Dr. İbrahim KARAER

 

ÖZET

Bu bölümde incelediğimiz belgelerde; Tortop oğlu Hacı Kibar Hüseyin Efendinin hanesinden gasp edilen para ve eşya ile ilgili davada ilginç gelişmeler olduğu görülmektedir. Konya Eyaletinden sadaret makamına yazılan 18 Safer sene 1279 (15 Ağustos 1862) tarihli yazıda sanıklardan Hacı İbrahim ve Hacı Ali’nin bu olayla ilgisinin olmadığı; Mevlana Dergahı Aşçıbaşısı tarafından Muhakemat Dairesine verilen 21 Şaban 1279 (11 Şubat 1863) tarihli dilekçede; Hacı İbrahim ve Hacı Ali’nin suçsuz olduğu, asıl suçlunun Deli Mehmet olduğu iddia edilmiştir. Öte yandan Hacı Kibar Hüseyin Efendi sadaret makamına verdiği dilekçede; Isparta meclisinde görülen yargılamada ve şer’i mahkemede hanesinden yüz bin guruşdan fazla eşya ve parayı gasp eden sanıkların beş yıl müddetle kürek cezası ve sürgünle cezalandırıldıklarını, gasp edilen eşya ve paradan ele geçirilemeyen kısmının sanıkların mal ve arazilerinin satılarak karşılanmasına karar verildiğini; ancak karar uygulanmadan hırsızların başı olan Hacı İbrahim ve Hacı Ali’yi koruyanların Konya’da Aşçı Dedeye mensub olduklarını iddia ederek kararı çürütmeye çalıştıklarını, Isparta kaymakamının Hacı İbrahim ve Hacı Ali lehine İstanbul’a yazılar yazdığını; kaza müdürünün akrabası bir hatunun hırsız başları için İstanbul’a gittiğini belirtmiştir. Hacı Hüseyin Efendi, para ve eşyalarını gasp eden şahısların Hamid Sancağı Kaymakamı ve kaza müdürü tarafından korunmakta olduğundan bahisle suçluların mallarının satılarak zararının karşılanmasını ve artık orada mal güvenliğinin olmadığı gibi can güvenliklerinin de kalmadığını belirterek uygun bir yere ailesiyle birlikte nakillerine izin verilmesini talep etmiştir. Hacı Hüseyin Efendinin zararının karşılanması için suçluların emval ve eşyalarıyla arazilerinin müzayede ile satılmasına karar verilmiş, ancak mahallinde ve sancak merkezi Isparta’da yapılan müzayedelerde talipli çıkmadığı için bu satış gerçekleşmemiştir.

***

Konya Eyaletinden Sadaret makamına yazılan 18 Safer sene 1279 (15 Ağustos 1862) tarihli yazıda Hacı Kibar Hüseyin Efendinin hanesinden yüz bin guruşluktan fazla para ve eşyayı gasp edenlerin beş yıl süre ile Kıbrıs’ta kürek cezasına çarptırıldıkları, olaya adı karışan Senirkentli Hacı İbrahim ve Hacı Ali’nin bu olayla ilgisinin olmadığının şahitlerin ifadelerinden anlaşıldığı; durumun açıklığa kavuşturulması için davacı Hacı Kibar Hüseyin Efendinin Konya’ya gönderilerek adı geçenlerle yeniden muhakeme edilmeleri talep edilmiştir (Belge-19 COA MVL 636-16-1).

Mevlana Dergahı Aşçıbaşısı tarafından Muhakemat Dairesine verilen 21 Şaban 1279 (11 Şubat 1863) tarihli dilekçede; Hacı İbrahim ve Hacı Ali’nin suçsuz olduğu, asıl suçlunun Deli Mehmet olduğu iddia edilmiştir. Söz konusu dilekçede, Tortop oğlu Hacı Ali Ağanın evini basıp, eşya ve parasını gasp edenlerin Deli Mehmet ve arkadaşları olduğunu iddia ettiği, daha sonra Hacı Ali ve Hacı İbrahim ağalardan şikayetçi olduğu ve bunların beş yıl müddetle Kıbrıs’ta kürek cezasına çarptırıldığı belirtilerek, Hacı Ali ve Hacı İbrahim ağaların olayla ilgisi olmadığı iddia edilmiştir (COA MVL 411-21-2). Hacı Hüseyin Efendinin 23 Zilkade 1279 (12 Mayıs 1863) tarihli dilekçesinden Hacı Ali ve Hacı İbrahim’in Konya’da Mevlevihane (Aşçı Dede)’ye sığındıkları ve Aşçı Dede’nin onları koruması altına aldığı anlaşılmaktadır (Belge-21 COA MVL 418-91-1).

