Dr. İbrahim KARAER

Veli Baba, Hamid sancağının Uluborlu kazası İlegüb / Uluköy (Uluğbey ) köyünde 1543-1648 yıllarında hayat sürmüş bir Bektaşi şeyhidir. Veli Baba, Hazreti Ali oğlu Hazreti Hüseyin oğlu, Dördüncü İmam Zeynel-Abidin Hazretlerinin oğlu Zeyd’den gelen kuşaktandır. Veli Babanın büyük dedelerinden Hasan Gazinin, Seyyid Battal Gazi ile kardeş olduklarına dair bilgiler mevcuttur. Uluğbey köyünün arazisi, Uluborlu’nun fethinde görev alan Hasan Gazi ve evlatlarına kılıç tımarı olarak verilmiş, aile mensupları Malatya’dan buraya gelerek yerleşmişlerdir. Veli Baba ilim ve hikmet sahibi, çevresinde ve devlet yöneticileri katında itibarlı bir kişidir. Menakıpnamede ve Veli Baba ile ilgili yazılan kitaplarda Veli Babanın kerametlerinden örnekler verilmiştir. Onun Bağdat seferi sırasında Murtaza Zor Paşanın ordusunu bir bakraç pilav ile doyurduğu, zor durumdaki insanlara yardım ettiği, elindeki kırık yabası ile savaşlara katıldığı rivayetleri günümüzde de anlatılmaktadır (Karatürk, 1991: 43-48). Veli Baba Menakıpnamesinde şöyle tanıtılmıştır: “Veli Baba Hazretleri ol asırda ulemanın faiki ve hükemanın hazıkı ve ecdad-ı alileri gibi cihad-ı sagar ve ekberin sabıkı makam-ı hazreti izzette ri’fat hasıl etmiş idi. Ve makamı kutbiyette karar tutmuş idi. Ve takarrüb mülküne yetişmiş idi (Noyan, 1996: 245). 

Veli Baba sağlığında kendi mülklerini vakfederek bir vakfiye düzenlemiştir. 12 Recep H.1047 (M.1637) tarihli bu vakfiyeyi yirmiden fazla şahidin huzurunda Uluborlu kadısı el-Hac Üveys bin Mehmet tasdik etmiştir. Bu vakfiyeye göre; Uluborlu kazasına tabi İlegüb köyünde bulunan kendi mülkü olan ve kadı evi olarak bilinen evi bütün müştemilatı ile birlikte,

2-      İki adet bağını mevyeli ve meyvesiz ağaçlarıyla,

3-      Bir misafirhane ve aşhaneyi,

4-      Üç kazan ve iki sofra sahanını

5-      Yassıviran (Yassıören) köyü sınırları dahilindeki Davut Değirmeni diye anılan değirmenini vakfetmiştir. Vakıf şartında ise, hayatta olduğu müddetçe kendisi mutasarrıf olacak, ölünce büyük oğlu Hüseyin yerine geçecek, zikredilen evde oturup değirmenden ve bağlardan elde edilen gelir ile misafirhanede gelip gidenlere yemek için sarf edecektir. Hüseyin baba öldükten sonra da vakf-ı mezburun erkek çocuklarına ve onların da erkek çocuklarına olmak üzere nesilden nesile intikal suretiyle tevliyeti devam edecektir. Şayet hiç erkek evladı kalmazsa beldenin hakimine havale olunup, vakfını kız çocuklarının devam ettirmesi sağlanacaktır. Vakfın şartları bu şekilde açıklanmış ve mütevelliye teslim edilmiş, mütevelli de alıp kabul etmiştir. Vakfiyesi bu şekilde düzenlenmiş olan dergaha, 19 Zilhicce 1053 (28 Şubat 1644) tarihinde Ulugün/İlegüb köyünün tımar dahilindeki miri arazisi tahsis edilmiştir. Bu tahsise dair 1250 (1834/1835) tarihli Defter-i Hakani kaydı şöyledir: Zikr olunan 4084 akçe yazar Ulugün nam karye Kıdvetü’s-Süleha Veli Baba’nın kendi sakin olduğu köyü olmakla tekkesine vakıf olunmak üzere emr-i ali üzere zaviyesine tashih olundu. Bu tımar gelirini kısa bir zaman sonra erbab-ı tımardan Ali adında bir şahıs bir yolunu bularak berat çıkartıp kendi üzerine alarak zaviye şeyhine büyük haksızlık etmiş ise de (11-20 Rebiul ahir 1057 (Haziran 1647) tarihinde tekrar geri zaviye üzerine alınmıştır. A’şar ve rüsumu zaviyeye ait olan bu köyün sınırı şöyle belirtilmiştir: Yelbeleni, Tekne Kaklık ve Yarı (Yan-lnız) Alıç’a kadar, oradan Aktaş ve Sarıtaş’a kadar, oradan Gömüler Gediği ve Orta Yola kadar, oradan Kapucu Harımı, Kara Arslan Bucağı, Çerçi Kuyusu ve Mezkur Orta Yol’a kadar, oradan Gölgeciler Harmanı ve Veli Baba Kuyusuna, oradan Abdal İsa Harımı ve Kuru Maslak’a kadar, oradan Meydan oğlu İğdesi ve Kürsi Başında Yassıviran Hududu Olan Yol’a kadar; şimalen Karaca Kıran, Kurıca An Başı, Bambıl Gediği, Dere Yayla, şarki balasında kain Toklu Sivrisi Tepesi Söykeni, garbi balasında Keçi tepesi Çaylalı Koyakdan, garbinde Elma Ağacı, Eşek Hisarı denilen Yumn Taş Tepesi, Örencik Kavağına, oradan Çıbık içinde Kısık Yol Karşı Yakasında Koca tepe Mezkur Yol Beleni ile mahdud ve mübeyyen ve müeyyeddir. Uluğbey köyü eskiden beri kılıç tımarı olduğu için Vakf olması meşru görülmemiş ve 12 Şaban 1068 (15 Mayıs 1658), başka bir kayıda göre 14 Şevval 1068 (15 Temmuz 1658) tarihinde emr-i şerifle geri tımar olarak tashih olunmuştur. Bu tarihten itibaren tımar olarak kaydedile gelmiş ve 1250 (1834/1835) tarihli beratla Mabeyn hademelerinden Ahmet adlı bir şahsın uhdesinde iken; 1285 (1869) yılında Ahmet vefat ettiğinde çocuğu olmadığı için 29 Teşrin-i sani 1285 (11 Aralık 1869) tarihinden itibaren Varnalı Sağire Nefise’nin 50 guruş aylığına ilave olarak ölünceye kadar kendisine her ay 250 guruş olarak bu tımarın geliri tahsis edilmiştir. 3 Temmuz 1329 (16 Temmuz 1913) tarihinden itibaren Uluköy (İlegüb)’ün aşar bedeli, Evkaf Dairesince 17.270 guruş olarak kararlaştırılmış, değirmen ve bağların gelirleri de ilave edilerek Veli Baba Zaviyesine tahsisine dair berat tevcih edilmiştir (Ürekli ve Baş, 1994-1995: 150-153). Günümüzde Isparta ili Senirkent ilçesi sınırları içinde kalan Veli Baba Zaviyesinden, “Veli Baba” adı ile anılan türbe, cami ve çilehane intikal etmiştir.

Mehmet Takiyüddin Efendi, babası Musa Kazım Efendinin ölümü üzerine 15 Safer 1312 (18 Ağustos 1894) tarihinde Veli Baba Dergahı / Zaviyesinin mütevellisi ve postnişini olmuştur. Takiyüddin Efendi dergah mütevellisi olduktan sonra Yassıören sınırları dahilindeki Veli Baba Değirmeni ile Uluğbey köyü gelirlerinin Veli Baba Dergahına tahsisi için büyük mücadele vermiştir. Uzun bir mücadeleden sonra Uluğbey köyünün gelirleri Veli Baba Dergahına tahsis edilmiştir. “Veli Baba Değirmeni Hakkında Belgeler 1894-1915” başlıklı yazımızda değirmenle ilgili belgeleri değerlendirmiştik. Bu yazımızda, Uluğbey köyü gelirlerinin (a’şar ve rüsumunun)  Veli Baba Dergahı / Zaviyesi Vakfına tahsisi ile ilgili Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivinden tespit ettiğimiz 47 adet belgeyi değerlendirdik. Bayram Ürekli ve Ali Baş’ın Veli Baba Dergahı hakkında yaptıkları müşterek çalışmada; Uluğbey köyü gelirlerinin Veli Baba Zaviyesine tahsisi ile ilgili süreç özet olarak ifade edilmiş olsa da, konu ile ilgili belgelerin ayrıntısını merak ettik. Veli Baba Zaviyesi, Senirkent ve çevresi tarihi ile ilgili daha değişik bilgilere ulaşabileceğimiz ümidiyle bu konudaki tespit edebildiğimiz belgeleri okumaya ve yorumlamaya karar verdik.

