Hemen söyleyeyim: Amacım sizi tiksindirmek; hayvancıkları aşağılamak değil. Yaratılan her canlı-cansız varlık; insan; din, mezhep, görüş, düşünce gibi saygıya layıktır. O kendi görevini yerine getirmektedir. Görevini yerine getirmeyenlere kızabiliriz. Nitekim bit ve sirke de denilen yavşak adlı yavrusu görevini yerine getirmektedir. Saç derisinde delikler açıp kan emiyor ki insanları temiz kalmaya zorlayabilsin! Bir dişi bit saça on günde sekiz yavşak bırakabilir. Saçın, kulak arkaları gibi en karanlık, sıcak ve nemli bölgelerini sever. Saçtan saca atlar. Saçınızı kesseniz de temizleyemezsiniz. Başka yöntemler gerekir.

Yakın günlerde yine bir helikopter kazasında 11 şehit verdik. Başımız sağolsun. Neredeyse bütün hava aracı kazaları; Eşref Bitlis, Isparta, Muhsin Yazıcıoğlu kazaları; mühendis ölümleri suikasttır. Çünkü ne zaman Türkiye ufka bakmaya başlasa böyle oluyor. Son kırımın hedefi PKK mücadelesinin komuta kademesiydi. Ardından Papa’nın Irak ziyareti başladı. Biz şehitlerimizi konuşurken -samimi Hıristiyan kardeşlerimizi tenzih ediyorum- Papa, kendisini üreten gücün emelleri doğrultusunda bir dakikası boş geçmeyen bir gezi yaptı.

Bu bit anası, dünya denilen kürenin, başın, en karanlık ve sıcak bölgelerinde yuvalanmış kan emici vampirdir. Vampir üretmektedir. Küçük bir topluluk olmasına rağmen süratle üreyip orduya, savaş ve ilaç sanayisi başta olmak üzere ekonomiye, sağlığa, siyasete, gazete, radyo, televizyon, sinema vb. iletişim kanallarının tamamına, STK’lara, localara, din ve mezheplere, etnik farklılıklara, her deliğe sızmakta ve insanlığı tehdit etmektedir. Ancak kovuğundan çıkmıştır; artık sahnededir. Bu bit, ABD, Rusya, Çin. İngiltere. Vatikan gibi dünyanın neresinde kaşınan, kanayan bir yara, terör varsa onların başının altından çıktığını düşündüğümüz devletler değildir. Onları da kullanan bir güçtür. Barış, insanlık, huzur diyerek dünyayı kana bulayan, milyonlarca insanı katledip ırzına geçen, yurdundan göç ettiren mahlûklardır. Bunlar Hıristiyan değil, putperesttir. O yüzden kana doymuyorlar. Bu bitin çocukları da Papalık, FETÖ, PKK, Taliban, DEAŞ, IŞİD, Haşdi Şabi gibi yüzlercesini sayabileceğimiz yavşaklardır. Mesela Papalık uzun süredir Hıristiyanların değil, bu paganların elindedir. (Bkz: <https://www.youtube.com/watch?v=WxR1fa8dj9g>) 500 yıldır muhafızlarının neden İsviçreli ve Kelt olduğunu araştırın, görürsünüz. Keldani dostu Papa Francis de; Katolik gözüken Biden de; Müslüman mahallesinde salyangoz satan ve çıkarttığı pulun arkasına yapıştırılması gerektiği Barzani de,  Hıristiyanları korumak için kurduğu Haşbi Şabi’yi Türkiye’ye çemkirten Papa geliyor diye Necef sokaklarına “Siz bizden, biz de sizden bir parçayız!” diye yazdırıp, herkesi oturarak karşılarken Papa’yı ayakta karşılayan Ayetullah Sistani de, 2019’da Birleşik Arap Emirliği’nde Papayla “İnsan Kardeşliği Belgesi“ni imzalayan Ezher Şeyhi Ahmet el Tayyip de bu bitin önde gidenleridir. Biraz daha ileri gidip İran’daki Ayetullahların her ay Vatikan’ı ziyaret ettiği 1970’leri ve Vatikan-Şii ilişkilerini hatırlatmak isterim.

Türk milleti, bütün yavşakların el birliğiyle destekleyip büyüttüğü yavşaklardan birini, FETÖ’yü temizlemeye çalıştı. Başardı mı? Saç kesmekle yavşak temizlenmez. Öldürülen, ırzına geçilen, yurdundan sürülen 10 milyon Müslümandan hiç söz etmeyen Papa, Irak ziyaretiyle yeni bir “dinler arası diyalog!”, yani “Türkiye kuşatmasını tamamlama süreci” başlatmıştır. Maksat Irak’ta savaş mağduru olmuş masum Hıristiyanları desteklemek mi? Vatikan bugüne kadar Doğu Hıristiyanlarına it kadar değer vermemiştir. Kürtleri Müslüman olmaktan çıkarıp Hıristiyan yapmak mı? Kavurd ahfadı Kürtler (Kültür Bakanlığı Kürtleri Mecusi yapmaya çalışan kitapları bastırsa da) Müslümandır. O zaman o puldaki Papa’ya giydirilen başlık biçiminde düzenlenmiş ve Türkiye’nin illerini içine alan harita neyin nesidir? İslâm dünyasında Sünnilerin ve Şiilerin başına geçirilmiş yavşakların gerçek kimlikleri ve faaliyetlerinin takip edilmesi gerekir. Kürt kardeşlerimizin de artık kendilerinin başlarına geçirilen yavşakları tanımasının, bitlerin oyuncağı olmaktan kurtulmalarının zamanı gelmiştir. Papa’nın ziyaretine hiç ses çıkarmayan “Müslüman” Kürtler, sözüm sizedir.

