Dr. İbrahim KARAER

 

“Senirkent Tarihi” adlı dizi yazımızın bu bölümünde, Senirkent halkının Milli Mücadele Döneminde düşman işgaline ve memleketin huzurunu bozan çetelere karşı verdiği mücadeleyi anlatacağız. 16 Ekim 1918 – 22 Aralık 1920 tarihleri arasında Senirkent’te Nahiye Müdürü olarak görev yapan Ahmet İhsan Kılıç ve Isparta Kuvayı Milliye Reisi ve Birinci Dönem Isparta Milletvekili Hafız İbrahim Demiralay’ın hatıralarından geniş ölçüde yararlanılmıştır. Ahmet İhsan Kılıç’ın hatıraları, 1958 yılında Hür Senirkent gazetesinde yayınlanmış; Hafız İbrahim Demiralay’ın hatıraları 1990 ve 1998 yıllarında kitap olarak basılmıştır.

 

1.Senirkent’te Heyeti Milliye ve Müdafaa-i Hukuk Cemiyet­lerinin Kuruluşu ve Faaliyetleri

 

Senirkent halkı, Milli Mücadele döneminde de en ön safta yerini almıştır. I. Dünya Savaşı sonunda her taraftan düşman işgal ve istilasına uğrayan vatanın kurtuluşu ve millî bağımsızlık için Nahiye Müdürü Ahmet İhsan Beyin teşebbüsleri ve önderliğinde Senirkent’te Müdafaa-i Milliye, Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kurulmuş ve Kuvayı Milliye teşkil ettirilmiştir (Kılıç, 20 Aralık 1958). Cemiyetlerin kuruluş tarihi ve ilk kurucuları hakkında elimizde bilgi mevcut değil. ATASE Arşivinde bulunan 23 Temmuz 1335 (1919) tarihli belgede; Dinar, Uluborlu ve Eğirdirlilerin vatanı kurtarmak amacıyla gizli teşkilatlar kurmaya başladıkları belirtilmiştir (ATA-ZB 1/46-1). Bu belgeye dayanarak, Isparta ve çevresinde vatanı kurtarmak için milli cemiyetlerin çok erken tarihte kurulmaya başladığını söylemek mümkündür.

 

Eğirdir, Yalvaç, Uluborlu, Karaağaç, Senirkent Heyet-i Milliye Başkanlıklarına gönderilen 25 Eylül 1335 (1919) tarihli telgrafta; askeri birliklerden ve jandarmadan kaçan askerlerin Kuvayı Milliyeye katılma­ları ve mahallinde kullanılmalarının sakıncalı olduğu belir­tilerek bu askerlerin asıl kıtalarına gönderilmeleri istenmiştir (Hafız İbrahim, 1998: 145).

 

Senirkent Heyet-i Milliyesine çeki­len 28 Eylül 1335 (1919) tarihli telgrafta; Senirkent Heyet-i Milliyesinin doğrudan sancağa bağlanma isteğinin görüşülmekte olduğu, ortaya çıkan durum hakkında bilgilendi­rilmek ve gerekli talimatı almak üzere Senirkent Heyetinden birinin sancak merkezine (Isparta) gönderilmesi istenmiştir (Hafız İbrahim, 1998: 147). Senirkent – Uluborlu arasındaki çekişmenin Milli Mücadele Döneminde de devam ettiği görülüyor. Uluborlu kazasına bağlı nahiye merkezi olan Senirkent Heyeti Milliyesi, doğrudan Isparta sancak merkezi Isparta’ya bağlanmak istemiş; bu isteği kabul görmüş, 18 Şubat 1336 (1920) tarihine kadar doğrudan Sancak merkezine bağlı olarak faaliyetini sürdürmüştür.

 

Uluborlu, Keçiborlu, Senirkent Heyet-i Milliyelerine gönderilen 30 Eylül 1335 (1919) tarihli telgrafta; kaçak askerlerin elbise ve bilcümle teçhizatları ile beraber bir hafta zarfında teslim olmaları, fuhşiyat ve bilumum içkinin yasaklandığı, postalara sansür konulduğu, kaçak mektup gönderen ve götürenlerin şiddetle cezalandırılacakları beyanname ile her tarafa ilan edildiği; bu minval üzere takibatta bulunulması istenilmiştir (Hafız İbrahim, 1998: 149).

 

Isparta Heyeti Milliyesinden Senirkent Heyet-i Milliyesine çekilen 7 Teşrinievvel 1335 (7 Ekim 1919) tarihli telgrafta; Küçük Dede’den alınan telgrafta Keçiborlu’dan alıp götürdüğü silahların kullanılmasının doğru olmadığı, gönüllü erlere dağıtılan bu silahların toplatılarak ilk vasıta ile Isparta’ya gönderilmesi istenmiştir. (Hafız İbrahim, 1998: 156).

