Dr. İbrahim KARAER

ÖZET: Bu yazımızda, Isparta ili Senirkent ilçesi Uluğbey köyündeki Veli Baba Dergahı mütevelli ve postnişini, İstanbul’da Sinan Paşa Medresesi Müderrisi ve II. Adülhamid’in huzur hocalarından olan Seyyid Mehmet Takiyüddin Efendiyle ilgili belgeleri değerlendireceğiz. Ele alacağımız belgeler arasında; Takiyüddin Efendinin 1893 yılında Defter-i Hakani Nezaretine, 1894 yılında padişah makamına yazdığı dilekçeler ile 1894 ve 1916 tarihli Veli Baba Dergahına mütevelli ve zaviyedar atandığına dair iki berat; özgeçmişi hakkında kendi kaleme aldığı 1911 tarihli belgeyi sayabiliriz.  3 Eylül 1894 tarihinde Veli Baba Dergahı Mütevelli ve Zaviyedarlığı beratını alan Takiyüddin Efendi, Yassıören köyü sınırları içinde bulunan Davut Değirmeninin geri alınması, Uluğbey köyü a’şarının Veli Baba Vakfına tahsisi için büyük bir mücadele başlatmıştır. Maliye Nezaretine, Evkaf Nezaretine yazılar yazmış; şer’i mahkemede ve Şurayı Devlet’te hak arayışına girişmiştir. Takiyüddin Efendinin mütevelli ve zaviyedar olarak atanmasında sonra Uluğbey köyü halkından bazıları, buna itiraz etmişlerdir. Takiyüddin Efendinin Ilgın muhacirlerinden olduğu, Veli Baba Dergah mütevvelli ve zaviyedarlığını hileyle ele geçirdiğini iddia etmişlerdir. Yazımızda bu iddialarla ilgili yazışmalara da yer verilmiştir.

Seyyid Mehmet Takiyüddin Efendi Kimdir?

Isparta ili Senirkent ilçesi Uluğbey köyünde bulunan Veli Baba Dergahı Mütevelli ve Postnişinlerinden Seyyid Mehmet Takiyüddin Efendi, Uluğbey köyünün yetiştirdiği önemli bir şahsiyettir. Takiyüddin Efendi, 1843 yılında Uluğbey köyünde doğmuş, babası Veli Baba Postnişini Seyyid Musa Kazım Efendi, annesi Fatımatüz-Zehra’dır. İlköğrenimini Uluğbey köyünde tamamlamış, Isparta, Ödemiş, Konya ve İstanbul’da eğitimine devam etmiş 1893/1894 yılında icazet almıştır. Takiyüddin Efendi, 1906 yılında huzur-ı hümayun ders-i şerifi muvazaplığına tayin edilmiş, aynı sene Dördüncü Rütbeden Mecidi ve Osmani Nişan-ı Zişanları ile ödüllendirilmiş, 1913 yılında din bilginleri sınıfında önemli bir basamak olan “Mahreç Payesi” ile ödüllendirilmiş; 1918 yılında İstanbul’da vefat etmiştir.

Öztoprak Ailesi Arşivinde bulunan 339-340 numaralı belgeler; Mehmet Takiyüddin Efendinin eşleri İmran ve Vesile hanımlar ile oğlu Hakkı Efendiye 1915 yılında yazdığı mektup suretleridir. İmran ve Vesile hanımlara yazılan mektubun içeriğinden, bu hanımların Uluğbey köyünde yaşadıkları anlaşılıyor. Aynı mektuptan Takiyüddin Efendinin köydeki evinde yangın çıktığı ve hırsızlık olayı yaşandığını; Ali ve Kazım adlı iki oğlunun Çanakkale savaşına katıldıklarını öğreniyoruz (Belge-21 Öztoprak Ailesi Arşivi nu.339). Takiyüddin Efendinin mektuplarından iki oğlunun Uluğbey köyünde yaşadıkları anlaşılmaktadır. Hakkı Efendiye yazdığı mektupta 45 yıldır fakir fukara ve komşularının mutluluğu için çalıştığını belirtmiştir. Uluğbey köyünde yaşayan Hakkı Efendinin babasının vefatından sonra Veli Baba Dergahı mütevelli ve zaviyedarlığı görevini yürüttüğünü tahmin ediyoruz.

Kıyıcı’ya göre; Takiyüddin Efendinin Mevhibe Hanım ile olan evliliğinden üç oğlu olmuştur. Oğullarından biri müderris olmuş; diğer iki oğlu medresede öğrenci iken biri Çanakkale’de, diğeri Kafkas cephesinde şehit düşmüştür (Kıyıcı, 102-104). Kıyıcı’nın sözünü ettiği Mevhibe hanım, İstanbul’da yaşayan üçüncü hanımı olmalıdır. Ancak Takiyüddin Efendinin torunlarından emekli öğretmen Haşim Öztoprak, dedelerini tek evli olarak bildiklerini söylemiştir.

Menakıpnameye göre; Takiyüddin Efendinin babası Musa Kazım Çelebi’nin uhdesine 5 Ekim 1871’de, Osmanlı Arşivindeki başka bir belgeye göre 16 Ekim 1870 tarihinde tevliyet ve zaviyedarlık cihetleri tevcih edilmiş ve iki adet berat-ı alişan ita ve ihsan olunmuştur (Veli Baba Menakıbnamesi, 2021: 391;  BEO 396-29682-3).

Seyyid Mehmet Takiyüddin Efendiyle İlgili Belgeler

Veli Baba Dergahına 500 guruş Ta’amiye Tahsisi

Mehmet Takiyüddin Efendi, babası Musa Kazım Efendinin sağlığında 11 Cemaziyel-evvel 1311 (20 Kasım 1893) tarihinde Defter-i Hakani Nezaretine müracaat ederek Veli Baba Dergahı Vakfı ile ilgili kayıtları ve berat-ı şerifleri talep etmiştir  (Belge-1 COA İ.ML 9-53-7).

Mehmet Takiyüddin Efendi, babası Musa Kazım Efendinin sağlığında onun uhdesinde bulunan Veli Baba Dergahı tevliyet ve zaviyedarlığına talip olmuştur. Takiyüddin Efendi, Ocak 1894 tarihinde padişah makamına “es-Seyyid Mehmet Takiyüddin ibnu’s-Seyyid Musa Kazım” imzasıyla sunduğu dilekçede; Veli Baba Vakfına ait mallara Maliye Nezareti tarafından el konulduğunu ve bunun karşılığında vakfa hiçbir şey verilmediğini belirterek, Evkaf-ı Hümayun veya Maliye Hazinesinden yeterli miktarda ta’amiyenin tahsis ve ihsanını; vakfın tevliyet ve zaviyadarlığının kendisine tevcih buyrulmasını talep etmiştir (Belge-2 COA İ.ML 9-53-4). Takiyüddin Efendinin dilekçesi ekleriyle birlikte 6 Kanun-ı sani 1309 (18 Ocak 1894) tarihinde Maliye Nezaretine havale edilmiştir (COA İ.ML 9-53-5). Takiyüddin Efendi dilekçesi ekinde iki adet emr-i ali sureti, bir adet berat-ı alişan, bir adet kendisine ait şecere sureti, bir adet suret-i hudud-ı vakıf ve bir adet suret-i vakfiye-i değirmen ve gazganlarla ilgili belgeleri takdim etmiştir.

Seyyid Mehmet Takiyüddin Efendinin yukarıdaki dilekçesi üzerine Sadaret makamı ve Maliye Nezareti arasında yapılan yazışmalar sonucu Veli Baba Dergahına 500 guruş ta’amiye tahsis olunmuştur.  İncelediğimiz belgelerde Veli Baba Zaviyesine ta’amiyenin hangi tarihte tahsis olunduğu açık değildir. Ancak, Veli Baba Menakıpnamesinden ta’amiyenin 12 Nisan 1310 (24 Nisan 1894) tarihinde tahsis olunduğunu öğreniyoruz (Veli Baba Menakıbnamesi 2021: 395). Bu kararın hemen sonrasında Veli Baba Dergahı Şeyhi Musa Kazım Efendi vefat etmiştir. Bu konuda daha geniş bilgi için www.edebiyatdefteri.com ve www.dtcfbirlik.com’da 2022 yılında yayımladığım “Veli Baba Zaviyesine Ta’amiye Tahsisi İle İlgili Belgeler (1893-1915)” başlıklı makaleme bakınız.

Seyyid Takiyüddin Efendinin Veli Baba Dergahına Mütevelli ve Zaviyedar Olarak Atanması (2 Rabiul-evvel 1312 / 3 Eylül 1894)

Veli Baba Dergahı Mütevelli ve Postnişini Musa Kazım Efendinin ölümü üzerine tevliyet ve zaviyadarlığın Mehmet Takiyüddin Efendiye tevcihi hakkında Evkaf-ı Hümayun Nazırı imzasıyla Sadaret Makamına sunulan 1 Mayıs 1894 tarih ve 65 numaralı yazıda; Veli Baba Dergahı Şeyhi Musa Kazım Efendinin vefatı üzerine yapılan inceleme sonunda Veli Baba Dergahı tevliyet ve zaviyedarlığının 16 Ekim 1870 tarihinde Musa Kazım Efendiye tevcih olunduğunun anlaşıldığı, adı geçenin vefatıyla mezkur cihetlerin oğlu Mehmet Takiyüddin Efendinin uhdesine tevcihi hakkında mahallinde kayıt bulunamadığı ve bu konuda mahalline yazılan yazıda gerekli tedkikatın yapılması ve ilgili evrakların talep edildiği; adı geçen zaviyeye ta’amiye tahsisinin padişah emri olmasından dolayı, Maliye Nezaretince ifası için arz edildiği belirtilmiştir (Belge-3 BEO 396-29682-3).

Evkaf-ı Hümayun Nazırı imzası ile 1 Mayıs 1894 tarihinde Konya Evkaf Muhasebeciliğine yazılan yazıda; Mehmet Takiyüddin Efendiye tevliyet tevcihi için lazım gelen mazbata ve ilam-ı şer’iyenin mahallince elde mevcut ve sicilatta mukayyed vakfiyesi var ise aslını veya tasdikli suretinin süratli bir şekilde gönderilmesi istenmiştir (Belge-4 Hasan Hüseyin Köse Koleksiyonu 42). Yine 1 Mayıs 1894 tarihinde Evkaf-ı Hümayun Nezaretinden aynı konuda Maliye Nezareti ve Konya Vilayeti Evkaf Muhasebeciliğine yazılan yazıda; ta’amiye tahsisinin Maliye Nezareti tarafından icrası gerektiği belirtilerek, lazım gelen işlemin ifası talep edilmiştir (Belge-5 COA EV.MKT 2000). Padişah desteğini alan Takiyüddin Efendiye tevliyet ve zaviyedarlık beratlarının tevcihi ve ta’amiyenin tahsisi için Osmanlı bürokrasisinin aceleci davrandığı görülmektedir (Karaer, 17.02.2022).

Mehmet Takiyüddin Efendiye 20 Muharrem 1312 (24 Temmuz 1894) mazbata ve ilamı, 5 Rebiul-evvel 1312 (6 Eylül 1894) tarihinde Evkaf-ı Hümayundan tevliyet ve zaviyedarlık beratları ve aynı tarihte Maliye Nezaretinden beş yüz guruş ma’aşın sened-i resmisi verilmiştir (Veli Baba Menakıbnamesi, 2021: 393-397).

Seyyid Mehmet Takiyüddin Efendiye 2 Rabiul-evvel 1312 tarihinde (3 Eylül 1894) tarihinde Veli Baba Dergahı Mütevelli ve Zaviyedarlık beratı verilmiştir. Bu belgenin transkribesi, Bayram Ürekli ve Ali Baş’ın çalışmasından aynen alınmıştır  (Belge-6 Ürekli ve Baş, 1894-1895: 187).

