Dr. İbrahim KARAER

 

Giriş

Türk Ocakları, başlangıçtan itibaren benimsediği hedefler doğrultusunda çalışmalarına devam etmiş; yaptığı yayın faaliyetleriyle de Türklük bilincini geliştirmek ve bütün Türkler arasında dil ve kültür birliğini sağlamak için çalışmıştır. Bu yazımızda Cumhuriyete giden yolda önemli bir kilometre taşı olan Türk Ocaklarının 111 yıllık tarihinde yayın faaliyetini değerlendireceğiz. Türk Ocakları 1912’den günümüze bazen düşman eliyle, bazen kendini feshederek, bazen askeri darbelerle faaliyetine ara vermek zorunda kalmıştır.

Türk Ocaklarının Birinci Faaliyet Dönemi (1912-1922)

25 Mart 1912 tarihinde İstanbul’da açılan Türk Ocağının amacı ve bu amacı gerçekleştirmek için takip edeceği yol 1912 tarihli Türk Ocağı nizamnamesinde şöyle belirlenmiştir:

Madde 2:  “Cemiyetin maksadı, akvam-ı İslamiyenin bir rükn-i mühimi olan Türklerin milli terbiye ve ilmi, içtimai, iktisadi seviyelerinin terakki ve ilasıyla Türk ırk ve dilinin kemaline çalışmaktır”

Madde 3: ”Cemiyet maksadını elde etmek için Türk Ocağı adlı kulüpler açarak dersler, konferanslar, müsamereler tertip, kitap ve risaleler neşredecek, mektepler açmaya çalışacaktır.”

1918 yılında yayımlanan “Türk Ocağı Esas Nizamının” 33. madde c) bendinde; Ocak gelirleri arasında “Müsamere, konferans, kitap, mecmua ve gazete neşriyatı hâsılatı” sayılmıştır. Ocağın Dâhili Nizamı’nın 8. maddesinde “Neşriyat Encümeni” teşkilinden söz edilmiştir.

Türk Ocağının kuruluşundan itibaren maksadını elde etmek için yayın faaliyetine önem verdiği anlaşılıyor. 1912-1920 yıllarını kapsayan ilk dönemde; İstanbul Türk Ocağı tarafından üç broşür, bir sanayi sergisi kataloğu, dört adet dernek tüzüğü ve bir dergi ve bir bülten yayımlanmıştır. Türk Ocaklarının yüz yıllık geçmişine damgasını vuran en önemli yayın faaliyetlerinden birisi, Türk Yurdu dergisini başarıyla günümüze taşıması ve yaşatmasıdır. Türk Yurdu Cemiyeti tarafından 17 Teşrin-i Sani 1327 ( 30 Kasım 1911) tarihinde “Türklerin faydasına çalışır” alt başlığı ve “Türklüğe hizmet etmek, Türklere fayda dokundurmak“ amacıyla yayın hayatına başlayan Türk Yurdu mecmuası, daha son­raları Türk Ocağının yayın organı olmuştur. İstanbul Türk Ocağı, Türk Yurdu Dergisinin yanında Aralık 1918 – Ocak 1920 tarihleri arasında “Ocaklılara Ocak İdare Heyetinin Tebliğ Vasıtasıdır” alt başlığı ile Türk Ocağı Postası adlı bir bülten yayımlamıştır.

Türk Ocaklarının 1912-1920 yıllarını kapsayan birinci faaliyet döneminde İstanbul dışında Afyonkarahisar, Bursa ve İzmir Türk Ocakları birer adet nizamname yayınlamışlardır. İzmir Türk Ocağı, Aydın vilayetindeki Türk Ocakları için bir çalışma programı hazırlamış ve bunu 1914 yılında yayımlamıştır. Konya Türk Ocağı 10 günde bir Ocak (8 Kasım 1917- 30 Mayıs 1918), Giresun Türk Ocağı da 15 günde bir Ana Türk Yurdu (1917- ? ) adlı birer mecmua yayımlamışlardır (Karaer, 2012: 15-29). Basında çıkan bir haberden Ödemiş Türk Ocağının küçük bir matbaa tesis ederek her gün gelen telgrafları bastığı, bundan başka faydalı risaleler yayımladığını öğreniyoruz. Ancak, Ödemiş Türk Ocağı matbaasında basılan bu yayınlardan günümüze intikal eden nüshaları yoktur.

