Dr. İbrahim KARAER

  

ÖZET

Isparta ili Senirkent ilçesi Uluğbey köyündeki Veli Baba Dergahı ile ilgili Öztoprak Ailesi Arşivindeki belgeleri okumaya devam ediyoruz. Bu bölümde, yine yoğun olarak Veli Baba Değirmeninin mütevelli Mehmet Takiyüddin Efendiye teslimi ve İlegüb köyü a’şarının Veli Baba Dergahına tahsisi ile ilgili belgelerle karşılaştık. Senirkent halkının Sakviran Deresinde su çıkarma teşebbüsü ve Uluğbey köyü sınırları dahilindeki Arızoğlu arazisi ile ilgili yazılar dikkat çekmektedir. Ayrıca Takiyüddin Efendinin maaşına zam yapılması, Uluborlu Mal Sandığından aldığı maaş makbuzları, bilgi notları ve evrak pusulaları ile de karşılaşmaya devam ettik. Veli Baba Dergahı ve Uluğbey köyü tarihine ışık tutan bu belgeleri okuyarak, Uluğbey halkı ve bilim alemini bilgilendirmeye çalıştık.

Not: Önceki bölümlerde belirttiğimiz gibi Öztoprak Ailesi Arşivindeki belgeleri flaş diskteki fotoğraflardan okuyoruz. Kaliteli çekim yapabilmek için genellikle her belgeden birden fazla fotoğraf çekilmiştir. Belgelere erişim için, bu fotoğrafların numaralarına atıf yapılmıştır.

576-577 numaralı fotoğraflar; 1 Şubat 1320 (14 Şubat 1905) tarihli Veli Baba Değirmeninin tamiri, gelir ve giderleri hakkındadır (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.576).

578-581 numaralı fotoğraflar; Hangi makama yazıldığı ve tarihi açık değildir. Belgenin içeriğinden Takiyüddin Efendiye ait bir dilekçe olma ihtimali kuvvetlidir. Belgede Hüseyin Gazi Dergahına kadimen merbut İlegüb köyü sınırları ayrıntılı olarak verilmiş, Yassıviran köyü sınırları dahilindeki değirmen ile vakfa ait diğer eşya ve gayrimenkuller sayıldıktan sonra Senirkentli Mehmet Ali oğullarının değirmene müdahalelerinin önlenmesi talep edilmiştir (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.578-581).

582 numaralı fotoğraf; İlegüb köyü a’şarının Veli Baba Zaviyesine tahsisi hakkında Mehmet Takiyüddin Efendi tarafından 20 Kanun-ı sani 1326 (2 Şubat 1911) tarihinde Şurayı Devlet Heyet-i Umumiyesine verilen ikinci layiha suretidir (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.582).

583 numaralı fotoğraf; Veli Baba Değirmeni ile ilgili Himmetoğlu Mustafa Efendinin 20 Mart 1325 (2 Nisan 1909) tarihli dilekçesi ve 29 Mart 1325 (11 Nisan 1909) tarihli mahkeme kararı suretidir (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.583).

584 numaralı fotoğraf; Takiyüddin Efendi ile Senirkent Turgutlar Mahallesi halkından Himmet oğlu Hacı Mehmet oğulları arasında cereyan eden Veli Baba Değirmeni davasıyla ilgili Senirkent nahiyesinde Çeşme-i Kebir Mahallesinden Mezid oğlu elli beş yaşındaki Mustafa Ağanın 26 Haziran 1316 (9 Temmuz 1900) tarihinde nahiye idaresine verdiği ifade suretidir (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.584).

585 numaralı fotoğraf; Yassıviran köyündeki Veli Baba Değirmeni hakkında tarihi ve hangi makama yazıldığı belli olmayan yazı suretidir (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.585).

586 numaralı fotoğraf; Meşihat makamına yazılan yazı suretidir. Yazının altındaki pul üstünde “2 Şubat 1312 (14 Şubat 1897) Mütevelli-i Dergah-ı Veli Baba” ifadesinden bunun Takiyüddin Efendi tarafından yazılmış Veli Baba Değirmeni davası ile ilgili bir dilekçe olduğu anlaşılıyor  (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.586).

587-590 numaralı fotoğraflar; Veli Baba Değirmeni davası ile ilgili Bayezid Dersiamlarından Veli Baba Dergahı Postnişin ve Mütevellisi es-Seyyid Mehmet Takiyüddin imzalı ve 13 Zilkade 1315 (5 Nisan 1898) tarihli Meşihat makamına yazılan dilekçe suretidir  (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.587).

591 numaralı fotoğraf; Uluborlu mahkemesinin Veli Baba Değirmeni davası ile ilgili 21 Mart 1318 (3 Nisan 1902), 1 Nisan 1318 (14 Nisan 1902), 7 Recep 1328 (15 Temmuz 1910) tarihli karar ve yazışmaları ile Uluborlu kazasında İlegüb köyünde han-ı ıtırnak evlad-ı sadat-ı Hüseyniyeden Veli Baba Dergahı Mütevellisi Mehmet Takiyüddin Efendinin 3 Muharrem 1320 (12 Nisan 1902) tarihli dilekçe suretidir (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.591).

592 numaralı fotoğraf; “muhakemenin ale’l-usul vaki olduğuna dair Uluborlu Mahkemesinden aldığım suret” yazan pusuladır (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.592).

593 numaralı fotoğraf; Veli Baba Vakfına ait olan değirmenin vakıf Mütevellisi Mehmet Takiyüddin Efendiye teslimine dair Meşihat makamının yazısına cevap olarak hazırlanan 4 Ağustos 1325 (17 Ağustos 1909) tarihli Uluborlu kazası idare meclisi kararı suretidir (Öztoprak Ailesi Arşivi nu. 593).

594 numaralı fotoğraf; üzerinde “14 Receb sene 1327 (18 Kasım 1899) ve 149 numaralı tahrirat-ı aliye sureti” yazan pusuladır (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.594).

595 numaralı fotoğraf; “Uluborlu kazası kaymakamlığı vasıtasıyla Ankara’da Şurayı Devlet Dairesi Riyaset-i aliyyesine maruzatımızdır” başlıklı dilekçe suretidir. Söz konusu dilekçede; Senirkent halkının Sakviran Deresinde su çıkarmak istemesi üzerine Küçük Kabaca ve Tatarlı halkının buna karşı çıktığı, Uluborlu ve Sandıklı kazası kaymakamlarının bölgede keşif yaptıkları belirtilmiştir. Kısmen yıpranmış ve bazı kısımları okunamayacak derecede silik olan dilekçeye dört mühür basılmıştır. Dilekçenin tarihi ve imza sahipleri okunamadı. Ancak dilekçenin Ankara’daki Şurayı Devlet Başkanlığına gönderilmiş olması; Şurayı Devletin 1927 yılında Ankara’da faaliyete geçtiği dikkate alınırsa, bu belgenin 1927 veya 1928 yılına ait olması gerekir (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.595).

596 numaralı fotoğraf; boştur (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.596).