Evkaf-ı Hümayun Nezaretine yazılan 19 Ekim 1894 tarihli yazıda; Veli Baba Zaviyesi Vakfına ait hesapların incelendiğine dair kayıtların bulunamamış olmasının sebebi açıklanmıştır. Vakfın a’şar bedeli, müsakkafat kirası gibi gelirleri olmadığından hesapların incelenmediği belirtilmiştir (Belge-7 Hasan Hüseyin Köse Koleksiyonu 48).

Mehmet Takiyüddin Efendi, 29 Ekim 1894 tarihli Dahiliye Nezaretinden Isparta Sancağı Mutasarrıflığına hitaben bir yazı almıştır. Söz konusu yazıda, Veli Baba Dergahı Vakfı mallarının tesviyesi için vakıf mütevellisi Mehmet Takiyüddin Efendiye yardımcı olunması istenmiştir (Belge-8 COA DH.MKT 301-9-2). Söz konusu yazının altında “Bab-ı Ali İdaresi Müdürü saadetlü Baki Efendi rica ediyor” notu, zamanın yöneticilerinin Takiyüddin Efendiye arka çıktıklarını göstermektedir. Takiyüddin Efendi, arkasındaki bu gücü iyi kullanmış, o tarihe kadar sahipsiz kaldığı anlaşılan ve çeşitli sebeplerle elden çıkan vakıf mallarını geri almak için çetin bir mücadele başlatmıştır. Bu mücadele sırasında rakiplerine ağır suçlamalarda bulunmuş, rakipleri de Takiyüddin Efendi hakkında çeşitli iddialarda bulunmuşlardır. Bu çekişmelerin yanı sıra, Uluğbey köyünden birileri tevliyet ve zaviyedarlık iddiasında bulunduğu gibi, Takiyüddin Efendi de tevliyet ve zaviyedarlık hukukunun korunması için resmi makamlara müracaat etmiştir.

Takiyüddin Efendinin Mütevelli ve Zaviyedarlığına İtiraz

Takiyüddin Efendinin Veli Baba Dergahı Mütevelli ve Postnişini olarak görevlendirilmesinden yaklaşık bir yıl sonra, Uluğbey köyü halkından Safi Ramazan oğlu Şeyh Hasan bin Mustafa adlı şahıs Maliye Nezaretine 15 Temmuz 1895 tarihinde dilekçe ile müracaat ederek Veli Baba Dergahı Mütevelli ve Postnişini olan babası Mustafa bin Ramazan Efendinin vefatıyla adı geçen dergahın tevliyet ve zaviyedarlığının kendisine tevcih edilmesini talep etmiştir. Adı geçen dilekçesinde, Takiyüddin Efendinin Ilgın muhacirlerinden olup Uluğbey köyüne sonradan iskan edildiğini, kendi elindeki dergaha ait berat ve saire evrakı hile ve desise ile ele geçirip kendi adına berat aldığını, bu konudaki davanın mahallinde devam ettiğini; Hamid Sancağı Mal Sandığından her ay aldığı 500 guruş ta’amiye bedelini kendi eğlencesi için harcadığını, bundan dolayı mahkeme neticeleninceye kadar bu ücretin sandıkta tutulmasını talep etmiştir (Belge-9 COA EV.MKT 2125).

Maliye Nazırı imzası ile Evkaf-ı Hümayun Nezaretine yazılan 7 Ağustos 1895 tarih ve 115 numaralı yazıda; 3 Eylül 1894 tarihli tezkire ile Veli Baba Zaviyesi tevliyet ve zaviyedarlığına atanan Takiyüddin Efendi’nin hile ve desise ile bu görevi uhdesine intikal ettirdiği ve bunun mahallinde dava konusu olduğu, dava sonuçlanıncaya kadar kendisine tahsis edilen ta’amiyenin kesilmesi talebi ile ilgili Uluğbey köyü halkından Safi bin Ramazan oğlu Şeyh Hasan bin Mustafa imzasıyla verilen dilekçenin ekte gönderildiği ve gereğinin yapılması istenmiştir (Belge-10 COA EV.MKT 2125).

Maliye Nezaretinin yazısı, 15 Ağustos 1895 tarihinde Evkaf-ı Hümayun Umumi Meclisinde görüşülerek, dilekçenin içeriğinden dolayı gerekli işlemin Cihat İdaresiyle Mahkeme-i Teftiş tarafından yapılması kararlaştırılmıştır. 24 Ağustos 1895 tarihinde konu yeniden görüşülmüş; Veli Baba Zaviyesi Vakfı tevliyet ve zaviyedarlığının 1 Mayıs 1794 tarihinde Seyyid Nebi Babaya, 15 Ocak 1812 tarihinde Hüseyin Babaya, 16 Ekim 1870 tarihinde Musa Kazım Efendiye, 18 Ağustos 1894 tarihinde 500 guruş ta’amiye ile Mehmet Takiyüddin Efendiye tevcih kılındığı beratlardan anlaşıldığı belirtilmiştir. Veli Baba Dergahı tevliyet ve zaviyedarlığının Şeyh Hasan bin Mustafa bin Ramazan Efendiye tevcih olunduğuna dair herhangi bir kayıt bulunamadığı; dilekçe sahibinin bu konudaki iddiasının anlamsız olduğu görülmesine rağmen, bir kere de Mahkeme-i Teftiş-i Evkaftan sorulmasına karar verilmiştir (Belge-11 COA EV.MKT 2125).

Takiyüddin Efendi, 24 Ağustos 1895 tarihinde Evkaf-ı Hümayun Nezaretine verdiği “es-Seyyid Mehmet Takiyüddin bin Musa Kazım ibni Hüseyin Sünbül ibni Hüseyin ibni Nebi ibni Mehmet” imzalı dilekçesinde; kendisinin Veli Baba Dergahı evlad-ı evlad postnişini ve mütevellisi olduğu halde, Uluğbey köyünden Safi oğlu Hüseyin bin Hasan Mustafa bin Ramazan bin Köse Halil bin Safi adlı şahsın boş yere dava ettiğini söylemiştir. Uhdesine tevliyet ve zaviyedarlık tevcih olunmadan ilgili kurumların hakkında araştırma yaptığını, Veli Baba evladından olduğunun mahkeme kararları ve beratlarla sabit olduğunu; adı geçen şahsın geçen yıl olduğu gibi, bu yıl da hakkında şikayetçi olduğunu, bu müdahalelerin önlenmesi için, dilekçesinin Mahkeme-i Teftişe havale buyrulmasını talep etmiştir (Belge-12 COA EV.MKT 2125).

Mahkeme-i Teftiş’e ait olduğunu tahmin ettiğimiz 2 Ekim 1895 tarihli kararda; Mehmet Takiyüddin Efendi ve Safi oğlu Hüseyin tarafından verilen dilekçelerin incelendiği, 1280 (1864/1865) tarihinden beri icra kılınan tevcihatın Mustafa Ramazan Efendiye geçmediğinin anlaşıldığı; Veli Baba Dergahı Mütevelli ve Postnişini Mehmet Takiyüddin Efendiye ödenen ta’amiyenin durdurulmasının caiz olmadığı, durumun Maliye Nezaretine bir yazı ile bildirilmesi kararlaştırılmıştır (Belge-13 COA EV.MKT 2125). Elimizdeki mevcut belgelere göre, Takiyüddin Efendinin tevliyet ve zaviyedarlığı konusu, 1909 yılına kadar bir daha gündeme gelmemiştir.

Dahiliye Nezaretine ait pusulada; Uluborlu kazası İlegüb köyünde bulunan Veli Baba Dergahı mütevelli ve zaviyedarı Mehmet Takiyüddin Efendinin tevliyet ve zaviyedarlığının uhdesinden alınmaya çalışıldığından bahisle hukukunun muhafazasına dair verdiği dilekçenin tahkik olunarak gereğinin yapılması için 25 Temmuz 1909 tarihinde Konya vilayetine yazıldığı belirtilmiştir. Aynı pusulada, bu kere mahdumu Hakkı Efendi (iki kelime okunamadı) 27 Haziran ara boşluktan sonra 21 Temmuz 1325 (3 Ağustos 1909) Uluborlu Niyabetine notu düşülmüştür (Belge-14 DH.MKT 2883-86-1).

Dahiliye Nezaretinden Konya vilayetine yazılan 25 Temmuz 1909 tarih ve 2239/8 numaralı yazıda; Veli Baba Dergahı mütevelli ve postnişini Mehmet Takiyüddin Efendi tarafından Nezarete verilen dilekçede; uhdesinde bulunan tevliyet ve zaviyedarlığın kavga ile başkalarına verilmek için bazıları tarafından harekete geçildiğinden bahisle hukukunun korunmasının talep edildiği; konunun incelenerek gereğinin yapılması istenmiştir (Belge-15 DH.MKT 2883-86-3).

Dahiliye Nezaretinden Konya Vilayetine yazılan 10 Ağustos 1909 tarih ve 28 numaralı ek yazıdan; Mehmet Takiyüdin Efendi uhdesinde bulunan tevliyet ve zaviyedarlığın nizadan (kavgadan) dolayı alındığı anlaşılmaktadır. Mehmet Takiyüddin Efendinin kiminle kavga ettiği açık değildir. Söz konusu yazıda, Takiyüddin Efendinin hukukunun korunmasını talep ettiği, oğlunun tutuklandığı, tevliyet meselesi hakkında Meşihatten Uluborlu Niyabetine yazı yazıldığı ifade edilerek hakikatin bildirilmesi istenmiştir (Belge-16 MKT 2896-46-2).

Takiyüddin Efendi, 15 Ağustos 1909 tarihinde “Irgat Pazarında Sinan Paşa Medresesinde Huzur-ı Hümayun Ders-i Şerifi Muvazıblarından Takiyüddin” imzası ile Dahiliye Nezaretine bir dilekçe vermiştir. Takiyüddin Efendi bu dilekçesinde; Uluborlu idare azasından Senirkentli Çerçi oğlu Hacı Ali ve Başyiğit oğlu Süleyman ve Mehmet Ali oğulları Mustafa ve Ali ve Mehmet Efendiler ile aralarında Veli Baba Vakfına ait değirmen ve arazi hududu konusunda anlaşmazlıkların olduğunu; müderris olarak görev yaptığı Irgat Pazarında Sinan Paşa Medresesinde sandukasından yüz kırk altı Osmanlı lirasını çalan Güliş? oğlu Hacı Süleyman ve biraderi İsmail ve Kelercioğlu Ali adlı kişilerin kendisine iftira ettiklerini ve Uluğbey köyünden tedarik ettikleri Safi oğlu Mehmet’in eniştelerini ve emmilerini ve kötüleme yoldaşlarını gizlice kazaya çağırıp onlara da bir takım iftira ettirmekte olduklarını oğlu Hakkı Efendiden öğrendiğini belirtmiştir. Adı geçenlerin müdahalelerinin önlenmesini; Uluğbey köyü İhtiyar Heyeti ve tarafsız komşulardan yapılacak bir inceleme ile Veli Baba evladından olduğunun anlaşılacağını; atalarının evladı vakıftan olduğu cihet idaresinde kayıtlı olduğunu, bununla ilgili elinde belgeler bulunduğundan söz ederek durumun araştırılmasını talep etmiştir (Belge-17 COA DH.MKT 2902-49-1).

