Dr. İbrahim KARAER

 

Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivinde bulunan Cevdet DAHİLİYE 3011 numaralı dosyadaki beş adet belge vergi tahsili ile ilgilidir. Dosyadaki evraklardan Hamid sancağı kazalarından Uluborlu kazasına tabi Senirkent köyünden 1820’lerde 300’den fazla ahalinin eş ve çocukları ile birlikte (Beş numaralı belge) yerleşmek maksadıyla Aydın, Saruhan (Manisa) ve Burdur taraflarına firar ettiklerini öğreniyoruz. Belgelerde Uluborlu kazasının cesim (büyük, kocaman) bir köyü olan Senirkent’in öteden beri kaza vergilerinin üçte birini ödediği; Aydın, Saruhan sancakları ile Burdur taraflarına 300’den fazla ahalinin göç etmesinden dolayı bu vergilerin ödenmesinde sıkıntı yaşandığı; hicret edenlerin memleketlerine geri dönmeleri veya hisselerine düşen vergileri ödemeleri talep edilmiştir. Belgelerde hicret ve firar kelimelerinin kullanılmış olması düşündürücüdür. Senirkent halkından bazılarının yaşadıkları sıkıntılardan dolayı Senirkent’i terk ettikleri anlaşılıyor. Bu sıkıntıların geçim şartlarından mı? Yoksa yönetimden mi kaynaklandığı konusunda belgelerde herhangi bir bilgi mevcut değil. Ancak Kemal Turfan, XIX. yüzyılda Senirkent’te yaşanan su sıkıntısından dolayı kasabanın dağılma noktasına geldiğini, memleketin ileri gelenlerinin bir araya gelerek kendi aralarında para topladıklarını, maddi durumu iyi olmayanların da iş gücü ile katkıda bulunarak 1850’li yıllarda toprak künklerle Devekaya’dan su getirildiğini belirtmektedir (Karaer, 2011: 144-146). Bu göç olayı, Kemal Turfan’ı doğrulamaktadır.

Senirkent’ten XIX. yüzyılın başında Aydın, Saruhan ve Burdur taraflarına yerleşmek amacıyla 300’den fazla ahalinin göç ettiğine dair belgeler; Senirkent’in ulaştığı ekonomik gücü ve nüfus potansiyelini göstermesi bakımından önemlidir. Uluborlu kazası, bu tarihlerde 11 köye sahiptir. Ve bu köylerin çoğu orta büyüklükte köylerdir. Uluborlu kazasının ödediği vergilerin üçte birinin Senirkent köyü tarafından ödenmiş olması, Senirkent’in ekonomik gücünü ortaya koymaktadır.

1820’li yıllarda yaşanan göç olayı ile ilgili yazışmalarda “300’den fazla ahalinin eş ve çocukları” ibaresi, tam açık değildir. Belirtilen rakamın 300’den fazla kişiyi mi, yoksa hane/aileyi mi ifade ettiğini kestirmek zordur. Berna Akgün Çetin, 1800’lü yıllarda Uluborlu ilçesinin Senir(kent) köyü halkından 100 hanenin eşkıya baskısından kaçarak Burdur’a yerleştiklerini ve dokumacılığı da beraberlerinde getirdiklerinden söz eder (Akgün Çetin, Mart 2009): 49). Metin Özata, “Burdur Tarihi” adlı eserinde, eşkıya baskısından kaçarak Senirkent’ten Burdur’a göç eden hane sayısının bazı kaynaklarda 200 olarak zikredildiğini belirtir  (Özata, 2009). Bir başka makalede 1800’lerde Senirkent’ten Burdur’a göçün sebebi deprem olarak gösterilmiştir (Öktem, Nisan 2000: 43-49). Senirkent Yükseliş Birliği tarafından 1950 yılında İzmir’de yayımlanan Senirkent adlı broşürde; zaman belirtilmeksizin nüfusun çoğalması ve kuraklık gibi sebeplerle Burdur ve Manisa’ya göç eden Senirkentlilerin dokumacılık sanatlarını oralarda devam ettirdikleri yazılıdır (Senirkent, 1950: 8).

1830 ve 1840 yıllarında yapılan nüfus sayımlarında Senirkent köyünün yaklaşık 3.000 nüfusa sahip olduğunu görüyoruz. Aşağıdaki belgelerden, 1820’li yıllarda Senirkent halkının en az yüzde onluk bir kısmının Aydın, Saruhan ve Burdur taraflarına yerleşmek maksadıyla memleketlerini terk ettikleri anlaşılmaktadır.