597 numaralı fotoğraf; İlegüb halkından yirmi altı kişi tarafından altına mühür basılan 15 Nisan 1911 tarihli daha önce okuduğumuz belgedir (Veli Baba Dergahı İle İlgili Belgeler 1, sıra nu.3022). Söz konusu belgede; Veli Baba Dergahının gelip geçenlere açık olduğu, Veli Baba evladından Seyyid Takiyüddin Efendinin oğlu Hakkı Efendi tarafından her gün sabah-akşam yemek ikram edildiği; Takiyüddin Efendi ile aralarında hudut anlaşmazlığı olan Senirkent ve Uluborlu halkından bazıları tarafından gasp edilen değirmenin dört yıldır vakıf adına çalıştığı; meşrutiyetin ilanından sonra hükümetin gözü önünde tekrar gasp edildiği, Takiyüddin Efendinin fuzuli yere divan-ı örfide yargılanıp berat ettiği, “tekke kapalıdır, gelip gidene itam-ı taam etmiyorlar” diye şikayet edildiği için, haksız yere ta’amiyenin kesildiği; gelip gidenlerin yedirilip içirilmekle meşhur olduklarını; durumun Evkaf-ı Hümayun Nezaretine arz edilmek üzere işbu ilmühaberin Mehmet Takiyüddin Efendiye verildiği belirtilmiştir (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.597).

598 numaralı fotoğraf; Veli Baba Zaviyesi vakfına ait Yassıviran köyü sınırları dahilindeki değirmenin mütevelli Mehmet Takiyüddin Efendiye teslimi hakkında Meşihat makamına yazılan yazı suretidir. Yazının kimin yazdığı ve tarihi belirtilmemiştir (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.598).

599 numaralı fotoğraf; Veli Baba Değirmeninin mütevelli Takiyüddin Efendiye teslimi hakkında Hamid Sancağı Mutasarrıflığına yazılan; Uluborlu kazası İdare Meclisinin 1894 yılına ait 45 ve 48 numaralı mazbatalarıdır (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.599).

600 numaralı fotoğraf; Veli Baba Değirmeninin mütevelli Mehmet Takiyüddin Efendiye teslimi ile ilgili Konya Valisi Ali Kemal Paşa’nın 9 Şubat 1310 (21 Şubat 1895) tarihli Sadaret makamına yazdığı yazı suretidir (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.600).

601 numaralı fotoğraf; Şeyhülislam imzalı müderrislerden Ispartalı mekremetlü Mehmet Takiyüddin Efendinin maaşının 1322 (1906) senesi Mart ayının başından itibaren 38 guruş zamla aylık 596 guruşa yükseltildiğine dair Bab-ı Fetva makamının yazısıdır (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.601).

602 numaralı fotoğraf çekimi net olmadığı için okunamadı (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.602).

603 numaralı fotoğraf; İlegüb köyü a’şarının Veli Baba Dergahına tahsisine dair Şurayı Devlet Mülkiye ve Maarif Dairesinin 26 Mart 1331 (8 Nisan 1915) tarihli ve 105 numaralı mazbatasının tasdikli suretidir (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.603).

604 numaralı fotoğraf; İlegüb a’şarının Maliye Nezaretinden alındığının 20 Nisan 1331 (3 Mayıs 1915) tarihinde Konya vilayeti defterdarlığına bildirildiğine dair yazı suretidir (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.604).

605-608 numaralı fotoğraflar; Yassıviran sınırları dahilindeki Veli Baba Değirmeni hakkında 23 Mayıs 1317 (5 Haziran 1901) tarihli mahkeme kararı suretidir (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.605-608).

609-610 numaralı fotoğraflar; daha önce 091-097. sırada okuduğumuz Tatarlı köylülerinin Arızlı mevkiinde İlegüp köylülerine saldırmaları, ellerindeki zirai ürünleri gasb etmeleriyle ilgili Uluborlu Mahkemesine verilen 7 Eylül 1905 tarihli iki sayfadan oluşan dilekçe suretidir (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.609-610).

611-612 numaralı fotoğraflar; İlegüb a’şarının Veli Baba Zaviyesine tahsisi ile ilgili Şurayı Devlet Mülkiye Dairesinin 3 Muharrem 1329 (4 Ocak 1911) tarihli mazbata suretidir (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.611-612).

613 numaralı fotoğraf; Veli Baba Zaviyesi Mütevelli ve Postnişini Mehmet Takiyüddin Efendinin, Yassıviran köyü sınırları dahilinde bulunan vakfa ait değirmene Senirkentli Hacı Mehmet ve oğullarının müdahaleleriyle ilgili Evkaf-ı Hümayun Nezaretine verdiği 13 Safer? 1326 (17 Mart 1908) tarihli dilekçe suretidir (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.613).

614 numaralı fotoğraf; kiraya verilen evi, “kiracının kendi mülkümdür diye dava etmesinin” uygun olup olmadığına dair fetva örneği suretidir (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.614).

615-616 numaralı fotoğraflar; şiiri andıran metindir. İcarın beynen-nas marufeti 1672 sende beyan olsun / Buna bunlar ve bunların bazıları müstecir oldukları maruf var / Böyle biliriz deyu beş altı kimse şehadet ettikten sonra / Mürur-ı zaman mündefi olur (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.615-616).

617 numaralı fotoğraf; İlegüb köyü a’şarının Veli Baba Zaviyesine tahsisi ile ilgili Şurayı Devlet Mülkiye Dairesinin 13 Mayıs 1326 (26 Mayıs 1910) tarih ve 521 numaralı karar suretidir (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.617).

618 numaralı fotoğraf çekimi net olmadığı için okunamadı (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.618).

619 numaralı fotoğraf; Veli Baba Değirmenine yapılan müdahalenin önlenmesi hakkında “Uluborlu Kazası Şer’iye Mahkemesi İcra Dairesi Başkanlığı” ve “Uluborlu Kazası Mukavelat Muharrirliği”ne yazılan dilekçe suretleridir. Dilekçe sahibi ve tarihi belli değildir (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.619).

620-622 numaralı fotoğraflar; Veli Baba Değirmeni davası ile ilgili “hasımların elinde bulunan evrakların suretidir” başlığı altında; “fetva”, mahkeme kararı ve ferman suretleri yer almıştır (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.620-622).

623 numaralı fotoğraf; İlegüb köyü a’şarının Veli Baba Zaviyesinin vakfı olduğuna dair Şurayı Devlet Başkanlığına yazılmış dilekçe suretidir. Dilekçe sahibinin adı ve tarihi belirtilmemiştir (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.623).

624 numaralı fotoğraf; daha önce 245.sırada okuduğumuz Veli Baba Cami-i Şerifinin inşası hakkında “Sicil-i Osmani” kaynak gösterilerek verilen bilgidir. Söz konusu kaynağa göre; Veli Baba Dergahındaki cami, 1208 (1793/1794) yılında Hacı Mehmet Ağa tarafından tamamlanmıştır (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.624).

625-626 numaralı fotoğraflar; Veli Baba Değirmeni davası ile ilgili Meşihat makamına yazılan, üzerinde tarih bulunmayan yazı suretidir (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.625-626).

627-628 numaralı fotoğraflar; önceden 249-254.sırada okuduğumuz dua metnidir (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.627).

629 numaralı fotoğraf; müderrislerden Ispartalı mekremetlü Mehmet Takiyüddin Efendinin maaşına 7 Ağustos 1317 (20 Ağustos 1901) tarihinden itibaren 140,5 guruş zam yapıldığına dair Şeyhülislam imzalı 29 Rebiul-ahir 1318 (26 Ağustos 1900) tarih ve 402 numaralı Bab-ı Fetvanın yazı suretidir (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.629).

