22 Temmuz akşamı adam yatmış, fakat, bir türlü uyku tutmamış. Bir sağa bir sola dönüyor, lakin, bir türlü uyuyamıyor. Yanında yatan ve mışıl mışıl uyuyan karısını uyandırmış, demiş ki, “Ulan, ben vermediğime göre mutlaka sen verdin.” Bir tane patlatmış, rahatlamış ve dönmüş, rahatlamanın verdiği geçici huzur ile başlamış uyumaya..
Galiba, hala uyuyor. Uyandığında belki gözüne çarpar ve şu sorulara cevap verme gereği duyar..
1- 12 Eylül öncesinde işledikleri iddaa edilen bazı suçlardan dolayı günümüzde Yusufiyeler’de çile çeken Ülkücüler var mı?
2- Cemaat denilen grup veya çıkar birlikteliğinin; bir zamanlar ölümü göze aldıkları “ideal”lerin önüne geçmesinin nedeni nedir?
3- Yarın, teröristbaşını, her hangi bir partinin başında gördüklerinde; ahirete intikal ettikleri vakit acaba, Ülkücü şehitlerin yüzüne bakacak cesareti kendilerinde bulabilecekler mi?
4- Serv’i imzalayanlar mı suçlu, yoksa, günümüzde oturdukları koltukları kaybetmekten korkarak cemaat’in etkisinden kurtulamayanlar mı?
5- Spor, sadece spor diyenler acaba, hiç üç büyük klubün yönetim kurullarını, başkanlarını inceleme gereği duydular mı? Araştırsınlar bakalım ne görecekler?
6- Domuz gribi aşını kim ithal ediyor?
7- Deniz Feneri diye birşey vardı, akıbetini bilen var mı?
8- Ergenekon nedir(?), Mehmet Haberal mı suçlu, iki gündür gösteri yapıp, Türkiye’nin gündemini belirleyenler mi?
9- Kardeş bir ülkenin bayrağını yasaklayan ve toplama yeri olarak WC yazan kutuları layık gören bir zihniyeti kendine layık gören zihniyet…
10- Aynı eğitimi gördükleri halde, 70 bin civarında öğretmenin köle olarak çalıştırılmalarına ses vermeyen, hiç olmazsa bu konuda fikir eksersizi yapmayan…
11-…………..
Uyandığında bu sorulara cevap vermesini dilerim. Cevap vermezse ne olur, hiç ne olacak ki… Hasan Tahsin, Yörük Ali Efe’nin şimdi yattıkları yer 3 metrekare.. Ege’nin insanının sözü havada kalmaz…
Yorum bulunmamaktadır.