Şurayı Devlet (Danıştay) Başkanlığının talebi üzerine 6 Temmuz 1911 tarih ve 661 numaralı Defter-i Hakani Kuyud-ı Hakani Kalemi tarafından gönderilen kayıt suretlerinde; Uluğbey köyünün 1 Aralık 1643 tarihinde Veli Baba Zaviyesine tahsis edildiği, Ali nam kimesnenin Uluğbey köyünü tımar ettirmesiyle şeyhe haksızlık yapıldığının anlaşıldığı ve Nisan 1647’de zaviyeye iade edildiği; eskiden beri kılıç tımarı olan Uluğbey köyünün vakfa tahsis edilmesinin meşru olmadığı gerekçesiyle 15 Mayıs 1658 tarihli emr-i ali ile zaviyeden alınarak tekrar tımar olarak kayıt edildiği yazılıdır. Aynı belgede; Hamid livası Uluborlu nahiyesine tabi Uluköy (Uluğbey)’ün 2000 akçe buğday, 600 akçe arpa, 20 akçe deştbani olmak üzere toplamda 4.084 akçe geliri olduğu belirtilmiştir (Belge-1 COA ŞD 450-23-33).

İki numaralı belge, 1227 (1812) tarihli ferman-ı alinin suretidir. Uluğbey köyü gelirleri 15 Mayıs 1658 yılında Veli Baba Zavivesinden geri alınarak tımar kaydedilmiş, 1227 yılı Şaban ayı sonlarında (Eylül 1812) sadır olan emr-i ali ile tekrar Veli Baba Zaviyesine iade edilmiştir. Ancak bu emr-i ali, bilinmeyen bir sebeple Defter-i Hakaniye kayıt edilmemiştir. Uluğbey köyü gelirlerinin Veli Baba Zaviyesine tahsisi ile ilgili yazışmalarda sıkça bahsedilen evahir-i Şaban sene 1227 (Eylül 1812) tarihli emr-i alide; önceden Veli Baba Zaviyesine tahsis olunan Uluğbey köyü gelirlerinin erbab-ı tımardan Ali nam kimse tarafından haksız olarak tımar ettirildiği; daha sonra 1057 (1647) yılında Veli Baba Zaviyesine tahsis olunduğunun Defter-i Hakanide kayıtlı olduğu belirtilerek; muayyen hududu dahilinde kadimden öşür ve rüsumu adı geçen vakıf tarafından alına gelen yerlerin, Veli Baba Zaviyesine tahsis edildiği ve buna kimsenin müdahale etmemesi, Defter-i Hakani ve kanun üzere amel olunması istenmiştir (Belge-2 COA ŞD 2758-45-3).

Uluğbey köyü gelirlerinin Veli Baba Zaviyesine tahsisi ile ilgili hukuki süreç devam ederken 3 Rabiul-evvel 1324 (27 Nisan 1906) tarihinde Mahkeme-i Teftişin kararı yayımlanmıştır. Heyet-i Umumiye’de görüşülmek üzere Şurayı Devlete gönderilen Mahkeme-i Teftişin söz konusu kararında; Veli Baba Zaviyesi Vakfının şartları, mütevelli ve zaviyedarları, vakfa ödenen 500 guruş ta’amiye bedeli hakkında bilgi verilmiş, adı geçen zaviyenin bir tarik-i ayininin icra edildiği tekke olmadığı, gelip geçenlerin misafir edilerek yemek ve içecek ihtiyaçlarının karşılandığı; Uluğbey köyü gelirlerinin 1643 yılında adı geçen zaviyeye tahsis edildiği, ancak 1647 ve 1658 yıllarında bu tahsisin kaldırıldığı; 1227 (1812) yılında sadır olan emr-i ali ile tekrar köyün gelirleri Veli Baba Zaviyesine tahsis edilmiş ise de, Defter-i Hakaniye kayıt edilmemiş olmasından dolayı bu emr-i alinin uygulanamadığı; Uluğbey köyü gelirlerinin adı geçen zaviyeye tahsisi için yeni bir padişah emri ve bu emrin Defter-i Hakaniye kayıt edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Söz konusu kararın altına Mahkeme-i Teftişin bu kararının bir kere de Şurayı Devlet Heyet-i Umumiyesinde görüşülmesi gerektiği notu düşülmüştür. Uluğbey köyü gelirlerinin Veli Baba Zaviyesine tahsisi hakkındaki bazı belgelerde; zaviyenin bir tarik-i ayininin icra olunur tekke olmadığı, gelip geçenlerin misafir edilerek yemek ve içecek ihtiyaçlarının karşılandığı belirtilmiştir. Bu cümleden, Veli Baba Dergahında tarik-i ayininin yapılmadığı anlamını çıkarmak yanlıştır. Bu ifade ile bize göre; Veli Baba Dergahının sadece tarik-i ayin yapılan bir tekke olmayıp, aynı zamanda gelip geçenlere yemek-yiyecek ikram edilen bir tekke olduğu vurgulanmak istenmiştir (Belge-3 COA ŞD 2758-45-5). 

Dört numaralı belgede iki ayrı yazışma mevcuttur. 12 Haziran 1906 tarihli yazının nereden, nereye yazıldığı açık değildir. 16 Haziran 1906 tarihli yazının altındaki mühürde Evkaf-ı Hümayun yazısı okunmaktadır. Her iki yazının da Sadaret’e yani Başbakanlığa yazıldığını tahmin ediyoruz. Söz konusu yazılarda; Uluğbey köyü gelirlerinin Veli Baba Zaviyesine tahsisi için padişahlık makamından yeni bir irade-i seniyeye ihtiyaç olduğu ve bu durumun Bab-ı Aliye arz edilmesi gerektiği bildirilmiştir (Belge-4 COA ŞD 2758-45-7).

Evkaf-ı Hümayun Nazırı imzasıyla Sadaret makamına sunulan 24 Haziran 1906 tarih ve 343 numaralı yazıda; Veli Baba Zaviyesi Mütevellisi Mehmet Takiyüddin Efendi tarafından verilen dilekçe üzerine yapılan tetkikat neticesinde; 1227 (1812) yılında sadır olan emr-i ali ile Uluğbey köyü gelirlerinin Veli Baba Zaviyesine tahsis edildiği, ancak bunun Defter-i Hakaniye kaydedilmediği için, Mahkeme-i Teftiş kararına göre yeni bir ferman-ı ali gerektiği belirtilmiştir (Belge-5 COA ŞD 2758-45-20).

Sadaret makamından Divanı Hümayuna yazılan 4 Temmuz 1906 tarih ve 305 numaralı yazıda; Uluğbey köyü gelirlerinin Veli Baba Zaviyesine tahsisi için yeni bir irade-i seniye sadır olması lüzumundan söz edilen Evkaf-ı Hümayun Nezaretinden alınan yazı ve eklerinin incelendiği ve gereği için ekte sunulduğu arz edilmiştir (Belge-6 COA ŞD 2758-45-9).

Sadaret makamından Maliye Nezaretine yazılan 7 Temmuz 1906 tarihli yazıda; Uluğbey köyü gelirlerinin Veli Baba Dergahına tahsisiyle ilgili Evkafı Hümayun Nezaretinden alınan 15 Haziran 1906 tarih ve 343 numaralı yazı ve eklerinin gönderildiği belirtilerek Uluğbey köyü gelirleri ve bu gelirler hakkında yapılan işlemler hakkında bilgi istenmiştir (Belge-7 BEO 2867-214960-1).

