Dr. İbrahim KARAER

Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivinde bulunan DH.MKT 398/38 numaralı dosyada bulunan 1895 tarihli belgelerden, Isparta sancağı Uluborlu kazasına bağlı Senirkent nahiyesinde on yıldan fazla belediye başkanlığı yapan Tola Bayramzade Hacı Tevfik Efendi’nin beşinci rütbeden “mecid nişanı zişanı” ile ödüllendirildiğini öğreniyoruz. Kenanzade Küçük Mehmet Efendi’den sonra 1888 yılında Senirkent Belediye Başkanı olan Hacı Tevfik Efendi, vefat ettiği 1889 yılına kadar on yıldan fazla bu görevi sürdürmüştür. Tola Bayramzade Hacı Tevfik Efendiden sonra Çerçioğlu Hacı Ali Ağa Senirkent Belediye Başkanı olmuş, onun başkanlığı da on yıldan fazla devam etmiştir (1899-1913). Senirkent Belediye Başkanları hakkında daha ayrıntılı bilgi için (İbrahim Karaer, Dünden Bugüne Senirkent (1182-2010), Ankara, Senirkent Kültür ve Yardımlaşma Derneği, 2011) adlı eserin 118-133.sayfalarına müracaat edilebilir.

Maddi durumu iyi ve aydın bir kişi olan Tola Bayramzade Hacı Tevfik Efendi belediye başkanlığı görevini fahriyen yürütmüş, herhangi bir ücret almamıştır. Hacı Tevfik Efendinin belediye başkanlığı zamanında belediye gelirleri artırılmış, bir köprü, dört odalı belediye binası inşa edilmiş, su tesisatında eksik kalan işler tamamlanmış, ihtiyaç duyulan yerlere çeşmeler yaptırılmış, biri kadınlara, diğeri erkeklere ait iki bölümden meydana gelen (iki kapılı) hamam inşa edilmiştir. Onun zamanında yaptırılan hamam, günümüzde halen kullanılmaktadır. Abdullah Olcay Tola’dan edindiğimiz bilgiye göre; Hacı Tevfik Efendi, 1850 yılında doğmuş, 1899 yılında 49 yaşında iken vefat etmiş; yedi kız çocuğu babası idi.  

Tola Bayramzade Hacı Tevfik Efendinin Belediye Başkalığındaki başarılı çalışmalarından dolayı uygun bir hizmet madalyası ile ödüllendirilmesi için Senirkent Nahiye Meclisi 9 Mayıs 1311 (21 Mayıs 1895) tarihli mazbata ile Uluborlu Kaymakamlığına teklifte bulunmuştur (Belge 1). Uluborlu Kaza Meclisi bu teklifi, 11 Mayıs 311 (23 Mayıs 1895) tarihli mazbata ile Hamid Sancağı Mutasarrıflığına sunmuştur (Belge 2). Hamid Sancağı Mutasarrıflığı da, 29 Mayıs 311 (10 Haziran 1895) tarih ve 70 numaralı yazı ile teklifi, Konya Vilayetine iletmiştir (Belge 4). Konya Vilayeti, 14 Haziran 311 (26 Haziran 1895) tarihli ve 85 numaralı yazı ile Senirkent Belediye Reisi Tola Bayram zade Hacı Tevfik Efendinin münasip bir nişan ile ödüllendirilmesi için Dahiliye Nezaretine yazmıştır (Belge 5). Dahiliye Nezareti, Sadarete yazdığı 3 Temmuz 311 (15 Temmuz 1895) tarihli ve 85/26 numaralı yazı ile Hacı Tevfik Efendinin beşinci tertip mecid nişanı ile ödüllendirilmesini talep etmiştir (Belge 6).

Osmanlı Devletinde üstün hizmeti görülen askeri ve mülki erkana çeşitli dereceleri olan madalya verilmesi ve takılması geleneği II. Mahmut döneminde başlamıştır. Osmanlı Devletinde “mecid nişanı” ilk defa 1852 yılında ihdas edilmiş ve aynı yılda bununla ilgili bir nizamname yayımlanmıştır. Bu nizamnameye göre nişanın birden beşe kadar sıralanan derece / rütbeden oluştuğu, birinci rütbesinin 50, ikinci rütbesinin 150, üçüncü rütbesinin 800, dördüncü rütbesinin 3.000, beşinci rütbesinin 6.000 olmak üzere toplam 10.000 adet olduğu belirtilmiştir. Bu nişanlar, kaydı hayat olmak üzere veriliyordu. Beşinci mecidi nişanı göğsün sol tarafına asılır ve sahibinin ölümü üzerine hazineye iade edilirdi.

