Gri pasaport, hizmet pasaportudur.

Sadece devlet görevlerinde kullanılır.

O pasaportla yurtdışına giden hakkında o devlete “Bu kişi benim şu konuda özel görevlendirdiğim kişidir” demiş olunur.

Muhatap devlet de ona göre bakar.

Dikkatli davranır.

Siz bu pasaportu, insan kaçakçılığında kullandırırsanız, size bakışlar değişir.

Zerrece itibarınız kalmaz.

Sahtekâr muamelesi görmeye başlarsınız.

Nitekim iyi bakılmıyor.

Almanya, sayıları günden güne artan gri pasaport sahtekârlığı için soruşturma başlatmış.

Bu vakte kadar, kaçırılanların orada yaşadığından habersiz olması mümkün değildir.

Bile bile göz yumduğu veya faydalandığı bir durumun açık edilmesinden sonra mecburen bu işleme girişmiş olabilir.

Böyle de kullanacakları kesindir.

Ya biz ne yapıyoruz?

En düşük yoğunlukla güya soruşturuyoruz.

Komisyona havale edip soğutuyoruz.

Bu haysiyet kırıcı hadiseyi küçültüyoruz.

Devlet içinde daha ciddiye alındığını ve ucu nereye çıkacaksa çıksın dendiğini görmüyoruz.

Bu utançtan kurtulmalıyız dendiğini gösteren bir devlet refleksi yok.

Olacak iş değildir ve ülkenin itibarını beş paralık eden bir tutumun işaretleridir.

Felaketin büyüğü buradadır.

Bu işin dünyada yankısı büyük olur.

Yarın gri’yi bırakın, yeşil pasaportumuzun serbest vize serbestliği de tartışılır.

Diplomatik pasaportumuza kadar vardırılan bir güvensizlikle uğraşmak zorunda kalırız.

Bu, ikide birde reform deyip tam tersini yapmaya benzemez.

Düşünce hürriyetinin önündeki engelleri aşacağız.. dendikten hemen sonra ağzını açanı susturma sahteliğiyle bu sahtelik aynı sonucu vermez.

O da fenadır, bu da.

O da not edilir, bu da.

Oda aşındırır, bu da

o da çürütür, bu da.

O da devlete yakışmaz, bu da.

Biz bildiğimizi yapalım, bir iki kişiye ceza verir gibi yapalım denecek bir iş değildir.

Kimse kanmaz.

Kendimizi kandırırız.

Beni düşündüren ve utandıran çok şey arasında bunu önde sayıyorum.

128 milyardan kimleri n nemalandığından daha vahimdir.

Hukuksuzluk kadar vahimdir.

Devletin nasıl kullanıldığını, kullanılabildiğini gösteren bir temel konudur.

Haysiyet kırıcılığı bir şeye benzemez.

Türkiye, kendi itibarını dinamitleyen bir hareketi böyle karşılayamaz.

Devlete karşı suç budur.

Casusluktan ötedir, hainlik kadar hainliktir.

Umalım ki gereken yapılacaktır.

Buna tepkisi bu kuvvette olmayan idarecilere saygımız kalmaz.

Kalmaz.

Contributor
Yorum bulunmamaktadır.
Konu: Şerefimizle Oynanıyor

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

‘Ortak Değerimiz Atatürk’ bildirisine destek ver

Millî ve manevi değerlerimize, başta Atatürk olmak üzere Türk büyüklerine, her türlü tarihî mirasımıza yönelik saldırılar nereden, kimden ve

Ortak Değerimiz Atatürk

ATATÜRK! TÜRK MİLLETİ SANA MİNNETTARDIR

Her millet, sahip olduğu değerlerle geleceğini inşa eder. Geleceğin harcı olan değerlerine sahip çıkan milletler, geçmişten ders çıkararak, gelecekte aynı hataların tekrar edilmemesi için millî bir hafıza oluşturur. Bu hafızanın en önemli değeri, Millî Mücadele’nin lideri ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e periyodik olarak uzun zamandır yapılan saldırılarla karşı karşıyayız. Bunların sonuncusu geçtiğimiz günlerde Ayasofya’da hem protokolün hem de milletimizin gözü önünde gerçekleşmiştir.

