ağustos 1311 (29 Ağustos 1895)

Evkaf-ı Hümayun Nezareti Celilesine

Hamidabad sancağının Uluborlu kazasına tabi Uluköy’de defin-ihak-i ıtır-nak ba-irade-i seniye-i cenab-ı hilafetpenahi zaviyedarlığı uhdesine tevdi’ ve ihsan buyrulan sadat-ı kiramdan Veli Baba Dergahına merbut Veli Baba Değirmeninin Senirkent ahalisinden Mehmet Ali oğulları Hacı Mehmet ve Ali nam kimesneler tarafında zapt edildiğinden bahisle men’i ve ifadat-ı saireye havi Mehmet Takiyüddin Efendi tarafından huzur-ı seniye-i sadaret penahiye bit-takdim havale ve tevdi’ buyrulan arzuhal merbudatiyle beraber leffen irsal kılındığından münderecatına nazaran bit-tahkik iktizasının ifasına himem-i aliye-i daverileri derkar buyrulması babında

 

Belge 6

Belge yer nu: COA BEO 727-544-60-1

Tarih: 23 Recep 1313 (M. 9 Ocak 1896)

Numara: 86

Konya Vilayeti Celilesine

Hamidabad sancağının Uluborlu kazasına tabi Uluköy’de defin-i hak-i ıtır-nak olan zaviyedarlığı uhdesinde bulunan ceddi Veli Baba Dergahına merbut Veli Baba Değirmeni Senirkent ahalisinden Mehmet Ali oğulları Hacı Mehmet ve Ali nam kimseler tarafından zapt edildiğinden bahisle men-i tecavüzleri istidasına dair Mehmet Takiyiddin Efendi tarafından verilip bittanzim Evkaf-ı Hümayun Nezareti celilesine ba-tezkire isra kılınan (gönderilen) arzuhal üzerine nezaret-i müşarünileyhce tedkikat-ı vakıa behiyyelerine tahrirat yazıldığı ifade-i vakıadan anlaşılmış olmagla ona göre muktezayı maslahat ba’de karar ifasına tavsiye ve iş’ar olduğu üzere mahallinde merciine müraca’atla mehakime ve murafalarının bi’l icra ber-vech-i hakkaniyet fasl-ı niza edilmesi hususuna himmet olunması siyakında şukka

Derkenar

Neticesini icab-ı keyfiyeti

havi vilayet

Evrak Müdüriyeti imzasıyla

 

Belge 7

Belge yer numarası: COA DH.İD 84-4-13

Tarih: 7 Receb 1320 (10 Ekim 1902)

Uluborlu Şer’i Mahkemesi tarafından verilen karar sureti

Uluborlu kazasının Senirkent nahiyesine merbut İlegüb karyesinde vaki Veli Baba Dergahı mütevellisi mekremetlü (müderrislik payesinin resmi unvanı, kerem sahibi) Mehmet Takiyüddin Efendi ile nahiye-i merkum sakinesinden Himmet oğulları Hacı Ali ve biraderleri meyanesinde mütehaddise değirmen davasına dair mahkeme-i şer’iye ve daire-i icrada mevcut olan işbu istidaya merbut ilamla diğer ilam ve evrak-ı saire nazar-ı im’ani alındı (dikkate alındı) şöyle ki mezkur değirmen hakkında mumaileyh Takiyüddin Efendi tarafından vuku’bulan dava ve müracaat üzerine mumaileyh Hacı Ali Efendi ve rüfekası gıyabında mahkeme-i mezkurede cereyan eden muhakeme neticesinde müddea (dava konusu olan) değirmenin vakfiyetine dair 8 Safer 1315 (9 Temmuz 1897) tarihli ve naib-i sabık Mehmet Sadık Efendi tarafından verilen işbu istidayı merbuta ilam-ı şer’inin 17 Rebiul evvel 1315 (16 Ağustos 1897) tarihinde fetvahane-i celileden 8 Zilkade 1315 (31 Mart 1898) tarihli meclis tedkikatı şer’iyeden ariyen? (ariyyeten? geçici) tasdik olunduğu ve icra-i mahkeme aleyhinde vuku’bulan itiraz alel-hüküm dava üzerine de niyabet (naiblik, vekillik) mezkurdan marr-üz zikr (yukarıda bahsedilmiş olan) ilam hükmünü münakız (aykırı, çelişkili) mebhus an değirmenin mülkiyetine dair 15 Receb 1315 (10 Aralık 1897) tarihinde bir kıta daha ilam-ı şer’i ita ve mahkeme-i aliye mumaileyh Takiyüddin Efendinin vuku-ı talep ve iddiası üzerine mezkur ikinci ilam makam-ı muallayı meşihat-ı hümayundan 20 Zilhicce 1315 (12 Mayıs 1898) tarihinde tasdik olunarak yine buraca birinci? şer’i rüyet ve fasl olmak üzere iade olunmuş ve makam-ı muallayı müşarünileyhanın 13 Mayıs 1317 (26 Mayıs 1901) tarih ve 286 numaralı şeref-vürud emirnamesinde muvacehe-i tarafeyn ile icab-ı şer’isini icra ve şayed  salifüzzikr değirmende mülkiyet iddiasında bulunanlar muhakeme-i vicahiyede (yüz yüze yapılan duruşma) hazır bulunmasına ve davet-i vaki’ye icabet etmezler ise Mecellenin bin sekiz yüz otuz altıncı maddesi mucebince muamele ifası emr ü irade buyrulduğu anlaşılıp binaenaleyh Mehmet Takiyüddin Efendi lehinde verilip adeta Meclis Tedkikat-ı Şer’iyeden tasdik buyrulan işbu istidaya merbut ilam zahrına naib-i sabık Hasan Tahsin Efendi tarafından yazılan 1 Muharrem 1320 (10 Nisan 1902) tarihli şerhde değirmenin mülkiyetini iddia eden Hacı Ali Efendi ve rüfekasının da’vet-i vakıaya adem-i icabatı gösteriyor ise de ilam-ı mezkure infaz ahkamına ber-muceb idare yeniden bir ilam ita etmesi lazımeden iken mezkur zahr-ı i’lama mu’teriz (itiraz eden) merkumunun adem-i icabetini derc itmesi zaten ikinci bir ilam suduruyla hükmü kalmamış ve alelhusus yeniden bi’l muvacehe icra-yı muhakemeleri lüzumu bab-ı mualla-yı meşihat-ı penahiden emr olunmakda bulunmuş olan bir davanın teferrua neden olan ilam-ı evvelin bir gune bir muhakeme-i sebk itmeksizin ve yeniden ilama rapt olmaksızın tenfiz ahkamı cihetine gitmek hem ahkam-ı şer’i şerife hem makam-ı muallayı meşihat penahinin balada münderiç emirnamesi ahkam-ı celilesine mugayir olacağından mu’teriz-i merkumun bil-muvafık icra olunacak muhakemede hazır amade bulunacaklarını ve bu babdaki vaki meşrualarını ba-istida ifade itmekte olduklarını binaen şu haller ilam-ı mezkurun davayı mezkureye karşı bir gune hükmü kuvveti kalmayıp ahkam-ı mündericesi dahi şer’en ve kanunen kabil-i icra olmayıp birinci şer’i davanın vicahen rü’yeti iktiza edeceği cihetle işbu mahalle şerh ve temhir-i (mühürlemek) işaret ve keyfiyet tarafeyne takdim kılındı 7 Receb 1320 (10 Ekim 1902)

