Dr. İbrahim KARAER

Rüşdiye mektepleri 1839 yılında ilan edilen Tanzimat fermanı sonrasında Osmanlı Devletinde açılan orta öğretim kurumudur. Yükseköğretime öğrenci yetiştirmek amacıyla açılan rüştiyeler, idadilerin açılmasından sonra ilköğretim kademesinden gelen öğrencileri geliştirmeye dayalı bir orta öğretim kurumu haline gelmiş; XX. yüzyılın başında bütün Osmanlı ülkesinde 600’ün üzerinde rüştiye açılmıştır. Bunlardan 74 tanesi kız rüştiyesi idi. 1869 tarihli Maarif-i Umumiye Nizamnamesi ile nüfusu 500 haneyi geçen her yerleşim biriminde birer erkek rüşdiyesi, vilayet merkezlerinde ise kız rüşdiyesi açılacaktı. Böcüzade Süleyman Sami, Isparta Tarihi adlı eserinde Isparta Rüştiye Mektebi’nin 1860, Uluborlu Rüştiye Mektebi’nin 1880 yılında açıldığını belirtmiştir. Uluborlu kazasına bağlı Senirkent nahiyesinde Rüştiye mektebi 1909 yılında açılmıştır (Karaer, 2021)

Bu yazımızda, Uluborlu kazasında Rüştiye Mektebinin açılışıyla ilgili belgeleri değerlendireceğiz. Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivinde yaptığımız araştırmada, Uluborlu’da Rüştiye Mektebi açılması için 1879 yılında teşebbüse geçildiği görülüyor. Mekatib-i Rüştiye Dairesinden 1 Safer sene 1297 / 14 Ocak 1880 tarihinde Konya vilayetine yazılan yazıdan; Uluborlu kazasında bir rüştiye mektebi açılması için Konya vilayetinden Maarif Nezaretine 27 Zilhicce 129 6 / 12 Aralık 1879 tarihinde müracaat yapıldığı anlaşılıyor. Bu yazıya cevaben Mekatib-i Rüştiye Dairesinden Konya vilayetine yazılan 14 Ocak 1880 tarihli yazıda; Uluborlu’da açılması talep edilen rüştiye mektebi binasının hazır olup olmadığı, adı geçen mahalde kaç hane, sıbyan mektebi ve kaç öğrencinin bulunduğu ve okul açıldığı taktirde bu okula devam edebilecek öğrenci sayısı hakkında bilgi verilmediği; Bakanlık bütçesinde yeni açılacak okul için ödenek bulunmadığı; öğretmen, hizmetli ve diğer masrafların mahallince karşılanması halinde sorumlunun bildirilmesi istenmiştir (Belge-1: COA MF.İBT 13-170-1).

Uluborlu Rüştiye Mektebinin hangi tarihte açıldığına dair elimizde şimdilik belge yok. Uluborlu Rüştiye Mektebi öğrencilerinin eğitimi için talep edilen harita, kitap ve risalelerin gönderildiğine dair 18 Muharrem 1299 / 10 Aralık 1881 tarihli yazıdan, okulun 1881 yılında faal olduğu anlaşılıyor (Belge-2: COA MF.MKT 72-77). Maarif Nezaretinden Telgraf Nezaretine yazılan 22 Rabiul-evvel 1299 / 11 Şubat 1882 tarihli yazıda; Uluborlu Rüştiye Mektebi öğrencilerinin eğitimi için İstanbul’dan gönderilen harita, kitap ve risalelerin okula ulaşmadığı; söz konusu kitap ve risalelerin buldurularak Uluborlu Rüştiye Mektebine gönderilmesi istenilmiştir (Belge-3: COA MF.MKT 75-74).

Yukarıda verdiğimiz belgeler, Böcüzade’nin Uluborlu Rüştiye Mektebinin 1880 yılında açıldığına dair verdiği bilgiyi doğrulamaktadır.    

Konya vilayetinden Maarif Nezaretine yazılan 6 Zilhicce sene 1328 / 9 Aralık 1910 tarihli yazıda; Uluborlu Rüştiye Mektebinde öğrenci çokluğundan dolayı iki öğretmenle idaresinin mümkün olmadığı, bir öğretmen daha ilave edilmek suretiyle numune rüştiye mektebine çevrilmesi talep edilmiştir (Belge-4: COA MF.İBT 294-6). Bu talebin karşılanıp karşılanmadığı hususunda elimizde bilgi ve belge mevcut değil.

Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivinde Uluborlu Rüştiye Mektebine öğretmen ve hizmetli ataması, yer değiştirme ve emeklilikle ilgili yazışmaların yanı sıra, öğretmen ve öğrencilerin devam cetvelleri, öğrencilerin imtihan cetvelleri, bina tamiratı gibi belgeler mevcuttur.

SONUÇ

Uluborlu Rüştiye Mektebinin hangi tarihte kapandığı hakkında bilgi sahibi değiliz. Senirkent Rüştiye Mektebinin 1918 yılında faal olduğuna dair elimizde bilgi mevcut. Uluborlu Rüştiye Mektebinin de 1918’li yıllarda faal olduğunu düşünüyoruz. Cumhuriyet döneminde rüştiye mektepleri karşılığında ortaokul, “idadi” karşılığında liseler açılmıştır. Uluborlu Ortaokulu 1948 yılında, Uluborlu Lisesi 1972 yılında açılmıştır.

BELGELER

Belge -1

Belge yer numarası: COA MF.İBT 13-170-1

Belge Tarihi: 1 Safer sene 1297 / 2 Kanun-ı sani sene 1295 / 14 Ocak 1880

Belge özeti: Hamid sancağının Uluborlu kazasında rüştiye mektebi inşası ve muallim tayini

Mekatib-i Rüştiye Dairesi

Konya Vilayeti celilesine

Hamid sancağı dahilinde kain Uluborlu kazasında derdest inşa olan mekteb-i rüştiyeye bir nefer muallim-i saninin tayin ve iğrası hakkında mahal-i mezkur mutasarrıflığından mevrud mazbatanın gönderildiği dört yüz seksen numara ve 27 Zilhicce 1296/ 12 Aralık 1879 tarihli tahrirat-ı aliye-i desturlarına iş’ar buyrulmuş ise de mazbata-i mezkura mealine nazaran mekteb-i mezburun henüz tehyi’e ve inşa olunup olunmadığı mahal-i mezkurda bab-ı İslam hanesi ve ne kadar sıbyan mekatibi ve bu mekteplerde rüştiyeye devam edebilecek kaç nefer-i şakird bulunacağı izah edilmemiş ve mamafih mekatib-i rüşdiye ve sıbyan idarelerinin ba-irade-i seniye derdest-i teşkil bulunan cemaat meclislerine tefvizi mukarrer olduğuna ve nezaret-i acizi bütçesinin sene-i maliye tahsisatı dahi yeniden maaş ve mesarif itasına gayr-i müsait idüğüne binaen orada nizamına tevafuk edip de rüşdiye küşadı lazım geldiği taktirde yeni tayin kılınacak muallim ve bevab maaşlarıyla mesarif-i müteferika-ı seneviyesinde mahallince tesviye ve itası mümkün ise ol-vechile icabı icra olunmak ve bu surette mümkün olmadığı halde sene-i atiye bütçesinde imkan görülüyor ise iktizasına bakılmak üzere mevad-ı mes’ulenin iş’arı hususunda himem-i aliye-i vilayet-penahilerine derkar buyrulması babında fi 1 Safer sene 1297 / 2 Kanun-ı sani sene 1295 / 14 Ocak 1880

Belge – 2

Belge yer numarası: COA MF.MKT 72-77

Belge Tarihi: 18 Muharrem sene 1299 / 10 Aralık 1881

Belge özeti: Uluborlu Rüştiyesi için istenilen harita, kitap ve rislalerin gönderildiği

Mektub-ı Kalemi

Konya Vilayeti Dahilinde Uluborlu Mekteb-i Muallim-i Evveline

Uluborlu Mekteb-i Rüştiyesi şakirdanına tedris olunmak üzere evvelce talep olunan kitap ve resailin (rilalelerin) vürud etmediğinden sürat-i irsali varid olan şukka-i şeriflerinde iş’ar olunmuş kitap ve resail melfuf pusulada muharrer haritalarla bir sandık derununa vaz’en ve Mersin tarikiyle li-eclil’l-irsal 18 şubat 1296 tarihinde postaya teslimen irsal olunduğu kayden müsteban olunup keyfiyet cevaben iş’arı (..) maarif muhasebesinden ifade kılınmış olmakla beyan-ı hale ibtida olundu