Maliye Nazırı imzasıyla Sadaret makamına sunulan 14 Ağustos 1906 tarih ve 1282 numaralı yazıda; Uluğbey köyünün gelirleri hakkında yapılan tetkikat neticesinde; adı geçen köye ait 1313 senesi a’şarının otuz bin üç yüz altmış iki guruş bedel ile ihale edildiği; ancak bunun Veli Baba Zaviyesi ile herhangi bir ilişkisinin görülmediği bildirilmiştir (Belge-8 COA ŞD 2758-45-11). 18 Ağustos 1906 tarih ve 1282/B.15 numaralı yazı, Divana-ı Hümayuna yazılmıştır (Belge-9 COA ŞD 2758-45-12). 

Veli Baba Dergahı Mütevellisi Mehmet Takiyüddin Efendi 12 Ocak 1907 tarihli dilekçe ile Şurayı Devlet Başkanlığına müracaat ederek Uluğbey köyü gelirlerinin Veli Baba Zaviyesine tahsisi hakkında Maliye Bakanlığı mazbatası ile Evkaf-ı Hümayun Nezaretinin 14 Ekim 1906 tarihli yazısının Danıştay Mülkiye Dairesinde görüşülmesini talep etmiştir (Belge-10 COA ŞD 2758-45-1)

Mehmet Takiyüddin Efendi, 2 Mart 1907 tarihinde de Maliye Nezaretine müracaat etmiştir. Takiyüddin Efendi Maliye Nezaretine verdiği dilekçesinde “Huzur-ı Hümayun Ders-i Şerifi Muhatablarından Veli Baba Dergah-ı Şerifi Mütevelli ve Postnişini Es-Seyyid Mehmet Takiyüddin unvanını kullanmıştır. Söz konu dilekçede; Uluğbey köyü a’şarı ile Çaylak nam mahallin rub’i  (dörtte bir) öşrünün Veli Baba Zaviyesine tahsis edilmişken, vakıf şartı hilafına tımar olarak Ali nam kimesneye ihale edilmesi üzerine icra olunan tetkikat neticesinde Veli Baba Dergahına geri tahsis edildiğini; daha sonra 1227 (1812) tarihli ferman-ı ali ile Uluğbey köyü ve Çaylak nam mahallin dörtte bir a’şarının zaviyeye tahsis olunduğunu ve birkaç sene zaviyenin bundan istifade ettiğini; es-Seyyid Hüseyin Sünbülün şehadeti üzerine Uluğbey köyünün de diğer köylerle birlikte hazineden ihale olunduğunu belirtmiştir. Takiyüddin Efendi aynı dilekçesinde dergahın tevliyet ve zaviyedarlığının 1287 (1871) senesinde babası es-Seyyid Musa Kazım uhdesine tevcih ve ondan da 1312 (1894) senesinde kendisine tevcih buyrulduğunu belirterek söz konusu gelirlerin Veli Baba Zaviyesine iadesi hakkındaki taleplerinin otuz yıldır karşılanmadığını; Uluğbey köyü ve Çaylak nam mahallin a’şarının 1227 (1812) ferman-ı aliye hükümleri gereğince Veli Baba Dergahına tahsisini veya bu konuda yeni bir ferman-ı ali çıkarılmasını talep etmiştir (Belge-11 COA ŞD 2758-45-13). Takiyüddin Efendinin dilekçesinden, Uluğbey köyü gelirlerinin Veli Baba Zaviyesine tahsisi ile ilgili mücadelenin, babası Musa Kazım Efendinin mütevelli ve zaviyedarlığı zamanında başladığı anlaşılıyor.

Maliye Nazırı imzası ile Danıştay Başkanlığına yazılan 6 Mart 1907 tarih ve 252 numaralı yazıda; Uluğbey köyü gelirlerinin 1058 (1648) tarihinden beri ihale defterlerindeki diğer köylerle birlikte hazineye ihale kılındığı; 1277 (1812) tarihli emr-i ali hükmüne göre bu köyün gelirlerinin Veli Baba Zaviyesine ait olduğu yazılı ise de, vakfiyet üzere Defter-i Hakaniye kayıt olunmadığı için yeni bir irade-i seniye çıkarılmadıkça bunun mümkün olmadığı; bu konuda Danıştay’ın karar vermesi gerektiği belirtilmiştir (Belge-12 COA ŞD 2758-45-15).

Devam edecek

 

BELGELER

Belge 1

Belge yer numarası: COA ŞD 450-23-33

Defter-i Hakani Kuyud-ı Hakani Kalemi

Aded: 661

Tarih: 23 Haziran 1327 (6 Temmuz 1911)

Kıdvetü’s-süleha Veli Baba kendi sakin olduğu köy olmakla karye-i mezkurede olan tekkesine vakıf olmak üzere sadır olan ferman-ı ali mucebince tashih olundu 19 Ramazan sene 1053 (1 Aralık 1643)

Ba-hat tevki’

Karye-i mezkure Veli Baba Zaviyesine vakıf olmak üzere tahsis olunmuş iken ashab-ı tımardan Ali nam kimesne bir tarikle berat ittirüb şeyhine gadr olunmakla tekrar mumaileyhin zaviyesine tashih olunmuştur ol-babda evasıt-ı Rabi’ul-evvel sene 1057 (Nisan 1647)

Ba-hat tevki’

Kadimden kılıç tımarı olmakla vakıf olmak na-meşru olmakla geri tımara tashih olunmak üzere varid olan emr-i ali mucebince tımara tashih olunmuştur fi 12 Şaban sene 1068 (15 Mayıs 1658)

Ba-hat tevki’

Tımar              der liva-i Hamid

Uluköy tabi Uluborlu

Yekun 4084                           yekun 4108

Karye-i Uluköy          Nahiye-i Uluborlu der liva-i Hamid

Hınta                          Şair                 Deştbani

Müd 25                       Müd 10           20

2000                           600                  yekun 4084

An mufassal

İşbu kayıd-ı hakan-i sureti Şurayı Devlet Riyaset-i celilesinin 20 Haziran 1327 (3 Temmuz 1911) tarihli ve 1068 numaralı tezkiresiyle vuku’ bulan taleb üzerine ihraç kılınmıştır. fi 23 Haziran sene 1327 (6 Temmuz 1911)

Mühür

 

Belge 2

Belge yer numarası: COA ŞD 2758-45-3

Babı-Ali

Daire-i Sadaret-i Uzma Divan-ı Hümayun

Emr-i Ali Sureti

Tarih: fi evahir-i Şaban sene 1227 (Eylül 1812)

Sadat-ı kiramdan es-Seyyid Şeyh Hüseyin Baba Zeyd hülasa gelüb Hamid sancağında Uluborlu nahiyesine tabi neferat ile karye-i Uluköy hasıl-ı tahtında resm-i penç (ispenç) ve bennak ve mücerred ve hınta ve şa’ir ve öşr-i bağ yekun maa-gayrı dört bin seksen dört akçe yazı ile defter-i mufassalada muharrer-i kalemiyle tahrir ve defter-i merkume defter-i icmalde tashih olunduğu üzere Veli Baba Zaviyesi Vakfı iken erbab-ı tımardan Ali nam kimesne bir tarikle berat ettirmekle 1057 (1647) tarihinde ba-hat tevki’i tekrar Şeyh Veli Baba Zaviyesine tahsis olunduğu Defter-i Hakanide mukayyed olmakla Veli Baba Zaviyesi Vakfının evladiyet ve meşrutiyet üzere tevliyet ve zaviyedarlığı askeri ruznamçesinden (Kazaskerlik Dairesinden) verilen berat-ı şerifimle mumaileyh es-Seyyid Şeyh Hüseyin’in üzerinde olmakla karye-i merkumeye ber-muceb Defter-i Hakani mümtaz ve muayyen hududu dahilinde kadimden öşür ve resmi zaviye-i mezbure vakfı tarafından alına gelen yerler ile zaviye-i mezbure vakfı tarafından zapt ve vaki olan mahsul ve rüsumunu ve defter mucebince ahz-u kabz etmek murad eyledikte aherden dahl ve taarruz etmek icap etmez iken ecanibden bazı kimesneler zaptına ve vaki olan mahsul ve rüsumunun ahz ve kabzına hilaf-ı Defter-i Hakani ve mugayir-i kanun fuzuli müdahale ve zaviye-i mezburenin harabına bais ve dervişan fukarasının perişaniyetlerine badi oldukları husus-ı mezbur zımnında canib-i şer’iden cihet-i şer’iye ve fetvayı şerif verildiğin bildirüb karye-i merkume ber-muceb Defter-i Hakani mümtaz ve muayyen hududu dahilinde kadimden öşür ve resmi zaviye-i mezbure vakfı tarafından alına gelen yerler ile zaviye-i mezbure vakfı tarafından zapt ve vaki olan mahsul ve rüsum kanun ve defter mucebince ahz ve kabz ettirilüb ecanibden olan kimesneleri hilaf Defter-i Hakani ve mugayir-i kanuna dahl ve taarruz ettirilmeyüb men’i ve def’ olunmak babında emr-i şerifim sudurunu istida etmekten naşi Defterhane-i Amirede müdde-i mahfuz defter-i mufassala müracaat olundukta vech-i meşru’ üzere olduğu mestur ve mukayyed olmağın Defter-i Hakani mucebince ve kanun üzere amel olunmak babında fi evahir-i Şaban sene 1227 (Eylül 1812)

