İLEGÜB (ULUĞBEY) KÖYÜ MUHTARI SATILMIŞ MEHMET’İN

ÖLDÜRÜLMESİYLE İLGİLİ BELGELER (1277-1278 / 1860-1861)

Dr. İbrahim KARAER

 

Giriş

Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivinde bulunan belgelerden;1860 yılında Hamid sancağı Uluborlu kazasına tabi İlegüb (Uluğbey) Köyü Muhtarı Satılmış Mehmet’in gece evine yapılan silahlı saldırı sonucunda öldürüldüğünü öğreniyoruz. Söz konusu belgelerden o dönemde muhtarların geniş yetkilere sahip olduğu, adam öldürenlere kısas uygulandığı görülüyor. Şer’iye Mahkemesinde verilen karar; Hamid Sancağı Meclisinde görüşülerek Konya Eyaleti Valisi, yüksek yargı organı olan Meclis-i Valayı Ahkam-ı Adliye ve Sadaret Makamı onayına sunulmuş, suçu sabit görülen Lüleci Aşiretinden Abak Kara Mehmet idam edilmiştir. İncelediğimiz belgeler Uluğbey Köyü Muhtarı Satılmış Mehmet’in öldürülme sebebi ve cinayetin nasıl işlendiğini açıkça ortaya koymakta, Osmanlı hukuk sistemi hakkında bize ipucu vermektedir. 

***

İncelediğimiz bir numaralı belge; olayın faillerinden Uluborlu’da sakin Lüleci Aşiretinden Abak Kara Mehmet’in Hamid Livası Meclisinde verdiği ifadedir. Bu belgeden, Uluğbey köyü Muhtarı Satılmış Mehmet ile Abak Kara Mehmet’in aralarında anlaşmazlık olduğu, muhtarın olaya adı karışan Veli’den beş yüz guruş para aldığı, yine olaya adı karışan Senirkentli Yelkovan oğlu Hasan’ın Uluğbey köyünden bir karı sürüdüğü için muhtar tarafından cezalandırılmak üzere bağlanıp Uluborlu kazasına gönderildiği; bundan dolayı adı geçenlerin muhtara düşman oldukları anlaşılmaktadır. Yelkovan oğlu Hasan’ın “Uluğbey köyünden karı sürümüş” ibaresinin, “kadın kaçırmaya teşebbüs” anlamında kullanıldığını tahmin ediyoruz.

Isparta sancağı dahilinde eşkıyalığı ile tanınan Abak Kara Mehmet, yanında Milli Beşe’nin oğlu Mehmet ile 6-7 ay önce Uluborlu dağlarında gezerken; yukarıda adı geçen Veli ve Hasan adlı kişiler Abak Kara Mehmet’in yanına varırlar, muhtara olan husumetlerinden dolayı evini basıp öldürmeyi teklif ederler. Abak Mehmet ve arkadaşı Milli Beşe’nin oğlu Mehmet teklifi kabul edip o gece muhtarın evini basarlar. Abak Mehmet’in ifadesine göre adı geçen Veli tüfekle ateş ederek muhtarı öldürür. Abak Kara Mehmet ve arkadaşları olay yerinden kaçarak Çal tarafına giderler (Belge-1 COA İ.MLV 453-20247-1).

Daha önce incelediğimiz Senirkentli Müderris Tortopzade Hacı Kibar Hüseyin Efendi’nin Senirkent köyü Şeyhler Mahallesindeki evini 25 Haziran 1859 tarihinde geceleyin silahla basarak yüz bin guruş değerinde para ve eşyanın gasp edilmesi olayının failleri arasında Abak Kara Mehmet ve Uluğbeyli Milli Beşenin oğlu Mehmet’in bulunduğundan söz etmiştik  (Karaer, 2022). Uluğbey Köyü Muhtarı Satılmış Mehmet’in böyle bir çetenin hedefi olduğunu belirtelim.

Hamid Livası Meclisinden Konya Eyaleti Valiliğine yazılan 28 Cemaziyel-evvel 1277 (12 Aralık 1860) tarihli mazbatada; Uluğbey Köyü Muhtarı Satılmış Mehmet’i öldürdüğü iddia olunan Lüleci Aşiretinden Abak Mehmet’in arkadaşları ile birlikte eşkıyalık yaparken bu sefer yakalandığı; üç arkadaşı ile birlikte Uluğbey Köyü Muhtarı Satılmış Mehmet’i öldürmek kastıyla geceleyin hanesine silahlı olarak hücum edip, avlusuna girdikleri ve o sırada uykuda olan ve seslere uyanan muhtarın odadan dışarı çıktığı; adı geçenlerin silahlı olduklarını görünce odaya dönmek istediğinde, Abak Mehmet’in elindeki tüfekle ateş ederek muhtarı sırtından vurduğu ve isabet eden kurşunla muhtar Satılmış Mehmet’in olay yerinde can verdiği belirtilmiştir.

Olay sonrası Abak Mehmet’in yakalandığı, arkadaşlarının firarda olduğu, yapılan sorgulamada Abak Mehmet’in evin avlusuna girdiğini kabul ettiği, ancak öldürme fiilini inkar ettiği; muhtarın komşuları Mezid oğlu Hasan ve Musa İbrahim oğlu İsmail’in; Uluğbey Köyü Muhtarı Mehmet Satılmış’ı Abak Mehmet’in öldürdüğüne dair şahitlik yaptıkları; Abak Mehmet’in kısasına hüküm verildiği, diğer suçluların yakalanması için itina gösterildiği belirtilerek gereği arz edilmiştir (Belge-2 COA İ.MLV 453-20247-2). Hamid Livası Meclisince hazırlanan mazbataya Hamid Livası Kaymakamı dahil on üç mühür basılmıştır.