630 numaralı fotoğraf; Veli Baba Zaviyesi Vakfı değirmeni ve taamiye alacağı hakkında Takiyüddin Efendi tarafından yazıldığını tahmin ettiğimiz tarihi belli olmayan Evkafı Hümayun Nezaretine verilen dilekçe suretidir (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.630).

631 numaralı fotoğraf; Veli Baba Değirmeni davası ile ilgili Bayezid Cami-i Şerifi dersiamlarından ve Veli Baba Dergahı Mütevellisi Mehmet Takiyüddin Efendi tarafından Sadaret makamına verilen dilekçenin gereği için, Meşihat makamına gönderilen 8 Ramazan 1321 (28 Kasım 1903) tarihli yazı suretidir (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.631).

632-635, 637-638 numaralı fotoğraflar; önceden 270-275.sırada okuduğumuz Takiyüddin Efendiye mecid nişanı verilmesiyle ilgili teklif yazısı suretleridir (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.632-635).

636 numaralı fotoğraf; evrak pusulası suretidir (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.636).

639 numaralı fotoğraf; üzerinde sadece bir mühür basılıdır (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.637).

640-641 numaralı fotoğraflar; Safi oğlu Ramazan bin Hüseyin bin Hacı Mustafa bin Ramazan’ın Veli Baba Dergahı tevliyet iddiası hakkında (tarih silik okunamadı) yazı suretidir  (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.640-641).

642-643 numarada kişisel fotoğraflar kayıtlıdır (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.642-643).

644 numaralı fotoğrafta kayıtlı belgenin hangi makama yazıldığı ve tarihi belli değildir. Ancak yazının içeriğinden 1916 yılı veya daha sonrasına ait ve Veli Baba Zaviyesi Vakfına ait değirmenin vakfa iadesi hakkında, zaviye mütevellisi vekili tarafından mahkemeye verilen bir dilekçe olabileceğini tahmin ediyoruz. Söz konusu yazıda, Veli Baba Vakfı ile ilgili olarak 3 Rabiul-evvel sene 948 (27 Haziran 1541) tarihine atıf yapılması dikkat çekicidir. 13 Mayıs 1794 tarihinde Veli Baba Zaviyesi Mütevellisi olan ve 3 Mayıs 1811 tarihinde vefat eden Şeyh Nebi Dede’nin Trabzon’da medfun olduğunun belirtilmesi de dikkat çekicidir. Veli Baba Değirmeninin 1745/1746 yılında harap olmasından dolayı el değiştirdiği iddiasına karşılık, değirmeni zapt eden Senirkentli Mehmet Ali oğullarının ataları tarafından (1884/1885) yılına kadar bazı sene 40, bazı sene 30 kile buğday karşılığında burayı işlettikleri; 1902/1903 tarihinde değirmenin mütevelli Takiyüddin Efendiye teslim edildiği; Meşrutiyet’in ilanından sonra Mehmet Ali ve oğullarının mülkleri olduğu iddiasıyla değirmeni gasp ettiklerinden bahisle şer’i hukuka göre müdahalenin önlenmesini ve söz konusu değirmenin mütevekkili adına kendisine teslim edilmesini talep etmiştir (Belge-1 Öztoprak Ailesi Arşivi nu.644).

645 numaralı fotoğraf; müderrislerden Ispartalı mekremetli Mehmet Takiyüddin Efendinin maaşının 1321 (1905) senesi Teşrin-i evvel başından itibaren 37,5 guruş zam ile aylık 558 guruşa yükseltildiğine dair Şeyhülislam imzalı 9 Cemaziyel-evvel 1321 (3 Ağustos 1903) tarihli Bab-ı Fetva yazısıdır (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.645).

646 numaralı fotoğraf net olmadığı için okunamadı (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.646).

647 numaralı fotoğraf; evrak pusulasıdır (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.647).

648-649 numaralı fotoğraflar; Veli Baba Dergahı Mütevellisi Mehmet Takiyüddin Efendiye 1324 (1908) senesi Kanun-ı evvel ayına ait Uluborlu Mal Sandığından dört yüz elli guruş maaş ödendiğine dair makbuzdur (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.648).

650-654 numaralı fotoğraflar; tam okunamadı, Veli Baba Değirmeni ile ilgili mahkeme zaptı suretleri olma ihtimali kuvvetlidir (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.650).

655 numaralı fotoğraf; önceden 137.sırada okuduğumuz evlad-ı Öksüz Nebi şeceresidir (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.655).

656 numaralı fotoğraf; okunamadı (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.656).

657 numaralı fotoğraf; vakıf değirmeninin satış şartları ile ilgili fetva örneği suretidir (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.657).

658 numaralı fotoğraf; üzerinde “Takiyüddin Efendi” yazan pusuladır (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.658).

659,660 ve 662 numaralı fotoğraflar; Uluborlu Mal Sandığı maaş ödeme makbuzlarıdır (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.659,660 ve 662).

661 numaralı fotoğraf; evrak pusulasıdır (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.661).

663-664 numaralı fotoğraf; Arızoğlu arazisi hakkında 27 Temmuz 1321 (9 Ağustos 1905) tarihli yazı suretidir. Söz konusu yazının kime yazıldığı ve yazanın kim olduğu açık değildir. Ancak yazının içeriğinden Takiyüddin Efendiye vekili tarafından yazılmış mektup olabileceğini düşündük. Söz konusu mektupta, Uluborlu kazası yetkililerine verdiği dilekçenin önce kabul edilmek istenmediğini, daha sonra kabul edildiğini; kaymakamın kendini çağırıp Arızoğlu mevkisine keşfe gidileceğini, bunun için beş lira ödemelerini söylediğini; Türkmenlerin Tatarlı’ya 1693/1694’de yerleştiğini, ellerindeki mahkeme kararının 1635 tarihli olduğunu, tartışmalı arazide Tatarlıların haklı olduğunu gösteren hiç bir belge bulunmadığını, keşif bedeli olan beş liranın gönderilmesini talep etmiştir (Belge-2 Öztoprak Ailesi Arşivi nu.663-664).

665 numaralı fotoğraf; Arızoğlu arazisinde öldürülen Ahmet’in annesinin ifadesidir. Yazının üzerinde tarih ve imza yoktur. Ahmet’in annesi ifadesinde; köyün dışından gelen 70-80 kişinin Ahmet’e silahla ateş ederek öldürdüklerini; öldürenlerin isimleri ve şahsiyetleriyle ilgili dava vekili Osmanzade Nuri Efendi vasıtasıyla yazdıkları 7-8 dilekçede belirttiklerini; ayrıca Uluğbey, Senirkent, Uluborlu ve Dereköy’den olaya şahit olanların isimlerini saymıştır. Söz konusu ifadenin müsvedde olduğunu düşünüyoruz. Fotoğraf çekimi net olmadığı için bazı kelimeler okunamadı (Belge-3 Öztoprak Ailesi Arşivi nu.665).

666-668 numaralı fotoğraflar; evrak akışı ile ilgili bilgi pusulasıdır (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.666-668).

669 numaralı fotoğraf; Veli Baba Dergahının vakfı olan Yassıviran köyü sınırları dahilinde bulunan değirmen ile ilgili Uluborlu Şer’iye Mahkemesinde görülen davada yalancı şahitlik yaptıkları gerekçesiyle yargılanan kişilerin berat ettiklerine dair 9 Mayıs 1317 (22 Mayıs 1901) tarihli bilgi notudur (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.669).

670-671 numaralı fotoğraflar; Mahkeme-i Teftiş harç makbuzu suretleridir (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.670-671).

