DTCF BİRLİK 40. YILDA BURSA’DA

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinden 1970-1980 arasında mezun olan dostlarımızla oluşturduğumuz DTCF BİRLİK dost grubunun 1978 mezuniyet yılına göre 40. Yıl buluşmasını Bursa’da yaşadık 4-5-6 Mayıs 2018 tarihlerinde.

Sosyal tarih ve gerçek tarihin kucaklaştığı bir özel buluşmaydı bizimkisi yine.

Dile kolay mezun olalı kırk yıl olmuş, Halk tabiriyle bu grubun “kırkı çıkmış” da diyebilirsiniz, önden giden dostlarımıza bakarak “kırklara karışmışlar” da diyebilirsiniz.

Buluşma “imparatorluk kuran şehir Bursa’da olunca bu türden sırlı sözleri de hak etmiş oluyoruz haliyle…

1970 ile 1980 arasında DTCF’de ya da yurdun her hangi bir üniversitesinde okuyan kuşağın ortak özelliği, okur yazar olmayan ya da ilk okulu zor bitirmiş, tarıma dayalı kültüre sahip, fakirliğin karşısında yiğitçe mücadele veren, tek gayesi çoluk çocuğunu muhannete muhtaç etmemek olan, alın teriyle geçinen bir neslin çocukları olmalarıdır.

Bu gerçektir ki, binlerce yıl içinde toprağa bağlı değerlerini hayat tarzı edinmiş, genel anlamda vatanı, milleti, devleti ile cumhuriyetin değerlerini özümsemiş yüreği milletine hizmet aşkıyla dolu eylemiştir DTCF BİRLİK neslini.

Şimdi kırk yıl sonra bakıyorum da ömürlerini bu değerlere adayarak geçirmiş ve yaşanan yılların hatıralarıyla bir araya gelmiş ak saçlıların yegane ödülleri ve sahip oldukları onurları işte bu değerlerle yaşanmış olduğunu bir kere daha müşahede ediyoruz…

Şimdi bu buluşmaya dair bir takım satır başı gözlemleri paylaşmak istiyorum sizlerle:

Denizli Bursa yolunda Akhisar’da kamyoncular lokantasında hizmet eden güler yüzlü hizmet eri Anadolu insanında tezahür eden gönül güzelliğine değinmeden geçmek olmazdı.

Bursa’da kaldığımız Gönlüferah Otelinin ismine sırlanmış Türkçe güzelliğine ne dersiniz!

Hüdavendigar Camii, Muradiye Külliyesi, Ulu Cami, İnkaya Çınarı, Yeşil Türbe, Emir Sultan, Mevlit şairimiz Süleyman Çelebi’nin kabri, Türk müziğinin en güzel sesi Zeki Müren’in kabri, Koza Han, Bedesten, vb Her nereye göz atsanız, her nereye dokunsanız efsanelere sırlanmış bir tarih selâmlıyor sizi. “Bursa, bir imparatorluk kuran şehir!” dedik ya; hakikaten öyle:

Osman Gazi ve Orhan Gazi türbelerinde bu onuru yaşarken, “Muradiye, sabrın acı meyvesi” diyen Ahmet Hamdi Tanpınar’ın mısraları ve şehzadelerin mezarları size kader gerçeğini fısıldıyor âdeta; Padişah çocukları olarak dünyaya gelebilirsiniz de bahtınız ve kaderiniz padişah olmaz: ne yazıldıysa alnınıza onu yaşarsınız; Osmanlı’nın en hüzünlü en mahzun şehzadesi Cem Sultan gibi…

Cem Sultan misali…

Gece hatıralarla mayalanınca gökyüzünden yıldızlar misali dökülmeye başlıyor birer birer. Adeta nefes bile almıyor her bir can. Kimse yerinden bir santim bile kıpırdamıyor. Hayrettir herkes bir diğerinin de söz alabilmesi için olabilmece kısa cümlelerle zamanı adaletli kullanmanın en güzel örneğini sergiliyor… Bu türden geceler anlatmakla bitmez sadece yaşanırmış ya, işte bu özel buluşmayı yaşayan DTCF BİRLK mensubu dostlarımız:

