Başbuğ’la ilgili iki anekdotu da ben aktarmak isterim.
Başbuğ hapisten yeni çıkmış, Bahçelievler’deki partinin giriş katında, bir evrak imzalatmaya gittim. Kendisi ve özel kalemi var, başka kimse yok. Özel Kalem’i dedi ki; “İsmail göreyim seni, içeri girince öyle bir topuk selamı ver ki, Bahçeli (semt) inlesin.
İçeri girdim, ceketi düğmeli bir vaziyette ayağa kalktı, Allah’ın selamını verdim, nezaketlice selamımı aldı, “Hoş geldin evladım, buyur otur.” dedi. İşimiz bitince de yine ayağa kalkıp kapıya kadar uğurladı. Bu nezakete şahit oldum. Söylemek istediğim, etrafındakiler insanları farklı yönlendirebiliyorlardı.
…
İkinci hatıram da Türkeş Bey’i dini yönden zayıf gösterenlere kapak mahiyetindeydi.
Yine bir gün acil bir evrak işi için Başbuğ’a, Bahçelievler’e gittim. Bu defa daha bir kalabalıktı ve gençler çoğunluktaydı. Başbuğ yoktu. İçlerinden biri, biraz da şaşkınlıkla ve sen bunu nasıl bilmezsin edasıyla, “İsmail bugün günlerden ne?” dedi. “Cuma” dedim. “Saat kaç?” diye sordu, öğleye yakındı. Bana, bilmiyor musun Başbuğ kolay kolay gusül abdesti almadan cumaya gitmez, sonra gel, dediler. İş acildi, Oran’daki eve yönlendirdiler.
Eve gittim, kapıyı Seval Hanım, biraz da şaşkınlıkla açtı ve Başbuğ’un banyoda olduğunu söyledi. Acil bir imzasına ihtiyacımız olduğunu söyleyince içeri geçip beklememi söyledi.
Beş dakika kadar sonra, Başbuğ kapıdan içeri girdi, takım elbise ve kravatı vardı, ama gömleği ıslanmıştı, hâlâ başından aşağı inen su zerrecikleri vardı. İmzayı atıp teşekkür ederek beni gönderdi. Başbuğ çok nezaketli bir insandı, benim karşıma bornoz veya eşofmanla çıksa bile şartlarını bildiğim için yadırgayacak durumda değildim. Allah gani gani rahmet eylesin, mekânı cennet olsun.
Değerli bir anı, teşekkür ederim Bayram Hoca’m. Sadi Bey’den söz edince, bir hatıra canlandı gözümde. Türkeş Bey’in vefatını Necatibey Caddesi’ndeki Ankara Türk Ocağında Sadi Bey’in bir sohbetinde öğrendik.
Sadi Bey, haberi alır almaz adeta yıkıldı, zaten oldukça esmer olan yüzü neredeyse patlıcan rengine döndü, ağzından, “Allahualem bilir ya hiç olmazsa bir süre daha yaşasaydı.” sözleri döküldü. Biz bir süre daha yaşasaydı ne olacaktı ağabey, diye sorunca; Türkeş Bey rica etti, parlamentoda MHP’nin grup kurması için son aşamaya gelmiştik, önümüzdeki hafta ben ve bazı arkadaşlar ANAP’tan, diğerleri de kendi partilerinden istifa edip MHP’ye geçecekler ve MHP grubu ilan edilecekti. Yine uğraşırım, ama zor. Ben ise grup oluşsun oluşmasın Türkeş Bey’e verdiğim sözü tutup MHP’ye geçeceğim, dedi ve sözünü de tutarak MHP grubu oluşmasa da partiye geçti.
İsmail ÜNLÜ
Yorum bulunmamaktadır.