Naib ü Reis Mahkeme-i Bidayet Uluborlu

Es-seyid Mehmet Said

İşbu suret aslına muvafık olduğu tasdik kılındı

15 Nisan 1320 (28 Nisan 1904)

 

Belge 8

Belge yer numarası: COA DH.MKT. 2808-99-1

Tarih: 17 Rebiul ahir 1327 / 25 Nisan 1325 (8 Mayıs 1909)

Huzur-ı Sami-i Hazreti Meşihatpenahiye

Maruz-ı Dai-yi Dirineleridir

Ba-berat-ı alişan mütevelli ve postnişini bulunduğum Isparta sancağı dahilinde Uluborlu kazası muzafatından İlegüb karyesinde kain Veli Baba Dergahı şerifinin müsakkafat-ı mevkufesinden Yassıviran karyesi dahilinde derununda bir taş Veli Baba Değirmeni demekle arif bir bab vakf-ı değirmene Senirkent nahiyesinden Himmet oğulları Hacı Mehmet ve Ali ve Mustafa Efendilerin vuku’bulan taaruz ve müdahaleleri üzerine Uluborlu kazası Mahkeme-i şer’iyesinde cereyan eden muhakeme neticesinde değirmenin canib-i vakfa teslimine ve müdahalat-ı fuzuliyanelerinin men’ine dair sadır olan ilam-ı şer’i fetvahaneye tasdik ve Meclis-i Tedkikat-ı şer’iyece de lede’t-tedkik nakid buyrularak canib-i icrasına hüküm-i vaki resmen icra ve değirmen 19 Nisan 1320 (2 Nisan 1904) tarihinde değirmenin canib-i vakfa teslim olunarak ma-rifet-i daiyanemle icar ve tasarruf edilmekte iken bu kere mütecavizin mumaileyh hod be hod cebren ve kahren değirmen-i mezkura tecavüz ve müsteciri (kiracısı) tard edilerek hukuk-ı vakfı izaaya cür’et eyledikleri gibi merkumların bir takım civarda bulunan Senirkent nahiyesi ahalisinden bazı eşirra sevk ederek hakkımızda bir takım müfteriyat ifa ederek hükümet-i celile vasıtasıyla dergah-ı şerifi abluka altına aldırarak tarif-i na-kabil harekat-ı bagıyane icra olunduğu istihbar kılındığından meclis-i hükümetçe dahi mumaileyhin tegallüb ve tasallut vaka’larına her nedense nazar-ı iğmaz ve müsamaha ile bakılmakta olduğundan satvet-i kahira-i  hükümet-i meşruta ve meşru’amızın mütecavizin mumaileyh iraesiyle pamal ve izaa edilen hukuk-ı mukaddese-i vakfın ahkamı buyrulması hakkında telgrafla mahalline tebligat-ı müessire icra ve Dahiliye Nezareti celilesine de iş’ar buyrulmasını istirham ederim. Ol-babda emr ü ferman hazreti menlehül emrindir.