Sahneye çıkarıldıkça bu bitlerin beslenmeleri güçleşecektir. Tüm inananlar; Müslüman, Hıristiyan, Musevi… insanları sömürmekten, savaştan, kandan beslenen bu vampirlere “Dur!” diyebilir mi? Türk milleti bütün mazlum milletlere rehberlik edebilecek kadar çalışır, düşünür, üretirse neden olmasın!

Kaynak: Günboyu

http://arslanevi.blogspot.com/
Contributor
Do you like Arslan KÜÇÜKYILDIZ's articles? Follow on social!
Yorum bulunmamaktadır.
Konu: Bit ve yavşak

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

‘Ortak Değerimiz Atatürk’ bildirisine destek ver

Millî ve manevi değerlerimize, başta Atatürk olmak üzere Türk büyüklerine, her türlü tarihî mirasımıza yönelik saldırılar nereden, kimden ve

Ortak Değerimiz Atatürk

ATATÜRK! TÜRK MİLLETİ SANA MİNNETTARDIR

Her millet, sahip olduğu değerlerle geleceğini inşa eder. Geleceğin harcı olan değerlerine sahip çıkan milletler, geçmişten ders çıkararak, gelecekte aynı hataların tekrar edilmemesi için millî bir hafıza oluşturur. Bu hafızanın en önemli değeri, Millî Mücadele’nin lideri ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e periyodik olarak uzun zamandır yapılan saldırılarla karşı karşıyayız. Bunların sonuncusu geçtiğimiz günlerde Ayasofya’da hem protokolün hem de milletimizin gözü önünde gerçekleşmiştir.

Bilindiği gibi bir esaret belgesi olan Sevr Antlaşması’nı tarihin çöplüğüne atan Mustafa Kemal Atatürk, bir savaş ve diplomasi kahramanı olarak, Fatih’in emaneti İstanbul’umuzu, başta Ayasofya olmak üzere, camileri ve tarihî eserleriyle yeniden milletimize kazandırmıştır. Yine Trakya ve Batı Anadolu’yu Yunanistan; Doğu Anadolu’yu da Ermenistan olmaktan kurtarmış, ezanımızı susturmamış, Misak-ı millî sınırları içinde Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuştur.

Mustafa Kemal Atatürk, 3 Mart 1924’te, halkı aydınlatma, İslam’ın Kur’an’a göre yaşanmasını sağlama, ibadet ve ahlak esaslarıyla ilgili işleri yürütme, ibadet yerlerini yönetme görevlerini yerine getirmek üzere Diyanet İşleri Başkanlığını kurmuştur. Ayrıca Kur’an’ın tefsiri görevi Atatürk tarafından Elmalılı Hamdi Yazır’a verilmiş ve “Hak Dini Kur’an Dili” böylece ortaya çıkmıştır. Kur’an’ın Türkçe tefsiriyle Türkler, dinini öz kaynağından, kendi dillerinden okumaya ve öğrenmeye başlamışlardır.

Hâl böyleyken son yıllarda Millî Mücadele’mizin millî ve manevi mimarı Mustafa Kemal Atatürk, maalesef periyodik saldırılara maruz kalmaktadır. Bir millete sinsice düşmanlık etmenin yollarından biri, o milletin kahramanlarını itibarsızlaştırmaktır. Bunun en kolay yolu ise dinimizi kirli emellerine alet etmektir.

Son olarak Ayasofya’daki icazet töreninde bir imam Ayasofya’yı kastederek; anlatım bozukluklarıyla dolu “…Bu ve bu gibi mabetlerin mabet olarak kalması için inşa edilmiştir. Öyle bir zaman geldi ki bir asır gibi bir zaman içinde ezan ve namaz yasaklandı ve müze hâline çevrildi. Bunlardan daha zalim ve kâfir kim olabilir!… Yarabb’i bir daha bu zihniyetin bu milletin başına gelmesini mukadder buyurma!” gibi suç oluşturan ifadeler kullanmış ve haklı olarak bu söylem halkımızda büyük bir infiale yol açmıştır.

Atatürk, emperyalizmin ve yerli işbirlikçilerinin planlarını bozan bir lider olup Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, ülkemizin en başta gelen birleştirici ve bütünleştirici unsurudur. Mustafa Kemal Atatürk’e üstü kapalı yapılan bu saldırı aslında onun silah arkadaşlarına, Türk milletinin birlik ve beraberliği ile Cumhuriyet’imize yöneliktir. Atatürk’e yapılan ve yapılacak olan saldırıların nihai hedefi Türk milletidir, Türk devletidir. Bu bakımdan bu ve benzeri saldırıların hedefinin Türk devleti ve milleti olduğu konusunda halkımızı uyarmayı, vatanını ve milletini seven bir grup olarak görev addederiz.

Hedeflerine ulaşmak için geçmişte de bazı cahil kimseleri kullananlar, bugün de aynı yöntemlerle hareket etmektedir. Bu son saldırının kaynağının da aynı güçler olduğu şüphesizdir. Millî ve manevi değerlerimize, başta Atatürk olmak üzere Türk büyüklerine, her türlü tarihî mirasımıza yönelik saldırılar nereden, kimden ve nasıl gelirse gelsin, millî birliğimizi asla bozamayacaktır. Aşağıda imzaları bulunan DTCF Birlik üyeleri ve Türk aydınları olarak bu çirkin ve kötü niyetli ifadeleri şiddetle kınıyor ve reddediyoruz.

DTCF Birlik Üyeleri

**İmza: **

Bildiriyi paylaşarak destek verebilirsiniz:

 

En çok beğenilenler

Giriş

Welcome to Typer

Brief and amiable onboarding is the first thing a new user sees in the theme.
Join Typer
Registration is closed.