Mehmet Takiyüddin Efendinin vakıf değirmeni ve vakıf arazisi hududundan dolayı aralarında anlaşmazlık olduğunu söylediği Başyiğit oğlu Süleyman Efendi, Takiyüddin Efendi gibi müderris olup, Senirkent’in önder kişilerindendir. Senirkent Rüştiye Mektebinin açılışının gecikmesini protesto etmek amacıyla 25 Ağustos 1909 tarihinde Senirkent meydanında 3.000 kişinin iştiraki ile bir miting düzenlenmiş ve mitinge katılanların hislerine tercüman olmak üzere Başyiğit oğlu Süleyman Efendi dahil altı kişi tarafından imzalanan telgraflar Maarif, Dahiliye ve Maliye Bakanlıklarına gönderilmiştir. Bakanlıklara gönderilen telgraflarda; ceddi İran muhacirlerinden olup, İlegüb köyünde yerleşmiş İstanbul’da Irgat Pazarı Sinan Paşa Medresesinde mukim Veli Baba Dergahı tevliyet beratını sahtelikle ele geçiren, Veli Baba Dergahını ve misafirhanesini gasp eden, bir ferde bile su vermeyen Takiyüddin Efendiye ta’ammiye için hazineden her ay beş yüz guruş ödenerek eski devir israfının devam ettiği, Senirkent Rüştiye Mektebine beş yüz guruş maaşlı öğretmen gönderilmediği; çevresi ile birlikte yirmi beş bin nüfuslu nahiye evlatlarının eğitim nimetinden mahrum bırakıldıkları belirtilmiştir (Karaer, 25.02.2021).

Mehmet Takiyüddin Efendi, Veli Baba Değirmenine çok önceden Maliye Nezareti tarafından el konulduğunu, hatta kaza yönetimi tarafından Senirkentli bir aileye satışının yapıldığını bilmesine rağmen; değirmeni satın aldıklarına dair ellerinde belge olduğunu iddia eden Mehmet Ali ve oğullarına, değirmeni zorla zapt ettikleri hakkında ithamlarda bulunmuş, iki taraf arasında hoş olmayan olaylar yaşanmıştır. Yirmi yıldan fazla süren bu davanın nasıl sonuçlandığı hakkında elimizde şimdilik belge ve bilgi yok (Karaer, 24.12.2021).

Mehmet Takiyüddin Efendi, Uluğbey köyü gelirlerinin Veli Baba Dergahına tahsisi için verdiği mücadele sırasında da Meclis-i Mebusan Başkanlığına ve Maliye Nezaretine şikayet edilmiştir. Bu şikayetlerin içeriği hakkında elimizde belge ve bilgi mevcut değil. Ancak bu şikayetlerin Mehmet Takiyüddin Efendinin hukuk mücadelesini engellemeye yönelik olduğunu söyleyebiliriz. Bütün zorluklara rağmen Takiyüddin Efendi, Uluğbey köyü gelirlerinin Veli Baba Zaviyesine tahsisini 1914 yılında Şurayı Devlet ve Heyet-i Vükela kararıyla gerçekleştirmeyi başarmıştır (Karaer, 16.01.2022).

Dahiliye Nezaretinden Konya vilayetine yazılan 16 Ağustos 1909 tarihli, 25 Temmuz 1909 tarihli yazıya ek yazıda; Huzur-ı Hümayun-ı Ders-i Şerif Muvazıblarından Takiyüddin Efendi tarafından Veli Baba Dergahının ceddinden intikal eden tevliyet ve zaviyedarlığının uhdesine tevcihi hususunda bazıları tarafından müşkülat çıkarılmakta olduğundan bahisle hukukunun korunması hakkında bir dilekçe verdiği; durumun incelenerek herhangi bir mağduriyete meydan verilmemesi istenmiştir (Belge-18 COA DH.MKT 2902-49-3).

Seyyid Mehmet Takiyyüddin Efendinin Özgeçmişi Hakkında Bir Belge

Öztoprak Ailesi Özel Arşivinde bulunan 28 Cemaziyel-evvel sene 1328 / 7 Haziran 1910 tarihli belgeden, Mehmet Takiyüddin Efendinin kendi kaleminden özgeçmişi hakkında bilgi sahibi oluyoruz. Takiyüddin Efendi, Meşihatten talep olunan tercüme-i hal vakasına verdiği cevaplardan; 6 Aralık 1843 tarihinde Uluğbey köyünde doğduğunu, Isparta, Ödemiş ve Konya’da eğitim gördüğünü; daha sonra İstanbul’da eğitimine devam ettiğini, 1893/1894 yılında icazet aldığını; Hukuk eğitimini yarıda bıraktığını, Türkçe ve Arapça konuşup yazdığını, ancak kendine ait bir eseri olmadığını bildirmiştir. Takiyüddin Efendi, 1906 yılında huzur-ı hümayun ders-i şerifi muvazaplığına tayin, aynı sene Dördüncü Rütbeden Mecidi ve Osmani Nişan-ı Zişanları ile ödüllendirilmiş; 10 Şevval 1301 (3 Ağustos 1884) ibtida-i hariç 23 Rebiul-ahir 1310 (14 Kasım 1892) tarihinde hareket-i hariç, Cemaziyel-ahir 1318 (Eylül 1900) ibdida-i dahil Zilhicce (1322) tarihinde hareket-i dahli ve 9 Zilkade 1325 (14 Aralık 1907) tarihinde musale-i sahn ruüs unvanı ile görev yapmıştır (Belge 16 Haşim Öztoprak Özel Arşivi 4036). Sosyal medyada yayımlanan bir yazıdan; Takiyüddin Efendinin Uluğbey köyünde medfun olduğu, torunlarından bir kısmının hala ata yurdu Uluğbey köyünde yaşadıkları ve Öztoprak soyadını taşıdıkları belirtilmiştir.

Takiyüddin Efendinin Veli Baba evladından olmadığına dair iddialar 1911 yılında da devam etmiştir. Isparta Evkaf Memurluğundan Konya Evkaf Müdürlüğüne yazılan 11 Eylül 1911 tarih ve 24 numaralı yazıda; Uluborlu kazası idare meclisi tarafından tanzim olunan ve Isparta Mutasarrıflığı makamına takdim kılınan şikayet mazbatasında; Takiyüddin Efendinin Veli Babaya mensubiyeti olmadığı ve sülaleden dahi bulunmadığı iddia edilmiş ve bu iddiadan dolayı kendisine ödenen dört yüz elli guruş taamiye kesilerek hazine-i maliyece el konulduğu belirtilmiştir. Yapılan inceleme sonunda, Takiyüddin Efendinin sülaleden olduğu, mahkeme ilamları, ferman-ı aliler ve resmi kayıtlara karşı, kaza idare heyetinin şikayetinin zandan ibaret olduğunun anlaşıldığı; Takiyüddin Efendiye mahsus beş bin dört yüz guruşun 1327 (1911) senesi Mart ayından itibaren aylık dört yüz ellişer guruş evkaf veznesinden itasının mahzur olup olmadığı sorulmuştur (Belge-20 Hasan Hüseyin Köse 47).

Seyyid Takiyüddin Efendiye Takdim Olunan 9 Ramazan sene 1334  (10 Temmuz 1916) Tarihli Berat-ı Şerif

Veli Baba Dergahı Mütevelli ve Postnişini Mehmet Takiyüddin Efendinin talebi üzerine yeniden düzenlenen 10 Temmuz 1916 tarihli berat-ı alişanda Veli Baba Zaviyesinin mal varlığı kayıt altına alınmıştır. Söz konusu varlıkların kaynağı da ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Veli Baba Zaviyesi Vakfına aylık beş yüz guruş ta’amiye ile bervechi meşrut tevliyet ve zaviyedarlığı bin üç yüz on iki Saferinin on beşinci günü (18 Ağustos 1894) Mehmet Takiyüddin Efendi uhdesinde mevcud olub karye-i mezkure a’şarının kemafissabık zaviye-i mezbureye tahsis edilerek bin üç yüz yirmi dokuz senesi Temmuzunun üçüncü gününde (16 Temmuz 1913) ilm ü haber verildiği kayden Veli Baba Sultan ibni Hüseyin Gazinin bin kırk yedi (1637) tarihiyle müverrah ve bin üç yüz otuz iki tarihli mukayyed vakfiyesinden medine-i Uluborlu tevabinden İlegüb nam karyede kain lede’l-ahali ve’l-ciran ma’lumetil-hudud mülki mahzı ve hakk-ı sarfı olan Kadı Evi demekle maruf menzil cemi-i tevabi mahluli hak? (levahik?) taraik ve merafıkı ile ve iki kıta bağları eşcar-ı müsmire ve gayri müsmiresiyle ve misafirhane aşhanesiyle ve üç kazgan ve iki sofra sahanı ve yine medine-i mezbure tevabinden Yassıviran sınırı dahilinde vaki Davud Değirmeni demekle maruf mülk-i değirmeni karye-i mezkure a’şar bedeli olarak on yedi bin iki yüz yetmiş guruşla mevkufe-i saire-i mezkurenin Veli  Baba Zaviyesine meşrut olunduğu” belirtilmiştir (Belge-22 İsmail Boyacı Müze Evi)

Veli Baba Menakıpnamesinde Mehmet Takiyüddin Efendinin mütevelli ve postnişinliği zamanında tekkenin ve suyollarının ciddi bir bakım onarımdan geçirildiği anlatılmıştır. “Dergahın kuruyan çeşmesinin başı nerede ve nereden gelir kimse bilmez iken, çeşmeden başlayıp Kocaçukur’a varıncaya kadar lağım olan mahallerini buldu. Bir urgan boyu yıkılan lağımı nerdibanlı kuyular yaptırdı. Arka arkaya ameleye taş ve toprağını çektirdi ve lağım olmayan havlusuna duvarlar yapıp üzerini kapakladı ve eski künkleri çıkarıp yeni künkler döşetti ve dergahın etraf duvarlarını yaptı. Bir daha hayvanlar girmez oldu ve dergahın kubbelerinin yarıklarını yaptırdı ve kubbelerini sıvattı”  (Veli Baba Menakıpnamesi, 2021: 393). Menakıpnamede anlatılan bakım ve onarım işlerinin büyük miktarda harcama gerektireceği malumdur. Bu masrafların, 1894 ve 1914 yılında Mehmet Takiyüddin Efendinin çabaları sonucu Veli Baba Zaviyesine tahsis edilen ta’amiye bedeli ve Uluğbey köyü gelirlerinden karşılandığını söyleyebiliriz.

SONUÇ

 

Elimizdeki belgelerden Mehmet Takiyüddin Efendinin başarılı bir mütevelli ve zaviyedarlık örneği sergilediği anlaşılmaktadır. Azimli, kararlı ve cesur bir şahsiyete sahip olan Takiyüddin Efendi, padişah II. Abdülhamid’in hocası olmanın sağladığı avantajlardan yararlanmayı bilmiş, Veli Baba Dergahını ayağa kaldırmak için çalışmıştır. Belki de gereksiz diyebileceğimiz kişilerle çatışmış, karşılıklı suçlamaların dozu kaçmıştır. Mesela Veli Baba Değirmenini satan Maliye Nezaretine dava açması gerekirken, değirmeni satın alan Senirkentli Mehmet Ali ve oğullarıyla mücadele etmiştir. Veli Baba evladından olmadığına dair iddiaları elindeki belgelerle reddetmiş, bu konuda her türlü incelemeye açık olduğunu ilan etmiştir. Resmi kayıtlar üzerinde yapılan incelemeler, Takiyüddin Efendinin Veli Baba evladından olduğunu ortaya koymuştur.