17 Rebiul ahir 1327 / 25 Nisan 1325 (8 Mayıs 1909)

Irgat Pazarında Sinan Paşa Medresesinde mukim

Dergah-ı Şerif mezkur mütevellisi

Sadat-ı Hüseyniye’den Takiyüddin

 

Belge 9

Belge yer numarası: COA DH.MKT. 2808-99-2

Bab-ı Fetva Daire-i Meşihat-ı İslamiyye Mektub-ı Kalemi

Aded: 22

Tarih: 25 Nisan 1325 / 17 Rebiul-ahir 1327 (8 Mayıs 1909)

Dahiliye Nezareti Celilesi Canib-i Aliyesine

Maruz-ı Daileridir ki

Veli Baba Dergahı Vakfından Yassıviran karyesinde bir taş deveran eder değirmen Himmet oğullarının men’i müdahalesiyle canib-i vakfa teslim edilmişken merkumun müsteciri (kiracıyı) tard ile değirmeni cebren zapt etmiş ve bir takım kesan ile bil-ittifak kendi aleyhinde ta’diyat-ı kıyam eylemiş olduklarından bahisle icabı muamelenin icrasını müstedi’ vakf-ı mezkur postnişini mütevelli Takiyüddin Efendinin verdiği arzuhal leffen savb-ı vala-yı düsturilerine irsal kılınmakla ifayı muktezası babında emr ü irade hazreti menlehül emrindir. 25 Nisan 1325 / 17 Rebiul-ahir 1327 (8 Mayıs 1909)

 

Belge 10

Belge yer numarası: COA DH.MKT. 2808-99-5

Dahiliye Mektub-ı Kalemi

Aded: 22/27

Tarih: 28 Nisan 1325 (11 Mayıs 1909)

Konya Vilayetine

Veli Baba Vakfının Uluborlu kazasının Yassıviran karyesindeki değirmeni Himmet oğulları cebren zapt ile taaddiyatta (saldırı, zulüm) bulundukları mütevellisi tarafından beyan olunan haklarında inde’l icab muamele-i kanuniye ifasıyla neticesinin inbası

 

Belge 11

Belge yer numarası: DH.MKT. 2825-37

Dahiliye Mektub-ı Kalemi

Tarih: 9 Cemaziyel-evvel 1327 / 16 Mayıs 1325 (29 Mayıs 1909)

Konya Vilayeti Celilesine

Uluborlu kazasının Yassıviran karyesinde mütevellisi bulunduğu Veli Baba değirmenine tecavüz ve ta’addi (saldırma, haksızlık) Senirkent nahiyesi ahalisinden Mehmet Ali Efendi oğulları Mustafa ve Mehmet ve Ali namındaki şahıslar refakatlerine aldıkları diğer bir takım eşhas ile birlikte Nisanın on üçüncü (26 Nisan 1909) günü İlegüb karyesinde postnişini bulunan Veli Baba Dergahı ve zaviyesini basıp ailesini tehdit ve tahrik ve kendisinin orada zannıyla halkı katline teşvik eyledikleri ve şer muamelata karşı hükümetçe bir tedbir ittihaz olunmadığı beyanıyla muhafaza-i hukuk istidasına dair mezkur dergah mütevellisi ve postnişini Takiyüddin imzasıyla verilen arzuhal leffen irsal kılındığından ve münderecatı calib-i dikkat olduğundan tahkikat-ı lazime icrasıyla şikayet-i vakıanın sübut-ı sıhhati halinde mütecasirin (cesaret edenlerin) derdest ettirilerek haklarında muamele-i kanuniye icra edilmek üzere cihet-i adliyeye teslimleriyle neticesinin inbası babında

 

Belge 12

Belge yer numarası: COA DH.İD 84-4-5

Dahiliye Nezareti Muhaberat-ı Umumiye Dairesi

Tarih: 11 Nisan 1327 (24 Nisan 1911)

Evrak Numara: 92

Evkaf-ı Hümayun Nezaret-i Celilesine

Hülasa: Veli Baba Dergahına mevkuf değirmen hakkında melfuf 3

7 Kanun-ı sani 1326 (20 Ocak 1911) tarihli 12022 / 71 numaralı tezkereye ait nezaret-i hümayuna cevaptır. Uluborlu kazasının İlegüb karyesinde medfun e’izze-i kiramdan Veli Baba Dergahına mevkuf olan değirmene fuzulen (zorla) vuku’bulan müdahalenin men’i hakkında sebk eden tebliğe cevaben Konya vilayetinden gelen 4 Nisan 1327 (17 Nisan 1911) tarihli tahrirat melfufatiyle ma’n (birlikte) sub devletlerine tesyar kılınmış (gönderilmiş) olub

 

Belge 13

Belge yer numarası: COA DH.İD 84-4-3

Nezaret-i Evkaf-ı Hümayun Hukuk Müşavirliği

Umumi numara: 20052

Hususi Numara 37

Tarih: 25 Cemaziyel-evvel 1329 / 11 Mayıs 1327 (24 Mayıs 1911)

