Dr. İbrahim KARAER

 

NOT: Kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz.

Bu yazımızda, Isparta ili Senirkent ilçesi Uluğbey köyünde bulunan Veli Baba Dergahı Mütevelli ve Postnişinlerinden Seyyid Musa Kazım Efendi ile ilgili Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivinden tespit ettiğimiz belgeleri yorumlamaya çalışacağız. Belgelerden iki tanesi Veli Baba Dergahı Mütevelli ve Postnişini Seyyid Hüseyin Babanın vefatıyla onun yerine tevliyet ve zaviyedarlığın oğlu Seyyid Musa Kazım Efendiye tevcihiyle ilgilidir. Diğer dört belge, Uluğbey köyü gelirlerinin Veli Baba Zaviyesine tahsisi hakkındadır. Menakıpnamede Seyyid Musa Kazım Efendiden, Seyyid Musa Kazım Çelebi olarak bahsedilmektedir. Seyyid Musa Kazım Efendinin mütevelli atanmasından sonra başlatılan Uluğbey köyü gelirlerinin Veli Baba Zaviyesine tahsisi ile ilgili hukuk mücadelesi otuz yıl sürmüş, oğlu Seyyid Mehmet Takiyüddin Efendinin zaviyedarlığı zamanında 1913 yılında dergahın lehine sonuçlanmıştır.

Veli Baba Dergahı Mütevelli ve Postnişini Seyyid Hüseyin Babanın vefatıyla yerine oğlu Seyyid Musa Kazım Efendiye tevliyet ve zaviyedarlığın tevcihi için 1870 yılında yazışmalar başlamış; ancak dergah hesaplarının incelendiğine dair kayıtların eksik olmasından dolayı işlemler uzamıştır. Bir numaralı belge üzerinde Musa Kazım Efendinin mütevelli olarak atanması hakkında beş yazışma mevcuttur. 25 Mart 1871 tarihli yazıda; Seyyid Hüseyin Babanın vefatıyla oğlu Musa Kazım Efendinin bir dilekçe ile Veli Baba Zaviyesi Vakfının tevliyet ve zaviyedarlık cihetlerinin uhdesine tevcihini talep ettiği; ancak vakfiye ve vakıf hesaplarının incelediğine dair bir kayıt bulunamadığından bahisle zaviyenin mevcut ve mamur olup olmadığı, gelip geçenlere yemek ikramında bulunulup bulunulmadığı, tevhid ve ayin zikri yapılıp yapılmadığı, sicilde kayıtlı vakfiyesinin olup olmadığı, tevliyet için vakıfiye şartlarının ne olduğu sorulmuş ve 1870 yılı sonuna kadar hesapların incelendiğine dair kayıtlarla birlikte vakfiyenin Cihat İdaresine gönderilmesi istenmiştir (COA EV.MKT 573).

Musa Kazım Efendi 19 Mart 1871 tarihli Evkaf-ı Hümayun Nezaretine verdiği dilekçesinde; 27 Eylül 1870 tarihinde vilayetten istenilen belgeleri teslim etmesine rağmen, bunların Evkaf-ı Hümayun Nezaretine gönderilmemiş olmasından dolayı, işinden kaldığını ve bir takım masrafa girdiğini; lütfen merhameten vilayetten gelecek cevabın bir an öce sonuçlandırılmasını talep etmiştir.  Evkaf-ı Hümayun Nezaretinin 16 Nisan 1871 tarihli yazısında; Cihat Kaleminden, 25 Kasım 1870 tarihinde Konya Vilayeti Teke Evkaf Müdürlüğüne yazılan yazıya henüz cevap alınamadığı belirtilmiştir COA EV.MKT 573).

İki numaralı belgeden Musa Kazım Efendiye tevliyet ve zaviyedarlığın tevcihi ile ilgili yazışmaların 1871 yılının Nisan ve Mayıs aylarında da devam ettiği görülmektedir (COA EV.MKT 573). Ancak Musa Kazım Efendiye Veli Baba Zaviyesi Vakfı tevliyet ve zaviyedarlığının tevcihine dair berat arşiv belgeleri arasında mevcut değildir. Veli Baba Menakıpnamesinde, Seyyid Musa Kazım Çelebi’nin uhdesine 20 Recep 1288 (5 Ekim 1871) tarihinde tevliyet ve zaviyedarlık cihetleri tevcih ve yedine iki kıta berat-ı alişan ita ve ihsan olunduğu belirtilmiştir (Veli Baba Menakıpnamesi, 2021: 391). Veli Baba Zaviyesi tevliyet ve zaviyedarlığının Musa Kazım Efendi uhdesine tevcihi işlemlerinin bir yıldan fazla sürdüğü anlaşılmaktadır.