Elimizdeki belgelerden, sanıklar hakkında karar verilmiş olmasına rağmen, Hacı Kibar Hüseyin Efendinin çalınan eşya ve parasının aynen veya bedelen iade edilmemiştir. Hacı Kibar Hüseyin Efendi, Sadaret makamına yazdığı 6 Şevval 1279 (27 Mart 1863) tarihli dilekçesinde; Senirkent köyündeki evinden dört sene önce gasp edilen yüz bin guruşluk para ve eşyadan ele geçirilemeyen kısmının sanıklardan tahsili için karar verildiğini; ancak bu kararın henüz uygulanmamış olmasından dolayı ailesinin perişan olduğunu ve daha fazla tahammülü kalmadığını belirterek, kararın uygulanmasını veya ailesinin nakline izin verilmesi için Isparta ve Konya valisine hitaben iki ayrı emirname yazılmasını talep etmiştir (Belge-20 COA MVL 414-56-1).

Sinan Paşa Mederesi sakinlerinden Hacı Hüseyin Efendi Meclis-i Vala’ya verdiği 23 Zilkade 1279 (12 Mayıs 1863) tarihli dilekçesinde; Isparta meclisinde görülen yargılamada ve şer’i mahkemede hanesinden yüz bin guruşdan fazla eşya ve parayı gasp eden sanıkların beş yıl müddetle kürek cezası ve sürgünle cezalandırıldıklarını, gasp edilen eşya ve paradan ele geçirilemeyen kısmının sanıkların mal ve arazilerinin satılarak karşılanmasına karar verildiğini; ancak karar uygulanmadan hırsızların başı olan Hacı İbrahim ve Hacı Ali’yi koruyanların Konya’da Aşçı Dedeye mensub olduklarını iddia ederek kararı çürütmeye çalıştıklarını, Isparta kaymakamının Hacı İbrahim ve Hacı Ali lehine İstanbul’a yazılar yazdığını; kaza müdürünün akrabası bir hatunun hırsız başları için İstanbul’a gittiğini belirtmiştir. Hacı Hüseyin Efendi, mallarını çalan şahısların Hamid Sancağı Kaymakamı ve kaza müdürü tarafından korunmakta olduğundan bahisle suçluların mallarının satılarak zararının karşılanmasını ve artık orada mal güvenliğinin olmadığı gibi can güvenliklerinin de kalmadığını belirterek uygun bir yere ailesiyle birlikte nakillerine izin verilmesini talep etmiştir (Belge-21 COA MVL 418-91-1). Hacı Hüseyin Efendinin dilekçesi 2 Zilhicce 1279 (21 Mayıs 1863) tarihinde Meclis-i Vala Muhakemat Dairesine havale olunmuştur.

Hamid Livası Meclisinden Sadaret makamına yazılan 5 Safer 1280 (22 Temmuz 1863) tarihli mazbatada; Müderrisinden Hacı Hüseyin Efendinin hanesini basıp emval ve eşyasını gasp edenlerin emval ve eşyalarının satılarak zararın karşılanması için mahalline birçok defalar yazıldığı, ancak talipli çıkmadığı; sancak merkezinde yapılan satışa da talipli olmadığı belirtilmiştir.  Hacı Ali’nin yetmiş dokuz bin beş yüz ve Hacı İbrahim’in dört bin beş yüz guruş değerli bağ ve arazi-i sairesinin olduğu ve mahallinde ve sancak merkezinde talib bulunamadığından dolayı suçluların mallarından İstanbul’da bulunan Hacı Hüseyin Efendinin alacağı miktarın kendisine teslim etmek üzere Hamid sancağına gönderilmesi talep edilmiştir (Belge- 22 COA MVL 652-83-1). Hamid livası meclisinin mazbatası, 14 Safer 1280 (31 Temmuz 1863) tarihinde Meclis-i Valaya havale edilmiştir (COA MVL 652-83-3).

Uluborlu Kazası Meclisinden Hamid livası Kaymakamlığına yazılan 5 Zilhicce 1279 (24 Mayıs 1863) tarihli mazbatada; Senirkentli müderrisinden Hacı Kibar Hüseyin Efendinin hanesinden para ve eşya gasp edenlerden “Silkinti Hacı İbrahim ve Hacı Ali ve Kazım Hocanın oğlu Mehmet ve Beşe oğlu Abdülnebi ve Uşaklı Kör İbrahim ve Milli Beşenin oğlu Mehmet adlı şahıslardan yüz yirmi bir bin beş yüz otuz dört guruşluk emval-i mahkumunun aynen veya semenen bi’t-tahsil beş sene müddetle va’zı kürek olunmak üzere Kıbrıs’a irsalleri muktezayı irade-i seniyeden olduğuna ve merkuman Hacı Ali ve Hacı İbrahim maadalarının bir nesnesi olmadığı anlaşıldığına ve bu miktar emval-i mesruktan cürümü müşterek olanların kefil-i bi’l-mal itibarıyla birinin kudreti bulunduğu halde kudreti olandan ahz ve tahsili kanun-ı hümayunun 46.maddesi ahkamından idüğüne ve merkuman Hacı Ali ve İbrahim’in emval ve eşyası vefa etmediği taktirde kifayet-i miktarı arazisinin değerlisiyle bi’l-füruht emval-i mahkume-i mezkurenin aynen veya semanen istihsali hakkında şeref-zuhur eden emirname-i sami-i hazreti vekalet-penahinin suret-i alisi leffen gönderildiği beyan-alisiyle merkuman Hacı Ali ve Hacı İbrahim’in emval ve eşyasının kifayet etmediği surette miktar-ı vafi arazisinin aliye-i meclis marifetiyle bi’l-müzayide füruhtuyla emval-i mahkume-i mezkurenin semanen bi’t-tahsil bir mantuk irade-i aliye bazı sahib-i matlub gelip almak üzere liecli’l-mütevakıf Hamid Mal sandığına irsali ve merkumanın emlak ve eşya ve arazisine bir gune fesat karıştırılmaması” kararlaştırılmıştır. Senirkent’te yapılan müzayedede Hacı İbrahim ve Hacı Ali’nin emval ve eşyasına talipli çıkmamıştır (COA MVL 651-106-1).