***

Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivinde Cevdet Dahiliye 3011 numaralı dosyada bulunan 29 Şaban 1242 (28 Mart 1827) tarihli evrakta (Belge 1); Hamid sancağı kazalarından Uluborlu kazasına tabi Senirkent köyünün büyük köy olduğu ve Uluborlu kazası vergilerinin üçte birinin bu köy tarafından karşılandığı; ancak buradan üç yüzden fazla ahalinin yerleşmek maksadıyla Aydın ve Saruhan sancakları ile Burdur taraflarına firar etmiş oldukları ve bundan dolayı vergi ödemelerinde sıkıntı yaşanmakta olduğu; iskan şartları gereğince hicret eden bu ahaliden on yılını doldurmayanların memleketlerine dönmeleri, on yılı dolduranların üzerlerine düşen vergileri ödemeleriyle ilgili Baba-ı Ali’den bir emir çıkarılması talep edilmiştir. Evrakın altına iki ayrı not düşülmüş, üzerine Defterdar tarafından “Dizdar Efendi (kale muhafızı) gereğini ifa eyleye” diye emir buyrulmuştur.

 

Belge 1

Belge numarası: COA Cevdet DAHİLİYE 3011

İzzetli Dizdar Efendi (Kale muhafızı) iktizasını ifa eyleye deyü buyruldu Defterdar fi 29 Ş sene 242

Tarihi:  29 Şaban 242 (28 Mart 1827)

Saadetlü Atufetlü Mecadetlü Daver-e’i’zzam Merhametlü benim Efendim Hazretleri

Muhavvil-i uhde-i halisanemiz Hamid sancağı kazalarından Uluborlu kazasında vaki Senirkent karyesi kaza-i mezkurun cesim karyesi olup öteden berü tekalifatın üçüncü sehmi kaza-i mezkurun karye-i mezburdan tarh ve evvelce tahsil oluna gelir iken kasaba-i mezburdan üç yüzden mütecaviz ahali Aydın ve Saruhan sancakları ile Burdur taraflarına  iskan da’iyesiyle (yerleşmek isteğiyle) firar itmiş olduklarından karye-i mezkurun ahali-i mutavattıne-i sairesine (mutavattın: yurt tutmuş, yerleşmiş) za’f-tari (zayıflık ortaya çıkmak) olmakla iskan şurutu mucibince on sene mürur etmeyenlerin meva-yı kadimlerine irca ve on mürur idüp karye-i mezkurda arazi ve emlak tasarruf edenlerin emlaklerinin tahammül veçhile oldukları mahalden hisse-i tekaliflerinin tahsili hususuna müsaade-i şahane erzanıyla  bir kıta emr-i aliye ısdarı istidasıyla kaza-i mezbur naibinin ve orada olan ilamı ve münselik  tesyir (yürütme, gönderme) olunmağın keyfiyet meal ilamdan ve şukkadan (parça,kısa not, pusula) malum-ı saadetleri buyruldukta Bab-ı Aliye takdimiyle bir kıta emri isdarına (emir çıkarılmasına) himmetleri me’mul (umulan) hasanemizdir. 19 Şaban 242 (18 Mart 1827)

Mühür es-Seyyid Hasan

Altına düşülen not

Keyfiyet-i kaydı meal-i şukkaya nazar olunmagla mevkufattan karye-i Kumeydanlı /Uluborlu/ Tabi-i kaza-i merkume ber mucebi defter-i hazine-i amire be-ciheti haneha-i avarız-ı nüzül karye-i mezkure

karye-i Senirkent

kal’a-i kıyam

Hane 14

Keyfiyet kaydı ber-minval-i meşruh mukayyet olup ra’iyyet ve ra’iyyeti oğullarından olmayub kadimi karyelerin terk eyleyüb ahar kaza ve kuraya mütekarrib ve perişan onların üzerinden on sene mürur etmeyüb ve tahrir-i cedid geçirmiş ise o makule re’aya bulundukları mahallerden mutazammın şer’-i vesaiti ma’rifetiyle kaldırılub tevali-i kadimlerine ecvar-ı iskan etdirmek şartıyla iskandan olmagla bu suretde müşarünileyhin kahhar-ı iltiması ve iskan şurutu mucebince ….  i’tası hususuna ferman devletlü ‘izzetlü sultanım hazretlerinindir.