Bilindiği gibi bir esaret belgesi olan Sevr Antlaşması’nı tarihin çöplüğüne atan Mustafa Kemal Atatürk, bir savaş ve diplomasi kahramanı olarak, Fatih’in emaneti İstanbul’umuzu, başta Ayasofya olmak üzere, camileri ve tarihî eserleriyle yeniden milletimize kazandırmıştır. Yine Trakya ve Batı Anadolu’yu Yunanistan; Doğu Anadolu’yu da Ermenistan olmaktan kurtarmış, ezanımızı susturmamış, Misak-ı millî sınırları içinde Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuştur.

Mustafa Kemal Atatürk, 3 Mart 1924’te, halkı aydınlatma, İslam’ın Kur’an’a göre yaşanmasını sağlama, ibadet ve ahlak esaslarıyla ilgili işleri yürütme, ibadet yerlerini yönetme görevlerini yerine getirmek üzere Diyanet İşleri Başkanlığını kurmuştur. Ayrıca Kur’an’ın tefsiri görevi Atatürk tarafından Elmalılı Hamdi Yazır’a verilmiş ve “Hak Dini Kur’an Dili” böylece ortaya çıkmıştır. Kur’an’ın Türkçe tefsiriyle Türkler, dinini öz kaynağından, kendi dillerinden okumaya ve öğrenmeye başlamışlardır.

Hâl böyleyken son yıllarda Millî Mücadele’mizin millî ve manevi mimarı Mustafa Kemal Atatürk, maalesef periyodik saldırılara maruz kalmaktadır. Bir millete sinsice düşmanlık etmenin yollarından biri, o milletin kahramanlarını itibarsızlaştırmaktır. Bunun en kolay yolu ise dinimizi kirli emellerine alet etmektir.

Son olarak Ayasofya’daki icazet töreninde bir imam Ayasofya’yı kastederek; anlatım bozukluklarıyla dolu “…Bu ve bu gibi mabetlerin mabet olarak kalması için inşa edilmiştir. Öyle bir zaman geldi ki bir asır gibi bir zaman içinde ezan ve namaz yasaklandı ve müze hâline çevrildi. Bunlardan daha zalim ve kâfir kim olabilir!… Yarabb’i bir daha bu zihniyetin bu milletin başına gelmesini mukadder buyurma!” gibi suç oluşturan ifadeler kullanmış ve haklı olarak bu söylem halkımızda büyük bir infiale yol açmıştır.

Atatürk, emperyalizmin ve yerli işbirlikçilerinin planlarını bozan bir lider olup Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, ülkemizin en başta gelen birleştirici ve bütünleştirici unsurudur. Mustafa Kemal Atatürk’e üstü kapalı yapılan bu saldırı aslında onun silah arkadaşlarına, Türk milletinin birlik ve beraberliği ile Cumhuriyet’imize yöneliktir. Atatürk’e yapılan ve yapılacak olan saldırıların nihai hedefi Türk milletidir, Türk devletidir. Bu bakımdan bu ve benzeri saldırıların hedefinin Türk devleti ve milleti olduğu konusunda halkımızı uyarmayı, vatanını ve milletini seven bir grup olarak görev addederiz.

Hedeflerine ulaşmak için geçmişte de bazı cahil kimseleri kullananlar, bugün de aynı yöntemlerle hareket etmektedir. Bu son saldırının kaynağının da aynı güçler olduğu şüphesizdir. Millî ve manevi değerlerimize, başta Atatürk olmak üzere Türk büyüklerine, her türlü tarihî mirasımıza yönelik saldırılar nereden, kimden ve nasıl gelirse gelsin, millî birliğimizi asla bozamayacaktır. Aşağıda imzaları bulunan DTCF Birlik üyeleri ve Türk aydınları olarak bu çirkin ve kötü niyetli ifadeleri şiddetle kınıyor ve reddediyoruz.

DTCF Birlik Üyeleri

**İmza: **

Bildiriyi paylaşarak destek verebilirsiniz:

 

En çok beğenilenler

Giriş

Welcome to Typer

Brief and amiable onboarding is the first thing a new user sees in the theme.
Join Typer
Registration is closed.