 

BELGELER

Belge 1

Belge yer numarası: COA İ.ML 9-53-7

Tarih: 11 Cemaziyel-evvel 1311 (20 Kasım 1893)

Defter-i Hakani Nezareti Celilesine

Devletlü Efendim Hazretleri

Daileri sadat-ı kirem ve e’izze-i kiramdan Veli Baba hazretlerinin sülale-i tahirelerinden olub müşarünileyh Vali Babanın Hamidabad sancağında Uluborlu kazasına tabi Uluköy nam karyede vaki dergahına 19 Safer? Sene 1053 tarihinde 4.084 akçe yazı ile ba-ferman-ı ali karye-i mezkur ile Çaylak nam mahalde vaki harman öşrü vakfedilmiştir. Ve muahhiren erbab-ı tımardan Ali nam kimesne bir tarik ile karye-i mezkureyi berat ettirmekle dergaha gadr (üç dört kelime silik) 6 Rabiul-evvel sene 1057 tarihinde ba-hat tevki’i vakf-ı mezkure tekrar tashih kılınmış ve 1227 tarihinde evasılı Cemziyel-ahirde defter-i hakaninin ber-minval muharrer tashih kayıtlarını müştemil Divan-ı Hümayun Kaleminden iki kıta ferman-ı alişan ihsan buyrulmuş ve 25 Recep 1288 tarihinde ise pederim merhum es-Seyyid Şeyh Musa Kazım Efendiye ikıta tevliyet ve zaviyedarlık beratları ita edilmiş ve vuku bulan cülus-ı meymenet-i (..) hazret-i hilafet-penahi üzerine 11 Şaban 1293 tarihinde berat-ı şerifler tecdid edilmiş olduğu halde karye-i mezkure ve harman-ı mezkur maliye hazine-i celilesi tarafından zapt kılınmış ve elde mevcut vakfiye-i mamul-i biha mantukunca kaza-i mezkurede vaki Yassıviran karyesi hududunda evvelce Davud Değirmeni bade Uzun Oluklu Veli Baba demekle maruf asiyab aziz-i müşarünileyhin evkaf-ı şerifesinden olup her nasılsa Uluborlu kazasından zapt ve Senirkent nam karyeli Mehmet Ali  Efendi nam kimesneye füruht edilmiş olduğundan dergah-ı şerifin bunca evkafı zapt oluna oluna bir karye ve bir değirmen ve yetmiş vukıyye iki kazganları kalıp karye-i mezkure ile değirmen-i mezkur dahi zapt olunmakla iki kazganlardan maada bir şey kalmadığından eelde mevcut vakf-ı karye-i Uluköyün hudutname hücceti mezkur değirmenin ve kazganların vakfiyesinin defterhane-i bade’l-kayıt 23 seneden beri hal-i mağduriyet (..) ahkaraneme ve ol dört kubbe üzere bina kılınmış olan ali-i dergah-ı şerife derununda günüde-i hak-ı ıtır-nak olan ceddim müşarünileyhin ecdadından sekiz sadat-ı kiramlara ve sair ayende ve ravende ve fukara-i devrişana merhametle ve dergah-ı şerifin ve odalarının harap olmaktan vakfiye-i salifü’z-zikr tashih kaydının ve mezkur vakfiye ve hudud-ı vakfın hüccetinin ihracına lütuf ile maliye hazine-i celilesinden tefriki için ve sair kaza ve kura taraflarından taarruz ve müdahalelerini men’i için kemafissabık olan ferman-ı alişanın ihsanı saniyen uhde-i abidaneme berat-ı şeriflerinin tevcihleri hususunda lazım gelen mahalle havale buyrulması istirham babında ve herhalde emr ü ferman hazret-i menlehül emrindir 11 Cemaziyel-evvel 1311 (20 Kasım 1893)

Ed-Dai Bayezid Dersiamlarından es-Seyyid Mehmet Takiyüddin

İbn-i es-Seyyid Musa Kazım Efendi

Belge 2

Belge yer numarası: COA İ.ML 9-53-4

Tarih: H.11.08.1311

Cenab-ı feyyaz-ı mutlak veliyyün-ni’met bi minnetimiz padişahi celilü’l-unvan-ı efendimiz hazretlerini ila ahirid-deveran erike-i pira-yı şevket ve şan buyursun. Daileri Isparta sancağında Uluborlu kazasında defin-i han ıtırnak olan sadat-ı azam ve e’izze-i kiramdan Veli Baba Hazretlerinin evladından olup veli-i müşarünileyhin tekkesi vakfına merbut olan karye-i mezkure ile elde mevcut birer sureti merbuten takdim kılınan vakfiye ve hudut-name ve ferman-ı aliler ve berat-ı hümayunu alişanlar ve secere-i aliye mucebince vakfetmiş olduğu bir bab değirmen mukaddema Maliye Hazine-i Celilesinden zabt ile ahz ve füruht olunarak buna müdahil taraf-ı vakfa hiçbir şey verilmemiş olup bu suret tekke-i mezkurenin harabiyetiyle perişan hali daiyanemi mucib olub mugayyir-i rıza ali ve bari idüğünden ve mezkur karyenin sabıkı vechile müşarünileyh vakfa tashihi mümkünatından olduğu bazı taraftan vuku bulan ifadattan anlaşıldığı gibi tedavül-i ibari mülamesesiyle mezkur değirmenin dahi vaktiyle mahallince satılmış olduğundan dolayı razı ederek nez’ ve istihlası müte’assir bulunduğundan ve defterhane kuyuduna nazaran karye hazine-i celile-i maliyece merbut olduğu gibi zikr olunan değirmene dair defterhanede bir gune kayıt bulunamadığından saye-i merahim-i vaye-i hazreti hilafet-penahilerinin veli-i müşarünileyh hazretlerine mensub olan zaviye-i mezkure ayende ve ravendelerinin itam-ı ta’amına ve zaviye sükkanının infak ve iaşesine mahsus olmak ve mahallince mah be-mah istifa kılınmak üzere ya hazine-i maliyeden veyahut hazine-i evkaf-ı hümayundan mikdar-ı kafi ta’amiyenin tahsis ve ihsanı ve evlad-ı vakıftan bulunduğum cihetle ber-muceb vakfiye-i tevliyet ve zaviyedarlık cihetlerinin uhde-i daiyaneme tevcihi hususuna emr ü ferman merahim-i unvan hazreti hilafet-penahilerinin sezavar buyrulması istirhamıyla işbu arz-ı hal-i daraat meal-i daiyanemin hak-ı pay-i merahim- ihtiva-yı hazret-i zıllullahilerine ref’ve takdimine ictisar olmağın ol-babda katibe-i ahvalde emr ü ferman ve lütuf ve ihsanı şevketlü kudretlü padişahım efendim hazretlerinindir.

es-Seyyid Mehmet Takiyüddin ibnu’s-Seyyid Musa Kazım

Belge 3

Belge yer numarası: COA BEO 396-29682-3

Nezaret-i Evkaf-ı Hümayun Mektub-ı Kalemi

Numara: 65

Tarih: 25 Şevval sene 1311 ve 19 Nisan sene 1310 (1 Mayıs 1894)

Huzur-ı Ma’al-i Mevfur Cenab-ı Sadaret Penahiye

Maruz-ı Çakerkemineleridir ki

Isparta sancağı dahilinde Uluborlu kazasının Uluköy karyesinde medfun sadat-ı a’zamdan Veli Baba Hazretleri Tekkesinin ta’amiye olarak beş yüz guruş tahsisi ba-buyruldu-ı ali tebliğ buyrulan irade-i seniye-i cenab-ı hilafet penahiye iktizayı celileden bulunmuş dergah-ı mezkur meşayih-i e’izze müşarünileyh evladından Seyyid Musa Kazım Efendi uhdesinde olub mumaileyhin bu kere vefat eylediği dersaadette bulunan dersiamm’dan mahdumu Seyyid Mehmet Takiyüddin Efendinin ifade-i şifahiyesinden anlaşılmış olduğundan ta’amiye-i mezkurenin tahsisi muamelesi bade icra kılınmak üzere şahsiyet ciheti hakkında lazım gelen muamelenin icrasına dair Maliye Nezareti celilesinden varid olan 14 Nisan sene 1310 (24 Nisan 1894) tarihli ve yirmi yedi numaralı tezkire üzerine tedikat-ı lazime ledel-icra zaviye-i mezkura vakfına tevliyetiyle zaviyedarlığı 20 Recep sene 1287 (16 Ekim 1870) tarihinde Musa Kazım Efendi bin Hüseyin Babaya tevcih olunduğu anlaşılıp vakfiyesinin ve mumaileyhin vefatıyla mezkur cihetlerin mahdumu uhdesine tevcihi hakkında mahallinden iş’ar vuku’una dair kayıt bulunamamış olduğundan mezkur tevliyet tevcihi hakkında usul ve nizamı dairesinde iktiza ise de ilam ve mazbatanın ve mahallince elde mevcut veya sicilatta mukayyed vakfiyesi var ise aslının veya musaddık suretleri leffen irsali hususu Konya vilayet adliyesiyle evkaf meclis-i celilesine iş’ar kılınmış ve bu babdaki irade-i seniye-i hazreti padişahi dahi mezkur tekyeye (tekkeye) taamiye tahsisi merkezinde olup taamiye-i mezkurenin tahsisi ve sarfı hakkında lazım gelen muamelenin Maliye hazinesince ifası muktezi olarak keyfiyetin nezaret-i müşarünileyhe iş’ar olunmuş olmakla bu babdaki taraf-ı sami-i cenabı sadaret penahiden de nezaret-i müşarünileyhe tebligat-ı samiye icra buyrulması hususunda huzur-ı sami-i sadaret penahilerine arz-ı cihet kaleminden ifade olunmağın ol-babda emr ü ferman hezreti menlehül emrindir. Fi 25 Şevval sene 1311 ve 19 Nisan sene 1310 (1 Mayıs 1894)

Nazır-ı Evkaf-ı Hümayun

Bende Ali

Belge 4

Belge yer numarası: Hasan Hüseyin Köse Koleksiyonu 42

Nezareti Evkaf-ı Hümayun Mektub-ı Kalemi

Aded: 38

Tarih: 25 Şevval sene 1311 / 19 Nisan sene 1310 (1 Mayıs 1894)

Konya Evkaf Muhasebeciliğine

Isparta sancağı dahilinde Uluborlu kazasında Uluköy karyesinde medfun sadat-ı azamdan Veli Baba Hazretleri Tekkesine ta’amiye olarak beş yüz guruş tahsisi ba-buyruldu-ı ali tebliğ buyrulan irade-i seniye-i cenab-ı hilafet-penahi iktizayı celileden bulunmuş ve dergah-ı mezkur şeyhi aziz müşarünileyh evladından Seyyid Musa Kazım Efendi uhdesinde olub mumaileyhin bu kere vefat eylediği dersaadette bulunan dersiamdan mahdumu Seyyid Mehmet Takiyüddin Efendinin ifade-i şifahiyesinden anlaşılmış olduğundan ta’amiye-i mezkurenin tahsis muamelesi badehu icra kılınmak üzere meşihat ciheti hakkında lazım gelen muamelenin icrasına dair Maliye Nezareti celilesinden varid olan 14 Nisan sene 1310 (26 Nisan 1894) tarih ve yirmi yedi numaralı tezkire üzerine tedkikat-ı lazime lede’l-icra zaviye-i mezkure vakfına ber-vechi meşrut tevliyetiyle zaviyedarlığı 20 Receb sene 1287 (16 Ekim 1870) tarihinde Musa Kazım Efendinin uhdesine tevcih olduğu anlaşılub vakfiyesine ve mezkur cihetleri mahdumu uhdesine henüz tevcihi icra olunmadığı veya emr-i tevcih icrası hakkında mahalinden işar vuku’una dair kayıt bulunamamış olduğundan cihet-i mezkur tevliyet tevcihi hakkında usul ve nizamı dairesinde lazım gelen mazbata ve ilam-ı şer’iyenin mahallince elde mevcut ve sicilatta mukayyed vakfiyesi var ise aslını veya musaddak suretinin serian irsali hususunun taraf-ı şeriflerine izbarı Cihat Kaleminden ifade olunmağın icra-yı icabı siyakında şukka-i muhibbi tahrir ve tesyir kılındı fi 25 Şevval sene 1311 / fi 19 Nisan sene 1310 (1 Mayıs 1894)

Nazır-ı Evkaf-ı Hümayun

Mühür

 

Belge 5

Belge yer numarası: COA EV.MKT 2000

(Evkaf-ı Hümayun) Mektub-ı Kalemine Mahsus Müsveddedir

Tarih: 25 Şevval sene 1311 / 19 Nisan sene 1310 (1 Mayıs 1894)