Uluborlu ve Senirkent Heyet-i Milliyelerine çekilen 8 Ekim 1919 tarihli telgrafta; “Küçük Efe’nin Heyet-i Milliyelerin bilgi ve oluru dışında herhangi bir yetkiye sahip olmadığı; Isparta Heyeti Milliyesi tarafından da kendisine bir görev verilmediği belirtilerek gerekli talimatı almak üzere Küçük Efenin Isparta’ya hareketinin tebliğ edilmesi istenmiştir (Hafız İbrahim, 1998: 156). Yukarıdaki telgraflarda adı geçen Küçük Dede / Küçük Efenin  Senirkent halkından olduğu anlaşılmaktadır.

 

 Uluborlu, Yalvaç, Eğirdir, Senirkent, Keçiborlu ve Karaağaç Heyet-i Milliyelerine çekilen 5 Kasım 1919 tarihli telgrafta; asayiş ve inzibatın sağlanması noktasından şer’an ve kanunen de yasak olan işret, kumar, fuhşiyat ve diğer sefahatlerin heyet kararıyla yasaklandığı ve buna cür’et edenlerin kanuna teslim edilmeleri istenmiştir. (Hafız İbrahim, 1998: 166).

 

Isparta Heyeti Milliye Reisi Hafız İbrahim (Demiralay) imzası ile Isparta çevresinde faaliyet gösteren Eğirdir, Uluborlu, Yalvaç, Karaağaç, Senirkent, Keçiborlu, Ağlasun Heyet-i Milliyelerine çekilen 8 Kanun-ı Evvel 1335 (8 Aralık 1919) tarihli telgraf örneği aşağıdadır (Bozkurt, 2007: 43).

Aydın ve Çevresi Genel Kumandanı Demirci Mehmet Efe’den alı­nan emir aşağıya çıkarılmıştır. İstenenlerin hemen yapılması ve bu genelgenin ilçe ve köy halkına duyurulması önemlidir. 8 Kanun-ı Evvel 1335 (8 Aralık 1919)

Reis İbrahim

1– Halkta bulunan silah ve cephanenin 10 gün içinde bağlı bulun­dukları Heyet-i Milliyelere teslimleri şarttır.

2– Isparta sancağına bağlı ilçe, nahiye ve köylerden toplanan silah, cephane ve mühimmat, Isparta Heyet-i Milliyesine teslimi zorunlu­dur,

3– Toplanan mücahitler, Isparta Heyet-i Milliyesinin talimatları doğrultusunda hareket edeceklerdir,

4– Isparta Heyet-i Milliyesinin vereceği emirler, Isparta sancağına bağlı Heyet-i Milliyeler tarafından yerine getirilmek zorunludur,

5– Halkın elindeki silah ve cephanenin teslimi için verilen süre, bu genelgenin ilanından itibaren 10 gündür.

İzmir’in işgali ve burada halka yapılan mezalimden dolayı Heyet-i Temsiliye vasıtasıyla İtilaf Devletleri temsilcileri nezdinde protestoda bulunulması isteğiyle memleketin çeşitli yerlerinden telgraflar çekilmiş, beyannameler yayınlanmıştır. 10 Ocak 1920 tarihinde Senirkent’ten Heyeti Temsiliye’ye çekilen telgrafta; İzmir’in işgali ve Yunanlıların yaptıkları mezalim protesto edilmiştir (Turan, 1999: 269).

Senirkent Müdafaa-i Milliye Reisi tarafından 17 Şubat 1336 (1920) tarihinde Isparta Müdafaa-i Milliye Başkanlığına çekilen telgrafta Senir­kent mahalle ve köylerindeki Müdafaa-i Milliye teşkilatlarında görev alanların isimleri bildirilmiştir (Hafız İbrahim, 1998: 143 ve Köstüklü, 1990).

Isparta Müdafaa-i Milliye Riyasetine

Sayı: 44                                    Tarih 17 Şubat 1336 (1920)

15 Şubat 1336 ve 43 numaralı telgraf name-i aliyelerine cevabdır.

Şimdiye kadar kutsal vatanımızın korunması uğrunda fedakarlık gösteren ve Yönetim Kurulunu oluşturan 7 kişi ile mahalleler ve köy heyetlerinin isimleri yazılmış olmakla gereği arz olunur.