Hamid livası meclisinin 21 Muharrem sene 1280 (8 Temmuz 1863) tarihli Sadaret makamına yazdığı mazbatada, mahallinde yapılan müzayede de, Hacı İbrahim ve Hacı Ali’nin emval ve eşyasına talipli çıkmadığı, bu defa sancak merkezinde müzayede yapılacağı bildirilmiştir (Belge-23 COA MVL 651-106-3).

(Devam edecek)

BELGELER

Belge 19

Belge yer numarası: COA MVL 636-16-1

Tarih: 18 Safer sene 1279 / 2 Ağustos sene 78 (15 Ağustos 1862)

Nu. 26

Makamı Aliye-i Cenab-ı Sadaret Penahiye

Maruz-ı çaker kemineleridir ki

Yirmi altı numara ve fi 25 Muharrem sene 1279 (23 Temmuz 1862) tarihiyle cevaben şeref-varid olan emirname-i sami-i cenab-ı vekalet penahilerine Hamid sancağı dahilinde kain Senirkent karyesi sakinlerinden müderrisinden Tortop oğlu Hacı Hüseyin Efendinin leylen ve müsellahan hanesinden yüz bin guruşluktan ziyade nukud ve eşyasını ahz ve gasp eyledikleri ifadeleriyle tesbit edilen ve ikame-i beyyine ile şer’en sabit olan malum’ül esami kesanın bade’t-tesyir beş sene müddetle va’z-ı kürek olunmak üzere Kıbrıs’a irsali ve emval-i magsubiyeden zahire çıkanlardan maadasının aynen veyahut semenen bi’t-tahsil sahibine verilmesi ve kesan-ı merkumuna yataklık eylediği kendi ikrarı ile tahakkuk eden Kazım Hocanın dahi muvakkat kürek cezasına müstehak olduğu derkar ise de kendisi hüsn ü hoca takımından bulunmasından dolayı bunun dahi kürek cezasının bedeli üç sene müddetle Limni ceziresine nefy (sürgün) olunması muktezayı irade-i seniyeden olup bunun içün ferman-ı ali dahi derdest tastir bulunduğu beyan-ı aliyye-i ahkam-ı celilesinin icrası emr ü ferman buyrulmuş olup 11 Safer 79 / 26 Temmuz 78 (7 Ağustos 1862) tarihiyle Meclis-i Kebir-i Eyaletten bit-tanzim mukaddemce takdim-i pişgah-ı mekarim-iktinah ali cenab vekalet-penahileri kılınan mazbata-i mufasıladan şimdiye değin rehin-i ilm-i sami-i daverileri buyrulmuş olmağın veçhile kesan-ı merkumundan Silkinti (Senirkent) karyeli Hacı İbrahim ve Hacı Ali nam kimesnelerin şu sirkat maddesinden bir gune medhal ve müşareketleri olmadığı halde ber-minval muharrer mukaddema bunların haklarında ikame olunan beyyine bazı taraftan olunan izafe (ihafe) ve talime mebni zor ile vuku’bulmuş bir madde olduğu bu kere şahitlerin vaki olan ifadelerinden anlaşılmış ve keyfiyet şayan-ı dikkat mevaddeden olarak ve şu cihetle buna bazı mertebe fesat karıştığı anlaşılarak merkuman ile mumaileyh Hüseyin Efendinin tekrar buraca umur-u muhakemelerinin icrasına lüzum görüldüğü ve efendi mumaileyhin dersaadette bulunduğu cihetle bera-yı muhakeme kendisinin bu tarafa iadesi suretleri ber-tafsil arz ve iş’ar kılınmış olunduğu müteakip ber-minval muharrer bunların mahal-i mücazetlerine irsali irade-i şamil olan emirname-i sami-i mezkurun şeref-vürudu bu babda tekrar rey ve irade-i aliye-i asafanelerine müracaat mecburiyeti göstermiş olduğu rehin-i ilm-i sami-i cenab-ı vekalet-penahileri buyruldukta zikr olunan mazbata-ı mufassıla üzerine ne gune irade-i seniye-i cenab-ı vekalet penahileri şeref-efza-yı sunuf ve sudur buyrulur ise ona göre iktizayı hali serian kılınmak üzere keyfiyetin emr ü iş’ar buyrulması babında emr ü ferman hazreti menlehü’l emrindir fi 18 Safer sene 79 / 2 Ağustos sene 78 (15 Ağustos 1862)