672 numaralı fotoğraf; fetvayı şerif örneği suretidir (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.672).

673 numaralı fotoğraf; evrak pusulasıdır (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.673).

674 numaralı fotoğraf; mahkeme harç makbuzudur (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.674).

675 numaralı fotoğraf; Veli Baba Zaviyesi mütevellisine 1324  (1906) yılı Zilkade ayında dört yüz elli guruş ödendiğine dair Uluborlu Mal Sandığı makbuzudur (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.675).

676 numaralı fotoğraf; evrak pusulasıdır (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.676).

677 numaralı fotoğraf; Veli Baba Dergahına ait Yassıviran köyü sınırları dahilindeki değirmen davasıyla ilgili Uluborlu Bidayet Mahkemesine yazılmış dilekçe suretidir (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.677).

678 numaralı fotoğraf; 8 Ağustos 1321 (21 Ağustos 1905) tarihli Alişahzade imzalı Takiyüddin Efendiye yazıldığını tahmin ettiğimiz mektup suretidir. Alişahzade mektubunda; Karahisar Mutasarrıfı ve Sandıklı Kaymakamının mahkeme neticeleninceye kadar Arızlı arazisindeki ekinlerin yed-i emine verilmesini istedikleri ve vilayet tarafından bu isteğin kabul edildiğini; ekinlerin bir memur gözetiminde yoldurulacağını bildirmiş; Uluborlu halkının istinafa müracaatı engellediğini, iş takibi için birlikte Konya’ya gitmeyi teklif etmiştir.  (Belge-4 Öztoprak Ailesi Arşivi nu.678).

679 numaralı fotoğraf; İlegüb köyü a’şarının Veli Baba Zaviyesine tahsisi ile ilgili Danıştay kararı ve yazışmalarla ilgili 13 Şubat 1326 (26 Şubat 1911) tarihli bilgi notudur (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.679).

680 numaralı fotoğraf; Osmanzade’nin kız kardeşine yazdığı mektup suretidir. Söz konusu mektupta; maaşının iki yüz lirasını gönderdiğini, bakiyesini bilahare göndereceğini yazmıştır (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.680).

681 numaralı fotoğraf; Isparta Savcı Yardımcılığına yazılan 25 Şevval 1318 (15 Şubat 1901) tarihli yazı suretidir. Yassıviran köyü sınırları dahilinde bulunan değirmenin Veli Baba Dergahına ait olduğunun anlaşıldığı, mütevelliye teslim edilmesi talep edilmiştir (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.681).

682 numaralı fotoğraf; üzerinde “Uluborlu kazasında sadat-ı Hüseyniyeden Veli Baba oğlu Sünbül zade Seyyid Hakkı Efendiye mahsustur” yazan ve İstanbul’dan gönderilen zarftır. Zarfın üzerinde pul ve mühür mevcut olup, tarih okunamadı (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.682).

683-685, 687-693 numaralı fotoğraflar; evrak pusulasıdır (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.683-685, 687-693).

686 numaralı fotoğraf; maaş ödeme makbuzudur (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.686).

694 numaralı fotoğraf; ziraat ile ilgili fetva örneğidir (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.694).

695 numaralı fotoğraf; Veli Baba Değirmeni ile ilgili Takiyüddin Efendinin Meşihat makamına yazdığı dilekçe müsveddesidir (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.695).

696 numaralı fotoğraf; kiraya verilen evin, kiralayan tarafından satışının mümkün olup olmayacağı hakkında fetva örneğidir (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.696).

697 numaralı fotoğraf; Veli Baba Dergahına ödenen aylık 450 guruş taamiye bedeli ve 17.270 guruş İlegüb köyü a’şarı bedeli ile ilgili bilgi notudur  (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.697).

698 numaralı fotoğraf; Alişahzade’nin Takiyüddin Efendiye yazdığını düşündüğümüz 21 Temmuz 1321 (3 Ağustos 1905) tarihli mektup suretidir. Alişahzade mektubunda Arızoğlu arazisi ile ilgili Uluborlu kaymakamlığına dilekçe verdiğini, bu dilekçede Tatarlı halkının Arızoğlu mevkiindeki hasılatı silahla gasp ettikleri, Uluğbeyli bir kişiyi öldürdükleri ve birden fazla kişiyi yaraladıkları, yeni cinayet işlemeğe meyilli oldukları, bunun için zabıta tedbirlerinin artırılmasını istediğini; ancak zabıta memuru Eşref Beyin işi yavaştan aldığı için vilayete şikayet ettiğini; ayrıca bazı şahitlerin düzgün ifade vermediğini, Tatarlılar lehine hava oluşmaya başladığını belirtmiştir (Belge-5 Öztoprak Ailesi Arşivi nu.698).

699 numaralı fotoğraf; Arız oğlu arazisi hakkında Uluğbey halkı veya vekilleri tarafından Konya vilayetine yazılan dilekçe suretidir. Üzerinde tarih bulunmayan dilekçede; Arızoğlu mevkisindeki arazi anlaşmazlığından dolayı Tatarlı halkının saldırılarına maruz kaldıkları, ölüm ve yaralama hadiseleri yaşandığı, cebren hasılata el konulduğu, zabıta memurunun işi yavaştan aldığı; Uluğbey halkı için önemli olan Arızoğlu hasılatının elden çıkması halinde köyün dağılacağı belirtilmiştir (Belge-6 Öztoprak Ailesi Arşivi nu.699).

700 numaralı fotoğraf; evrak pusulasıdır (Öztoprak Ailesi Arşivi nu.696).

SONUÇ

Öztoprak ailesi arşiv belgelerinin yarıdan fazlasını okuduk. Bu bölümde günümüzde halen Uluğbey köyü sınırları içinde bulunan Arızoğlu mevkisi ile ilgili beş adet belge dikkat çekmektedir. Bu belgelerde Tatarlı halkının Arızoğlu arazisi hasılatını zorla gasp ettikleri, Uluğbey halkına silahla saldırarak ölüm ve yaralamalara sebep oldukları ifade edilmiştir. Takiyüddin Efendinin vekili vasıtasıyla bu anlaşmazlığa dolaylı olarak müdahil olduğu anlaşılıyor.

BELGELER

Belge 1

Belge yer numarası: Öztoprak Ailesi Arşivi nu.644

Tarih: 1916 veya sonrası

Not: Yazının hangi makama yazıldığı ve tarihi belli değil. Ancak yazının içeriğinden 1916 veya daha sonrasına ait olduğunu ve Veli Baba Zaviyesi Vakfına ait değirmenin vakfa iadesi hakkında, zaviye mütevellisi vekili tarafından mahkemeye verilen bir dilekçe olduğunu tahmin ediyoruz.