Dahiliye Nezareti Celilesine

Hülasa: Uluborlu kazasının İlegüb karyesinde kain Veli Baba Dergahına mevkuf değirmen hakkında melfuf

Nazır Beyefendi Hazretleri

Muhaberat-ı Umumiye Üçüncü Şubesi ifadesiyle varid olan 12 Nisan 1327 (25 Nisan 1911) tarih ve otuz yedi bin sekiz yüz yetmiş umum ve on hususi numaralı tezkere-i aliye nezaret penahiye cevaptır

Uluborlu kazasının İlegüb karyesinde medfun e’izze-i kiramdan Veli Baba Dergahı Postnişini Takiyüddin Efendinin aziz-i müşarünileyh olmadığı ve bu babda şimdiye kadar gerek babası gerekse ecdadı tarafından tevliyet iddiası sebk etmediği ve değirmenin dergaha cihet-i taalluku olmayıp (ilişki yönü olmayıp) Ramazan ve oğullarının milki sarihi (açıkça mülkleri) olduğu evrak-ı mürsele (gönderilmiş evrak) miyanında bulunan kaza-i mezkur meclis idaresi mazbatasında beyan ve hikaye edilmekte ise de Isparta’da Veli Baba Vakfının zaviyedarlığı dokuz yüz kırk sekiz (1541/1542) ve bin elli üç (1643/1644) ve bin elli yedi (1647/1648) tarihlerinde sadır olan feramin (fermanlar) ile müsted’i-yi (dilekçe veren) mumaileyh Takiyüddin efendinin ecdadı tarafından idare olunduğu ve bin yirmi sekiz (1618-1619) tarihinde ecdadından (..) oğlu Seyyid Şeyh bin (..) ibn-i seyyid Mehmet Taki? Efendiye müceddiden beratı verilerek ondan sonra müteselsilen 15 Safer 1312 (18 Ağustos 1894) tarihinde mumaileyh Mehmet Takiyüddin Efendiye ber-muceb ilam tevcih olunmakla cihet-i idaresine muhrec (özetlenmiş) kayıtta gösterilmiş 29 Receb 1313 (15 Ocak 1896) tarihinde mahkeme-i evkaftan sadır olup müsted’i Takiyüddin Efendi tarafından suret-i idare olunmasına ilam-ı şer’iye nazaran kendisinin Veli Baba sülalesinden olduğu bir tevcih-i şer’i tahakkuk etmiş ve i’lamat-ı sadıra ile feramin-i aliye kuyudat-ı resmiyeye karşı kaza-i mezkur meclis idaresinin mürurat-ı mücerredesini haiz hükmü ve tesir olacağını tabii bulunmuş olduğuna iş’arı sabık veçhile ifayı muktezası hususu maruzu himem-i aliye-i nezareti penahileri temennisiyle teebüd-ü ihtiram olunur efendim hazretleri 25 Cemaziyel-evvel 1329 / 11 Mayıs 1327 (24 Mayıs 1911)

Evkaf Nazırı Başmuavini

 

Belge 14

Belge yer numarası: COA DH.İD 84-4-1

Dahiliye Nezareti Muhaberat-ı Umumiye Dairesi

Tarih: 14 Mayıs 1327 (27 Mayıs 1911)

Evrak numarası: 37

Konya Vilayeti Celilesine

4 Nisan 1327 (17 Nisan 1911) tarihli 58 numaralı tahrirat-ı behiyelerine cevaptır. Uluborlu kazasının İlegüb karyesinde medfun Veli Baba Dergahına mevkuf değirmene vuku’bulan tecavüz hakkındaki iş’ar-ı valaları veçhile sebk eden tebliğe nazaran Evkaf-ı Hümayun Nezareti Celilesinden varid olan tezkerenin sureti leffen suy-ı saadetlerine tesyar kılınmış olmakla münderecatına nazaran ifa-yı muamele buyrulması babında

Veli Baba Dergahına mevkuf değirmen hakkında melfuf 1

 

Belge 15

Belge yer numarası: COA DH.İD 84-4-7

Dahiliye Nezareti Muhaberat-ı Umumiye Dairesi

Tarih 28 Haziran 1327 (11 Temmuz 1911)

Konya Vilayeti Behiyesine

15 Mayıs 1327 (28 Mayıs 1911) tarihli ve 151 numaralı tahrirata zeyldir.

Uluborlu kazasına merbut İlegüb karyesinde medfun e’izze-i kiramdan Veli Baba Dergahına mevkuf olan değirmene vuku’bulan tecavüzden dolayı icra kılınan muamelat ve muhaberat intacı bu kere de bil-müracaa talep ve istida kılınacağı iş’ar-ı sabık veçhile iktizasının tesri ifa ve inbası mütemennadır ol-babda

 

Belge 16

Belge yer numarası: COA DH.İD 84-4-9

Dahiliye Nezareti Muhaberat-ı Umumiye Dairesi

Tarih: 20 Haziran? 1328 (3 Temmuz 1912)