Vali-i Eyalet-i Konya

Mühür

 

Belge 20

Belge yer numarası: COA MVL 414-56-1

Tarih: 6 Şevval sene 1279 (27 Mart 1863)

Maruz-ı dai-i kemineleridir ki

Malum-ı ilm-i sami-i riyaset-penahileri buyrulduğu üzere Isparta sancağında Uluborlu kazasında Senirkent karyesinde kain hane-i acizanemizi bundan dört sene akdem malumu’l-esami-i sariklerin duhulüyle yüz bin guruştan mütecaviz emval ve nukud-ı mevcudemizi gasp ve garat ettikleri üzerine şeref-sudur eden irade-i seniye üzerine sarik-i merkumun derdest olunarak vuku bulan muhakememizde şer’an sabit olan emvalimizin ilam ve mazbataları hak-i payi aliyenize takdim ve keyfiyet Meclis-i Vala ve Meclis-i Muhakematta bi’t-tezekkür sarik-i merkumunun emval ve eşyalarının füruhtuyla tebeyyün etmiş olan hak-ı kemteranemizin tesviye olunmasına karar verilerek ol-babda şeref-sudur buyrulmuş olan irade-i şahane muktezasıyla 4 Muharrem sene 1279 (2 Temmuz 1862) tarihinde ve ba’de birbirini müteakip tekidi havi 15 Cemaziyel-evvel (8 Kasım 1862) ve dahi selh-i Recep (21 Ocak 1863) ve dahi 3 Ramazan 1279 (22 Şubat 1863) tarihleriyle müteaddiden emirname-i samiler tastir ve tesyar buyrulmuş ise de henüz icrasına muvaffak olunamayıp süründürülmekte ve bu kere aldığım bazı şukkaların gelişine nazaran sarik-i merkumunun nukud ve eşyayı mevcudeleri dahi ketm ve ihfa olunup cüz’iyat bir şey gösterilmiş ve zahirde olan emlak ve emvallerini sarik-i merkumun rızalarıyla füruht etmediklerinden keyfiyetin istizanına dair mazbatası Bab-ı Aliye takdim kılındığına dair 21 Ramazan sene 1279 (12 Mart 1863) tarihiyle pusulası taraf-ı kemteraneme verilmiş bu ise dört seneden beri keyfiyet-i hali acizanemin bu veçhile sürüncemede kalması hak-ı acizanemizde gadr-i azim ve perişani halimizi mucib olmuş ve buna bir veçhile tahammülümüz kalmamış idüğünden lütfen ve keremen mazbata-i mezkure veçhile cevap verilmesi lazım gelir ise (..) rasuli aşkına dailerini familyayı acizanemle beraber hümayun buyurup irade-i seniye-i mantuk-i aliyesince sarik-i merkumunun zahirde bulunan emlak ve emval-i mevcudelerinin ber-muceb nizam-ı füruhtuyla hak-ı acizanemizin ihkak-ı hak olunmasına inayet veyahut daiyelerine bu hususta ye’s geldiğinden bir mahal-i münasebenin tertibiyle familya-yı acizanemin nakline müsaade-i seniyeleri şayan buyrularak ol-babda Konya Eyaleti Valisi Devletlü Paşa hazretleriyle Isparta sancağı kaymakamı izzetli efendi bendelerinize hitaben  iki kıta emirname-i saminin tastir ve ihsanı babında ve her halde emr ü ferman hazreti veliyü’l emrindir fi 6 Şevval sene 1279 (27 Mart 1863)

Müderrisinden el-Hac Hüseyin sakin-i Medrese-i Sinan Paşa

Belge 21

Belge yer numarası: COA MVL 418-91-1

Tarihi: 23 Zilkade sene 1279 (12 Mayıs 1863)