Evkaf-ı Hümayun Nezareti evrakı arasında kayıtlı bulunan 21 Mayıs 1873 tarihli müzekkerede; Veli Baba Zaviyesi Mütevelli ve Postnişini Seyyid Musa Kazım Efendinin Evkaf-ı Hümayun Nezaretine dilekçe ile müracaat ederek Uluğbey köyü gelirlerinin kendisine verilmesini talep ettiği belirtilmiştir. Bunun üzerine, durum Hamid sancağına sorulmuş; Hamid Sancağı İdare Meclisinden gönderilen mazbatada, İlegüb köyü a’şarının yüz seneden beri miri a’şarı arasında olduğu; İlegüb köyü gelirleri önceden Veli Baba Zaviyesi Vakfına tahsis edilmiş ise de, 1068 (1658)’de kılıç tımarı olduğu için tekrar tımara tashih olunduğu ve adı geçen vakfın Uluğbey köyü gelirlerinde hakkının olmadığı ifade edilmiştir (Belge-3 COA EV.MH 1642). 

Evkaf-ı Hümayun Nezaretinin 4 Haziran 1873 tarihli yazısı, Hamid sancağında Uluborlu kazası İlegüb köyü gelirinin Veli Baba Zaviyesi Vakfına tahsis edilip edilemeyeceğine dair 6 Rebiul-evvel sene 1290 (4 Mayıs 1873) tarihli ve otuz sekiz numaralı Seraskeriden alınan yazıya cevaptır. Söz konusu yazıda, yapılan inceleme neticesinde Veli Baba Zaviyesinin İlegüb köyü a’şarında hakkı olmadığının anlaşıldığı belirtilmiştir (Belge-4 COA EV.MKT 678).

Evkaf-ı Hümayun Nezaretinden Hamid Mutasarrıflığıyla Evkaf Muhasebeciliğine yazılan 10 Ocak 1873 tarihli yazı; Veli Baba Değirmeni hasılatı ile Uluğbey köyü gelirlerinin Veli Baba Zaviyesine tahsisi ile ilgili Mütevelli ve Zaviyedar Musa Kazım Efendinin dilekçesi hakkındadır. Söz konusu yazıdan, Veli Baba Dergahı Zaviyedarı ve Postnişini Musa Kazım Efendinin İlegüb köyü a’şarı ile vakfa ait değirmen gelirinin tahsil olunarak kendisine verilmesi için yeni bir dilekçe verdiği anlaşılıyor. Söz konusu yazıda 1227 (1812) yılı Şaban ayı sonlarında padişah emri ile İlegüb köyü a’şarı ve rüsumunun Veli Baba Zaviyesine tahsis olunduğu; zaviyedarın İlegüb köyü a’şarı ile değirmen hasılatını alamadığının doğru olup olmadığı, bu gelirlerin kimlerin elinde olduğu, adı geçen zaviyenin mevcut olup olmadığı, gelip geçenlere yemek ikramında bulunulup bulunulmadığının etraflıca araştırılarak bilgi verilmesi istenmiştir (Belge-5 COA EV.MKT 657).