Senirkent Belediye Reisi Tola Bayramzade Hacı Tevfik Efendinin başarılı hizmetlerinden dolayı ödüllendirilmesi ile ilgili mazbata Senirkent nahiyesi meclisinde kabul edilerek, 9 Mayıs 311 (21 Mayıs 1989) tarih ve 23 numaralı yazı ile Uluborlu Kaymakamlığına gönderilmiştir (Belge1).

(Belge 1)

Belge yer numarası: COA DH.MKT 398/38

Tarihi: 9 Mayıs 311 (21 Mayıs 1895)

Evrak numarası: 23

Uluborlu Kazası Kaymakamlığı Canibi Âlisine

Birkaç seneden beri Senirkent kasabası Belediye Başkanlığını fah­riyen yürütmekte olan Tola Bayram zade Hacı Tevfik Efendi bidayet-i memuriyetinden beri (bu göreve başladığından beri) belediye varidatı ve sermayesinin tezyidi ve teksirini fevkalade bezl-i mahasal  gayret eylediği gibi kasaba-i mezkura bin haneye garib oldukça cesim bir şehir olduğu halde üç dört çeşme bulunması mülabesesiyle (dolayısıyle) ahali-i belde susuzluktan adeta hayat-ı can-ı zaruriyelerini def’ edemeyecek bir radde iken reis-i mumaileyhin bilhassa teşvik ve tergib (istek uyandırma) ianat-ı kuvve ile hamiyetdar siyasetle nahiye-i mezkura üç saat baid mesafede vaki Devekaya nam mahalden saye-i terakkiyat-vaye-i hazret-i padişahide isal ve icrasıyla şehrin mevk-i lazımesine çeşmeler bina ve ihya eyleyerek ahaliyi su ihtiyacından tahlisine muvaffak olduktan başka Papa deresi üzerine bir köprü inşa eylemiş olduğu gibi nahiye-i mezkure  vakıf ve hayrat olmak şartıyla şehrin vustasına ve çarşıya garib (yakın) bir mevkiinde bi-gayet dilnişin (çok hoş, güzel) biri zükur diğeri inasa mahsus iki bab hamam inşa ve karşısına da üç dört odaya havi bir belediye dairesi ibna eyledikten ve bu gibi terakki ve  ümranı beldeye sa’-i ve hadim bendeganin emr-i taltif ve neşrinin şan-ı aliye icabından bulunduğundan hidemat-ı mebrure (beğenilen hayırlı hizmetler) müsbitesinin icap eden makam-ı aliyeye arz ve inhası hususuna maruz buyrulması babında emr ü ferman  hazret-i menlehü’l-emrindir. 9 Mayıs 1311 (21 Mayıs 1895)

Senirkent                     Katip               Naib Vekili      Aza         Aza               Aza                  Aza

Nahiye Müdürü

Senirkent Nahiye Meclisinin Belediye Reisi Tola Bayram zade Hacı Tevfik Efendinin başarılı hizmetlerinden dolayı ödüllendirilmesi kararı, Uluborlu Kazası İdare Meclisinde de kabul edilmiş ve Hamidabad Sancağı Mutasarrıflığına bir yazı ile bildirilmiştir (Belge 2).

(Belge 2)

Belge yer numarası: COA DH.MKT 398/38

Tarihi: 11 Mayıs 311/ 28 Zilkade 1312 (23 Mayıs 1895)

