Kalaylı Hilmi Destanı, sevgili dostum Turgay Bostan‘ın yeni romanıdır.
Son Krifos, Kutsal İkona ve bu serinin yayına hazır üçüncüsü Karakula gibi bütünüyle belgesel bir roman değil.
Yaşamış bir karakter üzerinden yazılan, bir ölçüde belgesel özellikli bir roman.
Bildiğim kadarıyla hikâyenin bir yarısı bölgede hala anlatılıyor.
Yazar bunlarla beraber, onlara uygun yeni eklemelerle romanını kuruyor.
Kalaycı Hilmi Destanı da diğer Turgay Bostan eserleri gibi bir dönem kitabı.
Yüz elli yıl yıl önceye kadar uzanan bir zaman kesitinde geçiyor.
Zor bir dönem, zor bir eser.
Turgay, bugün uzak düştüğümüz, hayat şartlarını iyi bilmediğimiz, çok yazılmamış, çok araştırılmamış bir devirden bir ismi ve çevresini yazıyor.
Bizim gibi tarih bilmeyen, aile hayatını bile merak etmeyen, yazmayan, anlatmayan bir toplum içinden böyle bir eser çıkarmak zorun zorudur.
Yani Turgay, Karadenizli tez canlılığına rağmen, uzun bir sabır göstererek araştırıyor, öğreniyor ve romanlaştırıyor.
Meselenin beni böyle hoşça gülümseten ve düşündüren bir tarafı da var.
Evet zor bir dönem, zor bir çevre ve yazılması zor bir eser bu.
Tabii okuyucu bu zorluğu fark etmeyecek.
Rahat rahat, keyifle okuyacak.
Yazarı bu çileyi göze aldı ve onlar 4 saatte okusun diye birkaç yıla yayılan zaman dilimlerinde yazdı.
Galiba söylemiş veya hissettirmiş oldum ki Kalaycı Hilmi, Karadeniz’in onlarca, belki yüzlerce komik söz ustasından biri.
Roman, onun hayal ve gerçeği buluşturan hayat mâcerâsından kesitler veriyor.
Şenlikli bir hikâye.
Çok okunacağını tahmin ediyorum.
Okuyanlar, bu fikrimi paylaşacaklardır.
Sevgili Turgay’ın kalemi, zihni, gönlü ve güzel niyetleri vâr olsun!
Yorum bulunmamaktadır.