Numara: 339

Maliye Nezareti Celilesine ve Konya Vilayeti Aliyyesine Evkaf Muhasebeciliğine

Isparta sancağı dahilinde Uluborlu kazasının Uluköy karyesinde medfun sadat-ı azamdan Veli Baba Hazretleri Tekkesine ta’amiye olarak beş yüz guruş ba-buyruldu-ı ali tebliği buyrulan irade-i seniye-i cenab-ı hilafet-penahi iktizay-ı celileden bulunmuş ve dergah-ı mezkure şeyhi e’izze-i müşarünileyh evladından Seyyid Musa Kazım Efendi uhdesinde olub mumaileyh bu kere vefat eylediği dersaadette bulunan dersiamdan mahdumu Seyyid Mehmet Takiyüddin Efendiden ifade-i şifahiyesinden anlaşılmış olduğundan ta’amiye-i mezkurenin tahsisi muamelesi ba’de icra kılınmak üzere meşihat ciheti hakkında lazım gelen muamelenin icrasına dair varid olan 14 Nisan sene 1310 (26 Nisan 1894) tarih ve yirmi yedi numaralı tezkire-i aliyye nezaret-penahileri üzerine tedkikat-ı lazıme lede’l-icra zaviye-i mezkure vakfına ber-vechi meşrutiyet tevliyetiyle zaviyedarlığı 20 Recep sene 1287 (16 Ekim 1870) tarihinde Musa Kazım Efendi bin Hüseyin Babaya tevcih olunduğu anlaşılub vakfiyesine ve mezkur cihetlerin mahdumu uhdesine henüz tevcih icra olunduğuna veya tevcihinin icrası hakkında mahallinden iş’ar vuku’una dair kayıt bulunamamış olduğundan ciheteyn-i mezkureteynin tevcihi hakkında usul ve nizamı dairesinde lazım gelen mazbata ve ilam-ı şer’in mahallince elde mevcut veya sicilatta mukayyed vakfiyesi var ise aslının veya musaddak suretinin irsali Konya vilayetine ve Evkaf Muhasebeciliğine hususat-ı taraf-ı aliyye-i vilayet-penahilerine izbarı Cihat Kaleminden ifade olunmağın icrayı icabının hususu Konya vilayeti aliyyesiyle evkaf muhasebeciliğine iş’ar kılınmış olub ancak hüküm irade-i seniye-i (silik üç kelime okunamadı) mezkur tekkeye ta’amiye tahsisi merkezinde olduğundan bunun suret-i tahsisi vechi hakkında lazım gelen muamelenin nezareti celilelerince ifası hususunda cevab sub aliye-i asafanelerine izbarı Cihat Kaleminden ifade olunmağın icra-yı icabı babında

Belge 6

 

Belge 7

Belge yer numarası: Hasan Hüseyin Köse Koleksiyonu 48

Tarih: 18 Rabiul-ahir sene 1312  / 7 Teşrin-i evvel sene 1310 (19 Ekim 1894)

Evkaf-ı hümayun Nezareti Celilesi Canibi Aliyyesine

Muhasebe ifadesiyle şeref-varid olan 9 Ağustos sene 1310 (21 Ağustos 1894) tarihli ve 124 numaralı emirname-i ali canib-i nezareti celilesinden Hamidabad sancağında Uluborlu kazasında Uluköy namı diğer İlegüb karyesinde medfun sadat-ı azamdan Veli Baba Hazretleri Tekkesi Vakfının tevliyet ve zaviyedarlığının Mehmet Takiyüddin Efendi uhdesine tevcihi istidasına dair liva-i mezbur meclis idaresinin ba-mazbata sebk eden arz u iş’ar üzerine tedkikat-ı lazime lede’l-icra vakf-ı mezbure muhasebesinin rü’yet olunduğuna dair kayıt bulunamamış olduğundan icab eden tarihten itibaren geçmiş senelerinin bi’r-rü’ye koçan ve mürettebatının cedveli idhalen takdimi ve irsali irade ve iş’ar buyrulmaktan naşi keyfiyet liva-i mezbure evkaf müdürlüğüne lede’l-iş’ar alınan cevapnamede vakf-ı mezburun a’şar bedeli müsakat kirası gibi varidatı olmadığından rü’yet muhasebesi mahal görülememiş ve eğerçi vakf-ı mezburun kuyud-ı hakanisi suretinin arazi-i mevkufesi olduğu anlaşılıyor ise de bedeli arazi-i emiriye meyanında ilzam ve ihale olunarak vakf-ı mezbur içün ve bir şey verilmediği bildirilmiş icrayı muktezası menut-i re’y-i bulunmağın ol-babda ve herhalde emr ü ferman hazreti menlehül emrindir fi 18 Rabiul-ahir sene 1312  / fi 7 teşrin-i evvel sene 1310 (19 Ekim 1894)

İmza

Belge 8

Belge yer numarası: COA DH.MKT 301-9-2

Dahiliye Mektub-ı Kalemi

Tarih: 28 Rabiulahir sene 1312 / 17 Teşrin-i evvel sene 1310 (29 Ekim 1894)

Isparta Sancağı Mutasarrıflığına

Uluborlu kazasında defin-i hal ıtırnak olan sadat-ı a’zamdan Veli Baba Dergahı Şerifi Postnişini Seyyid Mehmet Takiyüddin Efendinin yedinde bulunan berat-ı aliye musarrah (açıkça belirtilmiş) evkaf hasılatının tesviyesine emrine muavenet-i lazimenin icrası istida olunmakla Efendi mumaileyhin muvafık-ı nizam vuku’bulacak müracaatının tesviyenin muktezasının ifası babında

Bab-ı Ali idaresi Müdürü saadetlü Baki Efendi rica ediyor

Belge 9

Belge yer numarası: COA EV.MKT 2125

Tarih: 22 Muharrem sene 1313 / 3 Temmuz sene 1311 (15 Temmuz 1895)

Maliye Nezareti Celilesine

Maruz-ı Çaker-kemineleridir ki

Tevellüden Konya vilayetinin Hamid sancağı dahilinde Uluborlu kazasına merbut İlegüb karyesinde defin-i hak-ı ıtırnak olan Veli Baba Hazretleri suver-i? karye-i mezburede vaki mezkur tekkenin ba-berat alişan zaviyedar ve mütevellisi olan pederim Mustafa bin Ramazan Efendinin vuku-ı vefatına mebni cihet-i mezkurenin ber-muceb şürut-ı vakf-ı acizleri namına tevcihi ve va’d (mükafat vermek) ve vai’dleri (ceza vadetmek) ve enva-ı hayl desayis istimaliyle zikr olunan berat ve evrak-ı saireyi yed-i kemteranemden bilahare dersaadete gelmiş olan ve an-asl Ilgın muhacirlerinden olub karye-i mezkureye iskan edilen Paşa oğlu Takiyüddin Efendi keyfiyet gayri sahih li-sahih şekline vaz ve cihet-i mezkureyi namına tevcih ile berat-ı alişan istihsaline muvaffak olmuş ise de bunların marru’l-maruz mücaseret ittiği sahtekarlığından bahisle kaza-i mezkur mahkeme-i şer’iyesine mukaddema ikame-i dava olunarak husus-ı mezkurun el haletü hazihi istinafen derdesti rü’yet bulunmasına ve mumaileyh Takiyüddin Efendinin tekke-i mezkurede ayende ve revendeye itaam-ı taamiye olunmak üzere Hamid sancağı mal sandığından ahz idegeldiği şehri beş yüz guruş hilaf-ı şürut-ı vakıf cib irtikabına ilka ve sarf sefahatine sarf ve imha itmekte olmasına binaen mahkeme-i (yazı silik bir kelime okunamadı) neticesine değin mahsusat-ı mezkurenin mumaileyhe verilmeyerek mevkuf-ı sanduk tutulması hususunda bir kıta emirname-i aliyye nezaret-i penahilerinin şeref-tasdir ve ihsan buyrulması (iki kelime silik) emr ü ferman hazreti menlehül emrindir.

Pul

Fi 22 Muharrem sene 1313 / 3 Temmuz sene 1311 (15 Temmuz 1895)

Hamid sancağı dahilinde Uluborlu merbut İlegüb karye

Ahalisinden Safi Ramazan oğlu Şeyh Hasan bin Mustafa

Belge 10

Belge yer numarası: COA EV.MKT 2125

Nezaret-i Umur-ı Maliye

Aded 154

Tarih: 15 Safer sene 1313 / 25 Temmuz sene 311 (7 Ağustos 1895)

Evkaf-ı Hümayun Nezareti Celilesine

Devletlü Efendim Hazretleri

Hamid sancağı Uluborlu kazasına merbut İlegüb karyesinde defin-i hak-ı ıtırnak olan Veli Baba Hazretleri Tekkesinin zaviyedarlık ve tevliyet cihetinin pederi mahlulünden ber-muceb şürut-ı vakıf uhdesine intikali lazım gelürken Ilgın muhacirlerinden Takiyüddin Efendi birtakım hayl ve desayis (hile, oyun, düzen) ile kendi uhdesine intikal ettirmiş ise de, mahallince ikame-i dava ile muhakeme lede’l-icra kılınmakta olduğundan bahisle hatime kadar dergah-ı mezkure ta’amiyesinin mevkuf tutulmasını müstedi’ karye-i mezbure ahalisinden Safi bin Ramazan oğlu Şeyh Hasan bin Mustafa imzasıyla verilen arzuhal meclis-i umumiye-i maliye ifadesiyle leffen irsal kılınıb cihet-i mezkurenin Mehmet Takiyüddin Efendiye tevcih kılındığı 22 Ağustos sene 1310 (3 Eylül 1894) tarihli tezkire-i aliyye-i asafanelerinin iş’ar buyrulması üzerine hazinece kayd-ı tesviye kılınmış olmasına ve müfad istidaya nazaran icabının icrası babında emr ü ferman hazreti menlehül emrindir. Fi 15 Safer sene 1313 / 25 Temmuz sene 1311 (7 Ağustos 1895)

Mali Nazırı

Bende

İmza

 

Belge 11

Belge yer numarası: COA EV.MKT 2125

Meclis-i Umumiyeye 3 Ağustos sene 1311 (15 Ağustos 1895)

Evrak 1237/3

Maliye Nezareti celilesinin merbut tezkiresiyle melfufu bulunan arzuhal münderecatına nazaran icab eden muamelenin Cihat İdaresiyle Mahkeme-i Teftişden ifası lazım gelür 22 Safer sene 313 / 3 Ağustos sene 1311 (15 Ağustos 1895)

Mühür

İmza

Evkaf-ı mülhakattan Uluborlu kazasına tabi İlegüb karyesinde vaki azam-ı kiramdan Veli Baba Zaviyesi Vakfının ber-vechi şürut tevliyet zaviyedarlığı selh-i Ramazan (Ramazan ayının son günü) sene 1208 (1 Mayıs 1794) tarihli ekber ve erşed ve eslah evlad-i vakıfdan Seyyid Nebi Baba uhdesinde iken vefatıyla selh-i Zilhicce (Zilhicce son günü) sene 1226 (15 Ocak 1812) tarihli Hüseyin Babaya ve onun vefatıyla mahlulen 20 Receb sene 1287 (16 Ekim 1870) tarihinde Musa Kazım Efendi bin Hüseyin Babaya onun dahi vefatıyla mahlulen 15 Safer sene 1312 (18 Ağustos 1894) tarihinde Maliye Nezaretinin mahsus-ı şehrisine beş yüz guruş ta’amiye ile Mehmet Takiyüddin ibni Musa Kazım Efendiye tevcih kılındığı mübeyyin beratların verildiği anlaşılub mezkur cihetlerin işbu arzuhalde muharrer olacağı veçhile Mustafa Efendi bin Ramazan Efendiye tevcih olunduğuna dair kayıt bulunamamış olduğundan müstedi’nin bu babdaki iddia ve ifadesi vahi (anlamsız) görüldüğünün müstedi’ye tefhimi (anlatılması)  lazımeden gibi görünmekte ise de bir kere de icab-ı şer’iyenin Mahkeme-i Teftiş-i Evkaftan beyan olunması lazım gelür fi 12 Ağustos sene1311 (24 Ağustos 1895)