Seyyid Musa Kazım Efendinin zaviyedarlığının son dönemlerinde Veli Baba Dergahına padişah emri ile 500 guruş ta’amiye tahsis olunmuştur. Veli Baba Zaviyesine ta’amiye tahsisi talebiyle ilgili yazışmalarda Musa Kazım Efendinin imzası yoktur. İstanbul’da bulunan büyük oğlu Bayezid Dersiamlarından Seyyid Mehmet Takiyüddin Efendinin, bu konuda babası adına girişimde bulunduğu anlaşılıyor. Takiyüddin Efendi 20 Kasım 1893 tarihinde Defteri Hakani Nezaretine dilekçe ile müracaat ederek 19 Ramazan 1053 (1 Aralık 1643) tarihinde 4.084 akçe geliri olan İlegüb köyü ile Çaylak adlı mahalde bulunan harmanın Veli Baba Dergahına vakıf edildiğini ancak padişah fermalarına rağmen bu gelirlere Maliye Nezaretince el konulduğunu; cülus sebebiyle Veli Baba Dergahı Zaviyedarı ve Postnişini Musa Kazım Efendinin 1 Eylül 1876 tarihinde tevliyet ve zaviyedarlık beratları yenilendiğini; ancak iki kazandan başka mal varlığı kalmayan vakfa, İlegüb köyü gelirlerinin iade edilmediğini, Yassıviran köyü sınırları içinde bulunan değirmenin Senirkentli Mehmet Ali adlı kişi tarafından zapt edildiğini, dergahın harab ve dervişanın perişan olduğunu belirtmiştir. Takiyüddin Efendi, İlegüb köyü gelirlerinin vakıf adına kaydının yapılmasını, kaza ve köyler tarafından vakıf mallarına yapılan müdahalenin önlenmesini talep etmiştir (Belge-6 COA İ.ML 9-53-7). 1 Mayıs 1894 tarihli belgede (COA BEO 396-29682-3), Veli Baba Dergahı Mütevelli ve Postnişini Seyyid Musa Kazım Efendinin vefat ettiği, İstanbul’da bulunan oğlu müderris Mehmet Takiyüddin Efendiden şifahi olarak öğrenildiği belirtilmiştir. Seyyid Musa Kazım Efendinin vefatından sonra Veli Baba Dergahı Vakfı Mütevelli ve Zaviyedarlık görevini büyük oğlu II. Abdülhamit’in Huzur Hocası Müderris Seyyid Mehmet Takiyüddin Efendi üstlenmiştir (Karaer, 2022).

SONUÇ

Veli Baba Zaviyesi Vakfı Müteveli ve Zaviyedarı Seyyid Musa Kazım Efendi ile ilgili Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivinden ulaşabildiğimiz belgeler bundan ibaret. Mehmet Takiyüddin Efendiye tevliyet ve zaviyedarlık tevcihi ile ilgili belgelerde, Veli Baba Dergahı Mütevelli ve Postnişini Seyyid Musa Kazım Efendinin 1894 yılında vefat ettiği yazılıdır. Yaklaşık 24 yılık zaviyedarlık görevini yürüten Musa Kazım Efendi, İlegüb köyü a’şarı ile vakfa ait değirmen hasılatının dergaha tahsisi için hukuk mücadelesini başlatmış; oğlu Mehmet Takiyüddin Efendi bu mücadeleyi 30 yıl sonra başarıyla sonuçlandırmıştır.

BELGELER

Belge 1

Belge yer numarası: COA EV.MKT 573

Cihat Kalemine / fi 26 Zilhicce sene 1287 (19 Mart 1871)

Kıymeti 1 guruş

Evvel-emirde husus-ı mezbura dair akdemce tastir buyrulmuş olarak tahrirat kaydı derkenara tevekkuf idüb fi 28 Zilhicce sene 1287 (21 Mart 1871)

Mühür

Musa Kazım nam kimesne ita-i ifade-i arzuhalinde Uluborlu kazası İlegüb karyesinde vaki e’izze-i kiramdan Veli Baba Zaviyesi Vakfının tevliyet ve zaviyedarlık cihetlerinin mutasarrıfı olan pederi Seyyid Hüseyin Babanın vuku’u vefatına mebni mahlulünden uhdesine tevcihi istida olunmuş ve vakf-ı mezburun tevliyet ve zaviyedarlık cihetleri müteveffa-yı mumaileyhin uhdesinde mukayyed olub vakfiyesine ve henüz muhasebesinin rü’yet olunduğuna dair bir gune kayıt bulunamamış ve bu misallü hususatın muharerat-ı mahalliyesi üzerine yürütülmesi nizam-ı iktizasından bulunmuş idüğünden ba’de icabına bakılmak üzere evvel emirde zaviye-i mezkure mevcut ve mamur olarak derununda ayende ve revendeye itam-ı taam ayin-i zikir ve tevhid olunmakta mıdır ve vakf-ı mezkurun derdest veyahut sicilatta mukayyed vakfiyesi var mıdır ve tevliyet-i mezkure hakkında şürut-ı vakıf mevcut mudur istida ve sureti nefs’ül-emre muvafık mıdır suretlerinin mahallinde bi’t-tahkik keyfiyetin nizamı veçhile ba-ilam ve mazbata ve şukka iş’ar ve vakf-ı mezkurun icab eden tarihten seksen altı (1869/1870)) senesi nihayetine değin muhasebesi bi’r-rüye koçanlı evrak-ı mahsusasına ve mürettebatının cedveline idhalen ve vakfiyesi var ise kalemine li-ecli’l kayıt yemininin  veyahut suretinin maan canib-i hazineye tesyar kılınması lazım geleceği Cihat Kaleminden ba-derkenar ifade olunarak suret-i hali Hamid Evkafı Müdürlüğüne dahi başkaca beyan ve iş’ar kılınmış olmasıyla hakkında muktezasının ifasına dair fi 29 Recep 1287 (25 Ekim 1870) tarihiyle Konya vilayet-i celilesine ve Hamid Evkaf Müdürlüğüne tahrirat-ı mahalli tastir buyrulmuştur fi 28 Zilhicce sene 1287 (21 Mart 1871)