Maruz-ı Dai-kemineleridir ki

Beyana hacet etmeyeceği üzere bundan dört sene akdem Hamid sancağında Uluborlu kazasında kain hane-i acizanemizde mevcut bulunan emval ve eşya ve nukud-ı acizanemizi gasp ve garat etmiş olan malumü’l-esami sariklerden saye-i şahane derdest olunarak sancak-ı mezbur meclisinde vuku bulan muhakememizde haklarında sarik-i merkumunun mu’terif oldukları üzerine hak-ı kemteranemiz tebeyyün etmiş olmağın ol-babda tanzim kılınan ilam-ı şer’i ve meclis mazbatası evrak-ı saire ve onları musaddak Konya Eyaleti Valisi tarafından inha ma’a mazbata hakipa-yı sadaret-penahiye takdimi ve keyfiyet Meclis-i Vala-yı Muhakemat Dairesine havale buyrulmak babında lede’t-tezekkür emval ve eşya ve nukud-ı mesrukamızın sarik-i merkumanın emvalinden tahsil ve kendilerinin li-ecli’l-mücazat tertib olunan mahallere menfiyyen izamlarına (sürgün olarak gönderilmelerine) karar verilip lede’l-arz ol-babda şeref-sudur buyrulmuş olan irade-i şahane muktezasınca fi 7 Muharrem sene 1279 (5 Temmuz 1862) tarihinde ilam-ı mezbur valisine hitaben emirname-i samiyesi tastir ve tesyir kılınmış iken emr-i sami-i mezkurun infazı icra olacağı sırada reis-i sarik el-Hac Ali ve el-Hac İbrahim kimesneler Konya’da Aşçı Dede’ye her nasılsa mensub olduklarına ve şimdiki hali Hamid sancağı kaymakamı dahi Hulusi Efendi damadı bulunduğuna mebni keyfiyeti icra etmeyip tahakkuk etmiş olan hak-ı kemteranemizi çürütmek ve damenlerine kıyam ederek mufassalan bir kıta mazbata terkim ederek takdim ettikleri üzerine tekrar Meclis-i Valayı Muhakeme Dairesine havale buyrulmuş ve mazbata-i mezkur kabul-ı şayan olmadığından mukaddemki irade-i seniyenin icrası babındaekid olarak 15 Cemaziyel-evvel sene 1279 (8 Kasım 1862) tarihinde diğer bir beyana hacet etmeyeceği üzere bundan dört sene akdem Hamid sancağında Uluborlu kazasında kain hane-i acizanemizde mevcut bulunan emval ve eşya ve nukud-ı acizanemizi gasp ve garat etmiş olan malumü’l-esami sariklerden saye-i şahane derdest olunarak sancak-ı mezbur meclisinde vuku bulan muhakememizde haklarında sarik-i merkumunun mu’terif oldukları üzerine hak-ı kemteranemiz tebeyyün etmiş olmağın ol-babda tanzim kılınan ilam-ı şer’i ve meclis mazbatası ve evrak-ı saire ve ekleri musaddak Konya Eyaleti Valisi tarafından inha ma’a mazbata hakipa-yı sadaret-penahiye takdimi ve keyfiyet Meclis-i Vala-yı Muhakemat Dairesine havale buyrulmak babında lede’t-tezekkür emval ve eşya ve nukud-ı mesrukamızın sarik-i merkumanın emvalinden tahsil ve kendilerinin li-ecli’l-mücazat tertib olunan mahallere menfiyyen izamlarına (sürgün olarak gönderilmelerine) karar verilip lede’l-arz ol-babda şeref-sudur buyrulmuş olan irade-i şahane muktezasınca fi 7 Muharrem sene 1279 (7 Temmuz 1862) tarihinde ilam-ı mezbur valisine hitaben emirname-i samiyesi tastir ve tesyir kılınmış iken emr-i sami-i mezkurun infazı icra olacağı sırada reis-i sarik el-Hac Ali ve el-Hac İbrahim kimesneler Konya’da Aşçı Dede’ye her nasılsa mensub olduklarına ve şimdiki hali Hamid sancağı kaymakamı dahi Hulusi Efendi damadı bulunduğuna mebni keyfiyeti icra etmeyip tahakkuk etmiş olan hak-ı kemteranemizi çürütmek ve damenlerine kıyam ederek mufassalan bir kıta mazbata terkim ederek takdim ettikleri üzerine tekrar Meclis-i Valayı Muhakeme Dairesine havale buyrulmuş ve mazbata-i mezkur kabul-ı şayan olmadığından mukaddemki irade-i seniyenin icrası babında ekid olarak 15 Cemaziyel-evvel sene 1279 (8 Kasım 1862) tarihinde diğer bir kıta emr-i samiye tastir ve tesyar kılınmış ise de yine icra olunmayıp sarik-i merkuman taraflarından Konyalı Hamami? Süleyman Efendi nam kimesne bi’l-vekale Asitaneye gelip Meclis-i Valaya verdiği istidalarına cevap verilmiş olmakla muahharen her nasılsa hilaf-ı istida ile ve saireyi sadaret-penahiden 15 Receb sene 1279 (6 Ocak 1863) tarihiyle bir kıta emr-i sami tahsil etmekle hususat-ı mezkurum görülmüş bunun üzerine keyfiyet-i hal beyan edip vuku bulan istirham-ı acizanem veçhile emirname-i mezkurenin hükmü fesh olunmak babında vali-i müşarünileyhimaya selhi Recep (Recep ayının son günü) sene 1279 (21 Ocak 1863) tarihinde diğer bir kıta ve 3 Ramazan sene 1279  (22 Şubat 1863) tarihinde Vali ve kaymakam müşarünileyhimaya başka başka emirnameler yazılmış iken yine merkumun anh kalıp sarik-i merkumundan ehl-i servet bulunanların mal mevcudeleri sept-i defter olunmuş ise de sarik-i merkumun rızalarıyla emvallerini füruht etmeyeceklerinden tevcih-i muamele olunması istizanına dair sancak-ı mezbur meclisinden ba mazbata ve Vali-i müşarünileyh tarafından inha olunmuş olmağın olarak 29 Şaban sene 1279 (19 Şubat 1863) tarihiyle def’aten vali ve kaymakam müşarünileyhimaya ba-emr-i sami te’kid olunmuş iken icrayı icabiyesine himem olunmayıp sarik-i merkuman her ne esbaba mebni ise tesahub olunarak ahkam-ı şer’iye ve irade-i seniyenin infazına bakılmayıp hak-ı kemteranemin iptaline teşebbüs olunmakta buna ise Allah’ın rızası olmayıp madelet-i seniyenin dahi merhameti seniyelerinizin mugayiri olduğu aşikar bu kere reis-i sarik-i merkumanın kazamız müdürü bulunan zat-ı akrabalarından bulunduğu cihetle oradan bir hatun asitaneye irsaliyle Bab-ı Alinin bu hususta kamilen malumatları olduğundan hakipayilerinize istida etseler sem’-i itibar olunmayacağını bildikleri bugünlerde hakipayi şahaneyi taciz etmek emellerinde bulundukları mesmu-ı daiyanem olmuş merahim-i kebir-i eltaf-ı sadaret-penahilerinden mercudur ki hatun-ı merkumenin bu babda vereceği arz-ı hali behemahal tarafı seniyenize havale buyrulacağından lütfen ve merhameten husususat-ı kemteranem sürüncemede kalmak üzere keyfiyetin Meclis-i Valaya lede’l-havale ve’t-tezekkür ba’de şer’an ve nizamen tevcihi muamele olunması lazım gelir ise icabının icrasıyla ihkak-ı hak ettirilmesiyle beraber bundan böyle emval-i acizanemiz şöyle dursun nefsen oralarda ikame olunmasına ber-vechile emniyet-i kemteranemiz kalmadığından aher mahall-i münasibiye familyayı acizanemiz ile beraber nakillerimize ruhsat-ı seniye-i şayan buyrularak kuşe-i inzivada davat-ı hayriyelerimizin tekraren isticlabına rağbet buyrulması niyazı babında ve herhalde emr ü ferman hazreti veliyü’l-emrü’l-hazretindir 23 Zilkade 1279 (12 Mayıs 1863)