Türk Ocaklarının İkinci Faaliyet Dönemi (1922-1931)

İstanbul Türk Ocağı ve Anadolu’da açılan Türk Ocakları düşman eliyle kapatılmış, 9 Eylül 1922 tarihinde Büyük Zaferin kazanılmasından sonra yurt çapında yeniden açılmaya başlanmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin fikri temellerinin atılmasında pay sahibi olan Türk Ocakları, yeni Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk’ün yanında yer almışlar, inkılapçı fikirlerin yayılması için var güçleriyle çalışmışlardır. Türk Ocaklarının ikinci faaliyet döneminde 300’den fazla Türk Ocağı açılmıştır. Türk Ocakları 10 Nisan 1931 tarihinde kendini feshettiğinde yurt çapında 264 Ocak faaliyet göstermekte idi.

1923 yılında yayımlanan “Türk Ocağı Esas Nizamı”nın yayın konusundaki hükümleri, 1918 yılında yayımlanan nizamname hükümleri ile aynıdır. 23 Nisan 1924 tarihinde Ankara’da toplanan Türk Ocakları Umumi Kongresinde kabul edilen “Türk Ocağı Yasası”nın 44. maddesinde; her türlü yayın yapma yetkisi Türk Ocakları Merkez Heyetine verilmiştir. Türk Ocakları Merkez Heyetinin görevlerinin sayıldığı 44. madde şöyledir: “Bütün Ocakları alakadar eden her nevi tahriri ve şifahi neşriyatı tanzim etmek, yani mecmua, kitap, risale neşretmek, Ocaklara konferansçılar ve erbab-ı sanat ve ihtisası göndermek, seyyar sergiler tertip etmek, Ocak müzelerinin, kıraat salonlarının, kütüphanelerinin teşkiline yardım etmek, milli iktisadın inkişafına rehber olmak, bütün Türkler arasında milli şuurun kuvvetlenmesi için tedbirler almak Merkez Heyetinin vezaifi cümlesindendir” hükmü ile 45. maddede; “Merkez Heyeti, Ocağın naşir-i efkârı olmak üzere Türk Yurdu mecmuasını ihyaen ayda bir olarak neşredecektir” hükmü yer almıştır.

23 Nisan 1925 tarihinde Ankara’da toplanan Türk Ocakları 2. Kurultayında değişiklik yapılarak kabul edilen Türk Ocakları Yasasının 45. maddesinde; “her türlü neşriyatı tanzim etmek, yani mec­mua, kitap, risale neşretmek” Merkez Heyetinin görevleri arasında sayılmıştır. Yasanın 67. maddesinde  “Hiçbir Ocak, Türk Ocakları­nın naşir-i efkârı olarak gazete ve mecmua çıkaramaz. Bu salahiyet yalnız Merkez Heyetinindir”  hükmü getirilmiştir. Bu hüküm, yeni Türkiye Cumhuriyeti Devleti kuruluş felsefesinin benimsenmesi konusunda faydalı olmuş; ancak şubelerdeki süreli yayın faaliyetinin durmasına sebep olmuştur.

23 Nisan 1927 tarihinde Ankara’da toplanan Türk Ocakları Dördüncü Kurultayında değişiklik yapılarak kabul edilen Türk Ocakları Yasasının 61. maddesinde; “Türk Ocaklarının fikir naşiri olan gazeteler Hars Heyetinin murakabesine tabidir”; 72. maddesinde; “Hiçbir Ocak Türk Ocaklarının fikir naşiri olarak gazete ve mecmua çıkaramaz. Ocakların mahalli nokta-i nazarından müfit olacak kitap ve gayri mevkut neşriyatı Hars Encümeninin tasvibine iktiran etmek şartıyla yapılır” hükümleri getirilmiştir. Bu madde­ler ile Türk Ocağı şubelerinin yayın faaliyetine merkez denetimli bir esneklik sağlanmıştır. Türk Ocaklarının kendini feshettiği 1931 yılına kadar bu hükümlerde ciddi bir değişiklik olmamıştır.