Mühür

Devletlü Efendim Hazretleri

Konya vilayetine tabi Hamid sancağında Uluborlu kazası muzafatından İlegüb karyesinde vaki e’izze-i kiramdan Veli Baba Zaviyesi ve Vakfının tevliyet zaviyedarlık cihetlerine dair mukaddemce vuku’bulan istida-i acizanem üzerine fi selh-i Receb sene 1287 (27 Eylül 1870) ve numara 29 ile murakkam bir kıta istilam-name nezaret-i penahi vilayete irsal buyrulmuş cevaba icab iden ilam ve mazbata ve inhası kazadan ve re’siy livadan tanzim ve merkez-i vilayete irsal olunmuş ise de henüz vilayetten Nezaret-i Celile-i Evkaf-ı Hümayuna irsal buyrulmamış ve bu husus içün bekleyüb işimden heder mesarife düçar olmadan lütfen merhameten vilayetten gelecek evrak ve ilam ve inha ve mazbatanın celbiyle icab-ı icrasına müsaade-i celile-i nezaret-penahileri erzani ve şayan buyrulması babında emr ü ferman hazreti veliyül emrindir fi 26 Zilhicce sene1287 ve fi 6 Mart sene 1287 (19 Mart 1871)

Evlad-ı Vakıfdan

Musa Kazım Kulları

Bu kere de tahrirat-ı mezkurenin cevabı vüruduna dair kayıt var mıdır keyfiyet evrak odasından derkenara tevakkuf eder fi 6 Muharrem sene 1288 (28 Mart 1871)

Mühür

Cihat Kalemi derkenarında istifsar kılınan kayıt mahale tahrirat-ı nezareti penahi fi selh-i Ramazan sene 1287 (25 Kasım 1870) tarihinde ve otuz dokuz numarasıyla Konya Vilayeti celilesine on beş numarasıyla Teke Evkaf Müdürlüğüne tastir ve tesyir kılınmış ise de henüz cevab vürud itmemişdir fi 25 Muharrem sene 1288 (16 Nisan 1871)

Mühür

 

Belge 2

Belge yer numarası: COA EV.MKT 573

Husus-ı istida Uluborlu kazasının İlegüb karyesinde vaki e’izze-i kiramdan Veli Baba Zaviyesi Vakfının tevliyet ve zaviyedarlık tevcihlerine dair makam-ı nezaret-penahilerinden ifade kılınub kaydı der-kenar olunan tahriratına henüz cevab zuhur itmediğinden te’kidi niyazından ibaret olmakla bu surette bervechi istida kaydı mucebince tekrarda tahriratın nezaret-penahilerinden tastiri ferman-ı samileri şeref-suduruna tevakkuf ider fi 2 Safer sene 1288 (23 Nisan 1871)

Mühür

Vürudu fi 14 Safer sene 1288 (5 Mayıs 1871)

Osman Ali Efendiye

Fi 16 Safer sene 1288 (7 Mayıs 1871) tarihiyle matviyyen yazıldı

 

Belge 3

Belge yer numarası: COA EV.MH 1642

Tarih: 23 Rebiul-evvel sene 1290 / 8 Mayıs sene 1289 (21 Mayıs 1873)

