“Salgında ne yaptınız” diye sorsalar, yalandan bol bol kitap okuduk, müzik dinledik, yemek yaptık filan diyeceğiz. Şurası kesin; daha çok TV seyrettik. Vakit geçirmek için, eşimizle, çocuklarımızla, büyüklerimizle onların seyrettiği programları seyrettik; seyretmek zorunda kaldık. Bu vesileyle çocuklarımızın hiç de uygun olmayan birçok programı seyrettiğini görüp, belki uyanma fırsatı bulduk. (Bundan böyle çocuklarımızın okuduklarıyla, yazdıklarıyla, seyrettikleriyle daha fazla ilgilenme kararı aldık…) 82 yaşındaki annemle beraber oturduğum için, bu süreçte onun seyrettiği programları gözlemleme fırsatı buldum; ben de yaşlı-TV ilişkisi hakkında bir fikir ve bir de uyarı edindim. Şöyle:
Annem erken kalkar. Kahvaltıdan sonra TV seyreder, öğleden sonra Kur’an okur, ikindiden sonra TV seyreder, akşamdan yatsıya haber ve programlara bakar, sonra uyku. TV seyretmek asıl uğraşısı ve bu asla değişmiyor. Seyrettiği kanallar, programlar, kişiler belli. ATV’den Müge Anlı, Esra Erol, Flaş TV’den Zuhal Topal; Diyanet TV’den Kur’an okumaları, Vatandaş soruları; akşam haberleri ve Kur’an okuma yarışması… Onları seyredemediğinde hasta olur. Hafta sonları “Bugün Müge Gız (Kız), Esra Gız, Zuhal Gız yok!” diye, orucu uykuya tutturanlar gibi bol bol uyur.
Ağır işittiğinden Kur’an okunurken televizyonun sesini en yüksek seviyeye getirir. Çoğu akranı gibi “abdest alırken zorlanıyorum” diye işitme cihazı kullanmayı sevmez. Sıkı durun; adını saydığım “gız“(kız)ların programlarını ise sadece altyazılarından takip eder. Seslerini dinleyince başı ağrıyormuş! O programların içeriklerinin hafifliğini, saçmalığını, rezilliğini, hainliğini bir kenara bıraktım, seyretmeyi bu kadar sevdiği programların sesini niçin dinlemek istemediğini merak ettim. Saatler süren programda bir sürü konuşma geçiyor ama çok az altyazı değişiyordu. Denemek için “ne olmuş?” diye soruyordum. Savaş ve Barış’a “Galiba konusu Rusya’da geçiyor.” denmesinde olduğu gibi, programın o günkü konusunu garip bir şekilde özetliyordu. Önce bilgisayarıma taktığım kulaklıkla bu sesleri daha iyi duymasını sağladım. Kulaklık işini sevdi ama sadece Kur’an dinlerken! Gızların program seslerine tepkisi yine aynı oldu: “Başımı ağrıtıyor!”
Düşününce olanları anladım: Bu üç “gız“ın programında da katılan bütün konuklar aynı anda konuşuyorlardı! Bu programlarda ahlak, edep, terbiye söz konusu olmadığı gibi görgüsüzlük de diz boyu idi. Çok seyredilme, kısaca para uğruna Türk milletini ayakta tutan ne kadar değer varsa hepsini yerle bir ediyorlardı. “Türk milleti acaba ne kadarını kaldırabilecek?” diye bir sosyal deney yapılıyor ve seyirciler kobay olarak kullanılıyordu. Bunlar başka yazıların, araştırmaların konusu. Burada küçük bir noktaya dikkatinizi çekeceğim: Hollywood’un Yahudi yönetmen ve senaristlerinin imzası olan filmlerdeki Yahudi aile sofralarını gösteren sahneleri hatırlayın. Örneğin Woody Allen filmlerini gözünüzün önüne getirin; bütün oyuncular aynı anda konuşur. Çünkü Yahudiler böyle yapar. Biz Türkler böyle yapmayız, en azından yapmazdık. Ya hayır söyler, ya susardık, Birisi konuşurken herkes dinlerdi. “Söz bilirsen söz söyle, sözünden ibret alsınlar; Söz bilmezsen sükût eyle, seni adam sansınlar.“(Ziya Paşa) öğüdüne uygun olarak bilmediğimiz konularda sessiz kalırdık. Konuşmanın bir töresi, adabı vardı. Bugün yok. Kim kime dum duma; her kafadan ses çıkıyor. Bilenle bilmeyen, haklı ile haksız, zalim ile mazlum birbirine karışıyor. Adalet kayboluyor. Sadece üç gızın programında değil televizyonlardaki birçok programda bir konuşma, dil töresi ihlali vardı ve annem bunu kaldıramadığı için haklı bir tepkiyle bu programların adap dışı seslerini duymak istemiyordu!
İl gider, Töre kalır. Dil töresi, konuşma görgüsü giderse dil de, el de kalmaz. RTÜK’ü göreve davet ediyorum. Birbirini dinlemeyen bir toplum yaratan, konuşma adabımızı bozan, herkesin aynı anda konuştuğu sabah-akşam programları, açıkoturumlar vb. ne kadar program varsa, hepsini, sadece bu gerekçeyle yayından kaldırmalıdır. Tabii RTÜK de Türk milletinin kodlarıyla oynayan bu sosyal deneyin bir parçası değilse!
Kaynak: Günboyu
Yorum bulunmamaktadır.