Fi 2 N sene 1242 (30 Mart 1827)

***

Aynı dosyada yer alan 5 Ramazan 1242 (2 Nisan 1827 tarihli evrakta (Belge 2); İzmir Muhafızı Hasan Paşa Hazretlerinden alınan bir pusulada, Hamid sancağı kazalarından Uluborlu kazasının adı geçen şahsın uhdesinde olduğu belirtilmiştir. Senirkent köyünden Aydın, Saruhan sancaklarına ve Burdur taraflarına iskan için firar etmiş olan 300’den fazla ahaliden; iskan şartlarına göre on yılını doldurmuş olup memleketlerinde arazi ve emlaki tasarruf edenlerin hal ve tahammüllerine göre hisselerine düşen vergilerini ödemeleri, kayıtların incelenmesinden Senirkent köyünün on dört adet avarız ve nüzül hanesi olduğu raiyyet ve raiyyet oğullarından olup eski köylerini terk ile ahar kaza ve kuraya (..) perişan olanların üzerlerinden on sene geçmemiş ve yeni yazım yapılmamış ise, bulundukları mahallerden ma’rifet-i şer’ ve zabıta marifetiyle zorla kaldırılıp memleketlerine iade edilmelerinin iskan şartlarından olduğu belirtilmiştir.

 

Belge 2

Belge numarası: COA Cevdet DAHİLİYE 3011

İzzetli Defterdar Efendi ber mucep şurut u iskan emr-i şerifi ısdar iddiresün deyu buyruldu

5 N (Ramazan) 42 (2 Nisan 1827)

İzmir muhafızı saadetli Hasan Paşa hazretlerinden varid olan bir kıta şukkası (pusula, kısa not) mealinde müşarünileyhin uhdesinde olan Hamit sancağı kazalarından Uluborlu kasabasında vaki Senirkent kasabası kaza-i mezburun cesim karyesi öteden beri kaza-i mezbur varidatı olan tekalifin salisi karye-i mezbura tarh ve ol veçhile tahsil oluna gelür iken karye-i mezburdan üç yüzden mütecaviz ahali Aydın Saruhan sancakları ile Burdur taraflarına firar ve iskan etmiş ve bu takrib ahali-i sairesine za’f-i tari olmuş olduğundan iskan şurutu mucebince üzerlerinden on seneyi mürur etmeyenlerin me’vay-ı kadimlerine ircaı ve on sene mürur edenlerin karyelerinde arazi ve emlaki tasarruf edenlerin hal ve tahammüllerine göre hisse-i tekalifiyelerinin tahsili babında bir kıta emr-i şerif isdarı hususunu tahrir ve inha ve ol babda liva-i mezbur müteselliminin arizasıyla Uluborlu kazası salisinin verdiği ilamını ba’s ve isra… sadır olan ferman-ı alileri mucebince kuyuda müracaat olundukda liva-i mezbur kazalarından Uluborlu kazasına tabi Senirkent karyesinin on dört adet avarız ve nüzül hanesi olduğu raiyyet ve raiyyet oğullarından olup kadim karyelerini terk ile ahar kaza ve kuraya (..) perişan olanların üzerlerinden on sene mürur etmeyip ve tahrir-i cedid geçmemiş ise o mukaddema reaya bulundukları mahallerden ma’rifet-i şer’ ve zabıta marifetiyle kaldırılıp meva-yı kadimelerine iade-i iskan ettirilmek şurutu iskandan olmakla bu suretle müşarünileyhin inha ve iltimas iskan şurutu mucebince emr-i şerif ilamı hususu mevkufattan derkenar olunmuştur manzur ve malum devletleri buyruldukda bermucep şurut emri şerif isdarı muvafık rey-i samileri ise emr ü ferman devletlü saadetli sultanım hazretlerinindir

*****

Cevdet Dahiliye 3011 numaralı dosyada yer alan Hamid Sancağı Mütesellimi Osman tarafından saltanat makamına yazılan yazıda (Belge 3); Senirkent köyünden Aydın ve Saruhan sancakları ile Burdur taraflarına nakil ve hicret etmiş olan 300’den fazla ahalinin iskan şartlarına göre memleketlerine geri dönmeleri veya bulundukları mahallerden hisselerine düşen vergileri ödemeleri hususunda bir kıta ferman buyrulması istenmiştir. Bu evrakın üzerinde herhangi bir tarih tarih kaydı yoktur.  