Üç numaralı belge, 3 Zilhicce sene 1277 (12 Haziran 1861) tarihli mahkeme kararıdır. Söz konusu mahkeme kararında; Uluğbey köyü Muhtarı Satılmış Mehmet’in Fatıma adında iki eşi; Durmuş Ali ve İbrahim adlı iki oğlu, Ayşe, Raziye ve Dürriye adlarında üç kız çocuğu olduğunu öğreniyoruz. Müteveffa Uluğbey köyü Muhtarı Satılmış Mehmet’in annesi Ümmü Gülsüm ve eşlerinin Hamid Livası Meclisinde yapılan duruşmaya gelerek Abak Mehmet’ten şikayetçi oldukları; annesi, eşleri ve komşuları Mezid oğlu Hasan bin Murteza ve Musa İbrahim oğlu İsmail bin İbrahim’in Meclis-i şer’ide hazır olup şahitlik yaptıkları; şahitlerin gece uykuda iken köpek sesleri ile uyandıkları, Abak Mehmet ve arkadaşlarının Satılmış Mehmet’i öldürmek kastıyla silahlı olarak hanesini basıp evinin avlusuna girdikleri; odadan dışarı çıkan Muhtar Satılmış Mehmet’in silahlı adamları görünce odaya geri dönerken Abak Mehmet’in elindeki tüfekle ateş ederek muhtarı sırtından vurup öldürdüğüne şahitlik ettikleri; şahitliklerinin makbul olduğu ve Abak Mehmet’in müteveffanın avlusuna girdiğini ikrar ettiği, ancak tüfekle ateş etmediğini söylediği; Abak Mehmet’in iddia sahiplerinin huzurunda kısas uygulanmasına karar verildiği belirtilmiştir (Belge-3 COA İ.MLV 453-20247-6).

Konya Valiliğinden Sadaret Makamına yazılan 3 Muharrem sene 1278 (11 Temmuz 1861) tarihli yazıda; Hamid sancağında eşkıyalık yapan Abak Mehmet ve üç arkadaşının Uluborlu kazası Uluğbey köyü Muhtarı Satılmış Mehmet’i öldürmek kastıyla silahlı olarak hanesini basıp, müteveffayı öldürdüğü; olaydan sonra Abak Mehmet’in yakalandığı, diğer üç arkadaşının ele geçirilemediği belirtilmiştir. Abak Mehmet yapılan muhakemesinde müteveffanın evini basıp avlusuna girdiğini, ancak muhtarı kendisinin öldürmediğini söylemiştir. Uluğbey köyü Muhtarı Satılmış Mehmet’in komşuları Mezid oğlu Hasan ve Musa oğlu İsmail’in şehadetleri ve vereselerin talepleriyle Abak Mehmet’in kısasına karar verildiği, bununla ilgili Hamid Sancağı Meclisi mazbatası, soruşturma evrakı ve mahkeme kararının yazı ekinde gönderildiği bildirilmiştir (Belge-4 COA İ.MLV 453-20247-4).

Üzerinde es-Seyyid Mehmet Kamil’e ait mühür basılı 20 Muharrem sene 1278 (28 Temmuz 1861) tarihli bilgi notunda; Abak Mehmet’in Uluğbey Muhtarı Satılmış Mehmet’i öldürdüğü beyan ile sabit olduğu; öldürülen Satılmış Mehmet’in vereselerinden herhangi biri katili af etmedikleri takdirde huzurlarında katilin kısas olunması gerekeceği yazılıdır (Belge- 5 COA İ.MLV 453-20247-7).

Hangi makama yazıldığı belli olmayan ve altında dört imza bulunan 4 Safer 1278 (11 Ağustos 1861) tarihli yazıda; Uluğbey köyü Muhtarı Satılmış Mehmet’i öldürdüğü beyan ile sabit olan Abak Mehmet’in kısasına şer’en hüküm verilmiş olduğundan “usulü veçhile mazbatasının tanzimi gerekir” denilmiştir. Meclis-i Valayı Ahkam-ı Adliye’nin 20 Safer 1278 (27 Ağustos 1861) tarihli aşağıdaki kararından, bu tezkerenin Muhakemat Dairesine ait olduğu anlaşılmaktadır (Belge-6 COA İ.MLV 453-20247-8).

Meclis-i Valayı Ahkam-ı Adliye’nin 20 Safer sene 1278 (27 Ağustos 1861) tarih ve 282 numaralı kararında; Uluğbey Köyü Muhtarı Satılmış Mehmet’in öldürülmesiyle ilgili olayın mahkeme safhası özetlendikten sonra; katilin adı geçeni öldürmek kastıyla öldürdüğünün beyan ile sabit olduğundan vereseler katili af etmedikleri taktirde bizzat huzurlarında kısas uygulanması; vereselerden biri katili af eder ve barışmak isterse, diyet uygulanması gerekeceğinden durumun yeni bir mahkeme kararı ile yüce mahkemeye gönderilmesi ve katilin olay sırasındaki arkadaşlarının yakalanması için itina gösterilmesi istenmiştir (Belge-7 COA İ.MLV 453-20247-10).

Uluğbey Köyü Muhtarı Satılmış Mehmet’in öldürülmesiyle ilgili belgeler burada sona eriyor. Elimizdeki belgelerde Abak Mehmet’e kısas uygulanıp uygulanmadığı hususu açık değildir. Ancak Senirkentli Müderris Hacı Kibar Hüseyin Efendinin evinden yüz bin guruş değerinde para ve eşyanın gasp edilmesiyle ilgili belgelerde; Abak Kara Mehmet’in kasten adam öldürmek suçundan idam edildiğini öğreniyoruz (Belge-9 COA İ.MVL 468-21238-11).