 

Belge 3

Belge yer numarası: COA ŞD 2758-45-5

Tarih: 3 Rabiul evvel 1324 (27 Nisan 1906)

Maruz-ı Daileridir ki

İşbu arzuhal zahrında muharrer derkenarlar ve merbut Divan-ı Hümayun Kaleminin emr-i ali suduruna ledel-mütalaa Uluborlu muzafatında İlegüb nam karyede medfun kutbu’l-arifin Hazreti Veli Baba ibn-i Hasan Gazi vakfının vakfiyesiyle hudut namesinin suret-i musaddakalarının tetkikiyle mezkur vakf u hudut namenin yedine itası vakf-ı mezkur mütevellisi Mehmet Takiyüddin imza ve mühürüyle verilen işbu arz-ı hale rast olunmuş ve tetkikat kaydıyla lede’l-icra Uluborlu kazasının Uluköy karyesinde medfun sadat-ı azamdan Veli Baba Hazretlerinin Tekkesine ta’amiye olarak beş yüz guruş ba-buyruldu-ı ali tebliğ buyrulmasına irade-i seniye-i cenab-ı hilafet-penahi iktiza celilelerinden bulunmuş ve mezkur tekkenin e’izze müşarünileyhden olan ve müteveffa Musa Kazım Efendi uhdesinde olub bu kere dersaadette bulunan mahdumu Mehmet Takiyüddin Efendinin ifade-i şifahiyesinden anlaşılmış olduğundan ta’amiye-i mezkurenin tahsisi muamelesi badehu icra olunmak üzere meşihat ciheti hakkında lazım gelen muamelenin icrası Maliye Nezareti celilesinden varid olan tezkirede Uluborlu kazasının İlegüb karyesinde vaki e’izze-i kiramdan Veli Baba Zaviyesi Vakfının bervechi meşrut tevliyetiyle zaviye-i mezkurenin zaviyedarlığı müteveffa Musa Kazım Efendi ibn-i Hüseyin Babanın kebir oğlu Mehmet Takiyüddin Efendiye terk ederek vaki vefatına ve tekke-i mezkur elyevm mevcut ve mamur olarak derununda ayende ve revendeye itam-ı taam olmağın idüğü ve vakf-ı müşarünleyhin vakfiyesiyle hudut namesinin suret-i musaddakalarının irsal olunduğu beyanıyla cihateyn ve mezkureteyn müteveffa mumaileyh mahlulünden oğlu mezbur Seyyid Takiyüddin Efendiye tevcihi dahi mahlulünden varid olan ilam ve mazbataca beyan ve iş’ar olunmasına ve e’izze-i müşarünileyh hazretlerinin karye-i mezkurda vaki her biri malumu’l hudut ve’l-müştemilatı menzil ve eşcar-ı müsmire ve gayr-i müsmireyi havi iki kıta bağ ve misafirhane ve değirmen ve evanisi nuhasiye vakıfların kayıt ve ihticaca layık derdest bir kıta suret vakfiyesinden vakf-ı mezkurun tasarrufunu nefsine sonra oğlu Hüseyin Çelebiye ve sonra evlad u evlad u zekuruna batnenba’debatnin ve neslen ba’de nesl ve sonradan evlad-ı inasine ve ba’de’l-inkırazen hakim-i beldeye tefviz (havale etme) şurut-ı mezkur değirmen ve bağlardan hasıl olan icare ve gıllesini dahi misafirhane-i mezkur dahi ayende ve revendeye itam-ı taam baha olarak tahsis evanisi taam için istimaline tayin eylediği musarrah ve mezkur hudut name karye-i mezkurun hududunu beyandan ibaret olduğu gibi Maliye Nezareti celilesinin tezkiresinden tekkeye meşihat tayin olunmuş ise de zaviye-i mezkurun bir tarik-i ayinin icra olunur tekke olmayub ayende ve revendeye itam-ı taam olunur misafirhane kabilinden idüğünün suret-i vakfiyet-i mezkurenin beyan bi-ibaretia kalemine kaydıyla sahib-i yedine ibkası ve cihateyn-i mezkureteynin müteveffa mumaileyh Musa Kazım Efendinin mahlulünden oğlu evlad u evlad u evlad u zekur vakıfdan mumaileyh Mehmet Takiyüddin Efendiye meşrutiyet üzerine tevcih ve ta’amiye olarak tahsis buyrulan beş yüz guruşun ita kılınacak beratı derç-i keyfiyet malum olmak üzere Nezaret-i Müşarünileyhaya malumat itası hususunun yazılan takrir nezaret-i penahi mucebince 312 senesi safer’ül hayrının on beşinci günü (18 Ağustos 1894) tarihinde irade-i aliyyesi şerefsudur ederek kayd-ı şürut ve beratı ita kılındığı ve mezkur suret-i vakfiyenin ol-vakit her nasıl ise kaleme kaydı icra kılınmadığı kayden anlaşıldığı Cihat Odasından Ulubor kazasına tabi Uluköy karyesi tımar dahilinde arazi-i emiriyeden olarak mukayyed olub Veli Baba Vakfına ve Zaviyesine dair bir gune kayıt bulunamamış ve yedde olub ibraz olunan ve cihat kaleminin bala-yı derkenarında gösterilen vakfiyesinin karye-i mezkurda mülkün eşcar-ı semere ve gayr-i semereyi havi iki kıta bağ ve misafirhane ve değirmen ve evanisi nuhasiye (bakır kab-kacak) vakıf eyledikleri muharrer olub karyei mezkureye taalluku olmadığı kuyud-ı hakaniden yazılan derkenarda gösterilerek müsted’inin ibraz eylediği 1227 senesi evahir-i şaban (Eylül 1812) tarihli ferman-ı ali suretinde dahi karye-i mezkur ba-hat tevki’-i Şeyh Veli Baba Zaviyesi vakfına tashih olunarak ol-vechile defter-i hakaniye mukayyed olduğu anlaşıldığından menşe-i muhalefetin Divan-ı Hümayun Kaleminden lede’l istifsar Uluborlu kazası muzafatından Uluköy ve hasılı tahtında resm-i penc ve bennak ve mücerred ve hınta ve şair ve öşr-i bağ ve gayrehu dört bin seksen dört akçe yazı ile defter-i mufassalada muharrer kılınmasıyla tahrir ve karye-i merkume defter-i icmalde tashih olduğu Veli Baba Zaviyesi Vakfı iken erbab-ı tımardan Ali nam kimesne bir tarikle berat ettirmekle 1057 (1647) senesi tarihinde ba-hat tevki’-i Şeyh Veli Baba Zaviyesine tashih olunduğu defter-i hakanide mukayyed olduğu beyanıyla vakf-ı mezkur hakkında bazı ahkamı havi 1227 evahir (1812) tarihli ısdar buyrulmuş olan emr-i aliyyenin musaddakası merbuten irsal kılındığı ve emr-i aliyyede münderiç kuyud-ı defter-i hakani olan tarafından verilmiş olan malumat ve izahata müsteniden