Fi 18 Muharrem sene 1299 / 28 Teşrin-i sani 1297 / 10 Aralık 1881

Belge – 3

Belge yer numarası: COA MF.MKT 75-74

Belge Tarihi: 22 Rabul-evvel 1299 / 30 Kanun-ı sani 1298 / 11 Şubat 1882

Belge özeti: Uluborlu Mekteb-i Rüştiyesi için gönderilen ancak yerine ulaşmayan kitap ve rislalelerle ilgili tahkikatın yapılması

Nezaret-i Maarif Mektub-ı Kalemi aded. 50

Telgraf Nezareti Aliyyesine

Atufetli Efendim hazretleri

Konya vilayeti dahilinde Uluborlu Rüştiye Mektebi içün mukaddema gönderilen kitap ve resailin henüz vürud etmediğine dair muallimi tarafından gelen şukka leffen gönderildi işbu kitap ve resail akkında icap eden mahallerle bi’t-defaat muhabere olunmuş ve postahane-i amireden dahi sual olundukta teslim edildiği beyan olunan vapur isminde mübayenet görülmüş olduğundan bunlar nerede kalmış ise buldurularak mahalline ifası zımnında iktiza edenlere tebligat lazım-ı icrası hususunun taraf-ı valayı kerimanelerine lüzum iş’arı bi’l-havale maarif muhasebesinden ifade olunmasıyla ol-vechile icabının ifasıyla mezkur şukkanın iade buyrulması babında emr-ü irade hazret-i menlehül emrindir fi 22 Rabul-evvel 1299 / 30 Kanun-ı sani 1298 / 11 Şubat 1882

Belge – 4

Belge yer numarası: COA MF.İBT 294-6

Belge Tarihi: 6 Zilhicce sene 1328 / 25 Teşrin-i sani sene 1326 / 9 Aralık 1910

Belge özeti: Isparta sancağı dahilinde bulunan Uluborlu mekteb-i rüştiyesinin bir muallim daha ilave dilmek suretiyle numune rüştiye mektebine çevrilmesi

Konya Vilayeti Mektub-ı Kalemi

Aded: 1482

Maarif Nezareti aliyesine

Uluborlu mekteb-i rüştiyesinin numune-i rüştiye haline ifrağına dair

Saadetlü efendim hazretleri

Isparta sancağına tabi Uluborlu kazası Mekteb-i Rüştiyesi talebesinin kesreti hasebiyle iki muallimle idaresi kabil olamayacağından bahisle bir muallim daha ilavesiyle mekteb-i mezkurun numune-i rüştiye haline ifrağı lüzumuna dair liva-i mezkur mutasarrıflığından ba-tahrirat gönderilen mahallin mazbatası leffen takdim kılınmış ve suret-i iş’ara nazaran hakikaten muallim ilavesine ihtiyaç-ı kat’i olduğu vilayet maarif müdürlüğünden ba-derkenar ifade olunmuş olmakla

Meali mazbataya göre ifayı muktezası merhun-ımüsaade-i aliyyeleridir ol-babda emr-ü irade hazreti veliy’ül emrindir.

Fi 6 Zilhicce sene 1328 / 25 Teşrin-i sani sene 1326 / 9 Aralık 1910

Konya Valisi

Bende

Mühür

KAYNAKLAR

Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı Osmanlı Arşivi Başkanlığı

– MF.İBT 13-170-1

– MF.İBT 294-6

– MF.MKT 72-77

– MF.MKT 75-74

– Karaer, İbrahim (Eylül 2021), “Senirkent Rüştiye Mektebi Hakkında Belgeler (1908-1913)”; Senirkent Yükseliş gazetesi ibrahimkaraer32.wordpress.com ve www.edebiyatdefteri.com’da yayınlanmıştır.

NOT: Kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz.

Dr. İbrahim KARAER

Ankara, 1 Ocak 2024

Yorum bulunmamaktadır.
Konu: ULUBORLU RÜŞTİYE MEKTEBİYLE İLGİLİ BELGELER (1879-1882)

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

‘Ortak Değerimiz Atatürk’ bildirisine destek ver

Millî ve manevi değerlerimize, başta Atatürk olmak üzere Türk büyüklerine, her türlü tarihî mirasımıza yönelik saldırılar nereden, kimden ve

Ortak Değerimiz Atatürk

ATATÜRK! TÜRK MİLLETİ SANA MİNNETTARDIR

Her millet, sahip olduğu değerlerle geleceğini inşa eder. Geleceğin harcı olan değerlerine sahip çıkan milletler, geçmişten ders çıkararak, gelecekte aynı hataların tekrar edilmemesi için millî bir hafıza oluşturur. Bu hafızanın en önemli değeri, Millî Mücadele’nin lideri ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e periyodik olarak uzun zamandır yapılan saldırılarla karşı karşıyayız. Bunların sonuncusu geçtiğimiz günlerde Ayasofya’da hem protokolün hem de milletimizin gözü önünde gerçekleşmiştir.