Sonuç

Uluğbey Köyü Muhtarı Satılmış Mehmet, suç işleyenleri adalete teslim ettiği için, Lüleci Aşiretinden Abak Kara Mehmet çetesinin hedefi olmuştur. Elimizdeki belgelerde, Uluborlu’da sakin Lüleci Aşiretinden Abak Kara Mehmet’i Hamid sancağında eşkıyalık yaptığı, insanların malına ve canına zarar verdiği açıkça belirtilmiştir. Uluğbey Köyü Muhtarı Satılmış Mehmet’in hanesini basarak ölümüne sebeb olan Abak Kara Mehmet ve Uluğbeyli Milli Beşe’nin oğlu Mehmet’in adları; Senirkentli Müderris Hacı Kibar Hüseyin Efendinin evinin silahlı olarak basılıp yüz bin guruşa yakın para ve eşyanın gasp edilmesi olayına da karışmıştır. Gasp olayında Abak Kara Mehmet öldüğü için yargılanamamış, Milli Beşe’nin oğlu Mehmet Kıbrıs adasında kürek cezasına mahkum olmuştur. Uluğbey Köyü Muhtarı Satılmış Mehmet, maalesef bu çetenin kurbanı olmuştur.

BELGELER

 

Belge 1

Belge yer numarası: COA İ.MLV 453-20247-1

İlegüb köyü muhtarı iken mecruhen vefat eden Satılmış Mehmet’in katl olunduğu iddia kılınan Lüleci Aşiretinden Abak Mehmet’in Hamid Meclisinde takriri

Lüleci Aşiretinden Abak oğlu nam kimesne ile İlegüb karyesi muhtarı merkum Satılmış Mehmet niza ederek muhtar-ı merkum Veli’den beş yüz guruş almış olduğundan ve Senirkentli Yelkovan oğlu Hasan nam kimesne dahi İlegüb karyesinden bir karı sürümüş idüğünden merkumu muhtar-ı merkum tutup ve bağlayıp mensup olduğu Uluborlu kazasına gönderdiğinden bundan altı yedi mah akdemce ben Milli Beşe’nin oğlu Mehmet ile Uluborlu dağlarında gezdiğimiz halde merkuman Veli ve Hasan yanımıza geldiler balada muharrer şeylerden dolayı muhtar merkuma olan husumetlerini beyan ederek muhtar-ı merkumun evini basalım ve kendisini öldürelim dediler ben ve arkadaşım Mehmet pekiyi gidelim ve öldürelim diyerek katletmek kasdıyla o gece merkum Satılmış Mehmet’in hanesine müsellahan varıp avlusuna girerek merkum Veli tüfenk etti muhtar-ı merkum isabetle vefat etti ben firarda bulunan balada muharrer diğer arkadaşlarım tüfenk etmeden oradan kaçıp Çal tarafına gittik

Bende

Abak Mehmet Lüleci Aşiretinden

 

Belge 2

Belge yer numarası: COA İ.MLV 453-20247-2

Meclis-i Liva-i Hamid

Tarih: 28 Cemaziyel-evvel sene 1277 (12 Aralık 1860)

Canib-i Vali-i Ali-i Eyaleti Konya’ya

Hamid sancağına tabi Uluborlu kazasına muzaf İlegüb karyesi muhtarı iken bundan akdemce mecruhen vefat eden Satılmış Mehmet nam kimesnenin katili olduğu iddia olunan Lüleci aşiretinden Abak Mehmet nam şahıs bir müddetten beri rüfeka-i sairesiyle beraber müsellahan keşt ü güzar ve i’lal ve ebna-yı sebile isal-i dest-i gezend ve hasar eylemekte olduğu halde bu kere kuvve-i cebriye ile derdest olunmuş olduğundan müteveffa-yı merkumun varis-i kebiri olup malum-ı ilam verese-i sigarın vasileri bulunan zevceleri Fatıma ve diğeri Fatıma ve validesi Ümmü Gülsüm ve Celile gibi kızları Ümmü Gülsüm ve Fatıma bizzat Meclis-i Uzmamıza gelip merkum Abak Mehmet ve refikleri Veliyiddin ve ism ü şahıslarını bilmedikleri üç nefer kesan ile müteveffa merkum Satılmış Mehmet’i katl etmek kastıyla beytutet eyledikde haneye müsellahan hücum ve havlusuna duhul eylediklerinden zuhur eden seslerden merkum Satılmış Mehmet odadan dışarı çıkıp merkumları müsellahan görmüş olduğundan odaya esnayı avdetinde merkum Abak Mehmet yedinde bulunan tüfengi bi-gayri hak amden endaht etmesiyle huruç eden kurşunun Satılmış Mehmet’e isabetiyle mecruh ve müte’essiren fevt olmuş idüğünden bimisli icab-ı şer’iyesini usul ve dahi ve varis oldukları halde bi’l-müracaa iddia etmiş olmalarına ve merkum Abak Mehmet ledel-istintak elde olmayan rüfeka-i malumesiyle müteveffa merkumu katl etmek kastıyla müsellahan hane-i mezkurun havlusuna girdiğini ikrar ve katl fiilinin kendi tarafından vuku’unu külliyen inkar etmekten naşi müddeiyat-ı mezburandan beyyine talep olundukta müteveffa-yı merkumun komşuları Mezid oğlu Hasan ve Musa İbrahim oğlu İsmail naman kimesneler iddiayı mezburanın davayı meşruhlarına mutabık bi’l-muvacehe eda-i şehadet eylediklerini ve şehadetleri şer’en makbul bulunduğuna mebni mezburan huzurlarında katil-i merkum Abak Mehmet’in icra-yı kısasına hükm-i şer’i lahik olarak tanzim kılınan ilam ve istintakname leffen takdim kılınmış ve rüfekasının dahi ahz ve giriftlerine itina olunmakta bulunan ve icra-yı icabı menut-ı rey-i valayı daverleri görünmüş olmağın ol-babda emr ü ferman hazret-i menlehü’l emrindir fi 28 Cemaziyel-evvel sene 1277 (12 Aralık 1860)