olmak lazım geldiği halde karye-i mezbure hakkında kuyud-ı hakani kılınarak Uluköy tımar dahilinde arazi-i miriyeden olarak mukayyed olub Veli Baba Vakfına ve Zaviyesine dair bir gune kayıt bulunamadığının beyan eylemesi calib-i tereddüde iştibah olacağı tabii olmakla evvelce verilen malumat-ı kuyudiye üzerine tasdir buyrulmuş olan mar’ül zikr emr-i ali ahkamı münifesine göre tahriyat-ı kaydiye icrasıyla istihsal olunacağı malumatının tebliği Divan-ı Hümayun Kaleminde Uluköy karyesi hin-i tahrirde tımar dahilinde arazi-i miriyeden olarak tahrir ve sebt-i defter-i hakani kılınmış iken karye-i merkume kıdvetü’s süleha Veli Babanın kendi sakin olduğu köy olmakla tekkesine vakıf olmak üzere 1053 senesi Şevval on dokuzuncu günü (31 Aralık 1643) tarihiyle ba-hat tevki’-i kayd-ı mahalli tashih olunmuş ve muahharan erbab-ı tımardan Ali nam kimesne bir tarikle berat ittirmekle Şeyh Veli Baba Zaviyesine 1057 senesi şehri Rabiul-ahirin evasıt-ı (Mayıs 1647) tarihinden mukarrer ve tashih kılınmış ise de karye-i merkume kadim kılıç tımarı olmakla vakf olmak na-meşru olduğundan şerefsadır olan emr-i alişan mucebince 1068 senesi Şaban’ul muazzam on üçüncü günü (16 Mayıs 1658) tarihinin ba-kalem tevki’-i geri tımar olmak üzere tashih kılınarak ol-vechile kayıttan kayıda geçerek 1248 (1832/1833) senesi tarihiyle askeri mensure süvarilerinden İsmail veled-takaüd Mustafa’ya berat-ı alişan sair müşterekleri uhdesinde mukayyed ve ba’de’t-Tanzimat bilcümle tımarat ashabına bedelat itasıyla tımarat-ı mezkure dahilinde bulunan kura maliye hazine-i celilesi canibinden idare olunmak bulunmuş ve merkum İsmail’in mahlulünden tımar-ı mezkur içün merkume verilen bedel 73 senesi Martından itibaren (Mart/Nisan 1857) hazine-i müşarünileyhden zapt olunmuş ve bu suretle karye-i mezkur arazi-i miriyeden olarak canib-i miriye iade olub vakfa taalluk olmadığı içün kuyud-ı hakaniyeden yazılan derkenarlarda Hamid sancağının Uluborlu nahiyesine tabi neferat ile karye-i Uluköy ve hasılı tahtında resm-i penc ve bennak ve mücerred ve hınta ve şair ve öşr-i bağ yekun ma’gayrehu dört bin seksen dört akçe yazı ile defter-i mufassalada  muharrer kalemiyle tahrir ve karye-i merkume defter-i icmalde tashih olunduğu üzere Veli Baba Zaviyesi vakfı iken erbab-ı tımardan Ali nam kimesne bir tarikle berat ettirmekle 1057 (1647) senesi tarihiyle ba-hat tevki’-i tekrar Şeyh Veli Baba Zaviyesine tashih olunduğu defter-i hakanide mukayyed olmakla Veli Baba Zaviyesi Vakfının evladiyet ve meşrutiyet üzere tevliyet ve zaviyedarlığı askeri ruznemçesinden verilen berat-ı şerifimle mumaileyh Şeyh Hüseyin üzerinde olmakla karye-i merkumeye ber-muceb defter-i hakani mümtaz ve muayyen hudut dahilinde kadimden öşr ve resmi zaviye-i mezkure vakfı tarafından alına gelen yerler ile zaviye-i mezkur vakfı tarafından zapt ve vaki olan mahsul ve rüsumun kanun ve defter mucebince ahz ve kabz etmek murad eyledikte ahardan dahl ve taarruz olunmak icab etmez iken ecanibden bazı kimesneler zabtına ve vaki olan hasıl ve rüsumun ahz ve kabzına hilaf defter-i hakani ve mugayir kanun fuzuli müdahale ve zaviye-i mezburenin harabına bais ve dervişan fukarasının perişaniyetlerine badi oldukları hudud-ı mezbur zımnında canib-i şer’iden hüccet-i şer’iye fetvayı şerife verildiğini bildirüb karye-i merkume ber-muceb defter-i hakani mümtaz ve muayyen hudut dahilinde kadimden öşr ve resmi zaviye-i mezbur vakfı tarafından alına gelen yerler ile zaviye-i mezbur vakfı tarafından zapt ve vaki olan mahsul ve rüsum kanun ve defter mucebince ahz ve kabz ettirilüb ecanibden olan kimesneler hilaf-ı defter-i hakani mugayir kanun dahl ve taarruz ettirilmeyüb men’i vaki olunmak beyanında emr-i şerifim suduruna istida etmekten başka Defter Hane-i Amiremde mahfuz defter-i mufassala müracaat olundukta vech-i meşru üzere olduğu mestur ve mukayyed bulunmağın defter-i hakani mucebince kanun üzerine olmak lazım geleceği salifül beyan 1227 (1812) tarihli merbut emr-i ali suretinden anlaşılmış ve ber-vechi maruz karye-i merkume ber-muceb Kuyud-ı hakani esasen Veli Baba Zaviyesine tahsis buyrulduğu halde 1053 (1643) tarihinde erbab-ı tımardan Ali nam kimesneye verilüb 1057 (1658) senesi tarihinde ba-hat tevki’-i Şeyh Veli Baba Zaviyesine iade ve tashih ve 1068 (1658) tarihinde İsmail veled takaüd Mustafa’ya tevcih ve sebt-i defter-i hakani kılınıb sonra marrüzzikr 1227 tarihiyle ısdar buyrulan emr-i ali mantuk-ı münifince zaviye-i mezkureye tahsis ve ihsan kılınmış ise de sebt-i defter-i hakani kılınmadığı cihetle Kuyud-ı Hakani idaresince hükmü bilinen na-meşru olduğu tahakkuk itmiş olmakla bu suretle lede’l-arz ber-muceb emr-i ali ahiren karye-i mezkurenin zaviye-i mezkureye tahsis ve sebt-i defter-i hakani kılınmasına irade-i seniye hazreti hilafet-penahi şerefsadır buyrulduğu taktirde ve Divan-ı Hümayun kılınarak bir kıta ferman-ı ali ısdar ile karye-i mezkurenin defter-i hakaniye olunan kayd-ı mahalleri ba-hat tevki’-i karye-i mezkur zaviye-i mezkureye tashih olunarak icmal-i hakaniyenin itası iktiza eylediği mahkeme-i teftişten huzur-ı ali-i nezaret-penahilerine ilam olundu. Fi 3 Rabiul-evvel sene 1324 (27 Nisan 1906)