 

Belge 3

Belge numarası: COA Cevdet DAHİLİYE 3011

Devletlü İnayetlü Atufetlü Merhametlü Velinimetim Efendim Sultanım Hazretleri

Zir-i cenah-ı hidivaneleri Hamid sancağı kazalarından Uluborlu kazasına tabi Senirkent karyesi fi’l asl cesim karye olup kaza-i mezkure isabet eden emval-i emiriye ve matlubat-ı sairelere salis sehmini karye-i mezbure ahalileri eda iderler iken üç yüzden mütecaviz komşuları Burdur ve Aydın ve Saruhan taraflarına nakil ve hicret etmiş olup bu veçhile karye-i mezkur ahalilerine za’f ve perişan tari olduğunu kaza-i mezkur naibi efendi daileri bir kıta ilamında derc ve işar etmekle terk olunan ve mahalli ahirede iskan eden komşularının karye-i mezkurede taht-ı tasarruflarından olan arazi ve emlaklerinden bazıları icarelerini ahz ve bazıları ziraat ettirdikleri derkar olmakla şurutu müstahsene  üzerine mahalli karyelerine ircai olunmaları ve mügayir kanun olanların emlak ve arazileri miktarınca oldukları mahallerden hisse-i tekaliflerini tarh ve tahsiline müsaadesine erzan(?) buyrulmak babında bir kıta ferman-ı alişan hakani isdarı hususuna tarafı eşrefi hidivanelerinden lütfen ve keremen inayet ve merhamet buyrulmak istidasıyla arzuhal-i abidanem terkimine ibtidar ve ber-daşte-i pişgah-ı devlet kararları kılınmıştır inşallah-ı teala reşide-i saha-i übbehet ve şayan-ı nezaret-i atufetleri buyruldukta olbabda ve herhalde emr ü ferman ve lütuf ve ihsan devletlü inayetlü atufetlü zerafetlü merhametli velinimetim efendim sultanım hazretlerinindir.

Osman

Mütesellim-i liva-i Hamid

 

*****

Osmanlı Arşivi Cevdet Dahiliye 3011 numaralı dosyada bulunan 24 Ramazan 1242 (21 Nisan 1827) tarihli padişah buyrultusunda (Belge 4); Senirkent köyünden Aydın ve Saruhan sancakları ile Burdur taraflarına iskan etmek için hicret ve firar eden 300’den fazla ahali hakkında; Aydın ve Saruhan ve Hamid sancağında mutasarrıf ve İzmir muhafızlığı ve adları zikredilen reayanın bulundukları kazaların Kuzat, Nüvvabına ve Mütesellimine ve a’yanı ve zabitan ve voyvodagan ve sair iş erlerine aşağıdaki hüküm gönderilmiştir. Bu belgeyi transkribe ederek çalışmamıza yaptıkları değerli katkılardan dolayı Sayın Oktay Şimşek’e teşekkür ederim.

 

Belge 4

Belge numarası: COA Cevdet DAHİLİYE 3011

Tarihi: 24 Ramazan sene 1242 (M. 21 Nisan 1827)