Hamid Livası Meclis kararı

Kaymakam Liva-i Hamid dahil 13 mühür basılmıştır.

Belge 3

Belge yer numarası: COA İ.MLV 453-20247-6

Tarih: 3 Zilhicce sene 1277 (12 Haziran 1861)

Mahkeme Kararı

Der-i devlet-mekine arz-ı dai kemineleridir ki Hamid sancağına mülhak Uluborlu kazasına muzaf İlegüb nam karyede sakin ve karye-i mezburun muhtarı iken fevt olan Satılmış Mehmet bin Mehmet bin Halil’in varis-i zevce-i menkuha-i metrukeleri Fatıma bint Ali ve diğer Fatıma bint Süleyman ile validesi Ümmü Gülsüm bint İbrahim ve zevce-i mezbur Fatıma’dan mütevellid sulb-i sagir oğulları Durmuş Ali ve İbrahim ve sulb-i kebir kızları Ümmü Gülsüm ve Fatma ve sagire kızları Ayşe ve Raziye ve Düriye bade’l-ihsar verese-i mezburundan zatları tarif-i şer’iye ile maruflar işbu bais kendi nefsinden asil ve sagirun mezburun Durmuş Ali ve İbrahim ve Ayşe ve Raziye ve Düriye taraflarından katl-i şer’i mensubiyet vasileri olan zevce-i mezbure olan Fatıma ile diğer zevce-i mezbure Fatıma ve ümm-i mezbure Ümmü Gülsüm ve bintan-ı kebiretan-ı mezburatan Ümmü Gülsüm ve Fatıma’nın her biri sancağı mezkur meclisinde akd olunan Meclis-i şerif-i enverde mar’ül-beyan Uluborlu kazası civarında meskun Lüleci aşiretinden olup bir müddetten beri Isparta ve havalisinde serseri keşt ü güzar ebna-yı sebile isal etmek ve setti hasar etmek ve müteveffa-yı mezburu katl etmek töhmetleriyle ahz olunan Abak Kara Mehmet bin Durmuş Ali muvacehesinde işbu sene-i mübarek şehr-i Rabiul-ahirin on ikinci Salı gecesi saat sekiz raddelerinde komşumuz müteveffayı merkum ile karye-i mezkurda vaki hanemizde beytutet üzere iken merkum Abak Mehmet ve refikleri gaibun-i ani’i-beled aşiret-i mezkurdan Veliyyüddin ve sair isim ve şahıslarını bilmediklerimiz üç nefer ile müteveffa-yı merkumu katl kastıyla hane-i mezkurumuzu basıp havludan duhul eylediklerinde zikr olunan havluda bulunan kelblerin savtlarından murisimiz merkum odasından dışarı çıkıp havlu-i mezkurda eşkıya-i merkumları müsellahan gördüğü anda avdetle oda-yı mezkure duhul eder iken hemen merkum Abak Mehmet yedinde bulunan tüfengi kurşunuyla mursimiz müteveffayı merkumun arkasından iki küreği arasından bi-gayrı hak amden darp ve cerh edip cerh-i mezkurundan naşi murisimiz merkum Satılmış Mehmet olandan müte’essiren fevt olmakla muceb-i şer’iyesi olan kısas icra olunmak bi’l-isale ve bi’l-vesaye ve bi’l-verase matlubumuzdur deyu dava ettiklerinden merkum Abak Mehmet lede’l-istintak-ı cevapta leyl-i merkumda vakt-i mezkurda rüfekası merkumun ile ber-vechi muharrer müteveffayı merkumu katl kastıyla hanesini basıp havlusuna duhul eylediklerini ikrar lakin müteveffayı mezburu ben katl etmedim deyu kendisinin katl fiilini inkar eylediğinden müdde’ayat-ı asıl ve dahi mezburattan ber-minval meşruh davalar yine muvafık-ı beyyine talep olundukta adul-ı ahrar rical-i müsliminden karye-i mezbur ahalilerinden ve müteveffayı mezburun carları olan Mezid oğlu Hasan bin Murteza ve Musa İbrahim oğlu İsmail bin İbrahim nam kimesneler Meclis-i şer’ide hazırun olup istişhad oldukları tahkiki işbu sene-i mübarek şehr-i Rabiul-ahirin 12.Salı gecesi saat sekiz raddelerinde biz ve müteveffayı merkum Satılmış Mehmet hanelerimizde beyutet üzere iken merkum Abak Mehmet rüfekası mezburun ile müteveffayı merkum Satılmış Mehmet’i katl kastıyla hanesini basıp havlusuna duhul eylediklerine kelblerin savtından bizler uykudan uyanıp hanelerimiz damından müteveffayı merkum Satılmış Mehmet’in hanesi havlusuna nazarlar üzere iken zikr olunan kelblerin savtından müteveffayı merkum Satılmış Mehmet hanesinin odasından dışarı çıkıp eşkıyayı merkumanı müsellahan gördüğü anda geri avdetle odasına duhul edeceği esnada hemen işbu merkum Abak Mehmet yedinde bulunan tüfengi kurşunuyla müteveffayı merkum Satılmış Mehmet bin Mehmet bin Halil’in arkasından iki kürek arasından bi-gayrı hak amden darp ve cerh edip cerh-i mezkuru’n-nas müteveffayı merkum Satılmış Mehmet olandan müte’essiren fevt oldu bizler bu hususa bu vech üzere şahidleriz şehadet dahi ederiz her biri müttefiku’l-lafz olmağı bi’l-muvacehe eda-i şehadet şer’iye ettiklerinden mahallerinden ba’de’t-ta’dil ve’t-tezkiye şehadetleri makbul olmağın mucebince katil-i merkum Abak Mehmet’in müdde’ayat-ı verese asıl ve vasi-i mezburatın huzurlarında vech-i şer’i üzere kısasına hüküm olunduğu bi’l-iltimas paye-i serir-i saltanat-ı alaya arz ve ilam olundu baki el-emr hazret-i men-lehü’l-emr fi’l-yevm es-salis min şehr-i Zilhicce-i şerif sene seb-i sebin mieteyn ve elf  (3 Zilhicce sene 1277 / 12 Haziran 1861)