Pul

Mühür

Mahkeme-i Teftişin işbu ilamı münderecatına nazaran icab ve iktizasının bir kere de Heyet-i Umumiye idare-i aliyyesinden beyan ve ifası lazım gelir. fi 27 Mayıs sene 1322 (9 Haziran 1906)

Mühür

 

Belge 4

Belge yer numarası: COA ŞD 2758-45-7

Tarih: 3 Haziran 1322 (16 Haziran 1906)

Mahkeme-i Teftiş-i Evkafın balada muharrer ilamı veçhile mevzu’ bahs olan karyenin ber-muceb ferman-ı ali zaviye-i mezkureye tahsisi sebt-i Defter-i Hakani kılınması hususunun bi’l-istizan irade-i seniye-i hazret-i hilafet penahi istihsal olunmak üzere keyfiyetin Bab-ı Ali canib-i samiyesine arz ve iş’arı lazım geleceğinden ol-vechile iktizasının ifası zımnında cihat-ı idaresine iadeten tevdi kılındı fi 30 Mayıs sene 1322 (12 Haziran 1906)

İmza / Mühür

Mahkeme-i Teftişin işbu ilamı ve Muhasebe-i Umumiye İdare-i Aliyenin balada muharrer derkenarı veçhile mevzu’bahs olan karyenin ber-muceb ferman-ı ali zaviye-i mezkureye tahsis ve sebt-i Defter-i Hakani kılınması hususunun bi’l-istizan irade-i seniye-i hazret-i hilafet penahi istihsal olunmak üzere keyfiyetin Bab-ı Ali canib-i samiyesine arz ve iş’arı menut (bağlı) emr ü irade-i aliye-i cenab-ı nezaret penahileridir ol-babda emr ü ferman hazreti menlehül emrindir. fi 3 Haziran sene 1322 (16 Haziran 1906)

İmza/ Mühür

Evkaf-ı Hümayun Nezareti

Belge 5

Belge yer numarası: COA ŞD 2758-45-20

Nezaret-i Evkaf-ı Hümayun Mektub-ı Kalemi

Aded: 343

Tarih: 2 Cemazeyilevvel 1324 / 10 Haziran 1322 (24 Haziran 1906)

Uluborlu kazası dahilinde İlegüb nam karyede kain Veli Baba Zaviyesi ve vakfının vakfiyesiyle zaviye-i meşrut karye-i mezkure hudut namesinin sıyanet-i li’l-vakf-ı kaydı istidasına dair vakf-ı mezkur mütevellisi Mehmet Takiyyüddin imzasıyla ita olunan arzuhal üzerine icra kılınan tetkikatta karye-i mezkure 1227 (1812) tarihinde ısdar buyrulan emr-i ali mantuk-ı münifince zaviye-i mezkureye tahsis ve ihsan buyrulmuş ise de sebt-i Defter-i Hakani kılınmadığı anlaşılmış olduğundan mezkur karyenin ber-muceb emr-i ali zaviye-i mezkureye tahsisiyle sebt-i Defter-i Hakani kılınmasına bi’l-istizan irade-i seniye-i cenab-ı padişahi şerefsudur buyrulduğu suretinin Divan-ı Hümayun kaleminden bir kıta ferman-ı ali ısdarı lüzumuna dair Mahkeme-i Teftişten tanzim olunan ilam-ı şer’i leffen takdim huzur-ı aliye-i cenab-ı sadaret penahileri kılımağın ol-babda emr-ü ferman hazret-i veliyül emrindir. fi 2 Cemazeyilevvel sene 1324 / fi 10 Haziran sene 1322 (24 Haziran 1906).

Nazır-ı Evkaf-ı Hümayun

 

Belge 6

Belge yer numarası: COA ŞD 2758-45-9

Daire-i Sadaret-i Uzma Divan-ı Hümayun

Aded: 305

Tarih: 12 Cemaziyel evvel 1324 / 21 Haziran 1322 (4 Temmuz 1906)

Uluborlu kazası muzafatından İlegüb nam karyesinin 1227 (1812) tarihinde ısdar buyrulan emr-i aliye-i mantuk zımnınca karye-i mezkurede vaki Veli Baba Zaviyesine tahsis ve ihsan buyrulmuş ise de zaviye-i mezkure vakfının vakıfnamesiyle zikr olunan İlegüb karyesinin hudut namesinin sebt-i Defter-i Hakani kılınmamış olduğu vuku’ bulan istida üzerine icra kılınan tetkikat ile tebeyyün eylediği beyanıyla mezkure-i karyenin ber-muceb emr-i ali zaviye-i mezkureye tahsisiyle sebt-i Defter-i Hakani kılınmasına bi’l-istizan irade-i seniye-i cenab-ı padişahi şerefsudur buyrulduğu halde Divan-ı Hümayun kaleminden bir kıta ferman-ı ali ısdarı lüzumuna dair Evkaf-ı Hümayun Nezaret-i celilesinin fi 2 cemaziyel evvel sene 1324 tarihli ve üç yüz kırk üç numaralı takriri melfuf ilam-ı saire ile beraber divana havale buyrulmakla mütalaa ve kayda müracaat olundu

Tahsisat kabilinden olan kurayı mevkufe hakkında hazine-i celile-i maliyeden sual mütalaa ile cevabları alındıktan sonra icap eden muamelatın icrası usul ve emsali iktizasından bulunmasına nazaran zaviye-i mezkureye tahsis buyrulmuş olan İlegüb karyesi hasılatı hakkında dahi iktiza eden muamelenin hazine-i müşarünileyhden istilamı ile alınacak malumat üzerine icabının ifası lazım gelir ise de herhalde icrayı iktizası merhun irade-i aliye-i daver-i fehamileri olarak tezkire-i mezkure melfufu olan ilam-ı şer’i ile beraber leffen takdim ve iade kılınmış emr ü ferman hazret-i veliyül emrindir. fi 12 Cemaziyel evvel sene 1324 / fi 21 Haziran sene 1322 (4 Temmuz 1906)

 

Belge 7

Belge yer numarası: BEO 2867-214960-1

Sadaret Mektub-ı Kalemi

Tarih: 15 Cemazeyil evvel 1324 / 24 Haziran 1322 (7 Temmuz 1906)

Maliye Nezareti Aliyyesine

Uluborlu kazası muzafatından İlegüb karyesi 1227 (1812) tarihinde ısdar buyrulan emr-i aliye-i mantuk-ı münifince karye-i mezkurede vaki Veli Baba Zaviyesine tahsis ve ihsan buyrulmuş ise de zaviye-i mezkura vakfının vakfiyesiyle zikrolunan İlegüb karyesinin hudut namesinin sebt-i Defter-i Hakani kılınmamış olduğu vuku’bulan istida üzerine icra kılınan tetkikat neticesinin mezkur karyenin ber-muceb emr-i ali zaviye-i mezkureye tahsisiyle sebt-i Defter-i Hakani kılınmasına dair bazı ifadeyi havi Evkaf-ı Humayun Nezareti celilesinden gelen fi 2 Haziran sene 1322 tarihli (15 Haziran 1906) ve 343 numaralı takrir melfufuyla maa savb-ı aliyyelerine tesyar kılınmış olmakla evvel emirde mezkur karye-i hasılatı hakkında nezareti celilerince olan malumat ve muamelat inbasına ve evrak-ı mürselenin iadesine himem

 

Belge 8

Belge yer numarası: COA ŞD 2758-45-11

Nezaret-i Umur-ı Maliye

Aded: 1282

Tarih: 23 Cemazeyil ahir 1324 / 21 Temmuz 1322 (14 Ağustos 1906)

Maruz-ı çaker-i kemineleridir ki

Uluborlu kazası muzafatından İlegüb karyesi 1227 (1812) tarihinde Veli Baba Zaviyesine tahsis ve ihsan buyrulmuş ise de mezkure vakıfnamesiyle zikr olunan karyenin sebt-i Defter-i Hakani kılınmamış olduğu vuku’ bulan istida üzerine icra kılınan tetkikat neticesinde tebeyyün eylediği beyanıyla mezkur karyenin ber-muceb emr-i ali zaviye-i mezkureye tahsisiyle sebt-i Defter-i Hakani kılınmasına dair bazı ifadeye havi Evkaf-ı Hümayun Nezaret-i celilesinden takdim olunan takrir ve merbutunun leffiyle mezkur karye hasılatı hakkındaki malumat ve muamelatın arz ve inbası şerefvarid olan 25 Haziran sene 1322 (8 Temmuz 1906) ve bin üç yüz altmış üç numaralı tezkere-i samiye-i canib-i sadaret penahilerinde emr ü iş’ar buyrulmasıyla hazinece icrayı tetkikat ve Konya vilayetinden son gelen 1313 (1895/1896) senesi a’şar defterine müracaat olundukta mevzu’ bahs olan İlegüb karyesi a’şarının sene-i mezkureye mahsuben otuz bin üç yüz altmış iki guruş bedel ile ihalesi icra kılındığı anlaşılıp ancak bunun Veli Baba Zaviyesine merbutuna dair bir gune işaret görülememiş olduğundan cevaben huzur-ı seniye-i daver-i fehamilerine arz ve izbarı a’şar ve rüsumat idare-i umumiyesinden yazılan derkenar üzerine Muhasebat-ı Atika Muhasebesinden ifade ve evrak-ı mürsele takdim kılınmış ol-babda emr ü ferman hazreti veliyül emrindir. fi 23 Cemazeyil-ahir sene 1324 / fi 21 Temmuz sene 1322 (14 Ağustos 1906)

Maliye Nazırı

İmza

 