Türk Ocakları Genel Merkezi ve şubeler tarafından 1922-1931 yılları arasında Türk Ocağı Yasasının on altı farklı baskısı yapılmıştır. Ayrıca Genel Merkez tarafından 1924, 1926, 1927 ve 1928 yıllarında toplanan Türk Ocakları Kurultay zabıtları ile iki talimatname, bir mesai programı yayımlanmıştır. Türk Ocaklarının 1922-1931 yıllarını kapsayan ikinci faaliyet döneminde; kurultay ve şube kongrelerine ait tutanakların yanı sıra, kurultaylara ve şube kongrelerine sunulan yönetim, denetim ve hars heyeti raporlarından bazıları da broşür halinde yayımlandığı görülmektedir. Ayrıca Türk Ocakları Merkez, Hars, İlim ve San’at Heyetleri tarafından Türk tarihi, Türk dili, Türk edebiyatı, Türk sanatı, dünya klasikleri, Ocak faaliyetleri v.b. konularda on yedi kitap ile Türk Yurdu mecmuası yayımlanmıştır (Karaer, 2012: 33-42). Kurultaylara ve şube genel kurullarına sunulan raporların basılmasına daha sonraki yıllarda da devam edilmiştir. Bu yayınlar; Ocakların yönetimdeki şeffaflık anlayışını göstermesi bakımından çok anlamlıdır.

Türk Ocaklarının ikinci faaliyet döneminde Adana Türk Ocağı Altın Yurt Mecmuası (15 Mayıs 1923 – 11 Ekim 1923) ve bir faaliyet raporu; Afyonkarahisar Türk Ocağı bir broşür, Bursa Türk Ocağı üç yasa, Edirne Türk Ocağı iki yasa, Eskişehir Türk Ocağı bir kitap, Isparta Türk Ocağı “Sidre” (1923- ?) adlı bir mecmua, İstanbul Türk Ocağı üç yasa, dört faaliyet raporu, iki takvim; İzmir Türk Ocağı “Fikirler Mecmuası” ve “Türk Gençleri Mecmuası”, iki kitap ve bir faaliyet raporu; Ladik Türk Ocağı bir kitap, Sarıkamış Türk Ocağı iki broşür, Silifke Türk Ocağı “Silifke”de Göksu”, Sinop Türk Ocağı “Türk Bahçesi”, Sivas Türk Ocağı “Birlik” adlı dergiler yayımlamışlardır (Karaer, 2012: 44-54). Bu yayınlardan bazıları maalesef günümüze ulaşmamıştır.

Türk Ocağı Matbaaları

Türk Ocaklarının fikir hayatımıza katkılarından biri de matbaa faaliyetidir. Türk Ocaklarının ilk yıllardan itibaren matbaaya önem verdikleri anlaşılıyor. 1915 yılında Ödemiş Türk Ocağı, 1923 yılında Afyonkarahisar Türk Ocağının küçük de olsa birer matbaaya sahip oldukları anlaşılıyor. Araştırmacı yazar Mehmet Uzun (Baboğlu), 1925 yılında Ordu Türk Ocağının bir matbaaya sahip olduğunu ve bu matbaada “Tekâmül” gazetesinin basıldığını belirtiyor Uzun (Baboğlu), Yaz 2004: 215-216).

Türk Ocakları Merkez Heyeti Matbaası

16 Ocak 1927 tarihinde Türk Ocakları Merkezinde kurulan matbaa; Türk Yurdu, Merkez ve Hars Heyetlerinin işleri yanında, piyasadan alınan siparişlerle yayın hayatındaki yerini almıştır. Türk Ocakları Merkez Heyeti Matbaası, Ankara ve İstanbul matbaaları arasında en iyilerinden biri olarak nitelendirilmiştir.