Belge 4

Belge yer numarası: COA İ.MLV 453-20247-4

Tarih: 3 Muharrem sene 1278 (11 Temmuz 1861)

Makam-ı Aliye-i Hazreti Sadaret-Penahiye

Numara: 97

Maruz-ı çaker-kemineleridir ki

Hamid sancağına muzaf Uluborlu kazasına tabi İlegüb karyesi muhtarı iken bundan akdemce mecruhen vefat eden Satılmış Mehmet nam kimesnenin katili olup birtakım rüfekasıyla derunu livada müsellahan keşt ü güzar ve kat’i tarik mesleği ihtiyar ile ızrar-ı nasa ibtidar ederek bu kere kuvve-i cebriye ile derdest olunan Lüleci Aşiretinden Abak Kara Mehmet ile res’en maktulün muhakemesi bi’l-icra merkum Mehmet elde olmayan rüfekasıyla beraber müteveffa merkumu katletmek kastıyla müsellehan hanesi havlusu duhulüne ikrar ve maddeten katli kendü tarafından vuku’unu inkar eylemiş ise de Mezid oğlu Hasan ve Musa oğlu İsmail şehadetleriyle madde-i katlin merkum tarafından suduru tebeyyün ve tahkik ederek icra-yı kısasına hükm-i şer’i lahik olduğuna dair tanzim olunan bir kıta ilam-ı şer’i ile Hamid Meclisinin mazbata ve iradesi ve tutulan istintaknamesiyle manzur-ı dakik huzur-ı hazreti padişahileri buyrulmak üzere melfufen meal-i-nuşur-ı huzur-ı azamilerine takdim olunmuş icrayı iktizası bi’l-vechi mütevakkıf emr ü ferman isabeti beyan-ı ali cenab-ı sedaret-penahileri bulunmuş olmağın ol-babda ve herhalde emr ü ferman hazreti menlehül-emrindir fi 3 Muharrem sene 1278 (11 Temmuz 1861)

Bende

Vali-i Eyaleti Konya

Belge 5

Belge yer numarası: COA İ.MLV 453-20247-7

Tarih: 20 Muharrem sene 1278 (28 Temmuz 1861)

Mefad-ı ilama nazaran katil-i merkum Abak Mehmet maktul mezbur Satılmış Mehmet’i mucib-i kısas olan katl ile katl eylediği beyan ile sabit olmuş olmağın bu surette verese katilden kebirat-ı mezburların küllisi veyahut içlerinden bazısı katil-i merkumu kısasdan afv etmedikleri halde bi-zevatiha huzurlarında talebleriyle katil-i merkum kısas olunmak lazım gelir

Mühür

20 Muharrem sene 1278 (28 Temmuz 1861)

Belge 6

Belge yer numarası: COA İ.MLV 453-20247-8

Tarih: 4 Safer 1278 (11 Ağustos 1861)

Konya Valisi devletlü paşa hazretleri ba-tahrirat varid olup 2 Muharrem sene 1278 tarihinde muhakeme dairesine ita buyrulan Hamid Meclisinin mazbatasıyla melfuf ilam-ı şer’iye istintakname meallerinden müsteban olduğu üzere Hamid sancağına muzaf Uluborlu kazasına tabi İlegüb karyesi muhtarı iken bundan akdemce mecruhen vefat eden Satılmış Mehmet’in veresesiyle katili olup bir takım rüfekasıyla derun-ı livada müsellahan keşt ü güzar etmekte olduğu halde bu kere derdest olunan Lüleci Aşiretinden Abak Kara Mehmet’in icra olunan mürafa’a-i şer’iyelerinde merkum Abak Kara Mehmet’in mezbur Satılmış Mehmet’i muceb-i kısası olan katl ile katl eylediği beyan ile sabit ve kısasına hükm-i şer’i lahik olmuş olmakla usul-i veçhile mazbatasının tanzimi iktiza eder fi 4 Safer sene 1278 (11 Ağustos 1861).

Belgenin altında dört tane imza bulunmaktadır.