Müzekkere

Hamid sancağı dahilinde kain Uluborlu kazasında vaki e’izze-i kiramdan Veli Baba Zaviyesi Vakfının mütevelli ve zaviyedarı zaviye-i mezkurenin çend seneden berü hasılatına destres olamadığından hasılat-ı mezkurenin kendisine itasını ba-arz-ı hal istida itmiş olduğundan bahisle icrası icabı sipehsalariden (Başkomutanlık) ba-tezkere iş’ar buyrulmuş ve zaviyedar mumaileyh hasılat-ı mezkure hakkında mukaddemce vuku’ bulan istida üzerine istilam-ı keyfiyeti mutazammın tastir buyrulan tahrirata cevaben Hamid Sancağı İdare Meclisinden vürud iden mazbatada vakf-ı mezkurun İlegüb karyesi a’şarı yüz seneden berü miri a’şarı meyanında olduğu beyan olunmuş olmasıyla keyfiyet varidat-ı umumiye muhasebesinden lede’s-sual zikr olunan Veli Baba Vakfına merbutu karye-i a’şarının zaviyedarları tarafına virilüb virilmemesi hakkında mukaddemce Konya vilayetinden istizan olunması üzerine karye-i mezkure kable’t-tanzimat aziz müşarünileyh zaviyesine vakıf olunmak üzere ba-emr-i ali tashih olunmuş ise de kılıç tımarı olduğundan vakfiyeti na-meşru bulunmasıyla 1068 tarihinde yine emr-i şerif ile tımara tashih olunduğu Defter Hane-i Amireden ba-derkenar beyan olunmuş ve şu halde vakf-ı mezburun karye-i mezkure a’şarında hakkı olmadığı tebeyyün itmiş olduğundan mütevellisine cevab ita olunmak üzere divan-ı muhasebat kararı ile 10 Temmuz sene 1288 (22 Temmuz 1872) tarihiyle vilayet-i merkumeye Maliye Nezareti celilesinden tahrirat-ı cevabiye tastir kılındığı meclis-i merkume derkenarından anlaşıldığından keyfiyet ol-vechile zaviyedar mumaileyhe beyan ve tefhim olunması (anlatılmsı) zımnında cihet-i nezareti celileden dahi Hamid Mutasarrıfına tahrirat-ı tastir buyrulmak üzere iktizası yazıldığı müsvedde-i mazbutasından anlaşılmış olduğuna dair tezkire-i mezkureye cevab-ı ali cenabı nezaret-penahilerinin tastiri babında  fi 23 Rebiul-evvel sene 1290 / fi 8 Mayıs sene 1289 (21 Mayıs 1873)

 

Belge 4

Belge yer numarası: COA EV.MKT 678

Tarih: 7 Rebiul-ahir sene 1290 /21 Mayıs sene 1289 (4 Haziran 1873)

Hülasa: Hamid sancağında Uluborlu kazasında vaki e’izze-i kiramdan Veli Baba Zaviyesi Vakfının tevliyet ve zaviyedarlık cihetinin hasılatına dair 6 Rebiul-evvel sene 1290 (4 Mayıs 1873) tarihli ve otuz sekiz numaralı vürud iden tezkire-i seraskeri cevabı

Müfad-ı emr-ü iş’arı aliye-i cenab-ı sipehdarileri ve melfuf arz-ı hal müeddası rehin-i ikan-ı acizi aliyyeleri olarak keyfiyet varidat idaresine lede’l-havale zaviyedar mumaileyhin hasılat-ı mezkure hakkında mukaddemce vuku’ bulan istidası üzerine istilam keyfiyet-i mutazammın makam-ı aciziyeden tastir ve tesyir kılınan tahrirata cevaben Hamid Sancağı İdare Meclisinden vürud iden mazbatada vakf-ı mezbureden İlegüb karyesi a’şarı yüz seneden berü mir-i a’şarı meyanında olduğu iş’ar olunması cihetiyle keyfiyet varidat-ı umumiye idaresinden lede’s-sual zikr olunan Veli Baba Vakfına merbut karye a’şarının zaviyedarlık tarafına virilüb verilmemesi hakkında mukaddemce Konya vilayetinden istifsar-ı rey olunması üzerine karye-i mezkurun kable’t-tanzimat aziz müşarünileyhin zaviyesine vakıf olmak üzere ba-emr-i ali tashih olunmuş ise de karye-i mezkurun kadimen kılıç tımarı olduğundan vakfiyeti na-meşru bulunmasıyla 1068 senesinde yine emr-i şerif ile tımara tashih olunduğu Defter-i Hane-i Amireden ba-derkenar beyan olunmuş ve şu hali vakf-ı mezburun karye-i mezkure a’şarında hakkı olmadığı tebeyyün itmiş olduğundan muhasebesine cevab ita olunmak üzere divan-ı muhasebat kararı ile 10 Temmuz sene 1288 (22 Temmuz 1872) tarihinde vilayet-i müşarünileyh Maliye Nezareti celilesinden tahrirat-ı cevabiye tastir muhasebe-i merkumeden olunduğu idare-i mezkureden ba-mazbata ifade kılınmış olmakla arz ve beyan keyfiyetiyle mezkur arz-ı halin leffen iade ve takdimine ibtidar kılındı ol-babda emr ü ferman fi 7 Rebiul-ahir sene 1290 / fi 21 Mayıs sene 1289 (4 Haziran 1873).