Ev sahipleri ve organizasyon; Behçet Kemal Gürsoy, Kâzım Çetin, Ercan Çalışkan teşekkürlerin en güzeliyle… Ve bizler: Yağmur Tunalı, Mukadder Altaylı, Bahattin Ergezer, İsmail Vayvaylı, Arslan Küçükyıldız, İsmail Kandemir, Vahit Türk, Erdal Açıkses, Mustafa Sönmez, Rahmi Doğanay, Arslan Tekin, Mehmet Yaprak, Haluk Gökçe, Nurettin Sapkın, Şenay Caner, Tahir Yurtsever, Bünyamin Traş, Raziye Traş, Hanife Demirhan, Mustafa Kaplan, Ahmet Dalar, Ali Sabuncuoğlu, Fahri Çetinkaya, Osman Köroğlu, Muharrem Erdoğan, İsmail Ünlü, Yusuf Erdoğdu, Metin Özdemir, Musa Aşık, Yaşasın Ünalan, Gürol Delice, Atilla Yıldırım, M. Tanju Gözder, Mehmet Akgün, Şengül Ertoy, Ahmet Var, Yusuf Demirli, Raşid Demirtaş, Oğuz Beyler Koçlu, İmdat Köksal, Cemal Esat Palamutoğlu, Ayten Altaylı, Salih Yıldırım, Hayret Yıldız, Osman Kara, Hatice Devrim, Pembegül Uzun, Nuray Sakallı Açıkgöz, Ümmü Kurtulgan, Ali Bayrak, Aysen-Ayça Öztürk, Salih Atmaca, Şükrü Nişancı, Şerif Kutludağ…

Selamlarıyla katılanlar: Ender Gökdemir, Ayşe Kevser Tamer, Nur Özbay, Ahmet Korgalı, Salih Akça…

Rahmetle yâd ettiklerimiz: Gültekin Öztürk, Cemalettin Cabbar Coşkun, Mehmet Ertoy, Ali Devrim, Harun Çakır…

Ve bir DTCF BİRLİK buluşmasını daha noktalarken kalplere yazılan gecenin sözleri:

Yaprak dökümündeyiz; gelecek yıla kim öle, kim kala… Onun için de: “Birbirimizi varken sevelim, sağken sevelim…” , “Birbirimizle, varken kucaklaşalım, sağken kucaklaşalım…” , “Birbirimizle söze dökmeden gönüllerimizle helâlleşelim”

Ve gelecek yıl Antalya’da buluşabilmek dileğiyle…

Muhabbetle…

Şerif KUTLUDAĞ

05.07.2018

 

Kaynak: http://www.deha20.com/yazilar/detay/dtcf-birlik-40-yilda-bursa-da-07-05-2018-10-11-57

Contributor
Yorum bulunmamaktadır.
Konu: DTCF BİRLİK Bursa Toplantısı

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

‘Ortak Değerimiz Atatürk’ bildirisine destek ver

Millî ve manevi değerlerimize, başta Atatürk olmak üzere Türk büyüklerine, her türlü tarihî mirasımıza yönelik saldırılar nereden, kimden ve

Ortak Değerimiz Atatürk

ATATÜRK! TÜRK MİLLETİ SANA MİNNETTARDIR

Her millet, sahip olduğu değerlerle geleceğini inşa eder. Geleceğin harcı olan değerlerine sahip çıkan milletler, geçmişten ders çıkararak, gelecekte aynı hataların tekrar edilmemesi için millî bir hafıza oluşturur. Bu hafızanın en önemli değeri, Millî Mücadele’nin lideri ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e periyodik olarak uzun zamandır yapılan saldırılarla karşı karşıyayız. Bunların sonuncusu geçtiğimiz günlerde Ayasofya’da hem protokolün hem de milletimizin gözü önünde gerçekleşmiştir.