Isparta nam-ı diğer Hamidabad sancağına tabi Uluborlu kazasına muzaf Senirkent nahiyesi kurasından Uluköy karyesinde defin-i hak ıtırnak sadat-ı Hüseyniyeden Veli Baba Hazretleri Vakfına 3 Rabiul-evvel sene 948 (27 Haziran 1541) ve 15 Rabiul-evvel sene 1057 (20 Nisan 1647) tarihli ferman-ı aliler mucebince ba-kalem tevki’i tashih buyrulan ve 12 Şevval sene 1208 (13 Mayıs 1794) tarihinde tevliyeti müvekkilimin ecdadından Trabzon’da? medfun kutb-u Veli Baba hafidi Şeyh Nebi Dede ve 8 Cemaziyel-evvel sene 1226 (31 Mayıs 1811) tarihinde vefatıyla mahlulünden mahdumu Sünbül ve Salim pehlivan demekle arif Seyyid Hüseyin Hali’ye 20 Receb sene 1287 (16 Ekim 1870)  tarihinde vefatıyla mahlulünden es-Seyyid Musa Kazım Çelebiye ve 15 Safer sene 1312 (18 Ağustos 1894) tarihinde vefatıyla mahlulünden ba-berat alişan es-Seyyid Mehmet Takiyüddin Efendiye tevcih buyrulmuş ve 9 Ramazan sene 1334 (10 Temmuz 1916) tarihli berat-ı alişan mucebince evladiyet ve meşrutiyet üzere vakf-ı mezkurun halen bi’l-meşrut mütevellisi Mehmet Takiyüddin Efendi bin es-Seyyid Musa Kazım bin Hasan (..) tarafından mezkur nahiyenin Turgutlar Mahallesi ahalisinden ve atiyü’z-zikr bir taş deveran ider (ileride sözü edilecek olan bir döner taşlı değirmen) bir bab değirmen müştereken gasben vaz’ı yedleri mütehakkık olan Hacı Ali ve Mehmet ve Mustafa tarafından vekilleri muvacehesinde işbu meclis-i şer’e takdim olunan 12 Receb sene 1047 (30 Kasım 1637) tarihli ol-tarihte Uluborlu kazası naibi mevaliden Üveys Efendi bin Mehmet Efendinin hatmini/hitmini haviye (üzerinde mühür olan) sicil-i mahkemede mukayyed ve Fetvahane-i aliyyeden musaddak ve gerek Hamidabad Evkaf İdaresinde ve gerekse ba-irade-i seniye Evkaf Nezaretinde Kuyud-ı Vakfiye İdaresinde 14 Şevval sene 1208 (15 Mayıs 1794) tarihinde müvekkilim mumaileyhin cedd-i evlad-ı vakıfdan Seyyid Şeyh Nebi Dede ile Seyyid Mehmet Taki Bruci? nam-ı diğer Hoca Palabıyık zamanında askeri ruznamçesine kayıt edilmiş ve naks ve nakzına mecal-i mahal ve ol tarihten berü mamulün bih bulunan ve bir suret musaddakası huzur-ı şer’e ibraz olunan vakfiye-i mukayyide-i mamul-biha natık (..) üzere Yassıviran karyesi hudud ve sınırı dahilinde bir taraftan kıbleye müteveccih cebele ve ön tarafı mer’a ve iki tarafı/  değirmenin yoluyla mahdud derununda bir taş deveran eder vakf-ı mezkurun icare-i vahide-i müsakkafatı vakfiyesinden bulunan bir bab değirmen vakf-ı müşarünileyh hazretlerinin mülki iken ol tarihte vakf-ı sahih müebbed ve habs-i sarih muhallid ile vakfa habs edüb gıllesini dergah-ı şeriflerinde itam-ı taam şartı ve tahsis buyurub ol-vechile değirmen vakf-ı müşarünileyhin icare-i vahide-i müsakkafatından olup hatta muma aleyhim ile pederleri Mehmet Ali tarafından da 1302 (1884/1885) senesine kadar bazı sene otuz ve bazı sene kırk kile buğday bedel-i icar verüb dururlar ve böylece beyne’n-nas vakf-ı müşarünileyhin icare-i vahide-i müsakkafatından olduğu meşhur ve maruf ve mütevatir iken mezkur değirmen güya 1158 (1745/1746) tarihinde harab olub eser-i binadan hali kalmakla nefisleri içün mülkiyet veçhile bina edildiği şilecik? ve ba’de veresesine ve ba’de irsen ve ferağen ve intikalen uhdelerine mülkiyet veçhile intikal eylediğini iddia ve hiçbir yerde kaydı bulunmayan ve bulunsa bile mübrez vakfiye-i sicil-i mukayyide-i mamulün bihaya karşı bir meziyeti haiz olmayan sipahi senediyle ve emri mücerred ile müdahalelerin fuzuli olduğu gibi husus-ı mezkur Uluborlu kazası mahkemesine 1315 (1897/1898) tarihinde hall u fasl olunarak ikame olunan şuhudun şehadetine müddea aleyhim ve mumaileyhanın ibraz eyledikleri vesaikin nazar-ı şer’ide mahiyeti olmamasına nazaran mezkur değirmenin vakf-ı mezkurun icare-i vahide-i müsakkafatından olduğuna binaen vakfiyeti ve icarının maruf olduğuna ve salifüz-zikr değirmen vakf-ı mezkur namına mütevell-i meşrut-lehi olan müvekkilim mumaileyhe teslimine hükm-i şer’i lahik olarak ol-babdaki ilam fetvahane-i celileden tasdik kılınmış ve merkumun taraflarından müvekkilim mumaileyh tarafından kaim olunan şühudun kazib? Şahid-i zur olmadığına dair Isparta Bidayet Ceza Mahkemesine ikame ettirdikleri hukuk-ı umumiye davası üzerine cereyan eden mahkeme neticesinde ikame olunub tezkiye edilen ve isimleri anifü’z-zikr (Az önce bahsedilen) ilam-ı şer’ide mestur bulunan şühudun beratlerine dair 23 Mayıs 1317 (5 Haziran 1901) tarihinde ilam sadır olmuş ve muahharan mumaileyhim tarafından Uluborlu kazası mahkeme-i şer’iyesine müvekkilim mütevelli mumaileyh aleyhine ikame ettikleri men-i muaraza davası üzerine gerçi mezkur değirmenin mülk-i sarih olmadığı hakkında şühud ikame etmişler ve bu suretle men’i muarızına dair 9 Receb sene 1311 (16 Ocak 1894) tarihinde gıyabi ilam-ı şer’i istihsal etmişler ise de ilam-ı mezkur Fetvahane-i celile ve Tedkikat-ı Şer’iye Meclisince lede’t-tedkik zikr olunan icarın maruf olmadığı ve şühudun şahid-i zur olduğu (yalan yere şahitlik eden kimse) hakkında muterizlerin iddiaları şayan-ı kabul bir defa şer’i olmayıp tevki’ olunan 5 Receb sene 1319 (18 Ekim 1901) tarihli mezkur hüküm usulünde olmadığından ve vakf-ı mezkur hakkında mukaddema verilmiş olan ilam fetvahaneden tasdik ve Tedkikat-ı Şer’iye Meclisince istinaf edilmesi lüzumu gösterilmeksizin mezkur tarihinden muahhar bir tarih ile ber-vechi muharrer huşu-ı mezkurun istinaf olunması veçhile ne idüğü tasrih olunmadığından sebki noksan ve halelden gayr-i hali idüğü tahşiye kılınmış ve şu hale nazaran hükm-i evvel ibka ve hükm-i sani bulunmakla keyfiyet-i hal aslına rücu’ eylemiş müddea aleyhim merkumunun Mecellenin 1836. maddesinin fıkra-i sanisi mucebince itiraz-ı dava edebilüb mahkemeye gelmedikleri halde infaz hükmü hakkında bir muktezi ilam-ı tahrir ve daire-i icraya tevdi’ edilmesi lazım geleceği ve bu suretle muameleye katiyen meydan verilmemesi ba-emr-i meşihat-penahi emir ve iş’ar buyrulmuş ve 1320 (1902/1903) tarihinde değirmenin vakfiyetine ve mütevelli-i meşrutuna teslimi hakkındaki ilam-ı şer’i daire-i icra marifetiyle infaz olunarak teslim dahi edilmiş ve merkumunun Dahiliye Nezaretine takdim eyledikleri istida ile muamele-i teslimiyede muamele-i cebir ve şiddet istimal edildiği hakkındaki şikayetleri üzerine vilayet marifetiyle tedkikat-ı lazime bi’l-icra merbut olan Uluborlu kazası kaymakamlığından mutasarrıflığa gönderilen mazbatada mezkur değirmen kayden vakıf olduğu sabit olub hini ahz ve tesliminde aslen fıkra-i cebiriye istimal edilmeyerek mürur-ı zamanla vuku’ bulan bey’ u şira (alım ve satım) cihetlerine istinaden fuzuli zapt ve tasarruf edildiği ve ol-babda şeref-sadır olan tevliyet beratı üzerine hükümet-i mahalliye marifetiyle üç biraderlerden birisi olan Mustafa Efendinin muvafakatiyle şer’an alınıp evlad-ı vakıfdan mütevelli Seyyid Mehmet Takiyüddin Efendiye teslim edildiği velhasıl vakfiye-i mukayyide-i ma’mulün biha ve tevliyet beratı ve gerek müddeilerin ibraz eyledikleri atik bir emr-i mücerridi sahih şer’en ve bey’i ve saire suretleri mucebince mezkur değirmenin vakfiyeti sabit ve mütehakkık olub müddeilerin iddialarında ısrarları halinde mahkemeye müracaatları iktiza edeceği tebliğ ve tefhim edilmiş iken müddea aleyhim merkumun ba’de’l-meşrutiyet (Meşrutiyet sonrası) tekrar mezkur değirmen mülkleri olmak iddiasıyla fuzuli müdahale ve taarruz eder olduklarından su’al olunub kafe-i yedlerine ve bi vehi şer’i (şer’i hukuka göre) müdahale ve muarazalarının men’ine ve salifüz-zikr berat-ı alişan mucebince mezkur vakıf değirmenin mütevelli-i meşruta lehüma mütevekkilim mumaileyh namına bana teslimi mumaileyhaya tenbih buyrulmak bi’l-vekale matlubumdur dedikte