 

Belge 5

Belge yer numarası: COA EV.MKT 657

Tarih: 11 Zilkade sene 1289 (10 Ocak 1873)

Hamid Mutasarrıflığıyla Evkaf Muhasebeciliğine

Musa Kazım imzasıyla verilen arzuhalin hülasa-i mealinde Uluborlu kazasına tabi İlegüb karyesinde vaki mütevelli ve zaviyedarı olduğu e’izze-i kiramdan Veli Baba Zaviyesi Vakfından bulunan karye-i mezkurun aşarıyla vakf-ı mezburun merbutundan olan bir bab asyab-ı hasılatının ahzına destres olamadığından bi’t-tahsil tarafına itası istida olunmuş ve tedkikat-ı kuyudiye lede’l-icra vakf-ı mezburun bervech-i meşrutiyet tevliyet ve zaviyedarlığı sahib arzuhal-i mumaileyhin uhdesinde olduğu ve evahir-i Şaban sene 1227 tarihli verilüb mukayyed olan bir kıta emr-i alide karye-i merkumenin ber-muceb defter-i hakani mümtaz ve muayyen olan hududu dahilinde kadimden öşr ve resmi zaviye-i mezburun vakfı tarafından alına gelen yerleri zaviye-i mezbure vakfı tarafından zabtı ve vaki olan mahsul ve rüsumu kanun ve defter mucebince ahz ve kabz ittirilüb ecanibden olan kimesneler hilaf-ı defter-i hakani mügayir-i kanun dahl ü taarruz ittirilmemesi musarrah bulunmuş olduğundan mumaileyh karye-i mezkurenin aşarıyla vakf-ı mezbure merbut asyabın hasılatına filhakika destres olamadığı vaki midir ve ne vakitden berü ahz itmemişdir ve seneviyyesi ne miktardır zikr olunan a’şar ve değirmen hasılatına bu ana değin ne taraftan ahz olunmuşdur zaviye-i mezkura elyevm mevcut ve mamur olub derununda avende ve revendeye itam-ı taam olunmakta mıdır burasının bila-taraf tahkik ve tetkikiyle keyfiyetin ba-mazbata iş’arı lazım geleceği varidat-ı edasından ba-derkenar ifade olunmuş ve suret-i hal Hamid Evkaf Muhasebeciliğine dahi yazılmış olmakla muktezasının ifası hususuna himem aliye-i vilayet-penahileri derkar buyrulmak fi 11 Zilkade sene 1289 (10 Ocak 1873)

 

Belge 6

Belge yer numarası: COA İ.ML 9-53-7

Tarih: 11 Cemaziyel-evvel 1311 (20 Kasım 1893)