Türk Ocaklarının 1922-1931 yıllarını kapsayan ikinci faaliyet döneminde yayın sahasında komple bir çalışma içine girdikleri, bunun için altyapı oluşturmayı amaçladıkları anlaşılıyor. Bir taraftan Türk kültürünün kaynaklarını oluşturan temel eserlerin yeniden kültür hayatımıza kazandırılması, diğer taraftan milliyetçi, inkılapçı düşünceleri işleyen eserlerin yazılması teşvik edilmiş, yabancı ülkelerde yayınlanan Türklükle ilgili eserlerin ve dünya klasiklerinin Türkçeye kazandırılması için tercüme faaliyetlerine önem verilmiştir. Ortaya çıkan bu eserlerin daha ucuz ve kaliteli bir şekilde basımını gerçekleştirebilmek için Ankara’da çok gelişmiş bir matbaa kurulmuştur. Ancak bütün bu çabalara rağmen Türk Ocakları Genel Merkezi ve şubelerin bu dönemde yaptıkları yayınların sayısı sınırlı olmuştur. Savaştan yeni çıkmış bir ülkede yaşanılan ekonomik sıkıntıların, harf inkılâ­bının ve Türk Ocağı yasalarındaki merkeziyetçi yayın politikasının; yayın faaliyetini olumsuz yönde etkilediği söylenebilir.

Türk Ocaklarının Üçüncü Faaliyet Dönemi (1949-1980)

Türk Ocakları, 1949 yılında Hamdullah Suphi Tanrıöver başkanlığında yeniden faaliyete geçmiştir. 12 Eylül 1980 tarihine kadar devam eden üçüncü faaliyet döneminde 20 Türk Ocağı şubesi açılmıştır. Bu dönemde yayımlanan Türk Ocağı yasalarında, yayıncılıkla ilgili ayrıntılı tanımlamalar yapılmamıştır. Yayın konusu “Ocak gelirleri” başlığı altında; “çeşitli neşriyat gelirleri” şeklinde ifade edilmiştir. Bu dönemde Türk Ocakları Genel Merkezi tarafından “Türk Yurdu” dergisi yayınlanmaya devam edilmiş, Türk Ocağını tanıtmak maksadıyla bir kitap yayımlanmıştır.

Türk Ocaklarının 1949-1980 yıllarını kapsayan üçüncü faaliyet döneminde Adana Türk Ocağı iki kitap, Ankara Türk Ocağı iki yasa, iki bülten; Aydın Türk Ocağı bir beyanname, Erzurum Türk Ocağı bir kitap, Denizli Türk Ocağı bir yasa, İstanbul Türk Ocağı iki yasa; İzmir Türk Ocağı üç bildiri, iki broşür, bir faaliyet raporu; Mersin Türk Ocağı iki kitap yayımlamışlardır. Bu dönemdeki Ocak yayınları, sayı, hacim ve kalite yönünden yetersizdir. Bu yetersizliğe rağmen Ocakların yayın yapma konusunda şartları zorladıkları anlaşılıyor. Mesela; Mersin Türk Ocağı kitap satışından elde edilecek gelir ile “Gençlik Dergisi” yayımlamayı hedeflemiştir.

Türk Ocaklarının Dördüncü Faaliyet Dönemi (1986-  )

12 Eylül 1980 Askeri Darbesiyle faaliyetleri durdurulan Türk Ocakları, 1986 yılında Başbakan Turgut Özal’ın katılımıyla düzenlenen muhteşem bir törenle faaliyetine yeniden başlamıştır. 1986’dan günümüze yayımlanan Türk Ocakları yasa ve tüzüklerinde yayın faaliyeti ile ilgili daha açık hükümler yer almıştır. 1986 tarihli Türk Ocağı Yasasının 3. madde h) bendinde yayın faaliyeti ile ilgili olarak; “Dergi, kitap, gazete vb. yayınlar, tiyatro, sanat toplulukları kurarak film ve diğer sanat eserleri hazırlatıp milli kültürü ve milli mefkureyi yayar”; Hars Heyeti ile ilgili 22. maddede; “şubelerin çalışmalarına ve neşriyata rehberlik eder” hükmü yer almıştır. Mali hükümlerle ilgili 29. madde c) bendinde; Ocak gelirleri arasında “Ocak neşriyatı ve dergi hâsılatı” sayılmıştır.