Belge 9

Belge yer numarası: COA ŞD 2758-45-12

1282 /B.15

Tarih: 27 Cemazeyilahir 1324 / 5 Ağustos 1322 (18 Ağustos 1906)

Divan-ı Hümayuna

Divan-ı Hümayuna havale buyrulan işbu tezkirede bahs ve beyan olunan husus hakkında olan muamelat-ı kuyudiye evvelce ba-müzekkere arz ve ilam olunmuş ve mezkur müzekkere Maliye Evkaf-ı Hümayun Nezaret-i celilesinin tezkiresi melfufu olan Mahkeme-i Teftişin ilamında münderiç bulunmuş olmasıyla ilam-ı şer’i münderecatına ve Maliye Nezareti aliyesinin tezkire-i cevabiyesi müeddasına nazaran ifayı muktezası merhun irade-i aliye-i hidiv azamileridir emr ü ferman hazreti veliyül emrindir. fi 27 Cemazeyilahir sene1324 / fi 5 Ağustos sene 1322 (18 Ağustos 1906)

 

Belge 10

Belge yer numarası : COA ŞD 2758-45-1

Tarih: 27 Zilkade 1324 / 30 Kanun-ı evvel 1322 (12 Ocak 1907)

Şurayı Devlet Riyaset-i Celilesi Canib-i Aliyyesine

Devletlü Efendim Hazretleri

Uluborlu kazasının İlegüb karyesinde defn-i hak-ı ıtırnak olan sadat-ı Hüseyniyeden Veli Baba ibn-i Hüseyin Gazi Hazretlerinin dergahına tahsis buyrulan karye-i mezkurun a’şarı hakkında Mahkeme-i Teftişin evkaftan verilen ilam hakkında Evkaf-ı Hümayun Nezaret-i celilesinin Şurayı Devlete havale buyrulan 1 Teşrin-i evvel 1322 (14 Ekim 1906) tarihli ve 1653 numaralı tezkiresi üzerine Maliye Nezaretinde kaleme alınan mazbatanın bir kere de Mülkiye Dairesince tetkiki zımnında icab-ı halin icrasına müsaade-i celile-i riyaset penahilerinin şayan buyrulması babında emr ü ferman hazreti menlehül emrindir. fi 27 Zilkade sene 1324 / fi 30 Kanun-ı evvel sene 1322 (12 Ocak 1907)

Dergah-ı Şerif –i Mezkur Mütevellisi

Ed-dai

Sadat-ı Hüseyniyeden Takiyyüddin

 

Belge 11

Belge yer numarası: COA ŞD 2758-45-13

Tarih: 17 Muharrem 1325 / 17 Şubat 1322 (2 Mart 1907)

Maliye Nezareti Celilesi Canib-i Aliyyesine

Devletlü Efendim Hazretleri

Sadat-ı azam ve eizze-i kiramdan Uluborlu kazasında Uluköy nam-ı diğer İlegüb karyesinde defin-i han-ı ıtırnak olan evlad-ı kiram Hazreti Muhammed aksayı bin Yahya el-Ezdeşiri bin Hüseyin zu’d dema ve Zülebra bin Zeyd el şehid bin Ali Zeynel Abidin bin Hazreti İmam Hüseyin radiyallahü efendimiz ahfadından Veli Baba bin Hüseyin Gazi bin Gül Dede bin es-Seyyid Veliyüddin Gazi dergah-ı şerifi taamiye olarak ecdad-ı azam hazreti hilafet penahiden cennet mekan Sultan Mustafa Han sani hazretleri tarafından karye-i mezkurenin hududu dahilinde a’şar ile Çaylak nam mahallin rub’i öşrü ve Aydın sancağına tabi Erkule nam mahale iskan olunan Geyikli aşireti ile Nazilli kazasında Ali Ammiler (Emmiler) karyesine ve saireye iskan olunan Lüleci ve Kuyumcu aşiretlerinin emval vergisi vakıf ve tahsis buyrulmuş müddet-i medide dergah-ı şerif-i mezkurede olan müşarünileyhden postnişin bulunanlar marifetiyle a’şarı mezkurenin emval vergisi ahz ve karye-i mezkure ve Çaylak nam mahallin rub’ (dörtte bir) öşrü idare ve taşir olduğu halde ahiren öşr-i mezkure hilaf-ı meşrut vakfı tahsisi tımar olarak Ali nam kimesneye ihale edilmesi üzerine canib-i meşihattan vuku’ bulan müstediyat ve kuyud-ı hakani kalemi marifetiyle icra olunan tedkikat neticesinde karye-i mezkure a’şarının tımar olarak merkum uhdesine tevcihi hilaf-ı kuyud ve şürut tahsis ettiği anlaşılmakla mağfur müşarünileyh Sultan Mustafa Han Sani taraf-ı hümayunlarından ihsan buyrulan ferman-ı ali ahkam-ı münifesinin ahkamen ve te’kiden ceddim es-Seyyid Hüseyin Sünbül bin Nebi bin es-Seyyid Mehmet Takiyüddin ber-vechiye a’şar-ı merkumenin dergah-ı şerif-i mezkure ircai tahsisi hakkında 1227 (1812) tarihli ferman-ı ali ısdar ve ita buyrularak çend sene karye-i mezkure ve Çaylak nam mahallin rub’ öşr-i idare ve taşir olunmuş olduğu halde ceddim es-Seyyid Hüseyin Sünbülün vuku’-i şehadeti üzerine karye-i mezkure kurayı saire birlikte canib-i hazineden mültezemiyle ihale olunduğu gibi a’şarı merkumenin de emval vergisi oldukları kazalardan alınmış ve dergah-ı şerifin tevliyet ve zaviyedarlığı 1287 (187/1871) senesinde merhum es-Seyyid Musa Kazim uhdesine tevcih ve ondan da 1312 (1894)  senesinde dailerine tevcih buyrulmuş ise de tahsis buyrulan karyenin ve Çaylak nam mahallin otuz seneyi mütecar-ı öşr ve taşiri emrinde vaki olan müsted’ayatımıza (istenilen şeyler) henüz nail-i müsaade olunamadığı ve dergah fukarası a’şar-ı merkume vergisi taamiyesinden mahrum kaldığı gibi karye-i merkume ve Çaylak nam harmanın a’şar-ı taamiyesinden de mahrum kaldığı ve saire inayetü ile hazreti hilafet penahi bu makule-i e’izze-i kiram ve sadat-ı azam hazeratın medfunları olan tekaya ve zevaya  (tekkeler ve zaviyeler) istişfa ve istiane suretiyle gelüb giden fukara ve misafiran ve dervişan için vakıf ve tahsis buyrulan taamiyenin kat’ olunması şöyle dursun ihtiyaçları nisbetinde  mikdarları tezyid olunmakta iken ecdad-ı azam meal-i-ittisam-ı hazreti padişahi tarafı hümayunlarından taamiye mukabili olarak vakfa tahsis buyrulan karye-i mezkure ve Çaylak nam mahallin rub’ a’şarlarının kat’ ile fukaranın kadimen mazhar oldukları inayat-ı seniyeden mehcur ve mahrum bırakılmışlar ise umuma şamil olan eltaf ve merahim-i celile-i hazreti hilafet-penahi kail razı olmayacağı bir bedihi bulunduğuna binaen karye-i mezkure ve Çaylak nam mahallin a’şarının zikr olunan ferman-ı aliye ahkam-ı münifesine tevfikan dergah-ı mezkure iade-i tahsis ile bir takım fukara-i dervişanın ve seyr-u niam-i seniye-i hazret-i hilafet penahi olmaları için irade-i seniye-i icab-ı padişahi istihsal buyrulmasını istirham ederim. Ol-babda emr ü ferman ve lütuf ve ihsan hazret-i veliyül emrindir fi 17 Muharrem sene1325 / fi 17 Şubat sene 1322 (2 Mart 1907)

Huzur-ı Hümayun Ders-i Şerifi Muhatablarından Veli Baba

Dergah-ı Şerifi Mütevelli ve Postnişini

Es-seyyid Mehmet Takiyüddin

 

Belge 12

Belge yer numarası: COA ŞD 2758-45-15

Nezaret-i Umur-ı Maliye Muhasebat-ı Atika Muhasebesi

Aded: 252

Tarih: 21 Muharrem 1325 / 21 Şubat 1322 (6 Mart 1907)