Bilindiği gibi bir esaret belgesi olan Sevr Antlaşması’nı tarihin çöplüğüne atan Mustafa Kemal Atatürk, bir savaş ve diplomasi kahramanı olarak, Fatih’in emaneti İstanbul’umuzu, başta Ayasofya olmak üzere, camileri ve tarihî eserleriyle yeniden milletimize kazandırmıştır. Yine Trakya ve Batı Anadolu’yu Yunanistan; Doğu Anadolu’yu da Ermenistan olmaktan kurtarmış, ezanımızı susturmamış, Misak-ı millî sınırları içinde Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuştur.

Mustafa Kemal Atatürk, 3 Mart 1924’te, halkı aydınlatma, İslam’ın Kur’an’a göre yaşanmasını sağlama, ibadet ve ahlak esaslarıyla ilgili işleri yürütme, ibadet yerlerini yönetme görevlerini yerine getirmek üzere Diyanet İşleri Başkanlığını kurmuştur. Ayrıca Kur’an’ın tefsiri görevi Atatürk tarafından Elmalılı Hamdi Yazır’a verilmiş ve “Hak Dini Kur’an Dili” böylece ortaya çıkmıştır. Kur’an’ın Türkçe tefsiriyle Türkler, dinini öz kaynağından, kendi dillerinden okumaya ve öğrenmeye başlamışlardır.

Hâl böyleyken son yıllarda Millî Mücadele’mizin millî ve manevi mimarı Mustafa Kemal Atatürk, maalesef periyodik saldırılara maruz kalmaktadır. Bir millete sinsice düşmanlık etmenin yollarından biri, o milletin kahramanlarını itibarsızlaştırmaktır. Bunun en kolay yolu ise dinimizi kirli emellerine alet etmektir.

Son olarak Ayasofya’daki icazet töreninde bir imam Ayasofya’yı kastederek; anlatım bozukluklarıyla dolu “…Bu ve bu gibi mabetlerin mabet olarak kalması için inşa edilmiştir. Öyle bir zaman geldi ki bir asır gibi bir zaman içinde ezan ve namaz yasaklandı ve müze hâline çevrildi. Bunlardan daha zalim ve kâfir kim olabilir!… Yarabb’i bir daha bu zihniyetin bu milletin başına gelmesini mukadder buyurma!” gibi suç oluşturan ifadeler kullanmış ve haklı olarak bu söylem halkımızda büyük bir infiale yol açmıştır.

Atatürk, emperyalizmin ve yerli işbirlikçilerinin planlarını bozan bir lider olup Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, ülkemizin en başta gelen birleştirici ve bütünleştirici unsurudur. Mustafa Kemal Atatürk’e üstü kapalı yapılan bu saldırı aslında onun silah arkadaşlarına, Türk milletinin birlik ve beraberliği ile Cumhuriyet’imize yöneliktir. Atatürk’e yapılan ve yapılacak olan saldırıların nihai hedefi Türk milletidir, Türk devletidir. Bu bakımdan bu ve benzeri saldırıların hedefinin Türk devleti ve milleti olduğu konusunda halkımızı uyarmayı, vatanını ve milletini seven bir grup olarak görev addederiz.

Hedeflerine ulaşmak için geçmişte de bazı cahil kimseleri kullananlar, bugün de aynı yöntemlerle hareket etmektedir. Bu son saldırının kaynağının da aynı güçler olduğu şüphesizdir. Millî ve manevi değerlerimize, başta Atatürk olmak üzere Türk büyüklerine, her türlü tarihî mirasımıza yönelik saldırılar nereden, kimden ve nasıl gelirse gelsin, millî birliğimizi asla bozamayacaktır. Aşağıda imzaları bulunan DTCF Birlik üyeleri ve Türk aydınları olarak bu çirkin ve kötü niyetli ifadeleri şiddetle kınıyor ve reddediyoruz.

DTCF Birlik Üyeleri

**İmza: **

Bildiriyi paylaşarak destek verebilirsiniz:

 

En çok beğenilenler

Giriş

Welcome to Typer

Brief and amiable onboarding is the first thing a new user sees in the theme.
Join Typer
Registration is closed.