13 Nisan 2002 tarihinde Ankara’da toplanan Türk Ocakları 34. Olağan Büyük Kurultayında değişiklik yapılarak kabul edilen tüzüğün üçüncü madde f) bendinde; yayın faaliyeti ile ilgili olarak “Dergi, kitap, gazete v.b. yayınlar yaparak; tiyatro, sanat toplulukları kurarak, internette web sayfaları açıp elektronik mektup ve sohbet gibi değişik imkânlar­dan yararlanarak, konulu ve belgesel ve diğer sanat eserleri hazırlatarak, özetle gelişen teknolojinin elverdiği bütün yasal yolları kullanarak milli ülküyü yayar” hükmü yer almıştır. Mali hükümlerle ilgili 32. maddenin c) bendinde; “dernek yayınlarından sağlanan gelirler” şeklinde ifade edilmiştir. Merkez Hars Heyeti ile ilgili 22. maddede; “Hars Heyeti, Türk Ocakları Derneğinin ilim, fikir ve ülkü kaynağı olup, şube çalışmalarına ve yayınlara rehberlik eder, kararları tavsiye niteliğinde olup, Merkez Yönetim Kurulu vasıtasıyla yürütür” hükmü yer almıştır.

1986 yılında yeniden faaliyete geçen Türk Ocaklarının kitap / broşür, gazete / bülten / dergi yayımı konusunda daha çok çaba gösterdikleri görülüyor. Bu dönemde dikkat çeken yayın faaliyetlerinden en önemlisi; gerek genel merkez, gerekse şubeler tara­fından düzenlenen kongre, panel, sempozyum vb. bilimsel toplan­tılarda sunulan bildirilerin ve yapılan konuşmalar ile kurultay raporlarının kitap halinde yayımlanmasıdır. Türk Ocakları Genel Merkezi tarafın­dan yayımlanan bazı kitap ve broşürlere yayın numarası verilme­miştir. Yayın numarası olmayan kitapların sayısı on beş, diğer kurumlarla ortaklaşa hazırlanan kitap sayısı on dokuzdur. Türk Ocakları Genel Merkezi 1986’dan günümüze 9 adet yasa, tüzük; 17 adet Kurultay raporu, diğer kurumlarla ortaklaşa üretilen 19 kitap dahil 152 kitap/broşür yayımlamıştır.

Türk Ocakları Genel Merkezi tarafından 1987 yılından itibaren “Türk Yurdu” dergisi her ay düzenli olarak yayımlanmaktadır. Ayrıca “Aylık Yorumlar Bülteni” (Ocak 2010- ?) , “Bengü Dünya Türk Gençleri Bülteni” (Nisan 1995- ?), “Türk Yurdu Gençlik” (Ocak 1993-Kasım 1993), Hanımlar Kurulu tarafından “Pınar” (Ekim 1998-2004) ve Gençlik Kolları tarafından “Türk Genci” (2012- ?) adlı dergi ve bültenler yayımlanmıştır (Karaer, 2012: 104-106).

Türk Ocakları şubelerinin 1986-2022 yılları arasında 44 adet dergi/gazete/bülten; altısı diğer kurumlarla ortaklaşa olmak üzere 249 adet kitap/broşür; 12 adet takvim yayımladığını tespit ettik.

Türk Ocaklarının başlangıçtan günümüze 111 yıllık tarihinde “Türklere fayda dokundurmak”, “Türklüğe hizmet etmek”, bütün Türkler arasında “dilde, fikirde, işte birliği” sağlamak amacıyla 56 adet dergi/gazete/bülten; 499 adet kitap/broşür yayınladıkları görülüyor. Bu tespitlerde kütüphane kataloglarına girmemiş, kayıtlara geçmemiş veya bizden kaynaklanan bazı eksiklikler olabileceği dikkate alınmalıdır.