Bende

El-Hac Hüseyin sakin-i medrese-i Sinan paşa

Belge 22

Belge yer numarası: COA MVL 652-83-1

Tarihi: 5 Safer sene 1280 (22 Temmuz 1863)

Meclis-i Liva-i Hamid

Numara: 42

Makam-ı celile-i hazret-i sadaret-i uzmaya

Müderisinden Hacı Hüseyin Efendinin Hamid sancağında Uluborlu kazasında kain hanesini basıp emval ve eşyasını gasp ettikleri mütehakkik olan Hacı İbrahim ve Hacı Ali nam kimesnelerin emval ve eşyalarının ve kifayet etmediği halde miktar-ı vafi arazilerinin füruhtuyla meblağ-ı mahkumun tahsili hakkında te’kidi havi fi 4 Muharrem sene 1280 (21 Haziran 1863) tarihiyle Meclis-i Vala-yı Ahkam-ı Adliye Dairesi marifetiyle şeref-tastir ve tesyir buyrulan emirname-i hazret-i vekalet-penahilerinin meal-i alisi rehin-i ifasıyla çakeranemiz olmuş ve bu babda mukaddem ve muahhar şeref-varid eden o emirname-i sami-i ahkam-ı celile üzerine merkumanın emval ve eşyalarının füruhtu mahalline defaatle yazılmış ise de talib bulunmadığı ve ecli’l-füruht bu tarafa celp olunacağı 12 Muharrem sene 1280 (29 Haziran 1863) tarihiyle takdim kılınan mazbata-i acizanemizi arz ve inha kılınmış ve emval ve eşya-yı mevcudesi geçende bu tarafa celp olunmuş ve mevki-i müzayedeye çıkarılmış ve derdest füruht bulunmuş ve esman-ı hasılası henüz tamamıyla tayin etmemiş ise de ancak tahmin olunduğuna göre mebaliğ-i mahkumiye nazaran cüz’iyat kılınmış olduğu anlaşılmış ve bu halde bir mantuk-ı irade-i seniye-i arazilerinden lüzumu miktarının sattırılması icap eylediğinden vaki emlak-ı işara cevaben mahallinden vürud eden balası defter-i liva mazbatası Hacı Ali’nin yetmiş dokuz bin beş yüz ve Hacı İbrahim’in dört bin beş yüz guruş değerli bağ ve arazi-i sairesinin olduğu ve mahallinde talib bulunamadığı beyan ve iş’ar olunmuş ve buraca dahi talib bulunamamış olduğundan efendi-i mumaileyhin matlubuna mahsub miktar-ı kafiyesinin kendisine itası münasib mütalaa kılınmış ise de efendi-i mumaileyh dahi dersaadette olarak bu tarafa azimetine müsaade-i ali cenab-ı vekalet-penahileri şayan buyrulmak babında emr ü ferman hazreti menlehü’l-emrindir fi 5 Safer sene 1280 (22 Temmuz 1863)