 

Belge 7

Belge yer numarası: COA İ.MLV 453-20247-10

Meclis-i Valayı Ahkam-ı Adliye

Tarih: 20 Safer sene 1278 (27 Ağustos 1861)

Aded: 282

Hamid sancağına muzaf Uluborlu kazasına tabi İlegüb karyesi muhtarı iken bundan akdemce mecruhen fevt olan Satılmış Mehmet’in veresesiyle katili Lüleci Aşiretinden Abak Mehmet’in icra kılınan mürafa’a-i şer’iyelerine dair Konya Valisi sabık devletlü paşa hazretleri tarafından ba-tahrirat varid olup 15 Muharrem sene 1278 (23 Temmuz 1861) tarihiyle Meclis-i Valaya havale buyrulan liva-i mezbur meclisinin mazbatasıyla melfuf istintakname ve ilam-ı şer’i ve zahrına muharrer fetvahane iş’arı üzerine muhakeme dairesinden 4 Muharrem sene 1278 (12 Temmuz 1861) tarihli verilen tezkere meallerinden müsteban olduğu üzere katil merkumun müteveffa merkumu kısas olan katl ile katl eylediği ifade-i beyan ile sabit olmuş olduğundan verese-i kibar katil-i merkumu kısastan afv etmedikleri halde iş’arı mezkure mucebince bizzat huzurlarında talepleri merkum Mehmet’e icrayı kısas olunması ve eğer bunlardan biri afv eder ve ba-sulh olursa o mahalde kısas sakat ve mesele diyete munkalib olacağından icab-ı şer’iyenin icrasıyla katil-i merkumun mücazat-ı kanuniyesi ifa olunmak üzere tarih-i hapsi gösterilerek keyfiyetin tekrar ba-ilam ve mazbata bu tarafa iş’arı ve katil-i merkumun rüfekası olup elde olmadığı beyan olunmakla kesanın derdestlerine itina olunması zımnında icap eden ferman-ı alinin ısdarı tezekkür kılınmağın ol-babda emr ü ferman hazreti menlehül emrindir fi 20 Safer sene 1278 (27 Ağustos 1861).

Meclis-i Valayı Ahkam-ı Adliye kararının altına sekiz mühür basılmıştır.

 

Belge 8

Belge yer numarası: COA İ.MLV 453-20247-12

Tarih: 5 Rabiul-evvel 1278 (10 Eylül 1861)

Atufetlü efendim hazretleri

Meclis-i Valayı Ahkam-ı Adliyeden kalem olunup melfufuyla manzur-ı aliye-i hazreti padişahiye buyrulmak içün arz ve takdim kılınan mazbata mealinden müsteban olduğu veçhile Hamid sancağında Uluborlu kazasına tabi İlegüb köyü muhtarı olup mecruhen fevt olan Satılmış Mehmet’in veresesiyle katil Lüleci Aşiretinden Abak Mehmet’in icra kılınan mürafa’a-i şer’iyelerinde katil-i merkumun maktul merkumu muceb-i kıssas olan katl ile i’dam eylediği ifade-i beyan ile sabit olmuş olduğundan verese-i kibar katil-i merkumu kıssasdan afv etmedikleri halde fetvehane iş’arı mucebince huzurlarında talepleriyle katil-i merkum Mehmet’e icrayı kıssas olunması ve eğer bunlardan biri afv eder veya sulh olur ise o halde kıssas sakat ve diyete munkalib olacağından icab-ı şer’iyenin icrasıyla katil-i merkumun mücazat-ı kanuniyesi ifa olunmak üzere tarih-i habs gösterilerek keyfiyetin ba-mazbata bu tarafa iş’arı ve katil-i merkumun rüfekası olup elde olmadığı beyan olunan kesanın derdestlerine itina olunması icab eden ferman-ı aliyenin ısdarı tezekkür olunmuş ise de ol-babda her ne veçhile irade-i seniye-i hazret-i padişahi taalluk şeref-sudur buyrulmuş ise ona göre hareket olunacağı beyanıyla tezkere-i senaveri terkim kılındı efendim

Fi 5 Rabiul-evvel 1278 (10 Eylül 1861)

Maruz-ı çaker-kemineleridir ki

Reşide-i dest-i tekrim olan işbu tezkire-i sami-i asafaneleriyle evrak-ı maruza manzur-ı meali-mevfur-ı canib-i mülukane buyrulmuş ve verese-i kibar katil-i merkumu kıssastan afv etmedikleri halde fetvehane iş’arı mucebince huzurlarında talebleriyle katil-i merkum Mehmet’e icrayı kısas olunması ve eğer bunlardan biri afv eder veya sulh olur ise o halde kısas sakat ve mesele diyete munkalib olacağından icab-ı şer’iyenin icrasıyla katil-i merkumun mücazat-ı kanuniyesi ifa olunmak üzere tarih-i habs gösterilerek keyfiyetin ba-mazbata bu tarafa iş’arı ve katil-i merkumun rüfekası olup elde olmadığı beyan olunan kesanın derdestlerine itina olunması zımnında icap eden ferman-ı aliyenin ısdarı müteallik şeref-sudur buyrulan emr ü irade-i seniye-i hazret-i şehriyari iktiza-i celileden olarak evrak-ı merkum yine sub sami-i vekalet-penahilerine iade kılınmış olmakla ol-babda emr ü ferman hazreti veliyyü’l-emrindir fi 6 Recep sene 1278 (7 Ocak 1862)

Belge 9

Belge yer numarası: COA İ.MVL 468-21238-11

Bab-ı Ali

Meclis-i Vala-yı Ahkam-ı Adliye

Daire-i Muhakemat

Tarih: 7 Zilhicce sene 1278 (5 Haziran 1862)