Senirkent Müdafaa Hukuk Reisi

MMühür)

Senirkent Müdafaa-i Hukuk Heyeti

Reis       Bezirganzade Ali Efendi

Aza        Başyiğitzade Süleyman Efendi

Aza        Meydanzade Hafız Mehmet Efendi

Aza        İdriszade Ali Efendi

Aza        Durmuşzade Tevfik Efendi

Aza        Yassıviranlı Hüseyin Efendi

Aza        Tola Bayramzade Hacı Veli Efendi

 

Mahalle Teşkilatları 

Taşmescit Mahallesi

Reis       İdriszade Mehmet Efendi

Aza        Türkmenzade Mehmet Efendi

Aza        Boncukzade Hasan Tahsin Efendi

 

Çeşme-i Kebir Mahallesi

Reis       Hacızade Hasan Hüseyin Efendi

Aza        Hacı Süleyman Efendi

Aza        İbişzade Ali Efendi

 

Şeyhler Mahallesi

Reis       Tola Bayramzade Hacı Molla Efendi

Aza        Yassıviranlızade Ali Efendi

Aza        Tola Bayramzade Seyit Ali Efendi

 

Hamidiye Mahallesi

Reis       Başyiğitzade Durmuş Efendi

Aza        Durmuşzade Mehmed Efendi

Aza        Müezzinzade Halil İbrahim Efendi

 

Pazar Mahallesi

Reis       Terzizade Osman Efendi

Aza        Halil İbrahim Efendi

Aza        Topaçzade Hacı Hafız Efendi

 

Turgutlar Mahallesi

Reis       Şevkilizade (Şavklızade) İsmail Efendi)

Aza        Karazade Tevfik Efendi

Aza        Marzızade Mehmed Efendi

 

Orta Mahalle

Reis       Musa Efendizade Ahmed Efendi

Aza        Hacıbabazade Hakkı Efendi

Aza        Turgutzade Kamil Efendi

 

Hızırçelebi (Hıdır Çelebi) Mahallesi

Reis       Şükürzade Yusuf Efendi

Aza        Meydanzade Osman Efendi

Aza        Durmuşzade Tevfik Efendi

 

Köy Teşkilatları

 

Yassıviran Köyü

Reis       Kadızade Hafız Osman Efendi

Aza        Karamollazade Mehmed Efendi

Aza        Bayazitzade Mustafa Ağa

Aza        Tekenişzade Hüseyin Ağa

 

Güreme Köyü

Reis       İmamzade Hafız Mehmet Efendi

Aza        Küçükoğlu Mehmet Efendi

Aza        Kolcuoğlu Ali Çavuş

 

Garip Köyü

Reis       Zümikcizade Ali Efendi

Aza        Hacı Mustanzade Mehmet Efendi

Aza        Müezzinzade Süleyman Ağa

 

Ülegüp (Uluğbey) Köyü

Reis       Hüseyinzade Murat Efendi

Aza        Boyacıoğlu Ali Ağa

Aza        Abbaszade Hasan Efendi

 

Kabaca Köyü (Büyükkabaca)

Reis       Emirzade İsmail Ağa

Aza        Emirzade Ahmed Çavuş

Aza        Türidizade Mehmet Efendi

Aza        Bardakçızade İsmail Ağa

Senirkent Heyet-i Milliyesine çekilen 18 Şubat 1336 (1920) tarihli telgrafta, cepheye asker gönderilmesinde gevşek davranıldığı, bunun sorumluluk gerektirdiği hatırlatılarak Uluborlu’da diplomalı doktor bulunması ve askeri işlemlerin Uluborlu’ya bağlı olması sebebiyle bun­dan böyle Uluborlu Heyeti Milliyesi ile ortaklaşa çalışılarak bir an önce mücahitlerin cepheye gönderilmesi istenmiştir (Hafız İbrahim, 1998: 185). 

Isparta sancağında faaliyet gösteren Müdafaa-i Hukuk Cemiyetle­rine çekilen TBMM Reisi Mustafa Kemal imzalı 7 Mayıs 1920 tarihli telgrafta; Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışı münasebetiyle 23 Nisan 1920 tarihinin “milli bayram” olarak kabul edildiği haber verilmiştir (Bozkurt, 2007: 56):

Eğirdir, Yalvaç, Uluborlu, Karaağaç, Senirkent, Keçiborlu Müda­faa-i Hukuk Cemiyetlerine,

Kurtuluş davamız için bağımsızlık aşkı ile ayağa kalkan Ana­dolu’nun bu kutsal davayı temsil ve müdafaa için oluşturduğu Türkiye Büyük Millet Meclisi, 1920 yılının 23. günü açılmıştır. Yeni ve ulvi bir tarihe başlangıç olan bu büyük günü millet hatırında ebediyen yaşatmak üzere Meclisimiz 23 Nisan gününü özel bir kanunla Milli Bayram kabul etmiştir.