Mazbatanın altına Hamid livası kaymakamı dahil dokuz mühür basılmıştır.

 

Belge 23

Belge yer numarası: COA MVL 651-106-3

Meclis-i Liva Hamid

Numara: 42

Tarih: 21 Muharrem sene 1280 (8 Temmuz 1863)

Makam-ı celile-i hazreti sadaret-penahiye

Müderrisinden Hacı Hüseyin Efendinin Hamid sancağında Uluborlu kazasında hanesini basıp emval ve eşyasını gasp eylediği tahakkuk eden Hacı İbrahim ve Hacı Ali nam kimesnelerin emval ve eşyalarının kifayet etmediği halde miktarı dahi arazilerinin bi’l-füruht mahkum olan mebaliğin tazmini tekidini şamil 4 Muharrem tarihiyle ve Meclis-i Vala-yı Ahkam-ı Adliye Dairesi marifetiyle isdar ve tesyar buyrulan emirname-i sami-i hazreti vekalet-penahilerin meal-i alisi rehin-i ifası çakeranemiz olmuş ve mebaliğ-i mahkumunun tahsili ve ba-husus irade-i seniye-i tahtında bulunan bu misallü zamanın istihsali lazime-i zimmet memuriyet olarak bu hususa dair 29 Şevval 1279 (19 Nisan 1863) tarihinde makam-ı ali sadaret-penahiden şeref-vürud eden emirname-i sami-i üzerine keyfiyet kaza-i mezkur müdürüne iş’ar kılınmış ise de merkumanın emval ve eşyasına mahallince bir gune talip bulunmadığı ve bu cihetle mahal-i mezkurda istihsaline muvaffak olunamadığı ba-mazbata izbar olunmuş ve bu suret ise bi’l-vücuh hilaf-ı rıza-i ali olmaktan ve tehiri tecvizi olunamayacağı bulunmaktan naşi emval ve eşyayı magsubenin liecli’l- füruht bu tarafa tesyar cevaben ve ekiden müdür-i mumaileyh işar ve bu defa şeref-zuhur eden emirname-i sami-i hazret-i daver-i ekremileri mantuk-ı alisince mahallinde füruht olunmadığı surette Isparta’da müzayede olunmak üzere muahharen mahsus-ı tebeyyün ve tesyar olunmuş ve bugünlerde eşya ve emval-i mezkurun vürud-ı ağleb-i me’mul görünmüş idüğünden hin-i derununda alenen bi’l-müzayede değeriyle füruht olunarak ve mebaliğ-i mezkureye kifayet etmediği halde lüzum-ı miktar arazileri dahi sattırılarak tazmin ettirileceği ve mazbata-i mezkur manzur-ı übbehet-nüşur-i hidiv-i efhamileri buyrulmak için leffen takdim kılındığı ve bu babda zerre kadar tekasül ve terahi olunmayacağı marazında takdim-i mazbata-i çakeranemde ibtidar kılındı ol-babda emr ü ferman hazret-i menlehül-emrindir fi 21 Muharrem sene 1280 (8 Temmuz 1863)

Mazbatanın altına Hamid livası kaymakamı dahil 13 mühür basılmıştır.  

KAYNAKLAR

Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivi:

– COA MVL 411-21-2

– COA MVL 414-56-1

– COA MVL 418-91-1

– COA MVL 636-16-1

– COA MVL 651-106-1

– COA MVL 651-106-3

– COA MVL 652-83-1

– COA MVL 652-83-3

NOT: Kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz.