Numara: 573

Konya Valisi devletli paşa hazretlerinin 5 Zilhicce 1278 (3 Haziran 1862) tarihiyle Meclis-i Vala’ya havale buyrulan bir kıta tahriratıyla Hamid Meclisinin melfuf iki kıta mazbatası ve istintak-name ve ilam-ı şer’i ve muhakemat dairesinde lede’l-mütalaa meallerine nazaran Uluborlu kazasında Senirkent karyesi sakinlerinden ve müderrisinden Tortop oğlu Hacı Hüseyin Efendinin leylen ve müsellehan hanesine girip yüz bin guruştan mütecaviz nukud ve eşyasını ahz ve gasp etmiş olan eşhastan mukaddemce kısasen idam kılınmış olan Lüleci Aşiretinden Abak Kara Mehmet ile firarda bulunan Yelkovan oğlu Abdülnebi ve Sarı Ahmet oğlu Ali ve Arya Arslan karyeli Hacı Osman’dan maadası olup ahz ve girift olunan Silkinti karyeli Hacı İbrahim (Senirkent karyeli Silkinti Hacı İbrahim) ve Hacı Ali ve İlegüb karyeli Kazım Hoca oğlu Mehmet ve Beşe oğlu Abdülnebi ve Uşak kazalı Kör İbrahim ile diğer gasp maddesiyle mahkum olup on sene müddetle Kıbrıs’a irsali derdest bulunan Milli Beşe oğlu Mehmet’in tetkikat-ı istintakiyeleri lede’l-icra bunlardan Milli Beşe oğlu Mehmet ve Kazım Hoca oğlu diğer Mehmet ve Abdülnebi ve Kör İbrahim cümlesi birlikte olduğu içlerinden bazıları müsellah bulunduğu halde leylen efendi merkumun hanesi duvarından aşarak avluya girip içlerinden Hacı İbrahim ve Kör İbrahim ve maktul Abak Kara Mehmet ve firari merkumundan Abdülnebi ve Ali ve Hacı Osman kapı ve pencereleri şikest ile odaya duhul ederek sirkat ile malum’ul-miktar nukud ve eşyayı dört adet heybenin ikisini Hacı İbrahim’in hanesine bırakarak diğer ikisini Bademli dağında cümlesi beynlerinde taksim ettiklerini ve nukud ve eşya-yı mezkurenin ekserisi Hacı Ali ve Hacı İbrahim ve maktul Abak Mehmet’te kaldığını ikrar edip merkuman Hacı Ali ve Hacı İbrahim eğerçi suret-i inkarda bulunmuş iseler de bunlarda fezahat-ı mezkureye medhal ve müşareketleri şer’an sabit olmuş ve merkum Kazım Hoca dahi hanesine (iki kelime silik) olduklarını bildiği halde eşhas-ı merkumandan bazılarının hanesine gelip yatmış bulunduklarını ve bu iş için oğlu merkumu talepleri üzerine onlara refik eylediğini makar bulunmuş olduğu anlaşılınca ve mezbur Abak Mehmet’in mukaddema kıssas-ı idam olunmasından ve Milli Beşe oğlu Mehmet’in dahi ber-minval muharrer zaten gasb-ı ceza ile mahkum bulunduğundan naşi merkumanın te’diblerine mahal kalmayıp diğerlerinin icra-yı mücazatları lazım gelerek eğerçi bu maddede muamele-i cebr u şiddet vukuu musarrah değil ise de leylen ve müsellehan birkaç kişi birlikte oldukları hırsızlık edenlerin muvakkaten küreğe va’zı kanun-ı cezanın 221.maddesinde ve kürek cezasına müstehak olan sariklere hal ve hal-i vaziyetlerini bilerek yataklık edenlerin kezalik muvakkaten küreğe kılınması kanun-ı mezkurun 230. maddesi ilavesinde muharrer bulunduğuna mebni zikr olunan sariklerin bu hükümlere tevfikan ve tarih-i hapisleri olan 1278 senesinin Şabanının 14.gününden itibaren 19.madde icabınca mahallinde bade’t-teşhir beş sene müddetle küreğe konulmak üzere Kıbrıs’a irsal olunmaları ve nukud ve emval-i mesrukanın istirdad olunanlardan maadası dahi mahal kararı ve usul-i veçhile kendilerinden aynen veya semenen bi’t-tahsili sahibine ita ve firari bulunan eşhasın dahi bi’t-taharri ile görülmesine itina kılınması zımnında vali-i müşarünileyh hazretlerine ve merkumanın vusullerinde ol-vechile küreğe konmasını dahi Kıbrıs mutasarrıflığına başka başka emirname tastiri ve merkum Kazım Hocanın bunlara yataklık etmesi zikr olunan 230.madde ilavesi icabınca kendisinin dahi muvakkaten küreğe konmasını müstelzim harekatdan ise de bunun yetmiş yaşında bir adam olması ve hocalardan bulunması cihetiyle emsali misali kürek cezasına bedel tarihi hapsinden itibaren üç sene müddetle Limni ceziresine nefy (sürgün) olunması makardan müsaade-i seniye buyrulduğu halde onun için dahi iktiza eden ferman-ı aliyyenin ısdarı tezekkür kılınmağın ol-babda emr ü ferman hazreti menlehü’l-emrindir fi 7 Zilhicce sene 1278 (5 Haziran 1862)

Kararın altına beş mühür basılmıştır.

KAYNAKLAR

– Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivi – COA İ.MLV 453-20247, İ.MVL 468-21238-11

– Karaer, İbrahim (2022), Hacı Kibar Hüseyin Efendi İle İlgili Belgeler I-VII (1859-1863), www.dtcfbirlik.com, www.edebiyatdefteri.com ve ibrahimkaraer32.wordpress.com

NOT: Bu yazı, 9 Mart 2023 tarihinde www.dtcfbirlik.com, ibrahimkaraer32.wordpress.com, www.edebiyatdefteri.com ve facebook sayfamda yayımlanmıştır.

Kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz.

Dr. İbrahim KARAER

ANKARA, 9 Mart 2023

Yorum bulunmamaktadır.
Konu: ULUĞBEY KÖYÜ MUHTARI SATILMIŞ MEHMET’İN ÖLDÜRÜLMESİYLE İLGİLİ BELGELER (1277-1278 / 1860-1861)

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

‘Ortak Değerimiz Atatürk’ bildirisine destek ver

Millî ve manevi değerlerimize, başta Atatürk olmak üzere Türk büyüklerine, her türlü tarihî mirasımıza yönelik saldırılar nereden, kimden ve

Ortak Değerimiz Atatürk

ATATÜRK! TÜRK MİLLETİ SANA MİNNETTARDIR

Her millet, sahip olduğu değerlerle geleceğini inşa eder. Geleceğin harcı olan değerlerine sahip çıkan milletler, geçmişten ders çıkararak, gelecekte aynı hataların tekrar edilmemesi için millî bir hafıza oluşturur. Bu hafızanın en önemli değeri, Millî Mücadele’nin lideri ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e periyodik olarak uzun zamandır yapılan saldırılarla karşı karşıyayız. Bunların sonuncusu geçtiğimiz günlerde Ayasofya’da hem protokolün hem de milletimizin gözü önünde gerçekleşmiştir.

Bilindiği gibi bir esaret belgesi olan Sevr Antlaşması’nı tarihin çöplüğüne atan Mustafa Kemal Atatürk, bir savaş ve diplomasi kahramanı olarak, Fatih’in emaneti İstanbul’umuzu, başta Ayasofya olmak üzere, camileri ve tarihî eserleriyle yeniden milletimize kazandırmıştır. Yine Trakya ve Batı Anadolu’yu Yunanistan; Doğu Anadolu’yu da Ermenistan olmaktan kurtarmış, ezanımızı susturmamış, Misak-ı millî sınırları içinde Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuştur.

Mustafa Kemal Atatürk, 3 Mart 1924’te, halkı aydınlatma, İslam’ın Kur’an’a göre yaşanmasını sağlama, ibadet ve ahlak esaslarıyla ilgili işleri yürütme, ibadet yerlerini yönetme görevlerini yerine getirmek üzere Diyanet İşleri Başkanlığını kurmuştur. Ayrıca Kur’an’ın tefsiri görevi Atatürk tarafından Elmalılı Hamdi Yazır’a verilmiş ve “Hak Dini Kur’an Dili” böylece ortaya çıkmıştır. Kur’an’ın Türkçe tefsiriyle Türkler, dinini öz kaynağından, kendi dillerinden okumaya ve öğrenmeye başlamışlardır.

Hâl böyleyken son yıllarda Millî Mücadele’mizin millî ve manevi mimarı Mustafa Kemal Atatürk, maalesef periyodik saldırılara maruz kalmaktadır. Bir millete sinsice düşmanlık etmenin yollarından biri, o milletin kahramanlarını itibarsızlaştırmaktır. Bunun en kolay yolu ise dinimizi kirli emellerine alet etmektir.

Son olarak Ayasofya’daki icazet töreninde bir imam Ayasofya’yı kastederek; anlatım bozukluklarıyla dolu “…Bu ve bu gibi mabetlerin mabet olarak kalması için inşa edilmiştir. Öyle bir zaman geldi ki bir asır gibi bir zaman içinde ezan ve namaz yasaklandı ve müze hâline çevrildi. Bunlardan daha zalim ve kâfir kim olabilir!… Yarabb’i bir daha bu zihniyetin bu milletin başına gelmesini mukadder buyurma!” gibi suç oluşturan ifadeler kullanmış ve haklı olarak bu söylem halkımızda büyük bir infiale yol açmıştır.

Atatürk, emperyalizmin ve yerli işbirlikçilerinin planlarını bozan bir lider olup Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, ülkemizin en başta gelen birleştirici ve bütünleştirici unsurudur. Mustafa Kemal Atatürk’e üstü kapalı yapılan bu saldırı aslında onun silah arkadaşlarına, Türk milletinin birlik ve beraberliği ile Cumhuriyet’imize yöneliktir. Atatürk’e yapılan ve yapılacak olan saldırıların nihai hedefi Türk milletidir, Türk devletidir. Bu bakımdan bu ve benzeri saldırıların hedefinin Türk devleti ve milleti olduğu konusunda halkımızı uyarmayı, vatanını ve milletini seven bir grup olarak görev addederiz.

Hedeflerine ulaşmak için geçmişte de bazı cahil kimseleri kullananlar, bugün de aynı yöntemlerle hareket etmektedir. Bu son saldırının kaynağının da aynı güçler olduğu şüphesizdir. Millî ve manevi değerlerimize, başta Atatürk olmak üzere Türk büyüklerine, her türlü tarihî mirasımıza yönelik saldırılar nereden, kimden ve nasıl gelirse gelsin, millî birliğimizi asla bozamayacaktır. Aşağıda imzaları bulunan DTCF Birlik üyeleri ve Türk aydınları olarak bu çirkin ve kötü niyetli ifadeleri şiddetle kınıyor ve reddediyoruz.

DTCF Birlik Üyeleri

**İmza: **

Bildiriyi paylaşarak destek verebilirsiniz:

 

En çok beğenilenler

Giriş

Welcome to Typer

Brief and amiable onboarding is the first thing a new user sees in the theme.
Join Typer
Registration is closed.