Defter-i Hakani Nezareti Celilesine

Devletlü Efendim Hazretleri

Daileri sadat-ı kiram e’izze-i kiramdan Veli Baba Hazretlerinin sülale-i tahirelerinden olub müşarünileyh Veli Babanın Hamidabad sancağının Uluborlu kazasına tabi Uluköy nam karyede vaki dergahına 19 Ramazan sene 1053 (1 Aralık 1643) tarihinde 4.084 akçe yazı ile ba-ferman-ı ali karye-i mezkure ile Çaylak nam mahalde vaki harmanın öşrü vakıf idilmişdir ve muahharan erbab-ı tımardan Ali nam kimesne bir tarik ile karye-i mezkureyi berat ittirmekle dergah gadr-i külli (evrak lekeli olduğu için üç kelime okunamadı) 6 Rebiul-evvel sene 1057 (11 Nisan 1647) tarihinde ba-hat tevki’-i vakf-ı mezkure tekrar tashih kılınmış ve 1227 tarihinde evail-i cemaziyel ahirde (12 Haziran 1812) Defter-i Hakaninin ber-minval muharrer tashih kayıtlarını müştemil Divan-ı Hümayun Kaleminden iki kıta ferman-ı alişan ihsan buyrulmuş ve 25 Receb sene 1288 (1 Ekim 1871) tarihinde pederim merhum es-Seyyid Şeyh Musa Kazım Efendiye iki kıta tevliyet ve zaviyedarlık beratları ita idilmiş ve şeref vuku’bulan cülus-ı meymenet-menus hazreti hilafet-penahi üzerine 11 Şaban sene 1293 (1 Eylül 1876) tarihinde istihkamen berat-ı şerifler tecdid edilmiş olduğu halde karye-i mezkure ve harman-ı mezkure Maliye Hazine-i celilesi tarafından zapt kılınmış ve elde mevcut vakfiye-i ma’mulün biha mantukunca kaza-i mezkurede vaki Yassıviran karyesi hududunda evvelce Davud Değirmeni ba’de Uzun Oluklu Veli Baba dimekle maruf asiyab aziz müşarünileyhin evkaf-ı şerifesinden olub her nasılsa Uluborlu kazasından zabt ve Senirkent nam karyeli Mehmet Ali nam kimesneye füruhat idilmiş olduğundan dergah-ı şerifin bunca evkafı zabt oluna oluna bir karye bir değirmen ve yetmiş kıyye iki kazganları kalub karye-i mezkure ile değirmen-i mezkure dahi zabt olunmakla iki kazganlardan maada bir eşyası kalmadığından elde mevcut vakfa karye-i Uluköy’ün hudud name cihetinin ve mezkur değirmenin ve kazganların vakfiyesinin Defter-i Hakaniye ba’del-kayd yirmi üç seneden beri hal-i mağduriyet-i iştimal ahkaraneme ve evvel dört kubbe üzerine bina kılınmış olan ali-i dergah-ı şerif derununda e’izze’-i han ıtırnak olan ceddim müşarünileyhin ecdadından sadat-ı kiramlara ve sair ayende ve revende ve fukarayı dervişan merhameten ve dergah-ı şerifin ve odalarının harab olmaktan vikayeten salifüzzikr tashih kaydının ve mezkur vakfiye ve hudud-ı vakfın cihetinin ihracının lütuf ile Maliye Nezareti celilesinden tefriki içün ve sair kaza ve kura taraflarından taarruz ve müdahalelerini men’i içün kemafissabık olan ferman-ı alişanın ihsanı saniyen uhde-i abidaneme berat-ı şeriflerinin tevcihi hususunda lazım gelen mahale havale buyrulması istirham babında ve her halde emr ü ferman hazreti menlehül emrindir

Fi 11 Cemaziyel-evvel sene 1311 (20 Kasım 1893)

Pul

ed-Dai

Bayezid Dersiamlarından es-Seyyid Mehmet Takiyüddin

ibn-i es-Seyyid Musa Kazım Efendi

 

KAYNAKLAR

– Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivi (COA) Belgeler:

EV.MH.1642

EV.MKT. 573,657,678

İ.ML. 9-53-7

– Karaer, İbrahim, https://www.edebiyatdefteri.com/211519-veli-baba-zaviyesine-ta-amiye-odenmesi-ile-ilgili-belgeler-1893-1915/17 Şubat 2022

– Karaer, İbrahim, https://www.edebiyatdefteri.com/211652-veli-baba-dergahi-mutevelli-ve-postnisini-mehmet-takiyuddin-efendi-hak/22 Şubat 2022

 – Veli Baba Menakıbnamesi (2021) / yay.haz. Murat Hanilçe, Ankara: Seyyit Veli Baba Sultan Kültür ve Turizm Derneği

 

Dr. İbrahim KARAER

e-mail: [email protected]

 

 

 

 

Yorum bulunmamaktadır.
Konu: VELİ BABA DERGAHI MÜTEVELLİ ve POSTNİŞİNİ SEYYİD MUSA KAZIM EFENDİ İLE İLGİLİ BELGELER (1871-1894)

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

‘Ortak Değerimiz Atatürk’ bildirisine destek ver

Millî ve manevi değerlerimize, başta Atatürk olmak üzere Türk büyüklerine, her türlü tarihî mirasımıza yönelik saldırılar nereden, kimden ve

Ortak Değerimiz Atatürk

ATATÜRK! TÜRK MİLLETİ SANA MİNNETTARDIR

Her millet, sahip olduğu değerlerle geleceğini inşa eder. Geleceğin harcı olan değerlerine sahip çıkan milletler, geçmişten ders çıkararak, gelecekte aynı hataların tekrar edilmemesi için millî bir hafıza oluşturur. Bu hafızanın en önemli değeri, Millî Mücadele’nin lideri ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e periyodik olarak uzun zamandır yapılan saldırılarla karşı karşıyayız. Bunların sonuncusu geçtiğimiz günlerde Ayasofya’da hem protokolün hem de milletimizin gözü önünde gerçekleşmiştir.