Belge 2

Belge yer numarası: Öztoprak Ailesi Arşivi nu.663-664

Tarih: 27 Temmuz 1321 (9 Ağustos 1905)

Huzur-ı Ali-i Fazılanelerine

Fazılane-menab Efendim Hazretlerine

27 Temmuz 1327 (9 Ağustos 1905) tarihli emirlerini şimdi aldım derhal istida ile ilam suretini müstashaben kaymakama giderek zat-ı fazılanelerinden kabul edilmeyen istida ve ilam suretini bi’t-takdim yine kabul edilmez ise kimler yanında kabul edilmediğinin iş’arı halinde doğruca vilayete gidileceği bi’t-tahrirat beyan ve iş’ar edilmiş olduğunu bade’t-tefhim ayak üzerinde durdum, yanında hakim efendi ve Sipahizade Nuri Efendi ve Nuhzade Mehmet Efendi varlar imiş kabul etmeyeceğini söylemesi üzerine Sipahizade Nuri Efendi bu bab yanlış hareket ettiğini sonra mesele fena netice vereceğini beyan etmiş ve davanızı hiçbir makam istida kabul etmekten imtina ettiği görülmediğini iddia etmesi üzerine oturmaklığımı emr ettiler hakim efendi birkaç söz söyledi ise de kabul olunmadığına hiddet ederek ferreten yefirru emrini çekti bade Nuri efendi ile aşağıdan yukarıdan haylice laf söyledikten sonra kemal-i hiddetle veriniz şu istidayı da meclise havale olduğunu ve vilayetten olunan suallere

2.sayfa

Cevap verileceğini ifade etmekle çarşıya gelerek şu arizemi yazarken acele bir mazbata ile çağrıldım. Hemen süratle vardığımda meclis idare heyeti kaymakam kendisinin de beraber olduğu halde Arızoğluna keşfe gideceğinden ücret-i kademiye olmak üzere beş adet lira Osmaniyenin süratle getirtilmesi için yazmaklığımı kaymakam mumaileyh emir buyurdular beş lira yarın behemahal gelmeli başka laf istemez dediler meclis idaresi sözünü tasdik etti. İşte efendiciğim mesele bundan ibarettir. Bu beş lira vermekle hasıl olacak menfaat ne olmak lazım geleceğini kendim mektup yazarken mülahaza eyledim madema heyet-i idareye verecek acaba taksim defteri filan yapılabiliyor mu mamafih elde bulunan ilam mucebince Tatarlı karyesinin hakkı olmadığından bir mazbata alınabiliyor mu buralarının mülahazasıyla derhal beş liranın irsali lazımdır. Kaymakama çok şeyler anlattım ilam tarihinin 1045 (1635/1636) olduğunu ve Türkmenin iskanı 1105 (1693/1694) idüğünden Tatarlı ahalisinin münazaunfih mevkiinde asla hakkı bulunmadığını ve Tatarlılar elinde parmak kadar münazaun-fih araziye dair bir varaka olmadığını ve ol-babda

3.sayfa

Sarfı haksız olarak Sanduklı’da Karahisar’da bazı zevata istinaden hareket eylediklerini anlattığım gibi daha pek çok şeyler söyledim. Mir-i mumaileyh kanuni mesuliyetten ve zat-ı fazılanelerinin takip edeceği noktadan adeta tahvif eyledim. Sonradan ne düşünüldü bilemem yarın için beş lira talep olunuyor bir de var ki ağız yerse yüz utanır daiyenize kalırsa göndermek muvafıktır yine iyisini siz bilirsiniz. Gerçi istida kabul olunmuş idi. Ağamla filan müşavere etmeksizin zat-ı fazılanelerinin doğru netice Konya’ya gitmesini ve istidayı mezkur ile ilamı bi’t-takdim kaymakam aleyhinde şikayet edilmesini tefekkür etmiş idim madema işin buraya müncer oldu yarın bu babdaki mütalaanızla beş lira irsali müceddiden fazılaneleriyle geri komşularımızın rey’ine mütevakıfdır. Başkaca bir vukuat yoktur. Baki bikai teveccühat-ı fazılaneleri mütemennadır efendim 27 Temmuz sene 1321 (9 Ağustos 1905)

ed-Dai

imza

Belge 3

Belge yer numarası: Öztoprak Ailesi Arşivi nu.665

İlegüblü merhum ve maktul Ahmet Efendinin (…) ailesi ve eytamları

İzzetlü Efendim

Biz İlegüb köyü hududu dahilinde Arızoğlu namlı mahalde bulunuyor köyde iken merhum oğlumuz Ahmet Efendiyi katleden bir haydut katl kasdıyla silah endaht eden ba-husus başka köy ahalisidir kendimiz bulunsa idik bilir şahıslarımızı tanıyamayız ahiren aldığımız malumat üzerine silah atanların ve oğlumuzu katledenlerin isim ve şahsiyetleri vekilimiz Osmanzade Nuri Efendi marifetiyle verdiğimiz yedi sekiz adet arz-ı hallerde beyan ettik nazar-ı insafla bakılırken şahıslarını bilmeğe ve tanımaya evvel hususiyemiz manidir hangi bir kadın na-mahrem olan ba-husus güya ve birbiri ayrı bulunan erkekleri tanır ve tayin edebilir tekrar ederim ki ve işittiğimiz adamlar ve şahitlerimiz salifül-arz Alişahzade Nuri Efendi vekaletiyle verdirdiğimiz arz-ı hallerimizde mezkurdur kuramızdan Kedici?oğlu Kazım bin İbrahim ve Sarı İsmail ve Musa ve Sarı İbrahimoğlu İsmail ve Rüzgaroğlu Ali ve biraderi vekili Molla Hasan ve Dericioğlu Yusuf ve Karadioğlu Molla İbrahim ve Senirkentli (yazı silik) ve Veli ve Hocaoğlu Musa ve Dereköy’den Hacı Alinin Ali Onbaşı ve Atıcıoğlu Mestan ve Şabanoğlu Halil ve Kuşçu aşiretinden Kara Yusufoğlu Ali ve Saçı Karalı aşiretinden  Hacı Hasanoğlu (..) ve Türkmen ve Karasımın? Hacı bu üç kimse bir gün yaylamıza gelip badehu doru bir attan