Konya Vilayeti Behiyesine

10 Mayıs 1327 (23 Mayıs 1911) tarihli ve 151 numaralı tahrirata zeyldir

Uluborlu kazasına merbut İlegüb karyesinde medfun e’izze-i kiramdan Veli Baba Dergahına mevkuf olan değirmene vuku’bulan tecavüzden dolayı icra kılınan muamelat ve muhaberat intacı alakadaran tarafından her bar nezarete müracaatla taleb ve istida kılınmakta olduğundan muamele-i iş’arı sabıka veçhile tesri’ ifa ve inbası mütemennadır ol-babda

 

Belge 17

Belge yer numarası: COA DH.İD 84-4-14

Konya Vilayeti Tahrirat Kalemi

Numara: 257

Tarih: 10 Şaban 1330 / 11 Temmuz 1328 (24 Temmuz 1912)

Dahiliye Nezareti Celilesine

Nazır Beyefendi Hazretlerine

Muhaberatı Umumiye Dairesi üçüncü şubesinden muharrer 1 Temmuz 1328 (14 Temmuz 1912) tarihli ve iki yüz seksen dokuz hususi numaralı tahrirat-ı aliye nezareti celilerinin iş’ar buyrulan Uluborlu kazasına merbut İlegüb karyesinde medfun e’izze-i kiramdan Veli Baba Dergahına mevkuf değirmen hakkında Isparta mutasarrıflığına evvel ve ahir icra kılınan tebligat henüz neticelendirilmemiştir. Keyfiyet bu suretle sürüncemede bırakılarak her bar müracaat ve şikayete meydan verilmesi caiz olamayacağından iş’arat-ı sabıkaya nazaran iktizasının ifa ve inbası lüzumu bu kere de tekiden mutasarrıflığa tebliğ kılınmıştır. Neticesi arz ve iş’ar olunacaktır efendim hazretleri 10 Şaban 1330 / 11 Temmuz 1328 (24 Temmuz 1912)

Konya Valisi

 

Belge 18

Belge yer numarası: COA DH.İD 84-4-16

Tarih: 4 Ramazan 1330 / 4 Ağustos 1328 (17 Ağustos 1912)

Isparta Sancağı Mutasarrıflığı Canib-i Aliyesine

Numara: 74

Uluborlu kazasının İlegüb karyesinde medfun e’izze-i kiramdan Veli Baba Dergahına mevkuf değirmene vuku’bulan tecavüzden dolayı icra kılınan muamelat ve muhaberatın inbası Dahiliye Nezaretinin iş’arına atfen şeref-varid olan 14 Temmuz 1327 (27 Temmuz 1911) tarihli ve elli dokuz numaralı tahriratı aliye daverileri üzerine sebk eden iş’ara cevaben şeref-mevrud 24 Temmuz 1328 (6 Ağustos 1912) tarihli telgraf-name-i mutasarrıf-ı ekremilerinde verilmiş cevap kafi olmadığından 11 Temmuz 1327 (24 Temmuz 1911) tarihli ve elli beş numaralı tahrirat ve melfufu veçhile tahkikatın icra ve cevab-ı sarihinin ba-mazbata inbası emr ü iş’ar buyrulmasıyla izahen böylesinin fukara-i ecdadımıza göre Yassıviran hududu dahilinde bin kırk yedi (1637/1638) tarihinde tevliyet ve zaviyedarlık içün vakf-ı evkafdan? Veli Baba Dergahına izafetle Veli Baba değirmeni yad edilen değirmenin mürur-ı eyyam ile (zamanla) münderis (harabe, izi silinmiş) olduğu ve arsası sahipleri tarafından satıldığı ve mebhus arsa kırk sene kadar arsa olarak maliklerince tasarruf olunduğu ve sonradan mülk olarak değirmen inşa edildiği ve inşa olunan değirmenin vakfiyetine dair bir muamele olmadığı ve binaenaleyh mebhus meşruhat pusulasında Yassıviran hududunda vakf edildiği gösterilmiş değirmenin mevcut olmadığı Himmet oğulları tarafından ibraz olunub suret-i musaddakları melfuf ferman-ı ali ve fetva-yı şerif ve temellüke dair olan muvakkat ilmühaber münderecatlarından ve haricen icra evkaf tahkikatından müsteban olmuş ve bu babda cereyan eden muamele ve mahkeme hakkında vuku’bulan istihzara cevaben naib-i esbak Hüseyin Hüsnü Efendi zamanında 12 Safer 1322 (28 Nisan 1904) tarihli ve dört numara ile muktezi ilamın sadır olduğu mahkeme-i şer’iye kaleminden ve Senirkent nahiyesinden Himmet oğlu Hacı Ali ve rüfekasıyla Takiyüddin Efendi beyninde mahkeme-i şer’iyede cereyan eden muhakemat-ı müteaddide neticesinde sadır olan 8 Haziran 1315 (20 Haziran 1899) tarihli ilam-ı inayi ba emr-i ali-i hazreti meşihatı hümayunun mahalli tedkikat şer’iyece tedkik olunmuş irade-i meşihatpenahi mucebince ilam-ı mezkur maa-tahşiye? daire-i icraya tevdi’ kılınmış ise de görülen lüzum üzerine tekrar Adliye Nezareti celilesiyle makam-ı meşihat penahice icra olunan muhaberede muamele-i şer’iye davayı mezkureye faysal (kesin karar) vermiş olduğu cihetle muktezi ilamı mucebince icabı maslahatın icrası lüzumu Hamidabad Mudde-i Umumi Muavinliğinden 26 Kanun-ı evvel 1321 (8 Ocak 1906) tarihli ve yüz kırk beş numaralı tahriratında emir ve tebliğ buyrulduğu cihetle Daire-i icraca mezkur değirmen mumaileyh Takiyüddin Efendiye 7 Kanun-ı sani 1320 (20 Ocak 1905) tarihinde teslim olunduğu mahkeme-i bidayet kaleminden yazılan derkenarlardan anlaşılmıştır. Tahkikat ve tedkikat-ı idareye bir kere vakf-ı değirmenin münderis olduğu ve mevzu’bahs olan değirmenin Himmet oğullarının a’ba an cedd-i mülkün sahipleri bulunduğu anlaşılmış mahkeme-i şer’iyece cereyan eden muhakeme hakkında bir şey denemeyeceği tabii olup ma’a-haza (bununla birlikte, ne var ki, ancak) Uluborlu Bidayet Mahkemesi reisi esbakı Mehmet Said Efendi zamanında bu babda Efendi-yi mumaileyh tarafından verilmiş karar sureti calib-i nazar-ı dikkat edilmesine ve maruzat-ı anifeye (az önce geçen) nazaran bunun idare-i suret ve keyfiyet hal ve men’i hakkında olacak muamelede tereddüt olacağı cihetle muktezayı ma’delet olacak muamelenin emir iş’arı arz ve istirham olunur ol-babda