Mühür

İmza

Belge 12

Belge yer numarası: COA EV.MKT 2125

Tarih: 12 Ağustos sene 1311 (24 Ağustos 1895)

Evkaf-ı Hümayun Nezareti Celilesine

Devletlü Efendim Hazretleri

Daileri Hamidabad sancağına tabi Uluborlu kazasına muzaf Senirkent nahiyesinden Uluköy karyesinde hak-ı ıtırnak olan ceddim sadat-ı kiramdan Veli Baba Hazretleri Dergahının eba an ced evlad-ı evlad-ı evlad postnişini ve mütevellisi bulunduğum halde karye-i mezkurdan Safi oğlu Hüseyin bin Hasan Mustafa bin Ramazan bin Köse Halil bin Safi nam kimesne fuzuli merkumun nasb ve ciheti dava itmiş bu sene Adliye ve Maliye Nezareti celilelerinin vermiş olduğu berat-ı alilerin ba-tezkire nezareti celilelerine bildirilmiş ve nezareti celilelerinde dahi kuyuda lede’l-havale cihet kılınmadan edilen tedkikat üzerine cihet-i mezkurun pederim  Seyyid Musa Kazım ibni Hüseyin Sünbül ibni Nebi ibni Buruci Mehmet üzerinde olduğu tezahür idüb merkum Hüseyin salifüzzikr eba (bir kelime silik) dair bir kayıt bulunamadığından davayı mezkurede hilaf-ı hakikat olduğu anlaşılmış olmakla Mahkeme-i Teftişin canib-i aliyyesinden cevap verilmiş ise de taanüdlüğünden bu sene yine  makamatı tasdi ve taciz ittiği gibi bundan böyle dahi sene be sene fuzuli ve dailerini mutazarrır itmekten geri durmayacağı malum devletleri buyruldukta ba’dema Dergahı Şerifin tevliyet-i zaviyedarlık cihetlerine ve her hususuna ecnebiden olan merkum Hüseyin ve gayrilerinin müdahalesi ve gayr-i layıklarının men’i içün bir kıta ilam-ı şer’iyenin ita ve ihsan buyrulması hususunda işbu istida-i acizanemin Mahkeme-i Teftiş canib-i aliyyesine havale buyrulmasını istirham ederim olbabda emr ü ferman hazreti menlehül emrindir.

Pul

fi 12 Ağustos sene 1311 (24 ağustos 1895)

Es-Seyyid Mehmet Takiyüddin bin Musa Kazım

ibni Hüseyin Sünbül ibni Hüseyin ibni Nebi ibni

Mehmet

Belge 13

Belge yer numarası: COA EV.MKT 2125

Tarih: 12 Rabiul-ahir sene 1313 (2 Ekim 1895)

İşbu merbut iki kıta arzuhal Maliye Nezareti celilesinin tezkire-i lede’l-mütalaa evkaf-ı mülhaktan Uluborlu kazasına tabi İlegüb karyesinde vaki e’izze-i kiramdan Veli Baba Zaviyesi Vakfının ber-vechi meşrut tevliyet ve zaviyedarlık cihetlerinin pederi Mustafa Ramazan’ın mahlulünden ber-muceb şürut-ı vakf uhdesine intikali lazım gelür iken Ilgın muhacirlerinden Takiyüddin bir takım hile ve desise ile kendi uhdesine intikal ettirmiş ise de mahallince ikame-i dava ile muhakemelerin icra kılınmakta olduğundan bahisle hatimine kadar dergah-ı mezkur ta’amiyesinin mevkuf tutulmasını müstedi’ karye-i mezkur ahalisinden Safi Ramazan oğlu Şeyh Hasan bin Mustafa imzasıyla verilen arzuhal Muhasebe-i Umumiye-i Maliye ifadesiyle leffen irsal kılınmış ve cihet-i mezkurenin Mehmet Takiyüddin Efendiye tevcih kılındığı 1310 senesi Ağustosun yirmi ikinci günü (22 Ağustos 1310 / 3 Eylül 1894) tarihli tezkire-i aliyye nezaret-i penahilerinden iş’ar buyrularak hazinece kayıt ve tesviye kılınmış olmakla müfad-ı istidaya nazaran icabının icrası Maliye Nezareti celilesinin tezkire-i aliyyesiyle iş’ar buyrulmuş ve ciheteyn ve mezkureteyn eben an cedd intikal ile geldiğinden ve kendisi evlad-ı vakıfdan bulunduğundan akdemce mahallinden mevrud mazbata ve ilam-ı şer’iye müsteniden uhdesine tevcih olunmuş ise de Safi oğlu Hüseyin nam kimesne bi-gayrı hakkın müdahale eylemek olduğundan bahisle men içün ilam-ı şer’i itası Seyyid Mehmet Takiyüddin imzasıyla verilen merbut arzuhal istida kılınmış ciheteyn mezkureteynin Musa Kazım Efendi ibni Hüseyin Babanın vefatıyla mahlulünden üçyüz on iki senesi Safer’ül-hayrinin on beşinci günü (15 Safer 1312 / 18 Ağustos 1894) tarihli Maliye Hazinesinden mahsus şehri beş yüz guruş ta’amiye ile Mehmet Takiyüddin ibni Musa Kazım Efendiye tevcih olunarak beratı virilüb Mustafa Efendi ibni Ramazan Efendiye tevcih olunduğuna dair kayıt bulunamadığı cihet idaresinin mahreç derkenarında gösterilmiş ve ber-muceb kayıt cihetiyle mezkureteynin elyevm mumaileyh Mehmet Takiyüddin uhdesinde olub 1280 (1264/1265)  senesi tarihinden beri icra kılınan tevcihatın Mustafa Ramazan Efendiye tevcih-i sebkat itmediği anlaşılmış olmakla bu suretle müstedi’ mumaileyh Şeyh Hasan Efendinin istida-i mücerredi üzerine ta’amiye-i mezkurenin tevkifi caiz olmayacağından kema-kan mumaileyh Mehmet Takiyüddin Efendiye itası hususunun Maliye Nezareti celilesine tezkire-i aliyye-i nezaret-penahilerinin tastiri iktiza eder fi 12 Rabiul-ahir sene 1313 (2 Ekim 1895)

Mühür

İmza

Belge 14

Belge yer numarası: COA DH.MKT 2883-86-1

Uluborlu kazası İlegüb karyesinde kain Veli Baba Dergahının tevliyet ve zaviyedarlığının uhdesinden niza’a kıyam olunduğundan hukukunun muhafazasına dair Mehmet Takiyüddin mührüyle verilen arzuhalin leffiyle

12 Temmuz sene 1325 (25 Temmuz 1909) tarihinde Konya vilayetine yazılmıştır

Bu kerre mahdumu Hakkı Efendi (iki kelime okunamadı)

 27 Haziran boşluktan sonra 21 Temmuz sene 1325 (3 Ağustos 1909) Uluborlu Niyabetine

Belge 15

Belge yer numarası: COA DH.MKT 2883-86-3

Dahiliye Mektub-ı Kalemi

Numara: 2239/9

Tarih: 12 Temmuz sene 1325 / 7 Recep sene 1327 (25 Temmuz 1909)

Konya Vilayeti Celilesine

Uluborlu kazasına tabi İlegüb karyesinde kain Veli Baba Dergahının tevliyet ve zaviyedarlığının uhdesinden niza’ ile ahara (başkalarına )tevcihi içün bazıları tarafından taarruzi teşebbüsat vuku’bulmakta olduğundan bahisle hukukunun muhafazası istidasına dair Mehmet Takiyüddin mührüyle verilen arzuhal leffen savb-ı saadetlerine irsal kılınmakla münderecatının bit-tahkik tebeyyün edecek hale nazaran muktezayı ma’ddelet ifasına himmet buyrulması babında

Belge 16

Belege yer numarası: COA MKT 2896-46-2

Dahiliye Mektub-ı Kalemi Telgraf Kısmı

Numara: 28

Tarih: 28 Temmuz sene 1325 (10 Ağustos 1909)

Konya Vilayetine

Zeyl-i tahrirat 14 Temmuz sene 1325 (27 Temmuz 1909) Veli Baba Dergahının tevliyet ve zaviyedarlığının uhdesinden nizadan dolayı muhafaza-i hukuk istidasında bulunan Mehmet Takiyüddin Efendinin oğlu Hakkı Efendinin ahiran bila-hüküm tevkif edildiği ve mezkur tevliyet meselesi hakkında Makam-ı Meşihatten Uluborlu niyabetine tahrirat yazıldığı ifade olunmakla hakikat-i halin inbası mütemennadır.

Belge 17

Belge yer numarası: COA DH.MKT 2902-49-1

Tarih: 2 Ağustos sene 1325 (15 Ağustos 1909)

Konya Vilayetinde Uluborlu Kazasında İlegüb Karyesinde

Daileri ceddim Veli Baba Dergahı havlusunda medfun Seyyid Nebi Dede ibni Seyyid Mehmet Buruci uhdesine 1280 tarihinde dergahın tevliyet ve zaviyedarlığı tevcih olunduğunu müş’ir yedine berat-ı ali verilmiş olduğu Evkaf-ı Hümayun Nezareti Celilesinin cihet-i idaresinde mestur ve mukayyed olduğu halde ve bu ana kadar aradan yüz beş sene mürur eylediği halde Uluborlu idare azasından Senirkentli Çerçi oğlu Hacı Ali ve Başyiğit oğlu Süleyman ve Mehmet Ali oğulları Mustafa ve Ali ve Mehmet Efendiler ile miyanemizde vaki vakf-ı değirmen ve vakf-ı arazi hududu münaza’alarının hususiyetlerine binaen Maliye Nezaretine olunan isti’lam-ı şahid müderris Irgat Pazarında Sinan Paşa Medresesinde sandukumdan yüz kırk altı lirayı Osmaniye sirkatle maznun Güliş? oğlu Hacı Süleyman ve biraderi İsmail ve Kelercioğlu Ali nam şahısları getirmişler ve aleyhimde bir takım iftira ittirmişler ve karyemizden de tedarik ittikleri Safi oğlu Mehmet’in eniştelerini ve emmilerini ve kadh (kötüleme) yoldaşlarını gizlice kazaya çağırub onlara da bir takım iftira ittirmekte olduğu mahdumum Seyyid Hakkı Efendi tarafından bildirilmiş olmakla saliffüzzikr aza ve sair Senirkentlinin olunan isti’lam-ı müdahalelerinin men’i ve karyemiz bulunan İlegüb karyesinin heyet-i ihtiyariye ve bi-taraf komşularından tahkik ve merhum ceddim Nebi Dede bin Mehmet Buruci evlad-ı vakıfdan olduğu cihet idaresinde mukayyed olduğu halde dailerinin dahi evladlarından olduğum yedimde bulunan pederim mahlulünden ita olunmuş olan berat-ı ali ile kayıt olunduğu karyemizden keyfiyetin bihakkın tedkik ve tahkik ittirilmesini taleb ve istirham ederim fi 2 Ağustos sene 1325 (15 Ağustos 1909)

Ed-Dai

Irgat Pazarında Sinan Paşa Medresesinde

Huzur-ı Hümayun Ders-i Şerifi Muvazıblarından

Takiyüddin

Belge 18

Belge yer numarası: COA DH.MKT 2902-49-3

Dahiliye Nezareti

Tarih: 29 Receb sene 1327 / 3 Ağustos 1325 (16 Ağustos 1909)

Konya Vilayeti Celilesine

12 Temmuz sene 1325 (25 Temmuz 1909) tarihli tahrirat-ı senaveriye zeyldir. Uluborlu kazasının İlegüb karyesinde kain Veli Baba Dergahının ceddinden müntakil tevliyet ve zaviyedarlığının uhdesine tevcihi hususunda orada bazıları tarafından müşkülat ika’ edilmekte olduğundan bahis ile hukukunun muhafazası Huzur-ı Hümayun-ı Ders-i Şerif Muvazıblarından Takiyüddin Efendi tarafından bu defa istida olunmakla veçhile bi’t-tahkik tebdil idecek hale nazaran iktizasının ifasıyla mugayir hak ve ma’delet ve mucib-i mağduriyet ahval-i vuku’una meydan verilmemesi hususuna himem

Belge 19

Belge yer numarası: Haşim Öztoprak Özel Arşivi 4036

Tarih: 28 Cemaziyel-evvel sene 1328 ve 24 mayıs sene 1326  (7 Haziran 1910)

28 Cemaziyel-evvel sene 1328 ve 24 Mayıs sene 1326  (7 Haziran 1910) pazartesi günü Bab-ı Meşihatten talep olunan tercüme-i hal varakasından sual olunan suallere verdiğim tercüme-i hal cevabının aynıdır.

