Soru mu soruyorlar kardeşim?

Açık ve net olarak verirsin cevabını, oturtursun şapa; bırak debelenip dursunlar…

Birileri sorunun muhatabı olanlara, bu sorular cevapsız kaldıkça çok puan kaybettiklerini ve kaybedeceklerini anlatmıyor mu acaba?

Mesela sordu adam, “1,317 milyon yolcunun garanti edildiği Zafer Havalimanı’na dört ayda 61 yolcu uğradı. Bu garanti fizibilite çalışmasını kim yaptı?”

Kem küme gerek var mı? Çıkar takır takır söylersin: “Bu fizibiliteyi şu şirket yaptı. Biz onu bu azıcık yanılma payından dolayı tebrik ettik ya da bu devasa yanılmadan dolayı mahkemeye verdik, bir daha da iş yapmıyoruz.”

Ama…

Yukarıdaki soru ortada duruyor da şöyle ya da böyle herhangi bir cevap yok ortada.

Ben anlamıyorum, anlayamıyorum.

Lütfen anlayanınız varsa bana da anlatsın.

Önce neyi anlayamadığımı anlatmaya çalışayım size.

Şimdi dikkat:

“Havalimanının açıldığı 2012 yılından bu yana havalimanından 10 milyon 233 bin 144 yolcunun gideceği öngörülerek şirkete garanti verildi. Ortalama garanti edilen yolcu sayısı 1 milyon 279 bin 143 kişi.

Dostlar, akıl var izan var:

Bu havalimanının çevresindeki Afyon, Uşak ve Kütahya’nın toplam 1 milyon 683 bin 033 olan nüfusuna bir büyükşehir olan Eskişehir’in 888.828 kişisini de katarsak tüm il, ilçe ve köyler dahil toplam 2 milyon 571 bin 861 kişi.

Yani en küçük köye kadar iki kişiden birinin her yıl için uçağa binme garantisi verilmiş.  

Anlayamadığım konulardan birincisi bu! Bu yolcu sayısını akılcı bulan bir Allah’ın kulu var mıdır acaba?

Ve tabii ki bu rakamın yanına bile yaklaşılamadı.

2012-2020 arasında havalimanını kullanan yolcu sayısı 318 bin 996’da kaldı. Üstelik her yıl yolcu sayısı da düşmüş.

Yanılma payı %97

Dahası…

Yıl sonunda uçmayan yolcular için ödenecek garantiler ile şirketin 50 Milyon Avro’luk yatırımının tamamı ödenmiş olacak. (Unutmadan yazayım: Bu 50 milyon Avroluk rakamı da Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Çevre Yolu, Akkuyu Nükleer Santralı, havalimanları, limanlar, otoyollar gibi mega projelerin ihalelerini alan IC İçtaş, bizzat kendi açıkladı. Rakam tam da kaynağından doğrulanmış bir rakam.)

Yatırım maliyetini dokuz yılda çıkaran bu şirket, havalimanını 21 yıl daha işletecek. Bu süre içinde de maliyetinin iki mislinden fazla kâr edecek.

Anlayamadığım konulardan ikincisi de bu! Nerede bu yoğurdun bolluğu. Dünyanın hangi ülkesinde böyle bir kârlı yatırım modeli var.

Ne olur dostlar, anlayan varsa bana da anlatsın!

Nokta.

Diyordum ki iç sesim, “Sana müthiş bir önerim var!” dedi. Pek hayra solumaz ama merak ettim tabii! “Nedir?” diye sordum, o da anlattı:

“Şimdi sen git, bu projeyi onaylayanları bul. Okullaşma oranı en düşük olan yerde sana bir arsa versinler. Sen oraya dört dörtlük bir okul yap. Emekli Öğretmeni de müdür yap.  Çevredeki -ile bile gerek yok- üç dört ilçenin nüfusunun yarısı kadar öğrenci garantisi versinler. Sen bu yatırımı besbedavaya yap! Vatan millet aşkına…

Bir büyüğümüzün buyurduğu gibi “Bu yatırım için devletin kasasından bir kuruş çıkmayacak!”

Ne dersin?

Sizce bu öneri hayata geçer mi dostlar?

Girişimde bulunayım mı? Ne de olsa vatan millet meselesi! Her şey “Beka“mız için…

Siz ne dersiniz?