Bisse üzerine gidip (…) hali bize haber verdiler ve Bisse karyesinden Arızoğlu ziraat edilirken çift (..) Ali oğlu rüfekası ve (..) Kara Musa ve Borlu’dan Mercekcioğlu Hakkı Hafız ve Hacı (..) damadı Süleyman Efendi ve Koca Hatice ve hemşiresi Kezban’ın benim oğluma katl kastıyla (..) silah endaht eyleyen yetmiş seksen (..) olup benim oğlum (..) düşmanın (..) ölüm döşeğinde yatarken (..) ve bizlere beni Kartlak vurdu dedi ve ah Kartlak Emine kerimemi gelin edeyim de beni öyle öldür deyi can verdi. Malumatım şimdilik bundan ibarettir bundan sonra malumat aldığımı haber veririm

Belge 4

Belge yer numarası: Öztoprak Ailesi Arşivi nu.678

Tarih: 8 Ağustos sene 1321 (21 Ağustos 1905)

Huzur-ı Fazılanelerine

Faziletli Efendim Hazretleri

6 Ağustos 1321 (21 Ağustos 1905) tarihiyle müzeyyen lutf-namelerini Hatib Efendi ve sadık mirlerinden aldım. Layık olmadığım halde tesadüf eylediğim şetm mucib-i teessüftür. Her ne ise bunlar biraz hazımsız olurlar. Ondan geçelim gönderilmesi emir buyrulan benim bindiğim hayvanı götürmeye gelen adam ile gönderilmiştir ondan alırsınız. Gelelim meseleye Isparta’ya keşide kılınan telgrafa zuhur eden netice yine eski neticedir gerek Karahisar Mutasarrıfı ve gerek Sanduklı Kaymakamı bizim valiye ve mutasarrıfa müracaat etmişler mir-i arazi hasılatın netice-i mahkemeye değin yed-i emine tevdi’i telgrafla istirham etmişler onun için yekdiğerini müteakib bu defaki tahkikatınızda hangi tarafın zira’ eylediği anlaşılırsa o taraf marifetiyle yoldurmak hasılatın devr-i keyl edilerek yed-i emine tevdi’i emr olunuyor bunlara karşı kaymakam bey tekrar yazdı hudud-name ahkamınca Arızoğlu mevkiindeki arazi Tatarlıların hakkı olmadığı ve hasılat-ı mezrua İlegüblüler tarafından zira’ edildiği şühud ile sabit olduğu ve şer’an tohum-ı zira edenin olacağı arz olundu ise de

2.sayfa

İş’arı merbut dairesinde muamele icrası ve meclis-i idare tarafına olunan keşif hükm-i kuvvetini haiz olmadığı emr olunmakla bugün sabahleyin kaymakamın daiyenizi celb ile kefiyeti tefhim eylemiş idi. Ve şu cevaplara zat-ı fazılanelerinin buraya gelmediğine ve Isparta’ya veyahut Konya’ya gitmediğine canı gayetle sıkıldı, zaruri memur-ı mahsus tayiniyle mahsulatın yoldurulmasına yed-i emine tevdi’ine karar verildi memur-ı zabtiye mülazımı Eşref Efendidir. Yevmiye ücreti otuz guruşdur. Yolunan hasılatın ücretini alacaktır. Şimdiye değin yazdığınız maznunlardan kimse vürud etmemiş ve gösterilen şahitlere talimat gitmemiştir. Talimatın neticesinde haber alınırsa bildirilir, buraca başkaca havadis yoktur. Bizim bu (..) meselesinden dolayı Uluborlu ahalisi tarafından istinafa dava ikame etmek üzere daiyenizi Konya’ya göndermiyorlar yarın teşrif buyurunuz da bir suretle meclis idaresinden karar suretini alalım, hudud-name ile beraber getirip valiye takdim edeyim de siz de Çallı Efendiye yazar elbette bir netice alınır arzu buyrulsun sizle beraberce Konya’ya gideriz, istemez iseniz ivazsız bilirsiniz baki irade efendim hazretlerinindir

Fi 8 Ağustos sene 1321

Alişahzade

ed-Dai

İmza

Belge 5

Belge yer numarası: Öztoprak Ailesi Arşivi nu.698

Tarih: 21 Temmuz 1321 (3 Ağustos 1905)

Huzur-ı Ali-i Fazılanelerine

Faziletlü Efendim Hazretleri

20 Temmuz 1321 (2 Ağustos 1905) tarihli lutf-namelerini aldım. Derhal bir istida tanzim ile kaymakamlığa takdim eyledim anında Sanduklı kaymakamlığına mufassal bir telgrafname keşide edildi. Telgrafın hülasa-i meali İlegüb karyesi ahalisinin Arızoğlu mevkiinin hasılatını Tatarlı ahalisi müsellahan ve cebren ahz ve gasb etmekte olduğu ve bundan mukaddem ifa edilen cinayet misallü diğer bir cinayetin icrası maznun idüğünden mezkur karye ahalisinin hemen men-i müdahaleleriyle kifayet-i miktar orada zabıta bulundurulmasından ibaret olduğu bura zabıta memurluğundan iki üç zabıtanın Arızoğlu mevki’ine irsaliyle İlegüb karyesi hasılatına müdahale eden Tatarlı ahalisinin men’i ve bir daha cinayet ifasına meydan verilmemesi emir ba-hususus olunmuş ise de zabıta memuru Eşref Efendi talel/talil eylediği için vilayete telgraf keşide edilmiştir. Cevap vürudunda yine iğmaz-ı ayn edilecek olursa diğer türlü şikayete hazırım Kaymakamlığa taktim edilen istida mufassal ve dehşetli idi işim çok olduğundan suretini alamadım vilayete keşide edilen telgrafname sureti takdim olunuyor