Hamidabad Mutasarrıflığı Canib-i Aliyesine

Senirkent nahiyesi nahiye meclisinden vürud edip leffen takdim huzur-ı atufetlü devletleri kazanın mazbatasında çend seneden beri suret-i fahriyede nahiye-i mezkurun Meclis-i Beledi Riyasetini ifa etmekte bulunan Tola Bayram zade Hacı Tevfik Efendi şehre say ve teşvikiyle belediye varidat ve sermayesini tezyid ve teksir ve nefs-i Senirkent kasabasına  üç saat baid mesafede kain Devekaya nam mahalden saye-i teshilat-ı vaye-i hazreti padişahiye havale ve icrasıyla müteaddit çeşmeler ihya ederek ahali-i beldede suya olan ihtiyaçtan tahliye ve ma’i mezkurun vakıf ve hayrat olmak şartıyla biri zükur ve diğeri inasa mahsus olmak üzere mükemmel iki bab hamam inşasına muvaffak olduğu gibi dört beş odaya havi bir belediye dairesiyle Papa deresi üzerine bir de köprü inşa eylediğinden mumaileyh hidemat-ı vakasına mükafat olmak üzere neşri esbabının istikmaline (tamamlanmasına)ifade olunmuş ve hakikaten icraat-ı vaki reis-i mumaileyhin hidemat-ı akdemadan ve ianat-ı mütevellisiyle saha-i zuhur olmuş olduğundan kendisine hissi ahlak ve ahval-ı meşhudumuz bulunmuş olmakla reis-i mumaileyhin hidemat-ı maruzasına muvafak olmak üzere taltifi emrinin istikmaline (tamamlanmasına) müsaade-i atifet-mutade-i cenab-ı mutasarrıf-ı fahimanelerinin şayan buyrulması babında emr ü ferman hazreti menlehülemrindir. 11 Mayıs 311/ 28 Zilkade 1312 (23 Mayıs 1895)

Uluborlu Kaymakamı     Na’ib          Müftü              Vekil-i Ruhani      Malmüdürü Vekili

 

Katip               Aza          Aza                         Aza

Uluborlu kazasından sancak merkezine yazılan 65 numaralı yazının altına Senirkent Belediye Reisi Hacı Tevfik Efendinin hizmet ve gayretlerinin liva (sancak) merkezi tarafından da bilindiği, taltifi için vilayete yazı yazılması notu düşülmüştür. 17 Mayıs 311 (29 Mayıs 1895) (Belge 3)

(Belge 3)

Belge yer numarası: COA DH.MKT 398/38

Numarası: 65

Uluborlu’dan

Senirkent nahiyesi nahiye azasından ve belediye reisi bulunan nahiye azasının Hacı Tevfik Efendi semere-i gayretiyle Devekaya nam mahalde bulunan suyu şehre isal ederek mütemadi çeşmelere akıttırıldığına hayrat olmak üzere iki bablı (kapılı) hamam inşa ettirdiğinden mumaileyhin taltifine

Reis-i mumaileyhin ifayı hüsn-i vazifedeki hüsn-i hizmet ve gayreti livaca da malum bulunduğundan taltifi hususunda vilayet-i celileye arz ve izbarı iktizası 17 Mayıs 311

Hamidabad

Mühür

Hamiadabad Sancağı Mutasarrıflığı, Konya vilayetine yazdığı 29 Mayıs (10 Haziran 1895) tarihli ve 70 numaralı yazı ile Tola Bayramazade Hacı Tevfik Efendinin vazifesinde gösterdiği gayret ve güzel hizmetlerinden dolayı bir suretle ödüllendirilmesini talep etmiştir (Belge 4).

(Belge 4)

Belge yer numarası: COA DH.MKT 398/38

Tarihi: 29 Mayıs 311 / 16 Zilhicce 1312 (10 Haziran 1895)

Numarası: 70

Konya Vilayeti Canibi Alisine

Saadetlü Efendim Hazretleri

Uluborlu kazası Meclis İdaresinden vürud olup merbutuyla beraber huzur-ı aliye-i fehimanelerine takdim kılınan mazbatadan sinin-i vefireden beri (uzun yıllardan beri) Senirkent nahiyesi Meclisi Belediye Riyaseti vazifesini ifa etmekte olan Tola Bayram zade Hacı Tevfik Efendinin bu kere dahi üç saatlik kadar bir mesafe-i baideden suyu inzaliyle (indirmesiyle) müteaddit çeşmeler inşa ve ihya eylediği gibi biri zükura diğeri inasa mahsus olmak üzere iki bablı hamam yaptırdığı ve bir de köprü inşa ettirdiği anlaşılmış ve reis mumaileyhin ifayı vazifedeki hüsn-i hizmeti ve gayreti burada dahi malum bulunmuş olduğundan mumaileyhin bir suretle taltifi ve tesri’i merhun müsaade-i isabet-ade-i cenab-ı vilayet penahileridir olbabda emr ü ferman hazret-i menlehü’l-emrindir. 29 Mayıs 311 / 17 Zilhicce 1312 (10 Haziran 1895)

Hamidabad Mutasarrıfı

Mühür

Konya Valiliği, 14 Haziran 311 (26 Haziran 1895) tarihli ve 85 numaralı yazı ile Dahiliye Nezaretine Senirkent Belediye Reisi Hacı Tevfik Efendinin münasip bir nişan ile ödüllendirilmesini teklif etmiştir (Belge 6).