Kaynak: Günboyu

Contributor
Do you like Ercan ÇALIŞKAN's articles? Follow on social!
Yorum bulunmamaktadır.
Konu: Müthiş öneri

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

‘Ortak Değerimiz Atatürk’ bildirisine destek ver

Millî ve manevi değerlerimize, başta Atatürk olmak üzere Türk büyüklerine, her türlü tarihî mirasımıza yönelik saldırılar nereden, kimden ve

Ortak Değerimiz Atatürk

ATATÜRK! TÜRK MİLLETİ SANA MİNNETTARDIR

Her millet, sahip olduğu değerlerle geleceğini inşa eder. Geleceğin harcı olan değerlerine sahip çıkan milletler, geçmişten ders çıkararak, gelecekte aynı hataların tekrar edilmemesi için millî bir hafıza oluşturur. Bu hafızanın en önemli değeri, Millî Mücadele’nin lideri ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e periyodik olarak uzun zamandır yapılan saldırılarla karşı karşıyayız. Bunların sonuncusu geçtiğimiz günlerde Ayasofya’da hem protokolün hem de milletimizin gözü önünde gerçekleşmiştir.

Bilindiği gibi bir esaret belgesi olan Sevr Antlaşması’nı tarihin çöplüğüne atan Mustafa Kemal Atatürk, bir savaş ve diplomasi kahramanı olarak, Fatih’in emaneti İstanbul’umuzu, başta Ayasofya olmak üzere, camileri ve tarihî eserleriyle yeniden milletimize kazandırmıştır. Yine Trakya ve Batı Anadolu’yu Yunanistan; Doğu Anadolu’yu da Ermenistan olmaktan kurtarmış, ezanımızı susturmamış, Misak-ı millî sınırları içinde Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuştur.

Mustafa Kemal Atatürk, 3 Mart 1924’te, halkı aydınlatma, İslam’ın Kur’an’a göre yaşanmasını sağlama, ibadet ve ahlak esaslarıyla ilgili işleri yürütme, ibadet yerlerini yönetme görevlerini yerine getirmek üzere Diyanet İşleri Başkanlığını kurmuştur. Ayrıca Kur’an’ın tefsiri görevi Atatürk tarafından Elmalılı Hamdi Yazır’a verilmiş ve “Hak Dini Kur’an Dili” böylece ortaya çıkmıştır. Kur’an’ın Türkçe tefsiriyle Türkler, dinini öz kaynağından, kendi dillerinden okumaya ve öğrenmeye başlamışlardır.

Hâl böyleyken son yıllarda Millî Mücadele’mizin millî ve manevi mimarı Mustafa Kemal Atatürk, maalesef periyodik saldırılara maruz kalmaktadır. Bir millete sinsice düşmanlık etmenin yollarından biri, o milletin kahramanlarını itibarsızlaştırmaktır. Bunun en kolay yolu ise dinimizi kirli emellerine alet etmektir.

Son olarak Ayasofya’daki icazet töreninde bir imam Ayasofya’yı kastederek; anlatım bozukluklarıyla dolu “…Bu ve bu gibi mabetlerin mabet olarak kalması için inşa edilmiştir. Öyle bir zaman geldi ki bir asır gibi bir zaman içinde ezan ve namaz yasaklandı ve müze hâline çevrildi. Bunlardan daha zalim ve kâfir kim olabilir!… Yarabb’i bir daha bu zihniyetin bu milletin başına gelmesini mukadder buyurma!” gibi suç oluşturan ifadeler kullanmış ve haklı olarak bu söylem halkımızda büyük bir infiale yol açmıştır.

Atatürk, emperyalizmin ve yerli işbirlikçilerinin planlarını bozan bir lider olup Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, ülkemizin en başta gelen birleştirici ve bütünleştirici unsurudur. Mustafa Kemal Atatürk’e üstü kapalı yapılan bu saldırı aslında onun silah arkadaşlarına, Türk milletinin birlik ve beraberliği ile Cumhuriyet’imize yöneliktir. Atatürk’e yapılan ve yapılacak olan saldırıların nihai hedefi Türk milletidir, Türk devletidir. Bu bakımdan bu ve benzeri saldırıların hedefinin Türk devleti ve milleti olduğu konusunda halkımızı uyarmayı, vatanını ve milletini seven bir grup olarak görev addederiz.

Hedeflerine ulaşmak için geçmişte de bazı cahil kimseleri kullananlar, bugün de aynı yöntemlerle hareket etmektedir. Bu son saldırının kaynağının da aynı güçler olduğu şüphesizdir. Millî ve manevi değerlerimize, başta Atatürk olmak üzere Türk büyüklerine, her türlü tarihî mirasımıza yönelik saldırılar nereden, kimden ve nasıl gelirse gelsin, millî birliğimizi asla bozamayacaktır. Aşağıda imzaları bulunan DTCF Birlik üyeleri ve Türk aydınları olarak bu çirkin ve kötü niyetli ifadeleri şiddetle kınıyor ve reddediyoruz.

DTCF Birlik Üyeleri

**İmza: **

Bildiriyi paylaşarak destek verebilirsiniz:

 

En çok beğenilenler

Giriş

Welcome to Typer

Brief and amiable onboarding is the first thing a new user sees in the theme.
Join Typer
Registration is closed.