Dr. İbrahim KARAER

e-mail: [email protected]

 

Yorum bulunmamaktadır.
Konu: HACI KİBAR HÜSEYİN EFENDİ İLE İLGİLİ BELGELER (1859-1867) – 5

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

‘Ortak Değerimiz Atatürk’ bildirisine destek ver

Millî ve manevi değerlerimize, başta Atatürk olmak üzere Türk büyüklerine, her türlü tarihî mirasımıza yönelik saldırılar nereden, kimden ve

Ortak Değerimiz Atatürk

ATATÜRK! TÜRK MİLLETİ SANA MİNNETTARDIR

Her millet, sahip olduğu değerlerle geleceğini inşa eder. Geleceğin harcı olan değerlerine sahip çıkan milletler, geçmişten ders çıkararak, gelecekte aynı hataların tekrar edilmemesi için millî bir hafıza oluşturur. Bu hafızanın en önemli değeri, Millî Mücadele’nin lideri ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e periyodik olarak uzun zamandır yapılan saldırılarla karşı karşıyayız. Bunların sonuncusu geçtiğimiz günlerde Ayasofya’da hem protokolün hem de milletimizin gözü önünde gerçekleşmiştir.

Bilindiği gibi bir esaret belgesi olan Sevr Antlaşması’nı tarihin çöplüğüne atan Mustafa Kemal Atatürk, bir savaş ve diplomasi kahramanı olarak, Fatih’in emaneti İstanbul’umuzu, başta Ayasofya olmak üzere, camileri ve tarihî eserleriyle yeniden milletimize kazandırmıştır. Yine Trakya ve Batı Anadolu’yu Yunanistan; Doğu Anadolu’yu da Ermenistan olmaktan kurtarmış, ezanımızı susturmamış, Misak-ı millî sınırları içinde Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuştur.

Mustafa Kemal Atatürk, 3 Mart 1924’te, halkı aydınlatma, İslam’ın Kur’an’a göre yaşanmasını sağlama, ibadet ve ahlak esaslarıyla ilgili işleri yürütme, ibadet yerlerini yönetme görevlerini yerine getirmek üzere Diyanet İşleri Başkanlığını kurmuştur. Ayrıca Kur’an’ın tefsiri görevi Atatürk tarafından Elmalılı Hamdi Yazır’a verilmiş ve “Hak Dini Kur’an Dili” böylece ortaya çıkmıştır. Kur’an’ın Türkçe tefsiriyle Türkler, dinini öz kaynağından, kendi dillerinden okumaya ve öğrenmeye başlamışlardır.

Hâl böyleyken son yıllarda Millî Mücadele’mizin millî ve manevi mimarı Mustafa Kemal Atatürk, maalesef periyodik saldırılara maruz kalmaktadır. Bir millete sinsice düşmanlık etmenin yollarından biri, o milletin kahramanlarını itibarsızlaştırmaktır. Bunun en kolay yolu ise dinimizi kirli emellerine alet etmektir.

Son olarak Ayasofya’daki icazet töreninde bir imam Ayasofya’yı kastederek; anlatım bozukluklarıyla dolu “…Bu ve bu gibi mabetlerin mabet olarak kalması için inşa edilmiştir. Öyle bir zaman geldi ki bir asır gibi bir zaman içinde ezan ve namaz yasaklandı ve müze hâline çevrildi. Bunlardan daha zalim ve kâfir kim olabilir!… Yarabb’i bir daha bu zihniyetin bu milletin başına gelmesini mukadder buyurma!” gibi suç oluşturan ifadeler kullanmış ve haklı olarak bu söylem halkımızda büyük bir infiale yol açmıştır.

Atatürk, emperyalizmin ve yerli işbirlikçilerinin planlarını bozan bir lider olup Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, ülkemizin en başta gelen birleştirici ve bütünleştirici unsurudur. Mustafa Kemal Atatürk’e üstü kapalı yapılan bu saldırı aslında onun silah arkadaşlarına, Türk milletinin birlik ve beraberliği ile Cumhuriyet’imize yöneliktir. Atatürk’e yapılan ve yapılacak olan saldırıların nihai hedefi Türk milletidir, Türk devletidir. Bu bakımdan bu ve benzeri saldırıların hedefinin Türk devleti ve milleti olduğu konusunda halkımızı uyarmayı, vatanını ve milletini seven bir grup olarak görev addederiz.

Hedeflerine ulaşmak için geçmişte de bazı cahil kimseleri kullananlar, bugün de aynı yöntemlerle hareket etmektedir. Bu son saldırının kaynağının da aynı güçler olduğu şüphesizdir. Millî ve manevi değerlerimize, başta Atatürk olmak üzere Türk büyüklerine, her türlü tarihî mirasımıza yönelik saldırılar nereden, kimden ve nasıl gelirse gelsin, millî birliğimizi asla bozamayacaktır. Aşağıda imzaları bulunan DTCF Birlik üyeleri ve Türk aydınları olarak bu çirkin ve kötü niyetli ifadeleri şiddetle kınıyor ve reddediyoruz.

DTCF Birlik Üyeleri

**İmza: **

Bildiriyi paylaşarak destek verebilirsiniz:

 

En çok beğenilenler

Giriş

Welcome to Typer

Brief and amiable onboarding is the first thing a new user sees in the theme.
Join Typer
Registration is closed.