(Belge 5)

Belge yer numarası: COA DH.MKT 398/38

Konya Vilayeti Mektubu Kalemi 85

Tarihi: 14 Haziran 311 (26 Haziran 1895)

Dâhiliye Nezareti Celilesine

Devletlû Efendim Hazretleri,

Uluborlu kazasının Senirkent nahiyesi Belediye Meclisi Başkanlığı görevini en iyi şekilde yürütmekte olan Tola Bayramzade Hacı Tevfik Efendi’nin üç saat mesafede bir mahalden su icrasıyla müteaddit çeşme­ler inşa eylediği gibi biri erkek diğeri bayanlara mahsus olmak üzere iki kapılı hamam ve bir de köprü inşasına muvaffak olduğundan söz edilmek­tedir. Adı geçenin ödüllendirilmesi hususunun arzına dair Hamidabad Sancağı Mutasarrıflığından gelen yazı ve iki mazbata ekte arz ve takdim kılınmakla adı geçenin münasip nişan-ı zişan ile ödüllendirilmesi husu­sunda delaleti lütfu inayeti Celile-i Cenab-ı Nezaret-i Penahilerince şayan buyrulmak babında emr ü ferman hazret-i menlehü’l-emrindir. 14 Haziran 311 (26 Haziran 1895)

Konya Valisi

(Mühür)

Dahiliye Nezareti de, Sadarete yazdığı 3 Temmuz 311 (15 Temmuz 1895) tarih ve 85/26 numaralı yazı ile Senirkent Belediye Reisi Tola Bayramzade Hacı Tevfik Efendinin beşinci tertip mecid nişanı ile ödüllendirilmesini teklif etmiştir (Belge 7).

(Belge 6)

Belge yer numarası: COA DH.MKT 398/38

Dahiliye Mektubu Kalemi

Tarihi: 3 Temmuz 311 / 22 Muharrem 1313 (15 Temmuz 1895)

Numarası: 85/26

Huzur-ı Aliye-i Hazreti Sadaret-i Penahiye

Uluborlu kazasının Senirkent Nahiyesi Meclisi Belediye Reisi Tola Bayramzade Hacı Tevfik Efendinin menafi-i memlekete müteallik vaki olan hidematında (hizmetlerinden) bahisle münasip bir nişan ile taltifi hakkında Konya vilayetinden varid olan 14 Haziran 1311 tarihli ve 85 numaralı tahriratı leffen takdim kılınmış ve mumaileyhin beşinci tertipden bir kıta mecid nişanı zişanıyla taltifi münasip görülmüş ise de olbabda

Türk halkının refahı ve Türk yurdunun yükselmesi için gayret gösteren atalarımızı saygı ve rahmetle anıyoruz.

Dr. İbrahim KARAER

e-mail: [email protected]

Contributor
Yorum bulunmamaktadır.
Konu: Senirkent Belediye ReisiTola Bayramzade Hacı Tevfik Efendi’nin Mecid Nişanı ile Ödüllendirilmesi (1895)

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

‘Ortak Değerimiz Atatürk’ bildirisine destek ver

Millî ve manevi değerlerimize, başta Atatürk olmak üzere Türk büyüklerine, her türlü tarihî mirasımıza yönelik saldırılar nereden, kimden ve

Ortak Değerimiz Atatürk

ATATÜRK! TÜRK MİLLETİ SANA MİNNETTARDIR

Her millet, sahip olduğu değerlerle geleceğini inşa eder. Geleceğin harcı olan değerlerine sahip çıkan milletler, geçmişten ders çıkararak, gelecekte aynı hataların tekrar edilmemesi için millî bir hafıza oluşturur. Bu hafızanın en önemli değeri, Millî Mücadele’nin lideri ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e periyodik olarak uzun zamandır yapılan saldırılarla karşı karşıyayız. Bunların sonuncusu geçtiğimiz günlerde Ayasofya’da hem protokolün hem de milletimizin gözü önünde gerçekleşmiştir.