Aydın ve Saruhan ve Hamid sancakları mutasarrıf ve İzmir muhafızı vezirim Hasan Paşaya ve ve zikri ati reayanın bulundukları kazaların Kuzat ve Nüvvabına ve Mütesellimine ve a’yan ve ve zabitan ve voyvodagan ve sair iş erlerine hüküm ki; Sen ki vezir-i müşarünileyhsin İzmir Muhafızı vezirim es-Seyyid Hasan Paşa iclalehu tarafından varid olan bir kıta şukka mealinde müsteban uhdesinde olan Hamid sancağı kazalarından Uluborlu kasabasında vaki Senirkent karyesi kaza-i mezburun cesim karyesi olup öteden berü kaza-i merkume varide olan tekalifin sülüsü karye-i mezburede tarh ve ol vechile tahsil oluna gelir iken karye-i mezbureden üç yüzden mütecaviz ahali Aydın ve Saruhan sancakları ile Burdur taraflarına firar ve iskan etmiş ve takribi ahali-i sairesine zaaf tari olmuş olduğundan iskan şurut-ı mucebince üzerinden on seneyi mürur etmeyenlerin me’va-yı kadimlerine ircaı ve on sene mürur edenlerin ve karyelerinde arazi ve emlak tasarruf edenlerin hal ve tahallerine(?) göre hisse-i tekaliflerinin tahsili babında bir kıta emr-i şerifim ısdarı hususu tahrir ve inha ve olbabda liva-i mezbur müteselliminin arizasıyla Uluborlu kazası naibinin verdiği ilamatı ba’s ve inha eylediği ecilden kuyuda müracaat olundukta liva-i mezbur kazalarından Uluborlu kazasına tabi Senirkent karyesinin on dört adet avarız ve terk-i hane olduğu … raiyyet-i oğullarından olup kadim karyelerin terk ile ahar kaza ve kuraya müteferrik ve perişan olanların üzerlerinden on sene mürur etmeyip ve tahrir-i cedit geçirmiş ise ol makule reaya bulundukları mahallerden mevki-i şer ve zabıta marifetiyle kaldırılıp me’vayı kadimelerine iyva ve iskan ettirilmek şurut-ı iskandan olduğu bu suretde inha ve … şurut-ı iskan emr-i şerifim ısdarı hususu mevkufattan iskan … ba takrir ledel-arz ber muceb-i şurut-ı iskan emr-i şerifim ısdarı hususuna irade-i aliyyem taalluk etmekle vech-i meşruh üzere adlü hareket olunmak fermanım olmağın hasseten işbu emr-i celilü’lkadim isdar ve irsal kılınmıştır. Liva-i mezbure siz ki kuzat, nüvvab ve mütesellim-i mumaileyhim ve sairlersiz balada beyan olunduğu üzere keyfiyet-i şurutu iskan mantuk-ı emri şerifimden malumları oldukta ber muceb-i şurut adlü harekete ve hilafından tehaşi ve mücanebet eylemeniz babında fermanı alişanım sadır olmuştur.

Adl ü harekete olbabda ve sair taaddiden … siz ki kuzat ve nüvvab celb-i himmet eyleyesiz. Fi 24 Ramazan sene (1)242 (21 Nisan 1827)

***

H.1248 (1832-1833) tarihli Hamid sancağı Uluborlu kazasında düzenlenen dilekçeden (Belge 5); Senirkent köyünden eşleri ve çocukları ile birlikte göç edenlerin vergi borçlarını padişah buyrultusunun üzerinden beş-altı yıl geçmesine rağmen ödemedikleri anlaşılmaktadır. Söz konusu dilekçede; “kazamız köylerinden Senirkent büyükçe bir köy olup, kazamız mahkemesinde taksim olunan devlet malı ve matlubat ve sairenin üçte bir hissesine sahip iken, üç yüzden fazla komşumuz eşleri ve çocukları ile Burdur, Aydın ve Saruhan sancaklarına göçerek yurt edinmiş; haklarına isabet eden vergiler, adı geçen köyde ikamet edenlerin üzerlerine yüklenmiş ve bundan dolayı perişan olmuşlardır.  Başka yerlere göçen komşularımızdan bazıları sahip oldukları arazi ve emlaki kiraya verdikleri, bazılarının da kendilerinin ziraat ettirdikleri bilinmektedir. Bu komşularımızdan arazi ve emlake mutasarrıf olanlardan haklarına isabet eden vergilerini tahammüllerine göre ödemeleri ve on seneden fazla vatanlarına dönmelerine izin verilmeyenlerin emlak ve arazileri miktarınca oldukları mahalden vergi hisselerinin düzenlenmesi ve tahsiline ruhsat-ı şahane buyrulmak hususunda niyazlarımızı tekrar talep ediyoruz” denilmiştir.

 