4 Ramazan 1330 / 4 Ağustos 1328 (17 Ağustos 1912)

Uluborlu Kaymakamı             Reis                 Müftü             Vekil-i Ruhani            Mal Mü                      

Katib-i Tahrirat           Aza                 Aza

Mutasarıf Beyefendiye takdim olunmak üzere

Tahrirat Müdüriyetine

 

Belge 19

Belge yer numarası: COA DH.İD 84-4-17

Konya Vilayeti

Numara: 310

Tarih: 22 Ramazan 1330 / 22 Ağustos 1328 (4 Eylül 1912)

Dahiliye Nezareti Celilesine

Devletlü Efendim Hazretleri

Uluborlu kazasının İlegüb karyesinde medfun e’izze-i kiramdan Veli Baba Dergahına mevkuf değirmen hakkındaki muhaberatın intacı alakadaran tarafından her bar müracaatla istida kılınmakta olduğundan muktezasının sür’at-i ifa ve inbası Muhaberat-ı Umumiye Dairesi üçüncü şubesinden muharrer 1 Temmuz 1328 (14 Temmuz 1912) tarihli ve iki yüz seksen dokuz umum numaralı tahrirat-ı aliye nezareti celilelerinde tekiden iş’ar buyrulmasına binaen bu babda sebk eden tebligata cevaben bu kere Isparta Mutasarrıflığından alınan tahriratta mezkur değirmen hakkında kaza-i mezkur meclis idaresinden gelen mazbata ile melfufatı evrak-ı resmiye müdüriyetinin gönderildiği ve evrak-ı mezkureye nazaran (işgal ve tacizden geri durmayan) Takiyüddin Efendinin haksızlığı anlaşılmakta bulunduğu iş’ar ve mazbata-yı mezkurenin ihraç ettirilmiş sureti evrak-ı sairesiyle beraber leffen takdim ve tesyar kılınmış olmakla ol-babda emr ü ferman hazreti menlehül emrindir 22 Ramazan 1330 / 22 Ağustos 1328 (4 Eylül 1912)

Konya Vali Vekili

Naib

 

Belge 20

Belge nu: COA DH.İ.UM 21-35-1

Dahiliye Nezareti İdare-i Umumiye

Evrak Umumi Numarası: 114

Kalem numarası: 1223

Tarihi: 8 Mart 331 (21 Mart 1915)

Konya Vilayeti Aliyesine

Uluborlu kazasına tabi İlegüp karyesinde kain bulunup post nişin zaviyadarı bulunduğu Veli Baba dergahı ve kazanın Yassıviran sınırı dahilinde bulunan değirmene bir takım kimseler tarafından müdahale vaki olmakta bulunduğundan bahisle istida-yı ma’deleti mutazammın Mehmet Takıyiddin Efendi tarafından takdim olunan arzuhal üzerine Şura-yı Devlet mülkiye ve maarif dairesi kararıyla ba buyuruldu-i sami tebliğ olunduğundan mucebince ifa-yı muktezası babında

Derkenar yazısı:

Bu babdaki iddianın emval-i gayr-i menkule tasarrufundan münbais ihtilafın halline mütedair olan talimatname ahkamına tevfikan bi’t-tahkik halli.