Bu kutsal günü gerçekleştiren milliyetçilerin en canlı ve fedakâr teşkilatları olan Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Heyetlerini içten bir saygı ve sıcaklıkla kutlar ve kutlama telgrafının bütün kaza, nahiye, köy ve mahallelere kadar bütün halkımıza duyurulmasını rica ederim efendim. 7 Mayıs 1920

TBBM Reisi

Mustafa Kemal

TBMM I. Dönem Isparta Milletvekili Mehmet Nadir Süldür, anılarında vatansever Senirkent halkının milli mücadeleye katkılarından övgüyle söz etmiştir: “Biz mavzerleri Antalya’dan alıp gelme zamanı olan üç günde, vatansever Senirkent halkı, dişini tırnağına takarak kayda değer yardımlar toplamışlar. Aziz Senirkentliler gönüllülük esasına uymuşlar. Senirkent halkından Senirkent Müdafaa-i Hukuk Heyeti Başkanı Bezirganzade Ali, Başyiğitzade Süleyman, Tola Bayramzade Hacı Veli, Yassıviranzade Hüseyin, İdriszade Ali, Meydanzade Hafız Mehmet Efendiler cansiparane çalışmışlar. Isparta Merkez, ilçe ve kasabalarımızdan aynı heyecanla tonlarca yardım toplamışlar. Depolarımız dolup taştı. Aziz milletimizin zihninde “vatan” adı geçti mi; canını, malını memleket için feda etmekte! Vatansever Senirkent halkından cepheye, Mehmetçiğe gönderilmek üzere yapılan bazı yardımlar dikkat çekiyordu: Fasulye-Börülce iki bin okka. Küpecik toprak kavanozlar içinde dondurulmuş, bozulmaması için üzeri arı mumuyla belenmiş sadeyağ (tereyağı). Üzerlerine temiz, ak tabaka tütün (cigara) kağıtlarının üzerine yazılmış ‘Allahım canımız vatanımız için vuruşan Mehmetçiğime selam olsun. Amin’ yazılmış dualarıyla doluydu. Sekiz katır yükü kara üzüm kurusu 16 çuval,  Pabuçluk-Çarık için 40 hayvan derisi (sahtiyan), 100 çift yün çorap, 150 kile hayvan yemi arpa, 15 kile bulgur, 50 toprak desti içinde üzüm pekmezi, 2 çuval kurutulmuş, tuzlanmış keçi kakacı… Hepimiz Allah’a şükür vatanseveriz! Ancak Senirkent halkının vatanseverliğine hayran kalmamak elde değil azizim! I. TBMM Isparta Milletvekili Mehmet Nadir Süldür” (Aygün, 1 Kasım 2019).

(Devam edecek)

KAYNAKLAR

– ATASE Arşivi ATA-ZB 1/46-1

– Aygün, Bayram (1 Kasım 2019), “Bir Milletin Topyekun Mücadelesi: Kurtuluş Savaşı ve Isparta”. Son.32.com

– Bozkurt, Recep (2007), Ulusal Kurtuluş Savaşında Eğirdir (1919-1922). Eğirdir, 2007:

– Hafız İbrahim Demiralay’ın Hatıratı ve Isparta’da Mili Mücadele İle İlgili Belgeler (1998) / Bayram Kodaman ve Hasan Babacan, Isparta: Göltaş

– Kılıç, Ahmet İhsan (20 Aralık 1958),  “Milli Mücadele Yıllarında Senirkent”, Hür Senirkent

– Köstüklü, Nuri (1990), Milli Mücadelede Denizli, Isparta ve Burdur Sancakları, Ankara:

– Turan, Mustafa (1999), Yunan Mezalimi, Ankara:

NOT: Kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz. 

Dr. İbrahim KARAER

Didim, 10 Haziran 2023

 

Yorum bulunmamaktadır.
Konu: SENİRKENT TARİHİ: 6 MİLLİ MÜCADELEDE SENİRKENT – 1

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

‘Ortak Değerimiz Atatürk’ bildirisine destek ver

Millî ve manevi değerlerimize, başta Atatürk olmak üzere Türk büyüklerine, her türlü tarihî mirasımıza yönelik saldırılar nereden, kimden ve

Ortak Değerimiz Atatürk

ATATÜRK! TÜRK MİLLETİ SANA MİNNETTARDIR

Her millet, sahip olduğu değerlerle geleceğini inşa eder. Geleceğin harcı olan değerlerine sahip çıkan milletler, geçmişten ders çıkararak, gelecekte aynı hataların tekrar edilmemesi için millî bir hafıza oluşturur. Bu hafızanın en önemli değeri, Millî Mücadele’nin lideri ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e periyodik olarak uzun zamandır yapılan saldırılarla karşı karşıyayız. Bunların sonuncusu geçtiğimiz günlerde Ayasofya’da hem protokolün hem de milletimizin gözü önünde gerçekleşmiştir.