Belge 5

Belge numarası: COA Cevdet DAHİLİYE 3011

Tarih: H. 1248 / M. 1832-1833

Der-i devlet mekine arz-ı dai-i kemineleridir ki Hamid sancağına tabi Uluborlu kazası ahalileri bi-esrihim (bütünüyle) Meclis-i şerife hazır oldukları halde şöyle teferruğ-ı istida ederler ki kazamız kuralarından Senirkent karyesi fi’l asl cesimce karyemiz olup kazamız mahkemesinde tevzi ve taksim olunan emval-i miriye ve matlubat-ı sairenin üç sehiminden birini eda ederken üç yüzden mütecaviz komşularımız garib (yakın) civarımızda Burdur ve Aydın ve Saruhan sancaklarına iyal ve evlatları ile hicret ve tavattun eyleyüp haklarına isabet edüp edası üzerlerine lazım gelen tekalifleri karye-i mezkurede baki ikamet üzere olanların üzerlerine tahmil olunmakta olduğundan peyderpey bir taraftan perişan olmakta olup hicret eden komşularımızın karyemizde taht-ı tasarruflarında olan arazi ve emlaklerinden bazıları icarelerini alup ve bazıları kendileri ziraat ettirdikleri derkar olmakla kanun-ı münif üzere hicret eden komşularımızdan arazi ve emlaki mutasarrıf olanlardan haklarına isabet eden tekaliflerini vatanlarına irca’ alelhal tahammüllerine göre eda eylemeleri ve on seneden mütecaviz vatanlarına ircaına ruhsatı şahane buyrulmayanları emlak ve arazileri miktarınca oldukları mahalden tekalifi hisselerini tarh ve tahsiline ruhsat-ı şahane buyrulmak niyazlarımızı deryar-ı adde’t-tekrara ilam ediyor deyu ilhah itmeleriyle evvelki vakı’u’l-hale hasbeten lillahi’l-meliki’l-müteal paye-i serir saltanat-ı alaya ilam olundu baki emir hazreti men lehü’l-emrindir. Tahriran fi’l yevm  el salis şehr-i şa’banü’l muazzam li sene semane ve erbaeyn ve miateyn ve elf (H. 1248 / M. 1832-1833)

El-Abdu’d-da’i li-Devleti’l-Aliyyeti’l-Osmaniye

Hasan Hüsnü el-müvella hilafete bi-kazayi Uluborlu

Sonuç

Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivinde bulunan Cevdet DAHİLİYE 3011 numaralı dosyada yer alan 1248 (1832-1833) tarihli belgeden, 1820’lerde Senirkent’ten firar eden 300’den fazla ahalinin memleketlerine geri dönmedikleri anlaşılmaktadır. Bu sorunun çözüldüğüne dair elimizde herhangi bir belge olmadığına göre, 1820’lerde Senirkent’i terk eden 300’den fazla ahalinin Aydın, Saruhan (Manisa) ve Burdur’a yerleştiklerini ve memleketlerine geri dönmediklerini söylemek mümkündür. Senirkent dokumacılık tarihi ile ilgili yazılanlar da, bu görüşümüzü doğrulamaktadır.

KAYNAKLAR

-Akgün Çetin, Berna (Mart 2009), “Burdur,” Yolculuk,

-Karaer, İbrahim (2011), Dünden Bugüne Senirkent (1182-2010), Ankara: Senirkent ve Kültür Yardımlaşma Derneği

-Öktem, Alper (Nisan 2000), “Burdur’a Yerleşmiş Senirkent Alevileri”, Tarih ve Toplum, 33, (196)

-Özata, Metin (2009): http://www.burdurtarihi.biz.tc/ Metin Özata/05.04.2009).

-Senirkent (1950), İzmir: Senirkent Yükseliş Birliği

NOT: Kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz.

Dr. İbrahim KARAER

e-mail: [email protected]

 

 

Yorum bulunmamaktadır.
Konu: SENİRKENT’TEN AYDIN, SARUHAN SANCAKLARI VE BURDUR TARAFLARINA İSKAN İÇİN FİRAR EDEN 300’DEN FAZLA AHALİNİN MEMLEKETLERİNE GERİ DÖNMELERİ HAKKINDA (1827-1833) TARİHLİ 5 ADET BELGE

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

‘Ortak Değerimiz Atatürk’ bildirisine destek ver

Millî ve manevi değerlerimize, başta Atatürk olmak üzere Türk büyüklerine, her türlü tarihî mirasımıza yönelik saldırılar nereden, kimden ve

Ortak Değerimiz Atatürk

ATATÜRK! TÜRK MİLLETİ SANA MİNNETTARDIR

Her millet, sahip olduğu değerlerle geleceğini inşa eder. Geleceğin harcı olan değerlerine sahip çıkan milletler, geçmişten ders çıkararak, gelecekte aynı hataların tekrar edilmemesi için millî bir hafıza oluşturur. Bu hafızanın en önemli değeri, Millî Mücadele’nin lideri ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e periyodik olarak uzun zamandır yapılan saldırılarla karşı karşıyayız. Bunların sonuncusu geçtiğimiz günlerde Ayasofya’da hem protokolün hem de milletimizin gözü önünde gerçekleşmiştir.