 

Belge 21

Belge nu: COA DH.İ.UM 21-35-3

Şurayı Devlet Mülkiye ve Maarif Dairesinin 105 numaralı mazbatasının suretidir

Başsadaret

Umur-ı İdariye Kalemi

Nu: 326202/114

Tarih: 31 Mart 1331 / 28 Cemaziyel-evvel 1333 (13 Nisan 1915)

Konya Vilayeti dahilinde Uluborlu kazasına tabi İlegüp karyesinde kain olup post nişin ve zaviyedarı bulunduğu Veli Baba Dergahının şehri (aylık) beş yüz guruş taamiyesi (yemek parası) üç yüz yirmi dört (1908) senesi Ağustosundan beri tediye olunmadığı (ödenmediği) ve mahsus İlegüp karyesi aşar ve rüsumunun bi’t-tahmis bedele rabtı muamelesi elan icra edilmediği gibi vakfın Yassıviran sınırı dahilinde bulunan değirmenine dahi bir takım kimseler tarafından müdahale vaki olmakta bulunduğundan bahisle istida-yı ma’deleti mutazammın Mehmet Takiyüddin Efendi tarafından bi’t-takdim şurayı devlete havale buyrulan arzuhalin tevdii üzerine Maliye Nezaretinden yazılan 14 Kanun-ı Evvel 330 (27 Aralık 1914) tarihli tezkereye binaen Evkaf Hümayun-ı Nezaretinden varid olan 5 Kanun-ı Sani 330 (18 Ocak 1915) tarih ve 77166/28 numaralı tezkere ve teferruatı Mülkiye ve Maarif Dairesinden kıraat olundu.

Maliye Nezaretinin tezkeresinde vakf-ı mezburun meşrut İlegüp karyesinin alelusul (usul gereğince) bedeli rabtı içün bir kıta tahmis cedvelinin bittanzim irsaline dair 2 Haziran 330 (15 Ağustos 1914) tarihinde Konya Defterdarlığına tebligat icra edilmiş olmasıyla cevab-ı virudunda muamale-i lazimesi ifa edileceği ve dergaha ait beş bin dört yüz guruş taamiyenin de üç yüz yirmi altı senesinden itibaren tahsisatı cüz’iye meyanında Evkaf Nezaretine ita kılınmakta olduğu beyan ve Evkaf Nezaretinin tezkeresinden dahi bin üç yüz yirmi altı senesinden itibaren hazine-i maliyeden müdevver Isparta sancağı dergah ta’amiyesi meyanında Veli Baba Dergahı içün beş bin dört yüz guruş dahil bulunduğu işar edilmiştir. İcabı ledette’emmül (düşünüldüğü zaman) Maliye Nezaretinden tahsisatı cüziye meyanında Evkaf Nezaretine ita kılınmakta olduğu beyan ve Evkaf Nezaretince de tasdik olunan beş bin dört yüz guruş ta’amiyenin müterakimin def’aten ve bade ezin işleyeceklerinin de vakti zamanıyla usul-ü dairesinde tevdii ve itasında Evkaf-ı Hümayuna ve bi’t-takdim irsali Konya Vilayeti Defterdarlığına 2 Haziran 1330 (15 Ağustos 1914) tarihinde yazıldığı bildirilen tahsis cedveli bir an evvel getirtilerek alelusul bedele raptı muamelesinin tesri’inin (süratlendirilmesi) maliye değirmen hakkındaki iddiasının dahi emvali gayr-i menkulenin tasarrufundan münbais ihtilafın halline mütedair olan talimatname ahkamına teffikan bi’t-tahkik halli hususunda Konya vilayeti tebliğinin dahi dahiliye nezaretlerine hususen tezekkür kılındı olbabda emrü ferman hazreti menlehül emrindir.

26 Cemaziyelevvel 1333 / 29 Mart 1331 (11 Nisan 1915) mukabele olunmuştur.

İmza mühür

Şurayı Devlet Mülkiye ve Maarif Dairesinin sureti balada muharrer mazbatası mucebince Evkaf-ı Hümayun Nezareti ve Maliye Nezareti Vekalet-i celilerine tebligat icra olunmakla Dahiliye Nezareti celilesinden de ifa-yı muktezasına himmet buyurulmak.

31 Mart 1331 / 28 Cemaziyelevvel 1333 (13 Nisan 1915)

İmza

 

KAYNAKLAR

 

– Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivi: BEO 362-27137-2, BEO 598-44784-1, BEO 598-44784-3, BEO 615-46083-1, BEO 727-544-60-1,

DH.İD 84-4-1, DH.İD 84-4-3, DH.İD 84-4-5, DH.İD 84-4-7, DH.İD 84-4-9, DH.İD 84-4-13, DH.İD 84-4-14, DH.İD 84-4-16, DH.İD 84-4-17, DH.İ.UM 21-35-1, DH.İ.UM 21-35-3

DH.MKT 420-10, DH.MKT. 2808-99-1, DH.MKT. 2808-99-2, DH.MKT. 2808-99-5, DH.MKT. 2825-37

Hanilçe, Murat (2021), Veli Baba Menakıbnamesi 1.c. Isparta: Seyyit Veli Baba Sultan Kültür ve Turizm Derneği

 Kıyıcı, Mahmut, Ispartalı ve Isparta’ya Hizmet Etmiş Olan Büyük Adamlar, Isparta: Göltaş

– Ürekli, Bayram ve Ali Baş (1994-1995), “Veli Baba ve Senirkent Uluğbey’deki  Manzumesi”, Selçuk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Edebiyat Dergisi, sayı: 9-10.

