23 Kasım sabahında bir telefon… Emekli Öğretmen’den… “Dün akşamdan beri doları izliyor musun?” diye sordu. “Sen daha öğrenemedin mi? Ben artık ‘alfabenin ilk harfi haber’i izliyorum. Başka hiçbir şeye de bakmıyorum.” dedim ve devam ettim.
“Asıl sen, Sayın Cumhurbaşkanımızın ‘Ülkemizi bunca tuzaktan, bunca badireden nasıl çıkardıysak, Allah’ın yardımı ve milletimizin desteğiyle bu “ekonomik kurtuluş savaşı”ndan da zaferle çıkartacağız‘[1] sözünü duydun mu?”
“Ayrıca senin, İstanbul’a kök söktüren Esenler Belediye Başkanı’nın ‘Dün tankıyla, uçağıyla saldırıp ülkemize diz çöktüremeyenler, bugün ekonomi manipülasyonlarını devreye soktu. Dünyada bedeli ödenmemiş hiçbir özgürlük yoktur. Biz mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz.‘[2] Mücadele çağrısından haberin yok mu? Ben bayrakları hazırladım bile(!) dedim.”
“Köşe Yazarı, iyi ki sen varsın da öğretmenlik günlerimin özlemini biraz da olsa giderebiliyorum. Aslında “yokluk mu var, benzinliklerdeki araba kuyrukları araba çokluğundan, gramla et alın, porsiyonları küçültün” gibi birçok şeyden söz edebilirim ama bırakalım bunları söyleyenlerin kendileri utansın. Şimdi sana senin söylediklerinle ilgili bir e-posta atacağım. İyice oku da öğren!”
***
Sayın Cumhurbaşkanımızın “ekonomik kurtuluş savaşı” ifadesini ilk söylediği tarih olan 16 Ekim 2018’de 5,78 olan dolar/TL kuru, ikinci kez söylediği 31 Ekim 2020’de 8,30; üçüncü çıkışı sonrası ise 13,45 oldu.[3] Yani TL tarihinin dip noktası.
Yönetime halkın sorduğu soru şu: Bu “ekonomik kurtuluş savaşı”nı kime karşı veriyoruz?
Bu soruya onların cevap vermesi çok kolay… 100 dolar üstündeki tüm işlemlerin kayda alınması genelgesine kendisi de uymak zorunda olan bağımsız(!) Merkez Bankamızın bağımsız(!) başkanına rica(!)ederler. Sayın Başkan’ın kimlerin, hangi uluslararası güçlerin veya yerli işbirlikçilerinin dolar toplayıp TL’nin değerini ayaklar altına aldığını bildirmesi için gereken tek şey, bir tuşa basması.
Yönetim de bu savaşı kime karşı verdiğimizi ilan eder. Biz de milletçe dost kimmiş, düşman kimmiş öğreniriz. Bu kadar kolay!
Bu arada ben baştan söyleyeyim. Sorduğumuz bu sorunun cevabı asla gelmeyecek. Tam tersine “ekonomik kurtuluş savaşı” ifadesini bundan böyle daha çok duyacağız.
Bir de ilavesi olacak: Beka!
Karşı çıkanlar, soru soranlar da “vatan haini, dış güçlerin maşası, FETÖ artığı” gibi suçlamalara maruz kalacak.
Nereden mi biliyorum? Anlatayım:
Muhalif milletvekilleri, İçişleri Bakanlığı bütçe görüşmelerinde bir sürü soru sordu. 10 bin dolar sorusu, uyuşturucu soruları, Sezgin Baran Korkmaz sorusu…[4]
İşte fırsat! Bu sorulara cevaplarını belgeleriyle öyle bir verirsiniz ki soruyu soranların yüzlerine tükürmüş gibi olursunuz. Bir daha soru moru soramazlar.
Ama böyle olmadı tabii…
Soranların ne hainliği kaldı ne PKK’lı olmaları… Hele Twitter’da küfür ve hakaretlerin bini bir para… İşte bunun için diyorum ki sorular cevapsız kalacak.
Bu arada hakaret ve küfür özelliği olmayan açıklamalar da var.
Geçen senin seyrettiğin alfabenin ilk harfi haber kanalında bir uzman, “Dolar artacak, Türkiye ucuz ülke hâline gelecek, ihracatımız artacak, cari açık kalmayacak ve enflasyon kontrol altına alınacak ve düşecek diyordu. Aynı uzman bir zamanlar, süreceksin piyasaya 10 milyar, 10 milyar bak dolar nasıl düşüyor da demişti.
Hemen sosyal medyadan çaktım soruyu. Yok yok senin aklına gelen 128 milyar dolar sorusunu değil, şu soruyu:
Millî kurtuluş savaşını dış güçlere vereceğinizi söylüyorsunuz ya! Merak ettim.
Bu ihracatı hangi dış güçlere yapacaksınız?
Herhâlde, daha düne kadar “şerefsiz” ilan edip bugün ağırladığınız ve içeriğini sadece sizin bildiğiniz 10 anlaşma imzaladığınız tek ülke yetmez.
Kaynak: Günboyu
[1] https://www.haberler.com/cumhurbaskani-erdogan-in-ekonomik-kurtulus
[2] https://twitter.com/mt_goksu/status/1463206615000272901?s=20>
[3] https://www.sozcu.com.tr/2021/ekonomi/erdoganin-ekonomik-kurtulus-savasi-ilk-soylediginde-dolar-578-idi
[4] https://www.youtube.com
Yorum bulunmamaktadır.