Bilindiği gibi bir esaret belgesi olan Sevr Antlaşması’nı tarihin çöplüğüne atan Mustafa Kemal Atatürk, bir savaş ve diplomasi kahramanı olarak, Fatih’in emaneti İstanbul’umuzu, başta Ayasofya olmak üzere, camileri ve tarihî eserleriyle yeniden milletimize kazandırmıştır. Yine Trakya ve Batı Anadolu’yu Yunanistan; Doğu Anadolu’yu da Ermenistan olmaktan kurtarmış, ezanımızı susturmamış, Misak-ı millî sınırları içinde Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuştur.

Mustafa Kemal Atatürk, 3 Mart 1924’te, halkı aydınlatma, İslam’ın Kur’an’a göre yaşanmasını sağlama, ibadet ve ahlak esaslarıyla ilgili işleri yürütme, ibadet yerlerini yönetme görevlerini yerine getirmek üzere Diyanet İşleri Başkanlığını kurmuştur. Ayrıca Kur’an’ın tefsiri görevi Atatürk tarafından Elmalılı Hamdi Yazır’a verilmiş ve “Hak Dini Kur’an Dili” böylece ortaya çıkmıştır. Kur’an’ın Türkçe tefsiriyle Türkler, dinini öz kaynağından, kendi dillerinden okumaya ve öğrenmeye başlamışlardır.

Hâl böyleyken son yıllarda Millî Mücadele’mizin millî ve manevi mimarı Mustafa Kemal Atatürk, maalesef periyodik saldırılara maruz kalmaktadır. Bir millete sinsice düşmanlık etmenin yollarından biri, o milletin kahramanlarını itibarsızlaştırmaktır. Bunun en kolay yolu ise dinimizi kirli emellerine alet etmektir.

Son olarak Ayasofya’daki icazet töreninde bir imam Ayasofya’yı kastederek; anlatım bozukluklarıyla dolu “…Bu ve bu gibi mabetlerin mabet olarak kalması için inşa edilmiştir. Öyle bir zaman geldi ki bir asır gibi bir zaman içinde ezan ve namaz yasaklandı ve müze hâline çevrildi. Bunlardan daha zalim ve kâfir kim olabilir!… Yarabb’i bir daha bu zihniyetin bu milletin başına gelmesini mukadder buyurma!” gibi suç oluşturan ifadeler kullanmış ve haklı olarak bu söylem halkımızda büyük bir infiale yol açmıştır.

Atatürk, emperyalizmin ve yerli işbirlikçilerinin planlarını bozan bir lider olup Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, ülkemizin en başta gelen birleştirici ve bütünleştirici unsurudur. Mustafa Kemal Atatürk’e üstü kapalı yapılan bu saldırı aslında onun silah arkadaşlarına, Türk milletinin birlik ve beraberliği ile Cumhuriyet’imize yöneliktir. Atatürk’e yapılan ve yapılacak olan saldırıların nihai hedefi Türk milletidir, Türk devletidir. Bu bakımdan bu ve benzeri saldırıların hedefinin Türk devleti ve milleti olduğu konusunda halkımızı uyarmayı, vatanını ve milletini seven bir grup olarak görev addederiz.

Hedeflerine ulaşmak için geçmişte de bazı cahil kimseleri kullananlar, bugün de aynı yöntemlerle hareket etmektedir. Bu son saldırının kaynağının da aynı güçler olduğu şüphesizdir. Millî ve manevi değerlerimize, başta Atatürk olmak üzere Türk büyüklerine, her türlü tarihî mirasımıza yönelik saldırılar nereden, kimden ve nasıl gelirse gelsin, millî birliğimizi asla bozamayacaktır. Aşağıda imzaları bulunan DTCF Birlik üyeleri ve Türk aydınları olarak bu çirkin ve kötü niyetli ifadeleri şiddetle kınıyor ve reddediyoruz.

DTCF Birlik Üyeleri

**İmza: **

Bildiriyi paylaşarak destek verebilirsiniz:

 

En çok beğenilenler

Giriş

Welcome to Typer

Brief and amiable onboarding is the first thing a new user sees in the theme.
Join Typer
Registration is closed.