 

Dr. İbrahim KARAER

e-mail: [email protected]

 

 

 

 

Yorum bulunmamaktadır.
Konu: VELİ BABA DEĞİRMENİ HAKKINDA BELGELER (1894-1915)

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

‘Ortak Değerimiz Atatürk’ bildirisine destek ver

Millî ve manevi değerlerimize, başta Atatürk olmak üzere Türk büyüklerine, her türlü tarihî mirasımıza yönelik saldırılar nereden, kimden ve

Ortak Değerimiz Atatürk

ATATÜRK! TÜRK MİLLETİ SANA MİNNETTARDIR

Her millet, sahip olduğu değerlerle geleceğini inşa eder. Geleceğin harcı olan değerlerine sahip çıkan milletler, geçmişten ders çıkararak, gelecekte aynı hataların tekrar edilmemesi için millî bir hafıza oluşturur. Bu hafızanın en önemli değeri, Millî Mücadele’nin lideri ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e periyodik olarak uzun zamandır yapılan saldırılarla karşı karşıyayız. Bunların sonuncusu geçtiğimiz günlerde Ayasofya’da hem protokolün hem de milletimizin gözü önünde gerçekleşmiştir.

Bilindiği gibi bir esaret belgesi olan Sevr Antlaşması’nı tarihin çöplüğüne atan Mustafa Kemal Atatürk, bir savaş ve diplomasi kahramanı olarak, Fatih’in emaneti İstanbul’umuzu, başta Ayasofya olmak üzere, camileri ve tarihî eserleriyle yeniden milletimize kazandırmıştır. Yine Trakya ve Batı Anadolu’yu Yunanistan; Doğu Anadolu’yu da Ermenistan olmaktan kurtarmış, ezanımızı susturmamış, Misak-ı millî sınırları içinde Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuştur.

Mustafa Kemal Atatürk, 3 Mart 1924’te, halkı aydınlatma, İslam’ın Kur’an’a göre yaşanmasını sağlama, ibadet ve ahlak esaslarıyla ilgili işleri yürütme, ibadet yerlerini yönetme görevlerini yerine getirmek üzere Diyanet İşleri Başkanlığını kurmuştur. Ayrıca Kur’an’ın tefsiri görevi Atatürk tarafından Elmalılı Hamdi Yazır’a verilmiş ve “Hak Dini Kur’an Dili” böylece ortaya çıkmıştır. Kur’an’ın Türkçe tefsiriyle Türkler, dinini öz kaynağından, kendi dillerinden okumaya ve öğrenmeye başlamışlardır.

Hâl böyleyken son yıllarda Millî Mücadele’mizin millî ve manevi mimarı Mustafa Kemal Atatürk, maalesef periyodik saldırılara maruz kalmaktadır. Bir millete sinsice düşmanlık etmenin yollarından biri, o milletin kahramanlarını itibarsızlaştırmaktır. Bunun en kolay yolu ise dinimizi kirli emellerine alet etmektir.

Son olarak Ayasofya’daki icazet töreninde bir imam Ayasofya’yı kastederek; anlatım bozukluklarıyla dolu “…Bu ve bu gibi mabetlerin mabet olarak kalması için inşa edilmiştir. Öyle bir zaman geldi ki bir asır gibi bir zaman içinde ezan ve namaz yasaklandı ve müze hâline çevrildi. Bunlardan daha zalim ve kâfir kim olabilir!… Yarabb’i bir daha bu zihniyetin bu milletin başına gelmesini mukadder buyurma!” gibi suç oluşturan ifadeler kullanmış ve haklı olarak bu söylem halkımızda büyük bir infiale yol açmıştır.

Atatürk, emperyalizmin ve yerli işbirlikçilerinin planlarını bozan bir lider olup Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, ülkemizin en başta gelen birleştirici ve bütünleştirici unsurudur. Mustafa Kemal Atatürk’e üstü kapalı yapılan bu saldırı aslında onun silah arkadaşlarına, Türk milletinin birlik ve beraberliği ile Cumhuriyet’imize yöneliktir. Atatürk’e yapılan ve yapılacak olan saldırıların nihai hedefi Türk milletidir, Türk devletidir. Bu bakımdan bu ve benzeri saldırıların hedefinin Türk devleti ve milleti olduğu konusunda halkımızı uyarmayı, vatanını ve milletini seven bir grup olarak görev addederiz.

Hedeflerine ulaşmak için geçmişte de bazı cahil kimseleri kullananlar, bugün de aynı yöntemlerle hareket etmektedir. Bu son saldırının kaynağının da aynı güçler olduğu şüphesizdir. Millî ve manevi değerlerimize, başta Atatürk olmak üzere Türk büyüklerine, her türlü tarihî mirasımıza yönelik saldırılar nereden, kimden ve nasıl gelirse gelsin, millî birliğimizi asla bozamayacaktır. Aşağıda imzaları bulunan DTCF Birlik üyeleri ve Türk aydınları olarak bu çirkin ve kötü niyetli ifadeleri şiddetle kınıyor ve reddediyoruz.

DTCF Birlik Üyeleri

**İmza: **

Bildiriyi paylaşarak destek verebilirsiniz:

 

En çok beğenilenler

Giriş

Welcome to Typer

Brief and amiable onboarding is the first thing a new user sees in the theme.
Join Typer
Registration is closed.