SONUÇ

Köklü bir sivil toplum kuruluşu olan Türk Ocaklarının yayıncılık konusunda başarılı olduklarını söylemeliyiz. Türk Yurdu dergisinin 112 yıldır yaşatılması bile büyük bir başarıdır. Türk Ocakları halkı aydınlatmak için radyo, televizyon, sinema gibi işitsel-görsel iletişim araçlarından da yararlanmışlardır. Günümüzde Türk Ocakları Genel Merkezi ve şubeleri internet sayfası üzerinden hizmet vermektedir. Türk Ocakları Genel Merkezi Tv” ve “Türk Yurdu Tv” Youtube kanalları hizmete açılmıştır. Bazı Ocakların instagram, facebook ve twitter hesapları mevcuttur. Elektronik ortamda bilgiye ulaşmak daha kolay ve hızlıdır. Gelişen teknoloji basılı kitap, dergi ve gazetenin gücünü sarsmıştır. Fakat bilginin paylaşımında ve gelecek kuşaklara aktarımında basılı kaynaklar hala önemini korumaktadır. Türk Ocakları bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da Türkçülük fikrinin yayılmasında basılı kaynakların yanında internet, facebook, twitter, instagram vb. iletişim araçlarından en geniş ölçüde yararlanmalıdır.

KAYNAKLAR

– Karaer, İbrahim (1992), Türk Ocakları (1912-1931), Ankara: Semih Ofset

– Karaer, İbrahim (2012), Türk Ocaklarının 100 Yıllık Yayın Faaliyetleri, Ankara: Türk Ocakları Ankara Şubesi

– Türk Ocağı Yasası (1340), Ankara: Yeni Gün Matbaası

– Türk Ocağının Nizamname-i Esas ve Dâhilisi (1328), İstanbul:

– Türk Ocağının Esas Nizamı (1334/1918), İstanbul:

– Türk Ocakları Tüzüğü (1986), Ankara:

– Türk Ocakları Tüzüğü (2002), Ankara:

– Türk Ocakları Yasası (1925), Edirne: Paşaeli Matbaası

– Türk Ocakları Yasası (1927), Ankara: Türk Ocakları Merkez Heyeti Matbaası

– Türk Yurdu, 23 Eylül 1331, cilt: 9, sayı: 1, s.2758.

– Uzun (Baboğlu), Mehmet (Mart 2011), “Türk Ocaklarının Kuruluşundan Günümüze Çıkardığı Süreli Yayınlar Bibliyografyası”, Türk Yurdu, 283

– Uzun (Baboğlu), Mehmet (Yaz 2004), “Türk Ocağı Matbaaları ve Bu Matbaalarda Basılan Kitaplar”, Müteferrika, sayı: 2 

 

 

Yorum bulunmamaktadır.
Konu: CUMHURİYETİN 100. YILINDA TÜRK OCAKLARININ YAYIN FAALİYETİ (1912-2023)

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

‘Ortak Değerimiz Atatürk’ bildirisine destek ver

Millî ve manevi değerlerimize, başta Atatürk olmak üzere Türk büyüklerine, her türlü tarihî mirasımıza yönelik saldırılar nereden, kimden ve

Ortak Değerimiz Atatürk

ATATÜRK! TÜRK MİLLETİ SANA MİNNETTARDIR

Her millet, sahip olduğu değerlerle geleceğini inşa eder. Geleceğin harcı olan değerlerine sahip çıkan milletler, geçmişten ders çıkararak, gelecekte aynı hataların tekrar edilmemesi için millî bir hafıza oluşturur. Bu hafızanın en önemli değeri, Millî Mücadele’nin lideri ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e periyodik olarak uzun zamandır yapılan saldırılarla karşı karşıyayız. Bunların sonuncusu geçtiğimiz günlerde Ayasofya’da hem protokolün hem de milletimizin gözü önünde gerçekleşmiştir.