Bilindiği gibi bir esaret belgesi olan Sevr Antlaşması’nı tarihin çöplüğüne atan Mustafa Kemal Atatürk, bir savaş ve diplomasi kahramanı olarak, Fatih’in emaneti İstanbul’umuzu, başta Ayasofya olmak üzere, camileri ve tarihî eserleriyle yeniden milletimize kazandırmıştır. Yine Trakya ve Batı Anadolu’yu Yunanistan; Doğu Anadolu’yu da Ermenistan olmaktan kurtarmış, ezanımızı susturmamış, Misak-ı millî sınırları içinde Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuştur.

Mustafa Kemal Atatürk, 3 Mart 1924’te, halkı aydınlatma, İslam’ın Kur’an’a göre yaşanmasını sağlama, ibadet ve ahlak esaslarıyla ilgili işleri yürütme, ibadet yerlerini yönetme görevlerini yerine getirmek üzere Diyanet İşleri Başkanlığını kurmuştur. Ayrıca Kur’an’ın tefsiri görevi Atatürk tarafından Elmalılı Hamdi Yazır’a verilmiş ve “Hak Dini Kur’an Dili” böylece ortaya çıkmıştır. Kur’an’ın Türkçe tefsiriyle Türkler, dinini öz kaynağından, kendi dillerinden okumaya ve öğrenmeye başlamışlardır.

Hâl böyleyken son yıllarda Millî Mücadele’mizin millî ve manevi mimarı Mustafa Kemal Atatürk, maalesef periyodik saldırılara maruz kalmaktadır. Bir millete sinsice düşmanlık etmenin yollarından biri, o milletin kahramanlarını itibarsızlaştırmaktır. Bunun en kolay yolu ise dinimizi kirli emellerine alet etmektir.

Son olarak Ayasofya’daki icazet töreninde bir imam Ayasofya’yı kastederek; anlatım bozukluklarıyla dolu “…Bu ve bu gibi mabetlerin mabet olarak kalması için inşa edilmiştir. Öyle bir zaman geldi ki bir asır gibi bir zaman içinde ezan ve namaz yasaklandı ve müze hâline çevrildi. Bunlardan daha zalim ve kâfir kim olabilir!… Yarabb’i bir daha bu zihniyetin bu milletin başına gelmesini mukadder buyurma!” gibi suç oluşturan ifadeler kullanmış ve haklı olarak bu söylem halkımızda büyük bir infiale yol açmıştır.

Atatürk, emperyalizmin ve yerli işbirlikçilerinin planlarını bozan bir lider olup Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, ülkemizin en başta gelen birleştirici ve bütünleştirici unsurudur. Mustafa Kemal Atatürk’e üstü kapalı yapılan bu saldırı aslında onun silah arkadaşlarına, Türk milletinin birlik ve beraberliği ile Cumhuriyet’imize yöneliktir. Atatürk’e yapılan ve yapılacak olan saldırıların nihai hedefi Türk milletidir, Türk devletidir. Bu bakımdan bu ve benzeri saldırıların hedefinin Türk devleti ve milleti olduğu konusunda halkımızı uyarmayı, vatanını ve milletini seven bir grup olarak görev addederiz.

Hedeflerine ulaşmak için geçmişte de bazı cahil kimseleri kullananlar, bugün de aynı yöntemlerle hareket etmektedir. Bu son saldırının kaynağının da aynı güçler olduğu şüphesizdir. Millî ve manevi değerlerimize, başta Atatürk olmak üzere Türk büyüklerine, her türlü tarihî mirasımıza yönelik saldırılar nereden, kimden ve nasıl gelirse gelsin, millî birliğimizi asla bozamayacaktır. Aşağıda imzaları bulunan DTCF Birlik üyeleri ve Türk aydınları olarak bu çirkin ve kötü niyetli ifadeleri şiddetle kınıyor ve reddediyoruz.

DTCF Birlik Üyeleri

**İmza: **

Bildiriyi paylaşarak destek verebilirsiniz:

 

En çok beğenilenler

Giriş

Welcome to Typer

Brief and amiable onboarding is the first thing a new user sees in the theme.
Join Typer
Registration is closed.