Şurayı Devlet Riyaset-i Celilesine

Devletlü Efendim Hazretleri

Uluborlu kazasının İlegüb karyesinde Veli Baba Zaviyesine tahsis buyrulan karye-i mezkure a’şarı hakkında hazine-i celilece tedkikat-ı lede’l-icra zikr olunan İlegüb karyesi elli sekiz 1058 (1648/1649) tarihinden beri mahallinden müfredat-ı veçhile bi’l-vürud mukayyed bulunan ihale defterlerinde kurayı saire a’şarıyla beraber hazine maktuen ihale kılındığı kayden tebeyyün etmiş ve Divan-ı Hümayun kaleminden ihraç kılınıp bir kıta sureti evrak melfufası meyanında 1227 (1812) tarihli emr-i aliyenin netice-i hükmü zikr olunan İlegüb karyesinin Veli Baba Zaviyesi tarafından zapt olunması merkezinde ise de kuyud-ı hakanice vakfiyet üzere kaydı tashih edilmemiş ve ol-vechile tashih kaydı muamelesi ba-irade-i seniyesine icra edilmedikçe karye-i mezkur hasılatı öşriyesinin canib-i hazineden taşir ve cibayetine devam edilmesi tabii ve evrak-ı mezkure meyanında bulunan Mahkeme-i Teftiş ilamıyla evrak-ı saire münderecatına nazaran icabının tezekkür ve tayini Şurayı Devlete ait vezaifden idüğü bedihi bulunmuş idüğünün 6 Şubat 1322 (19 Şubat 1907) tarihli ve iki yüz doksan beş numaralı tezkire-i aliye-i riyaset penahilerine cevaben ve Muhasebat-ı Atika Muhasebesinin ifadesine ibtinaen beyanına ibtidar ve evrak-ı mürsele muahharen zaviye-i mezkure mütevellisi Takiyüddin Efendi tarafından verilen arzuhal ile leffen iade ve tesyar kılınmış ol-babda emr ü ferman hazreti menlehül emrindir. 21 Muharrem 1325 / 21 Şubat 1322 (6 Mart 1907)

Maliye Nazırı

İmza

 

KAYNAKLAR 

– Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivi (COA):

BEO 2867-214960-1

ŞD 450-23-33

ŞD 2758-45-1,3,5,7,9,11,12,13,15,20

– Karatürk, Mustafa (1991), İki Cihan Hazinedarı Seyyit Velibaba Sultan ve Türbesi, 2.bsk.   Ankara:

– Noyan, Bedri (1996), Veli Baba Menakıpnamesi, 3.bsk. İstanbul:

– Ürekli Bayram ve Ali Baş (1994-1995), “Veli Baba ve Senirkent Uluğbey’deki Manzumesi”,Selçuk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Edebiyat Dergisi, sayı: 9-10.

 

Dr. İbrahim KARAER

e-mail: [email protected]

 

 

 

Yorum bulunmamaktadır.
Konu: ULUĞBEY KÖYÜ GELİRLERİNİN VELİ BABA ZAVİYESİNE TAHSİSİ HAKKINDA BELGELER (1643-1915) – 1 –

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

‘Ortak Değerimiz Atatürk’ bildirisine destek ver

Millî ve manevi değerlerimize, başta Atatürk olmak üzere Türk büyüklerine, her türlü tarihî mirasımıza yönelik saldırılar nereden, kimden ve

Ortak Değerimiz Atatürk

ATATÜRK! TÜRK MİLLETİ SANA MİNNETTARDIR

Her millet, sahip olduğu değerlerle geleceğini inşa eder. Geleceğin harcı olan değerlerine sahip çıkan milletler, geçmişten ders çıkararak, gelecekte aynı hataların tekrar edilmemesi için millî bir hafıza oluşturur. Bu hafızanın en önemli değeri, Millî Mücadele’nin lideri ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e periyodik olarak uzun zamandır yapılan saldırılarla karşı karşıyayız. Bunların sonuncusu geçtiğimiz günlerde Ayasofya’da hem protokolün hem de milletimizin gözü önünde gerçekleşmiştir.

Bilindiği gibi bir esaret belgesi olan Sevr Antlaşması’nı tarihin çöplüğüne atan Mustafa Kemal Atatürk, bir savaş ve diplomasi kahramanı olarak, Fatih’in emaneti İstanbul’umuzu, başta Ayasofya olmak üzere, camileri ve tarihî eserleriyle yeniden milletimize kazandırmıştır. Yine Trakya ve Batı Anadolu’yu Yunanistan; Doğu Anadolu’yu da Ermenistan olmaktan kurtarmış, ezanımızı susturmamış, Misak-ı millî sınırları içinde Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuştur.

Mustafa Kemal Atatürk, 3 Mart 1924’te, halkı aydınlatma, İslam’ın Kur’an’a göre yaşanmasını sağlama, ibadet ve ahlak esaslarıyla ilgili işleri yürütme, ibadet yerlerini yönetme görevlerini yerine getirmek üzere Diyanet İşleri Başkanlığını kurmuştur. Ayrıca Kur’an’ın tefsiri görevi Atatürk tarafından Elmalılı Hamdi Yazır’a verilmiş ve “Hak Dini Kur’an Dili” böylece ortaya çıkmıştır. Kur’an’ın Türkçe tefsiriyle Türkler, dinini öz kaynağından, kendi dillerinden okumaya ve öğrenmeye başlamışlardır.

Hâl böyleyken son yıllarda Millî Mücadele’mizin millî ve manevi mimarı Mustafa Kemal Atatürk, maalesef periyodik saldırılara maruz kalmaktadır. Bir millete sinsice düşmanlık etmenin yollarından biri, o milletin kahramanlarını itibarsızlaştırmaktır. Bunun en kolay yolu ise dinimizi kirli emellerine alet etmektir.

Son olarak Ayasofya’daki icazet töreninde bir imam Ayasofya’yı kastederek; anlatım bozukluklarıyla dolu “…Bu ve bu gibi mabetlerin mabet olarak kalması için inşa edilmiştir. Öyle bir zaman geldi ki bir asır gibi bir zaman içinde ezan ve namaz yasaklandı ve müze hâline çevrildi. Bunlardan daha zalim ve kâfir kim olabilir!… Yarabb’i bir daha bu zihniyetin bu milletin başına gelmesini mukadder buyurma!” gibi suç oluşturan ifadeler kullanmış ve haklı olarak bu söylem halkımızda büyük bir infiale yol açmıştır.

Atatürk, emperyalizmin ve yerli işbirlikçilerinin planlarını bozan bir lider olup Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, ülkemizin en başta gelen birleştirici ve bütünleştirici unsurudur. Mustafa Kemal Atatürk’e üstü kapalı yapılan bu saldırı aslında onun silah arkadaşlarına, Türk milletinin birlik ve beraberliği ile Cumhuriyet’imize yöneliktir. Atatürk’e yapılan ve yapılacak olan saldırıların nihai hedefi Türk milletidir, Türk devletidir. Bu bakımdan bu ve benzeri saldırıların hedefinin Türk devleti ve milleti olduğu konusunda halkımızı uyarmayı, vatanını ve milletini seven bir grup olarak görev addederiz.

Hedeflerine ulaşmak için geçmişte de bazı cahil kimseleri kullananlar, bugün de aynı yöntemlerle hareket etmektedir. Bu son saldırının kaynağının da aynı güçler olduğu şüphesizdir. Millî ve manevi değerlerimize, başta Atatürk olmak üzere Türk büyüklerine, her türlü tarihî mirasımıza yönelik saldırılar nereden, kimden ve nasıl gelirse gelsin, millî birliğimizi asla bozamayacaktır. Aşağıda imzaları bulunan DTCF Birlik üyeleri ve Türk aydınları olarak bu çirkin ve kötü niyetli ifadeleri şiddetle kınıyor ve reddediyoruz.

DTCF Birlik Üyeleri

**İmza: **

Bildiriyi paylaşarak destek verebilirsiniz:

 

En çok beğenilenler

Giriş

Welcome to Typer

Brief and amiable onboarding is the first thing a new user sees in the theme.
Join Typer
Registration is closed.