2.sayfa

Mütalaa buyrulursa istidanın ne derece mufassal ve dehşetli olduğu anlaşılır. (..) Kel Hüseyin ile gönderildiği iş’ar olunan şukkanızı görmedim. Bunlar bir mektuba dahil olmamıştır münderecatı ne ise iş’ar buyurunuz Kadılardan Ali Pehlivan bugün burada ifade verdiğini ve adem-i malumat beyan eylediğini Talat Efendi haber verdi. Kahrolsun öyle heriflere katiyen emniyet olunmaz. Siz münasebetli şahitleri adam-ı mahsusuyla tarafıma gönderip kimse zihinlerini ihlal ve iğfal etmeksizin ifadelerini aldırayım başka çare olmayacak Tatarlıların yazıkçısı çoğalmağa başladı hatta kaymakam bana dahi bir takım kabahatli kabahatsiz adamları hissettirmiyorsanız diye yorum? Söyledi canım sıkıldı ve birkaç laf söylenildi ise çıktım, şu lafı Eşraf Efendinin söylemesi üzerine olduğu birkaç delil ile hissettim. Hatta Eşraf Efendinin iftarı bile başka türlüdür. Fakat elinden bir şey gelmez. Başka diyeceğim yoktur. Teveccühat-ı kalbiyelerini ricadan ibarettir. Baki irade efendim hazretlerinindir fi 21 Temmuz sene 1321(3 Ağustos 1905)

Alişahzade

ed-Dai

İmza

On liradan mütebaki üç mecidiyeye yakın meblağı gönderebilirseniz memnun olurum efendim

Belge 6

Belge yer numarası: Öztoprak Ailesi Arşivi nu.699

Tarih: –

Konya Vilayetine

Ba-hudut name elli seneden beri ziratimizde bulunan Arız oğlu yaylasındaki arazimizin ziraatini ikmali sırasında Sanduklı’nın Tatarlı karyesi ahalisi müsellahan hücum birimizi katl diğerlerimizi cerh ettikten sonra derdest tahkik ise de tutulmayan otuzu mütecaviz caniler hisara gelmiş hasılatımızı aşairden asker firarileriyle yine müsellahan hücum ve hasılatımızı ahz-ı gasb edilmekte olduğu tarafımızdan varsa yine katl cerh muhakkak bulunduğu kaymakamlığa arz eylediğimizden miktar-ı kafi zabıta azami müdahalelerinin men’i Sanduklı’ya resmen yazıldığı gibi buradan azami zabıtaya emr olunmuş iken zabıta memuru talel? ediyor. Karyemizin yegane maişeti bu hasılatı elden çıkar ise umumen perişan olacak karyemiz dağılacaktır. Adaletin merhametlerine sığınırız ferman

(Devam edecek)

KAYNAKLAR

Öztoprak Ailesi Arşivi numara: 576-700

NOT: Kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz.

Dr. İbrahim KARAER

e-mail: [email protected]

 

 

Yorum bulunmamaktadır.
Konu: VELİ BABA DERGAHI İLE İLGİLİ BELGELER- 9

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

‘Ortak Değerimiz Atatürk’ bildirisine destek ver

Millî ve manevi değerlerimize, başta Atatürk olmak üzere Türk büyüklerine, her türlü tarihî mirasımıza yönelik saldırılar nereden, kimden ve

Ortak Değerimiz Atatürk

ATATÜRK! TÜRK MİLLETİ SANA MİNNETTARDIR

Her millet, sahip olduğu değerlerle geleceğini inşa eder. Geleceğin harcı olan değerlerine sahip çıkan milletler, geçmişten ders çıkararak, gelecekte aynı hataların tekrar edilmemesi için millî bir hafıza oluşturur. Bu hafızanın en önemli değeri, Millî Mücadele’nin lideri ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e periyodik olarak uzun zamandır yapılan saldırılarla karşı karşıyayız. Bunların sonuncusu geçtiğimiz günlerde Ayasofya’da hem protokolün hem de milletimizin gözü önünde gerçekleşmiştir.

Bilindiği gibi bir esaret belgesi olan Sevr Antlaşması’nı tarihin çöplüğüne atan Mustafa Kemal Atatürk, bir savaş ve diplomasi kahramanı olarak, Fatih’in emaneti İstanbul’umuzu, başta Ayasofya olmak üzere, camileri ve tarihî eserleriyle yeniden milletimize kazandırmıştır. Yine Trakya ve Batı Anadolu’yu Yunanistan; Doğu Anadolu’yu da Ermenistan olmaktan kurtarmış, ezanımızı susturmamış, Misak-ı millî sınırları içinde Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuştur.

Mustafa Kemal Atatürk, 3 Mart 1924’te, halkı aydınlatma, İslam’ın Kur’an’a göre yaşanmasını sağlama, ibadet ve ahlak esaslarıyla ilgili işleri yürütme, ibadet yerlerini yönetme görevlerini yerine getirmek üzere Diyanet İşleri Başkanlığını kurmuştur. Ayrıca Kur’an’ın tefsiri görevi Atatürk tarafından Elmalılı Hamdi Yazır’a verilmiş ve “Hak Dini Kur’an Dili” böylece ortaya çıkmıştır. Kur’an’ın Türkçe tefsiriyle Türkler, dinini öz kaynağından, kendi dillerinden okumaya ve öğrenmeye başlamışlardır.

Hâl böyleyken son yıllarda Millî Mücadele’mizin millî ve manevi mimarı Mustafa Kemal Atatürk, maalesef periyodik saldırılara maruz kalmaktadır. Bir millete sinsice düşmanlık etmenin yollarından biri, o milletin kahramanlarını itibarsızlaştırmaktır. Bunun en kolay yolu ise dinimizi kirli emellerine alet etmektir.

Son olarak Ayasofya’daki icazet töreninde bir imam Ayasofya’yı kastederek; anlatım bozukluklarıyla dolu “…Bu ve bu gibi mabetlerin mabet olarak kalması için inşa edilmiştir. Öyle bir zaman geldi ki bir asır gibi bir zaman içinde ezan ve namaz yasaklandı ve müze hâline çevrildi. Bunlardan daha zalim ve kâfir kim olabilir!… Yarabb’i bir daha bu zihniyetin bu milletin başına gelmesini mukadder buyurma!” gibi suç oluşturan ifadeler kullanmış ve haklı olarak bu söylem halkımızda büyük bir infiale yol açmıştır.

Atatürk, emperyalizmin ve yerli işbirlikçilerinin planlarını bozan bir lider olup Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, ülkemizin en başta gelen birleştirici ve bütünleştirici unsurudur. Mustafa Kemal Atatürk’e üstü kapalı yapılan bu saldırı aslında onun silah arkadaşlarına, Türk milletinin birlik ve beraberliği ile Cumhuriyet’imize yöneliktir. Atatürk’e yapılan ve yapılacak olan saldırıların nihai hedefi Türk milletidir, Türk devletidir. Bu bakımdan bu ve benzeri saldırıların hedefinin Türk devleti ve milleti olduğu konusunda halkımızı uyarmayı, vatanını ve milletini seven bir grup olarak görev addederiz.

Hedeflerine ulaşmak için geçmişte de bazı cahil kimseleri kullananlar, bugün de aynı yöntemlerle hareket etmektedir. Bu son saldırının kaynağının da aynı güçler olduğu şüphesizdir. Millî ve manevi değerlerimize, başta Atatürk olmak üzere Türk büyüklerine, her türlü tarihî mirasımıza yönelik saldırılar nereden, kimden ve nasıl gelirse gelsin, millî birliğimizi asla bozamayacaktır. Aşağıda imzaları bulunan DTCF Birlik üyeleri ve Türk aydınları olarak bu çirkin ve kötü niyetli ifadeleri şiddetle kınıyor ve reddediyoruz.

DTCF Birlik Üyeleri

**İmza: **

Bildiriyi paylaşarak destek verebilirsiniz:

 

En çok beğenilenler

Giriş

Welcome to Typer

Brief and amiable onboarding is the first thing a new user sees in the theme.
Join Typer
Registration is closed.