Cevap

İsmim ve künyem ve şöhretim: Konya vilayetinde Isparta sancağında Uluborlu kazasında İlegüb nam karyede defn-i hak ıtırnak olan sadat-ı Hüseyniyyeden Veli Baba ibn es-Seyyid Hüseyin Gazi oğlu Sünbül zade Seyyid Mehmet Takiyüddin pederim veli-i müşarünileyh dergahı mütevelli ve postnişini merhum es-Seyyid Musa Kazım Efendidir. Pederim cihetinden Hazreti Hüseyin Radıyallahu anh Efendimiz hazretlerinin sülalesine mensubum. Validem Fatımatüz-Zehra binti Safi oğlu Turmuştur.

Bin iki yüz elli dokuz sene-i hicriyesi Zilhiccesinin yirmi yedisinde / 6 Kanun-ı evvel 1259 (18 Aralık 1843) Konya vilayeti dahilinde Isparta sancağında Uluborlu kazası muzaf İlegüb nam karyede tevellüd etmişim.

Isparta’da Geresinli Osman ve Ödemiş’de Cakra? Ahmedzade efendilerden, Konya’da Mesudzade Abdullah Efendiden Şerh-i Akaide kadar tahsilde bulundum. Ba’de Dersaadet’e gelerek Irgat Pazarında vahi Sinan Paşa Medresesine duhul ile ol-vakit Bayazid Cami-i şerifinde tedris ile meşgul olan üstaz-ı esatiz-i kiramdan Rum ili Kazaskeri sabık Oflu el-hac Mahmut Kamil Efendi Hazretlerinin dersine mülazemet ve tekmil nesh ile ahz-ı icazet olduktan sonra doksan altı (1878/1879) tarihinde bi’l-imtihan cami-i şerifi mezkurede tedris-i mübaşeret ile 1311 (1893/1894) tarihinde itayı icazete muvaffak oldum. Bilahare fazıl şehri Amasyalı Abdülkerim Efendi merhumundan mutala’a ve işaret ve mevakıf ve bir miktar şerh-i Çağmini ve Kadı Beyzavi ve tavzih ve saire gördüm ve Laleli Medresesi Müderrisi Beyabadi Merhum Fazıl Osman Efendi muhtasar-ı meani ve Malatyalı Fazıl merhum el-Hac Mehmet Efendinin ve mutavvel Ilgınlı merhum İbrahim Efendinin mir’atı muhaddis Kazım Efendi merhumun Buhari ders-i şeriflerine muvazebet eyledim icazet vermezden evvel bi’l-imtihan mekteb-i nüvvaba duhul ile dördüncü sınıfa nakl olunmuş iken mekteb-i mezkure devamım akşam tedrisatına mani olduğundan mektebi terk ettim. Türkçe ve Arapça tekellüm ve kitabet ederim bir gune te’lifatım yoktur.

1296 (1878/1879) senesinde umum dersiamlara tahsis olunan maaş meyanında garar-ı tevkifat 97,5 guruş maaşa nail olub maaş-ı mezkure 1 Teşrin-i sani sene 1300 (13 Kasım 1884) tarihinde 30 guruş 20 para ve 1 Temmuz 1302 (13 Temmuz 1886) 33 guruşa ve 1 Teşrin-i evvel sene 1304 (13 Ekim 1888) tarihinde 29 guruşa ve 1 Teşrin-i evvel 1306 (13 Ekim 1890) tarihinde 38 guruş, 1 Mart sene 1309 (13 Mart 1893) tarihinde 38 ve 1 Mart sene 1312 (13 Mart 1896) tarihinde 25 guruşa ve 1 Kanun-ı Evvel sene 1314 (13 Aralık 1898) tarihinde yirmi guruş yirmi para ve 1 Mart sene 1315 (13 Mart 1899) tarihinde 38 guruşa ve 28 Haziran sene 1315 (10 Temmuz 1899) tarihinde 44 guruşa ve 7 Ağustos sene 1316 (20 Ağustos 1900) tarihinde 140 guruş 20 para ve 16 Şubat sene 1318 (1 Mart 1903) 37 guruşa ve 19 Ağustos sene 1321 (1 Eylül 1905)’de 38 guruşa ve 4 Kanun-ı sani sene 1324 (17 Ocak 1909) 38 guruşa zamaim icrasıyla 596 guruşa baliğ olmuş iken bu senede icra kılınan tensikatta maaş-ı mezkur bin guruşa iblağ olmuştur. 1322 senesinde (1906) huzur-ı hümayun ders-i şerifi muvazaplığına tayin sene-i mezkurede dördüncü rütbeden Mecidi ve Osmani Nişan-ı Zişanları ile taltif olundum. Ve 10 Şevval sene 1301 (3 Ağustos 1884) tarihinde ibtida-i hariç 23 Rebiul-ahir sene 1310 (14 Kasım 1892) tarihinde hareket-i hariç cemaziyel-ahir sene 1318 (Eylül 1900) tarihinde ibdida-i dahil Zilhicce sene (1322) tarihinde hareket-i dahil ve 9 Zilkade sene 1325 (14 Aralık 1907) tarihinde musale-i sahn ruüslerine nail oldum.

Lehu’l-hamd ve’l-minne hiçbir sebeb ve bahane ile taht-ı muhakemeye alınub da ceza görmedim.

Fi 28 Cemaziyel-evvel sene 1328 / 24 Mayıs sene 1326 (7 Haziran 1910) pazartesi günü

Irgat Pazarında Hüseyin Ağa Mahallesinde Eşref Efendi hanesinde müsteci’ran mukim Bayazid Cami-i Şerifi muciz ders-i’amlarından Ispartalı es-Seyyid Mehmet Takiyüddin

Belge 20

Belge yer numarası: Hasan Hüseyin Köse koleksiyonu 47

Numara: 24

Tarih: 29 Ağustos sene 1327 (11 Eylül 1911)

Konya Evkaf Müdüriyetine

13 Ağustos sene 1327 (26 Ağustos 1911) tarihli 1498/33 numaralı tahriratı aliyyeleri cevabıdır.

Uluborlu kazasının İlegüb karyesinde medfun e’izze-i kiramdan Veli Baba Dergahı Vakfından olarak postnişin ve mütevellisi Takiyüddin Efendiye şehri dört yüz elli guruş hazine-i maliye sandığından verilmekte iken kaza-i mezkure meclis idaresi tarafından tertip ve tanzim ve makam-ı mutasarrıfiye takdim kılınan şikayeti havi mazbatada mumaileyh Takiyüddin Efendinin Veli Babaya mensubiyeti olmayub sülaleden dahi bulunmadığı serd ve iddia edilmiş olmaktan naşi maaş-ı mezkur kat’ ve hazine-i maliyece tevkif olunmuştur. Sicilde mukayyed vakfiye ve şecere suretinde muharrer olduğu veçhile mezkur Veli Baba Dergahının tevliyet ve zaviyedarlığı mumaileyh Takiyüddin Efendinin ecdadı tarafından idare edilmiş ve 1293 (1876/1877) senesi pederi Musa Kazım Efendiye tecdiden berat-ı ali ita buyrulmuş ve vefatıyla mahlulünden mumaileyh Takiyüddin Efendiye tevcih ve berat-ı alisi sadır olmuş ve mumaileyhin sülaleden olduğu ibraz eylediği ilam-ı şer’i münderecatıyla kuyud-ı kadimeden istidlal edildiği cihetle ilamat-ı sadire ile feramin-i aliye ve kuyudat-ı resmiyeye karşı kaza idare heyetinin mesrudat-ı mücerredesi haiz-i hüküm olamayacağı Evkaf-ı Nezareti celilesinin 11 Mayıs sene 1321 (24 Mayıs 1905) tarihli tezkiresinde muharrer bulunmuş olduğundan ona göre ifayı muktezası zeylen vilayet-i celileden makam-ı mutasarrıfiye tebliğ buyrulmuştur. Kuyud-ı mazbataya ve tahkikatı ve tedkikatı vakfiyeye nazaran mumaileyh Takiyyüddin Efendinin sülaleden olduğu ve şikayet vaka’sının zandan ibaret bulunduğu anlaşılmaktadır. Hazine-i Maliyeden müdevver tekaya muhassasatı olarak fi 3 Mayıs sene 1327 (16 Mayıs 1911) ve 3 numaralı mevrud havalename mucebince mumaileyh Takiyüddin Efendiye mahsus beş bin dört yüz guruşun 1327 senesi martından itibaren şehri dört yüz ellişer guruş evkaf veznesinden itasının mahzur olup olmadığının emr ü iş’arına himem-i aliyyelerinin masruf buyrulması müsterhamdır efendim fi 29 Ağustos sene 1327 (11 Eylül 1911)

Isparta Evkaf Memuru

Mühür

Fi 24 Eylül sene 1327 (7 Ekim 1911) tarih 1795/273 numaralı işbu tahriratın sureti leffen nezarete tahrirat yazılmıştır dosyasına

Nezaretten cevap gelerek 13 Teşrin-i evvel sene 1327 (26 Ekim 1911) tarihli tahriratla cevaben Isparta Evkaf Memurluğuna yazıldı

Belge 21

Belge yer numarası: Öztoprak Ailesi Özel Arşivi nu: 339-340

Tarih: 1915?

Atufetlü hanımlarım İmran ve Vesile hanımlar selam ve duadan sonra 21 Mart 1331 (3 Nisan 1915) tarihli mektubunuzu aldım mahdumlarım Kazım ve Ali beyler Çanakkal’asındadırlar. Elhamdüllilah sağ ve selamet olduklarına dair mektuplarını alıyorum selamları vardır. Ve kazanız mübarek olsun çok ahmak imişsiniz insanın sanduğu yandığı hanede olur hırsız Eminin hırsızlığını alem bilir. Onu eve valideniz ayak bastırmaz ne ise cenabı Allah hıf’d buyurmuş haneden bir miktar ihrak olunmuş elbiseye dair vafer-i eşyanız sirkat olunmuş ise de cenabı Allah onun ecir ve avanesini verir. Bunun için merak lazım değildir. Cami-i şerif dergah-ı şerif selamet kurtulmuş olduğundan ve civar komşu Süleyman’ın hanesine bir zarar isabet etmediğine ve komşularımızın itfa etmelerine say ve himmet etmelerine teşekkür ederim ve kazadan gelen müstantik ve katibine vermiş olduğunuz 170 guruş ahzdan aldığınız deyninizi t’ediye için iki sarı lira Osmani ba-posta gönderdim vusulünde alıp borcunuzu verip bakiyesi yanık yerlere sarf ediniz.