Bilindiği gibi bir esaret belgesi olan Sevr Antlaşması’nı tarihin çöplüğüne atan Mustafa Kemal Atatürk, bir savaş ve diplomasi kahramanı olarak, Fatih’in emaneti İstanbul’umuzu, başta Ayasofya olmak üzere, camileri ve tarihî eserleriyle yeniden milletimize kazandırmıştır. Yine Trakya ve Batı Anadolu’yu Yunanistan; Doğu Anadolu’yu da Ermenistan olmaktan kurtarmış, ezanımızı susturmamış, Misak-ı millî sınırları içinde Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuştur.

Mustafa Kemal Atatürk, 3 Mart 1924’te, halkı aydınlatma, İslam’ın Kur’an’a göre yaşanmasını sağlama, ibadet ve ahlak esaslarıyla ilgili işleri yürütme, ibadet yerlerini yönetme görevlerini yerine getirmek üzere Diyanet İşleri Başkanlığını kurmuştur. Ayrıca Kur’an’ın tefsiri görevi Atatürk tarafından Elmalılı Hamdi Yazır’a verilmiş ve “Hak Dini Kur’an Dili” böylece ortaya çıkmıştır. Kur’an’ın Türkçe tefsiriyle Türkler, dinini öz kaynağından, kendi dillerinden okumaya ve öğrenmeye başlamışlardır.

Hâl böyleyken son yıllarda Millî Mücadele’mizin millî ve manevi mimarı Mustafa Kemal Atatürk, maalesef periyodik saldırılara maruz kalmaktadır. Bir millete sinsice düşmanlık etmenin yollarından biri, o milletin kahramanlarını itibarsızlaştırmaktır. Bunun en kolay yolu ise dinimizi kirli emellerine alet etmektir.

Son olarak Ayasofya’daki icazet töreninde bir imam Ayasofya’yı kastederek; anlatım bozukluklarıyla dolu “…Bu ve bu gibi mabetlerin mabet olarak kalması için inşa edilmiştir. Öyle bir zaman geldi ki bir asır gibi bir zaman içinde ezan ve namaz yasaklandı ve müze hâline çevrildi. Bunlardan daha zalim ve kâfir kim olabilir!… Yarabb’i bir daha bu zihniyetin bu milletin başına gelmesini mukadder buyurma!” gibi suç oluşturan ifadeler kullanmış ve haklı olarak bu söylem halkımızda büyük bir infiale yol açmıştır.

Atatürk, emperyalizmin ve yerli işbirlikçilerinin planlarını bozan bir lider olup Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, ülkemizin en başta gelen birleştirici ve bütünleştirici unsurudur. Mustafa Kemal Atatürk’e üstü kapalı yapılan bu saldırı aslında onun silah arkadaşlarına, Türk milletinin birlik ve beraberliği ile Cumhuriyet’imize yöneliktir. Atatürk’e yapılan ve yapılacak olan saldırıların nihai hedefi Türk milletidir, Türk devletidir. Bu bakımdan bu ve benzeri saldırıların hedefinin Türk devleti ve milleti olduğu konusunda halkımızı uyarmayı, vatanını ve milletini seven bir grup olarak görev addederiz.

Hedeflerine ulaşmak için geçmişte de bazı cahil kimseleri kullananlar, bugün de aynı yöntemlerle hareket etmektedir. Bu son saldırının kaynağının da aynı güçler olduğu şüphesizdir. Millî ve manevi değerlerimize, başta Atatürk olmak üzere Türk büyüklerine, her türlü tarihî mirasımıza yönelik saldırılar nereden, kimden ve nasıl gelirse gelsin, millî birliğimizi asla bozamayacaktır. Aşağıda imzaları bulunan DTCF Birlik üyeleri ve Türk aydınları olarak bu çirkin ve kötü niyetli ifadeleri şiddetle kınıyor ve reddediyoruz.

DTCF Birlik Üyeleri

**İmza: **

Bildiriyi paylaşarak destek verebilirsiniz:

 

En çok beğenilenler

Giriş

Welcome to Typer

Brief and amiable onboarding is the first thing a new user sees in the theme.
Join Typer
Registration is closed.