Bilindiği gibi bir esaret belgesi olan Sevr Antlaşması’nı tarihin çöplüğüne atan Mustafa Kemal Atatürk, bir savaş ve diplomasi kahramanı olarak, Fatih’in emaneti İstanbul’umuzu, başta Ayasofya olmak üzere, camileri ve tarihî eserleriyle yeniden milletimize kazandırmıştır. Yine Trakya ve Batı Anadolu’yu Yunanistan; Doğu Anadolu’yu da Ermenistan olmaktan kurtarmış, ezanımızı susturmamış, Misak-ı millî sınırları içinde Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuştur.

Mustafa Kemal Atatürk, 3 Mart 1924’te, halkı aydınlatma, İslam’ın Kur’an’a göre yaşanmasını sağlama, ibadet ve ahlak esaslarıyla ilgili işleri yürütme, ibadet yerlerini yönetme görevlerini yerine getirmek üzere Diyanet İşleri Başkanlığını kurmuştur. Ayrıca Kur’an’ın tefsiri görevi Atatürk tarafından Elmalılı Hamdi Yazır’a verilmiş ve “Hak Dini Kur’an Dili” böylece ortaya çıkmıştır. Kur’an’ın Türkçe tefsiriyle Türkler, dinini öz kaynağından, kendi dillerinden okumaya ve öğrenmeye başlamışlardır.

Hâl böyleyken son yıllarda Millî Mücadele’mizin millî ve manevi mimarı Mustafa Kemal Atatürk, maalesef periyodik saldırılara maruz kalmaktadır. Bir millete sinsice düşmanlık etmenin yollarından biri, o milletin kahramanlarını itibarsızlaştırmaktır. Bunun en kolay yolu ise dinimizi kirli emellerine alet etmektir.

Son olarak Ayasofya’daki icazet töreninde bir imam Ayasofya’yı kastederek; anlatım bozukluklarıyla dolu “…Bu ve bu gibi mabetlerin mabet olarak kalması için inşa edilmiştir. Öyle bir zaman geldi ki bir asır gibi bir zaman içinde ezan ve namaz yasaklandı ve müze hâline çevrildi. Bunlardan daha zalim ve kâfir kim olabilir!… Yarabb’i bir daha bu zihniyetin bu milletin başına gelmesini mukadder buyurma!” gibi suç oluşturan ifadeler kullanmış ve haklı olarak bu söylem halkımızda büyük bir infiale yol açmıştır.

Atatürk, emperyalizmin ve yerli işbirlikçilerinin planlarını bozan bir lider olup Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, ülkemizin en başta gelen birleştirici ve bütünleştirici unsurudur. Mustafa Kemal Atatürk’e üstü kapalı yapılan bu saldırı aslında onun silah arkadaşlarına, Türk milletinin birlik ve beraberliği ile Cumhuriyet’imize yöneliktir. Atatürk’e yapılan ve yapılacak olan saldırıların nihai hedefi Türk milletidir, Türk devletidir. Bu bakımdan bu ve benzeri saldırıların hedefinin Türk devleti ve milleti olduğu konusunda halkımızı uyarmayı, vatanını ve milletini seven bir grup olarak görev addederiz.

Hedeflerine ulaşmak için geçmişte de bazı cahil kimseleri kullananlar, bugün de aynı yöntemlerle hareket etmektedir. Bu son saldırının kaynağının da aynı güçler olduğu şüphesizdir. Millî ve manevi değerlerimize, başta Atatürk olmak üzere Türk büyüklerine, her türlü tarihî mirasımıza yönelik saldırılar nereden, kimden ve nasıl gelirse gelsin, millî birliğimizi asla bozamayacaktır. Aşağıda imzaları bulunan DTCF Birlik üyeleri ve Türk aydınları olarak bu çirkin ve kötü niyetli ifadeleri şiddetle kınıyor ve reddediyoruz.

DTCF Birlik Üyeleri

**İmza: **

Bildiriyi paylaşarak destek verebilirsiniz:

 

En çok beğenilenler

Giriş

Welcome to Typer

Brief and amiable onboarding is the first thing a new user sees in the theme.
Join Typer
Registration is closed.