Belge 22

Belge yer numarası: İsmail Boyacı Müze Evi

Tarihi: 9 Ramazan sene 1334  (10 Temmuz 1916)

Uluborlu kazasına tabi İlegüb nam-ı diğer Uluköy karyesinde kain Veli Baba Değirmeni demekle maruf değirmen ve eşcar-ı müsmire ve gayri müsmireyi havi iki kıta bağ ile emvali mevkufe-i sairenin ber-muceb vakf-ı mezkur Veli Baba Zaviyesine meşrut bulunduğunun derciyle yedine tebdilen ve müceddeden berat-ı alişanım itası istidasına dair e’izze-i kiramdan Veli Baba Zaviyesi Vakfı Mütevelli ve Zaviyedarı Seyyid Mehmet Takiyüddin imzasıyla verilen arz-ı hal üzerine lede’l-tedkik vakf-ı mülhakdan Uluborlu kazasına tabi olub kaza-i mezbur mahkeme-i şer’iyesinden bin kırk beş senesi Rebiul-evvelinin gurresinde lahik olarak Mahkeme-i Teftişden Fetvahane-i aliyyeleri tasdik ve kuyud-ı vakfiyece tescil edilen ilam-ı şer’ide muharrer hudud ile mahdud İlegüb karyesinde kain e’izze-i kiramdan Veli Baba Zaviyesi Vakfına şehri beş yüz guruş ta’amiye ile bervechi meşrut tevliyet ve zaviyedarlığı bin üç yüz on iki Saferinin on beşinci günü (18 Ağustos 1894) Mehmet Takiyüddin Efendi uhdesinde mevcud olub karye-i mezkure a’şarının kemafissabık zaviye-i mezbureye tahsis edilerek bin üç yüz yirmi dokuz senesi Temmuzunun üçüncü gününde (16 Temmuz 1913) ilm ü haber verildiği kayden Veli Baba Sultan ibni Hüseyin Gazinin bin kırk yedi (1637) tarihiyle müverrah ve bin üç yüz otuz iki tarihli mukayyed vakfiyesinden medine-i Uluborlu tevabinden  İlegüb nam karyede kain lede’l-ahali ve’l-ciran ma’lumetil-hudud mülki mahzı ve hakk-ı sarfı olan Kadı Evi demekle maruf menzil cemi-i tevabi mahluli hak? (levahik?) taraik ve merafıkı ile ve iki kıta bağları eşcar-ı müsmire ve gayri müsmiresiyle ve misafirhane aşhanesiyle ve üç kazgan ve iki sofra sahanı ve yine medine-i mezbure tevabinden Yassıviran sınırı dahilinde vaki Oluklu Değirmeni demekle maruf mülk-i değirmeni vakf ve habs edüb hayatta oldukça kendisi mutasarrıf olacak vefatından sonra sulbi kebir oğlu Hüseyin Babaya badehu kendisinin evladına ve evlad-ı evlad ve yine batnen ba’de batın neslen ba’de nesil şürut ve tayin eylediği Kuyud-ı Vakfiye Müdüriyetinde ihraç ettirilen vakfiye kaydından anlaşılmış olmakla şu halde karye-i mezkure a’şar bedelatının ve mezkur değirmenle emvali mevkufe-i sairenin derciyle yeniden berat-ı alişanımın itası Şura-yı Evkafca kararlaştırılmış olmakla ber-muceb-i karar karye-i mezkure a’şar bedeli olarak on yedi bin iki yüz yetmiş guruşla Yassıviran sınırı dahilindeki Oluklu Değirmeni demekle maruf değirmen ve iki kıta bağları ile emval-i mevkufe-i saire-i mezkurenin zaviye-i mezkureye meşrut olunduğu derciyle müstedi’ mumaileyh işbu rafi’i tevki’-i refi’üş-şan hakani Seyyid Mehmet Takiyüddin Efendi zide ilmuhu yedine bin üç yüz otuz dört senesi Şaban-ı şerifinin selhi tarihinde Nezaret-i Evkaf-ı Hümayunumun işareti mucebince tebdilen ve müceddeden bu berat-ı hümayunumu verdim ve buyurdum ki mumaileyh ciheteyn ve mezkureteyn şehri beş yüz guruş ta’amiye ve on yedi bin iki yüz yetmiş guruş a’şar bedeli ve değirmen ve iki kıta bağ ve emval-i mevkufe-i  saire ile evladiyet ve meşrutiyet vechiyle vakf-ı mezkure umurunu hüsn-i idare ile beher sene muhasebesini marifet-i şerle rü’yet etmek ve zaviye-i mezkurede ayende ve revendeye itam-ı ta’am ettirmek ve terk ve tekasül eder ise ref’inden dahi verilmek şartıyla mutasarrıf ola tahrir en fi’l yevmi’t tasi’ min şehri Ramazan sene bin üç yüz otuz dört 9 Ramazan sene 1334 (10 Temmuz1916)

KAYNAKLAR

– Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivi (COA) Belgeler:

BEO 396-29682-3

DH-MKT 2883-86-1,3

DH-MKT 2902-49-1,3

DH-MKT 301-9-2

EV-MKT 2125

MKT 2896-46-2

Hasan Hüseyin Köse Koleksiyonu 42,47,48

– Karaer, İbrahim (25.02.2021), https://www.edebiyatdefteri.com/202284-senirkent-rustiye-mektebi-hakkinda-belgeler-1908-1913/

– Karaer, İbrahim (24.12.2021), https://www.edebiyatdefteri.com/210170-veli-baba-degirmeni-ile-ilgili-belgeler-1894-1915/

– Karaer, İbrahim (25.01.2022), https://www.edebiyatdefteri.com/210943-ulugbey-koyu-gelirlerinin-veli-baba-zaviyesine-tahsisi-hakkinda-belgel/

– Karaer, İbrahim (17.02.2022), https://www.edebiyatdefteri.com/211519-veli-baba-zaviyesine-ta-amiye-odenmesi-ile-ilgili-belgeler-1893-1915/

– Kıyıcı, Mahmut, Ispartalı ve Isparta’ya Hizmet Etmiş Büyük Adamlar, Isparta: Göltaş Yayınları

– Ürekli, Bayram – Ali Baş (1994-1995), “Veli Baba ve Senirkent Uluğbey’deki Manzumesi”, Selçuk Üniversitesi Fen Edebiyat fakültesi Edebiyat Dergisi, sayı: 9-10.

NOT: Bu yazı, 22 Şubat 2022 tarihinde www.edebiyatdefter.com, 23 Şubat 2022 günü www.dtcfbirlik.com’da yayımlanmış; 28 Mart 2023 tarihinde güncellenmiştir.

Dr. İbrahim KARAER

e-mail: [email protected]

 

Yorum bulunmamaktadır.
Konu: VELİ BABA DERGAHI MÜTEVELLİ Ve POSTNİŞİNİ SEYYİD MEHMET TAKİYÜDDİN EFENDİ HAKKINDA BAZI BELGELER (1893-1916)

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

‘Ortak Değerimiz Atatürk’ bildirisine destek ver

Millî ve manevi değerlerimize, başta Atatürk olmak üzere Türk büyüklerine, her türlü tarihî mirasımıza yönelik saldırılar nereden, kimden ve

Ortak Değerimiz Atatürk

ATATÜRK! TÜRK MİLLETİ SANA MİNNETTARDIR

Her millet, sahip olduğu değerlerle geleceğini inşa eder. Geleceğin harcı olan değerlerine sahip çıkan milletler, geçmişten ders çıkararak, gelecekte aynı hataların tekrar edilmemesi için millî bir hafıza oluşturur. Bu hafızanın en önemli değeri, Millî Mücadele’nin lideri ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e periyodik olarak uzun zamandır yapılan saldırılarla karşı karşıyayız. Bunların sonuncusu geçtiğimiz günlerde Ayasofya’da hem protokolün hem de milletimizin gözü önünde gerçekleşmiştir.

Bilindiği gibi bir esaret belgesi olan Sevr Antlaşması’nı tarihin çöplüğüne atan Mustafa Kemal Atatürk, bir savaş ve diplomasi kahramanı olarak, Fatih’in emaneti İstanbul’umuzu, başta Ayasofya olmak üzere, camileri ve tarihî eserleriyle yeniden milletimize kazandırmıştır. Yine Trakya ve Batı Anadolu’yu Yunanistan; Doğu Anadolu’yu da Ermenistan olmaktan kurtarmış, ezanımızı susturmamış, Misak-ı millî sınırları içinde Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuştur.

Mustafa Kemal Atatürk, 3 Mart 1924’te, halkı aydınlatma, İslam’ın Kur’an’a göre yaşanmasını sağlama, ibadet ve ahlak esaslarıyla ilgili işleri yürütme, ibadet yerlerini yönetme görevlerini yerine getirmek üzere Diyanet İşleri Başkanlığını kurmuştur. Ayrıca Kur’an’ın tefsiri görevi Atatürk tarafından Elmalılı Hamdi Yazır’a verilmiş ve “Hak Dini Kur’an Dili” böylece ortaya çıkmıştır. Kur’an’ın Türkçe tefsiriyle Türkler, dinini öz kaynağından, kendi dillerinden okumaya ve öğrenmeye başlamışlardır.

Hâl böyleyken son yıllarda Millî Mücadele’mizin millî ve manevi mimarı Mustafa Kemal Atatürk, maalesef periyodik saldırılara maruz kalmaktadır. Bir millete sinsice düşmanlık etmenin yollarından biri, o milletin kahramanlarını itibarsızlaştırmaktır. Bunun en kolay yolu ise dinimizi kirli emellerine alet etmektir.

Son olarak Ayasofya’daki icazet töreninde bir imam Ayasofya’yı kastederek; anlatım bozukluklarıyla dolu “…Bu ve bu gibi mabetlerin mabet olarak kalması için inşa edilmiştir. Öyle bir zaman geldi ki bir asır gibi bir zaman içinde ezan ve namaz yasaklandı ve müze hâline çevrildi. Bunlardan daha zalim ve kâfir kim olabilir!… Yarabb’i bir daha bu zihniyetin bu milletin başına gelmesini mukadder buyurma!” gibi suç oluşturan ifadeler kullanmış ve haklı olarak bu söylem halkımızda büyük bir infiale yol açmıştır.

Atatürk, emperyalizmin ve yerli işbirlikçilerinin planlarını bozan bir lider olup Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, ülkemizin en başta gelen birleştirici ve bütünleştirici unsurudur. Mustafa Kemal Atatürk’e üstü kapalı yapılan bu saldırı aslında onun silah arkadaşlarına, Türk milletinin birlik ve beraberliği ile Cumhuriyet’imize yöneliktir. Atatürk’e yapılan ve yapılacak olan saldırıların nihai hedefi Türk milletidir, Türk devletidir. Bu bakımdan bu ve benzeri saldırıların hedefinin Türk devleti ve milleti olduğu konusunda halkımızı uyarmayı, vatanını ve milletini seven bir grup olarak görev addederiz.

Hedeflerine ulaşmak için geçmişte de bazı cahil kimseleri kullananlar, bugün de aynı yöntemlerle hareket etmektedir. Bu son saldırının kaynağının da aynı güçler olduğu şüphesizdir. Millî ve manevi değerlerimize, başta Atatürk olmak üzere Türk büyüklerine, her türlü tarihî mirasımıza yönelik saldırılar nereden, kimden ve nasıl gelirse gelsin, millî birliğimizi asla bozamayacaktır. Aşağıda imzaları bulunan DTCF Birlik üyeleri ve Türk aydınları olarak bu çirkin ve kötü niyetli ifadeleri şiddetle kınıyor ve reddediyoruz.

DTCF Birlik Üyeleri

**İmza: **

Bildiriyi paylaşarak destek verebilirsiniz:

 

En çok beğenilenler

Giriş

Welcome to Typer

Brief and amiable onboarding is the first thing a new user sees in the theme.
Join Typer
Registration is closed.