Sene 1986. Siyasi yasaklar devam ediyor. Görevlerimizden istifa ederek MÇP’nin kongresinde merkez yürütme kurulunda görev aldık.
Gazi Üniversitesinden Devlet beyle, ben istifa ettim.
Rahmetli Başbuğ bizi Cinnah’taki bürosunda topladı.
Ben, Ali Güngör, Devlet Bahçeli, Mehmet Refet Eke, Tuğrul Türkeş, Şevket Bülent Yahnici, Vedat Alagöz, Koray Aydın, Halûk Pirimoğlu, Kemal Hacı, Abdürrahim Karakoç ve diğer arkadaşlar…
Hepimizi tek tek süzdü, hafif mütebessim… “Demek siz büyüdünüz ve siyaset yapacaksınız. Siyasetle, neler yapmamız gerektiği ile ilgili parti politikaları ile ilgili konuşulduktan sonra, siyaset yapacaksanız, size ilk tavsiyemi yapıyorum.” dedi. Tek tek hepimizin gözüne baktı. Müthiş bir sessizlik ve merak…
– “GENIŞ OLACAKSINIZ!” dedi ve çıkıp gitti.
Geniş olmak…
Herkes kendine göre yorumlamaya başladı.
Bir ay sonra Kırşehir ve Kayseri toplantılarına gidiyoruz. Balâ üzerinden Kaman’a gittik. Anavatan Partisinin en güçlü zamanı. Bizim arkadaşlarımızın çoğu Anavatanda çalışıyor. Kaman ilçe teşkilatına uğradık. Dışarda 50 kişi civarında insan toplanmış bekliyor. Ses tesisatı yok.
Alparslan Türkeş balkona çıktı. Bir megafon bulunarak eline verdik. Tam konuşmaya başlayacağı sırada birkaç küçük çocuk tenekelerle gürültülü bir şekilde oynamaya başladılar. Yakinen tanıdığımız bazı arkadaşlar uzaktan bakıyorlar, ama müdahale etmiyorlardı. Anavatana çalıştıkları için Türkeş’in Kırşehir’e gelmesinden rahatsız olmuşlardı. Yıllar sonra MHP güçlenince hepsi aday oldu.
Ben sinirlendim ve aşağı inmek için hamle yaptım.
Türkeş kolumdan tuttu.
– Nereye ?
– Efendim! Şu çocukları…
Sözümün sonunu getirmeme fırsat vermedi.
– “Bu ne ki, eğer siyaset yapacaksanız, her şeye katlanmayı ve seyretmeyi bileceksiniz.”
Sonra o gür sesiyle konuşmaya başladı. Elli kişiye elli bin kişiye hitap eder gibi sabır ve ciddiyetle konuştu. Sonra Kırşehir, Mucur, Nevşehir, Kayseri mitinglerini yaparak döndük.
Ruhu şad, mekânı cennet olsun.
Dr. Bahattin Ergezer
Yorum bulunmamaktadır.