Bilindiği gibi bir esaret belgesi olan Sevr Antlaşması’nı tarihin çöplüğüne atan Mustafa Kemal Atatürk, bir savaş ve diplomasi kahramanı olarak, Fatih’in emaneti İstanbul’umuzu, başta Ayasofya olmak üzere, camileri ve tarihî eserleriyle yeniden milletimize kazandırmıştır. Yine Trakya ve Batı Anadolu’yu Yunanistan; Doğu Anadolu’yu da Ermenistan olmaktan kurtarmış, ezanımızı susturmamış, Misak-ı millî sınırları içinde Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuştur.

Mustafa Kemal Atatürk, 3 Mart 1924’te, halkı aydınlatma, İslam’ın Kur’an’a göre yaşanmasını sağlama, ibadet ve ahlak esaslarıyla ilgili işleri yürütme, ibadet yerlerini yönetme görevlerini yerine getirmek üzere Diyanet İşleri Başkanlığını kurmuştur. Ayrıca Kur’an’ın tefsiri görevi Atatürk tarafından Elmalılı Hamdi Yazır’a verilmiş ve “Hak Dini Kur’an Dili” böylece ortaya çıkmıştır. Kur’an’ın Türkçe tefsiriyle Türkler, dinini öz kaynağından, kendi dillerinden okumaya ve öğrenmeye başlamışlardır.

Hâl böyleyken son yıllarda Millî Mücadele’mizin millî ve manevi mimarı Mustafa Kemal Atatürk, maalesef periyodik saldırılara maruz kalmaktadır. Bir millete sinsice düşmanlık etmenin yollarından biri, o milletin kahramanlarını itibarsızlaştırmaktır. Bunun en kolay yolu ise dinimizi kirli emellerine alet etmektir.

Son olarak Ayasofya’daki icazet töreninde bir imam Ayasofya’yı kastederek; anlatım bozukluklarıyla dolu “…Bu ve bu gibi mabetlerin mabet olarak kalması için inşa edilmiştir. Öyle bir zaman geldi ki bir asır gibi bir zaman içinde ezan ve namaz yasaklandı ve müze hâline çevrildi. Bunlardan daha zalim ve kâfir kim olabilir!… Yarabb’i bir daha bu zihniyetin bu milletin başına gelmesini mukadder buyurma!” gibi suç oluşturan ifadeler kullanmış ve haklı olarak bu söylem halkımızda büyük bir infiale yol açmıştır.

Atatürk, emperyalizmin ve yerli işbirlikçilerinin planlarını bozan bir lider olup Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, ülkemizin en başta gelen birleştirici ve bütünleştirici unsurudur. Mustafa Kemal Atatürk’e üstü kapalı yapılan bu saldırı aslında onun silah arkadaşlarına, Türk milletinin birlik ve beraberliği ile Cumhuriyet’imize yöneliktir. Atatürk’e yapılan ve yapılacak olan saldırıların nihai hedefi Türk milletidir, Türk devletidir. Bu bakımdan bu ve benzeri saldırıların hedefinin Türk devleti ve milleti olduğu konusunda halkımızı uyarmayı, vatanını ve milletini seven bir grup olarak görev addederiz.

Hedeflerine ulaşmak için geçmişte de bazı cahil kimseleri kullananlar, bugün de aynı yöntemlerle hareket etmektedir. Bu son saldırının kaynağının da aynı güçler olduğu şüphesizdir. Millî ve manevi değerlerimize, başta Atatürk olmak üzere Türk büyüklerine, her türlü tarihî mirasımıza yönelik saldırılar nereden, kimden ve nasıl gelirse gelsin, millî birliğimizi asla bozamayacaktır. Aşağıda imzaları bulunan DTCF Birlik üyeleri ve Türk aydınları olarak bu çirkin ve kötü niyetli ifadeleri şiddetle kınıyor ve reddediyoruz.

DTCF Birlik Üyeleri

**İmza: **

Bildiriyi paylaşarak destek verebilirsiniz:

 

En çok beğenilenler

Giriş

Welcome to Typer

Brief and amiable onboarding is the first thing a new user sees in the theme.
Join Typer
Registration is closed.