Bilindiği gibi bir esaret belgesi olan Sevr Antlaşması’nı tarihin çöplüğüne atan Mustafa Kemal Atatürk, bir savaş ve diplomasi kahramanı olarak, Fatih’in emaneti İstanbul’umuzu, başta Ayasofya olmak üzere, camileri ve tarihî eserleriyle yeniden milletimize kazandırmıştır. Yine Trakya ve Batı Anadolu’yu Yunanistan; Doğu Anadolu’yu da Ermenistan olmaktan kurtarmış, ezanımızı susturmamış, Misak-ı millî sınırları içinde Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuştur.

Mustafa Kemal Atatürk, 3 Mart 1924’te, halkı aydınlatma, İslam’ın Kur’an’a göre yaşanmasını sağlama, ibadet ve ahlak esaslarıyla ilgili işleri yürütme, ibadet yerlerini yönetme görevlerini yerine getirmek üzere Diyanet İşleri Başkanlığını kurmuştur. Ayrıca Kur’an’ın tefsiri görevi Atatürk tarafından Elmalılı Hamdi Yazır’a verilmiş ve “Hak Dini Kur’an Dili” böylece ortaya çıkmıştır. Kur’an’ın Türkçe tefsiriyle Türkler, dinini öz kaynağından, kendi dillerinden okumaya ve öğrenmeye başlamışlardır.

Hâl böyleyken son yıllarda Millî Mücadele’mizin millî ve manevi mimarı Mustafa Kemal Atatürk, maalesef periyodik saldırılara maruz kalmaktadır. Bir millete sinsice düşmanlık etmenin yollarından biri, o milletin kahramanlarını itibarsızlaştırmaktır. Bunun en kolay yolu ise dinimizi kirli emellerine alet etmektir.

Son olarak Ayasofya’daki icazet töreninde bir imam Ayasofya’yı kastederek; anlatım bozukluklarıyla dolu “…Bu ve bu gibi mabetlerin mabet olarak kalması için inşa edilmiştir. Öyle bir zaman geldi ki bir asır gibi bir zaman içinde ezan ve namaz yasaklandı ve müze hâline çevrildi. Bunlardan daha zalim ve kâfir kim olabilir!… Yarabb’i bir daha bu zihniyetin bu milletin başına gelmesini mukadder buyurma!” gibi suç oluşturan ifadeler kullanmış ve haklı olarak bu söylem halkımızda büyük bir infiale yol açmıştır.

Atatürk, emperyalizmin ve yerli işbirlikçilerinin planlarını bozan bir lider olup Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, ülkemizin en başta gelen birleştirici ve bütünleştirici unsurudur. Mustafa Kemal Atatürk’e üstü kapalı yapılan bu saldırı aslında onun silah arkadaşlarına, Türk milletinin birlik ve beraberliği ile Cumhuriyet’imize yöneliktir. Atatürk’e yapılan ve yapılacak olan saldırıların nihai hedefi Türk milletidir, Türk devletidir. Bu bakımdan bu ve benzeri saldırıların hedefinin Türk devleti ve milleti olduğu konusunda halkımızı uyarmayı, vatanını ve milletini seven bir grup olarak görev addederiz.

Hedeflerine ulaşmak için geçmişte de bazı cahil kimseleri kullananlar, bugün de aynı yöntemlerle hareket etmektedir. Bu son saldırının kaynağının da aynı güçler olduğu şüphesizdir. Millî ve manevi değerlerimize, başta Atatürk olmak üzere Türk büyüklerine, her türlü tarihî mirasımıza yönelik saldırılar nereden, kimden ve nasıl gelirse gelsin, millî birliğimizi asla bozamayacaktır. Aşağıda imzaları bulunan DTCF Birlik üyeleri ve Türk aydınları olarak bu çirkin ve kötü niyetli ifadeleri şiddetle kınıyor ve reddediyoruz.

DTCF Birlik Üyeleri

**İmza: **

Bildiriyi paylaşarak destek verebilirsiniz:

 

En çok beğenilenler

Giriş

Welcome to Typer

Brief and amiable onboarding is the first thing a new user sees in the theme.
Join Typer
Registration is closed.