Amerika’nın F 35 yerine F 16 teklifini duyunca sunturlu bir küfür dilimin ucuna kadar geldi ama hemen ağzımı kapattım. İç sesime sitem bombardımanı yaptım.

İşlerime ikide bir burnunu sokuyorsun. Asıl burada devreye girsene, “Küfür yakışır mı sana?” desene! Hatta omuzlarımdan tutup gözlerime bakarak niye “Sana değil küfretmek, küfrü düşünmek bile yasak!” demiyorsun!

Neyse!..

F 35 yerine F 16 teklifinden söz ediyorduk. İç sesime fırçayı atıp rahatladıktan sonra koltuğuma yaslanıp F 35 serencamı üzerine şöyle bir düşündüm.

Nedir bu F 35 programı, kısaca hatırlayalım: ABD ve yakın müttefiklerinin askeri imkân ve kabiliyetlerini artırmak amacıyla tasarlanan ve Lockheed Martin firması tarafından üretilen yeni nesil savaş uçağı programıdır.

“Türkiye’nin programdaki rolü nedir? derseniz, o da şudur: Türkiye 1999’dan bu yana JSF programının önemli bir üyesidir ve Türk şirketler F-35 savaş uçağının 900’den fazla parçasını üretmektedir. Daha doğrusu üretmekteydi.

Türkiye neden F-35 programından çıkarıldı?” diye bir sorunuz olursa onun da cevabı herkesçe biliniyor ama yine de biz yazalım: Beyaz Saray ve Pentagon, Ankara’nın Rus hava savunma sistemi S-400’ü almasının F-35 programına zarar vereceğini ifade etmiştir. Dostumuz(!) Trump zamanında kısıtlamalarla başlayan süreç, Biden’le kesinleşmiş ve malumun ilâmı yapılmıştır. Tarih: 21 Nisan 2021

Özetle gösterilen sebep tektir: Türkiye’nin Rusya’dan S-400 alımı…

Biraz da S-400’den söz edelim. Nedir bu sistem: S-400 aslında S-300 modeli hava savunma sisteminin bir versiyonu. 1980’li yıllarda geliştirilmiş bir uzun menzilli hava savunma sistemidir.

Şimdi “Türkiye bu sistemi neden aldı?” sorusunu irdeleyelim: Resmi cevap şu: Amerika bize Patriot hava savunma sistemini satmayınca biz de mecbur kaldık, “acil ihtiyaç” gerekçesiyle bunu aldık.

İşte mantıklı bir gerekçe diyordum ki yazıya başladığımda fırçaladığım iç sesim hava bombardımanı değil ama soru bombardımanı yaptı: Kimin veya kimlerin hava saldırısına karşı? Kaç yıldan beri sınırları içindeki iç savaşı durduramayan Suriye mi? Cevap Suriye’yse bu ülkede bulunan hava saldırı füzeleri, Rusların zaten; onlar saldırıya niyetlense S-400’lerin dost kuvvet olarak görmeyeceğinin garantisi ne? Cevap PKK’ysa onların eline silahları tutuşturan ABD zaten. Tutuşturdukları silahlar da hava savunma sistemine ihtiyaç duyuracak düzeyde değil? Cevap İran veya Bulgaristan mı? Onlarla da böyle bir gerilimimiz yok. Yunanistan desen, 12 Adaların hepsine askeri yığınak yaptı, sesimizi çıkarmadık. Dahası NATO angajman kurallarına baş kaldıracak güçte değil.            

Haydi bakalım, bul da yaz S-400’ü acil tarafından almanın gerekli bir koşulunu!

Bu arada “Öyle ya da böyle, S-400’ler alıntı; peki kuruldu mu?” sorusunun cevabı çok acı: Türkiye’nin 2,5 milyar dolar ödeyerek Rusya’dan aldığı bu ürün ne yazık ki depolarda bekletiliyor.

Şimdi son tahlilde bir özet yaparsak sonuç nedir?

  1. Amerika dünyanın en gelişmiş savaş uçağı sisteminden Türkiye’yi çıkartmıştır.
  2. Rusya bize S-400’leri satmıştır.
  3. İsrail şu anda bölgede F 35’lere sahip tek ülkedir, Yunanistan da bu uçaktan almak üzere görüşmelere başlamıştır.
  4. Ve toplam 3 milyar 900 milyon dolar boşa giden paramız vardır. Yani hep birlikte ödediğimiz vergilerden harcanmış para… Yani 18 Ekim 2021 tarihi itibariyle 34.932.375.000,00 Türk Lirası… 20 Ekim 2021 tarihinde 35.908.860.000 TL… Ve meşhur faiz indirimi olan 21 Ekim 2021 tarihinde 36.972.000.000,00 TL, 22 Ekim 2021 tarihinde 37.674.000.000,00 TL …Malum sürekli artıyor, siz okuduğunuzda ne olur bilemem.

(Bu arada kimse yanlış anlamasın, dolar- Euro- sterlin veya hangi para birimini alırsanız alın; onlar arasında öyle bir değer oynaması yok.)

Bizim elimizde ne var derseniz?

Depolarda bekleyen S-400’lerimiz…

Bir de Amerikalıların bizi aptal yerine koyan teklifi: F 35 yerine F 16 verelim. (Gerçi onlara kalsa teklif bizden gitmiş ama biz, bizimkilere inanırız tabii…)

“Oldu saygıdeğer (!) Amerikalılar! Tuvalet kâğıdınız kalmamış, muhataplarınız zımpara kâğıdınıza razı olsunlar bari!”

Ama yanlış anlamayın, biz istemeyiz. Siz sadece muhataplarınıza verin.

Kaynak: Günboyu Gazetesi

Contributor
Do you like Ercan ÇALIŞKAN's articles? Follow on social!
Yorum bulunmamaktadır.
Konu: Elimizde ne kaldı?

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

‘Ortak Değerimiz Atatürk’ bildirisine destek ver

Millî ve manevi değerlerimize, başta Atatürk olmak üzere Türk büyüklerine, her türlü tarihî mirasımıza yönelik saldırılar nereden, kimden ve

Ortak Değerimiz Atatürk

ATATÜRK! TÜRK MİLLETİ SANA MİNNETTARDIR

Her millet, sahip olduğu değerlerle geleceğini inşa eder. Geleceğin harcı olan değerlerine sahip çıkan milletler, geçmişten ders çıkararak, gelecekte aynı hataların tekrar edilmemesi için millî bir hafıza oluşturur. Bu hafızanın en önemli değeri, Millî Mücadele’nin lideri ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e periyodik olarak uzun zamandır yapılan saldırılarla karşı karşıyayız. Bunların sonuncusu geçtiğimiz günlerde Ayasofya’da hem protokolün hem de milletimizin gözü önünde gerçekleşmiştir.

Bilindiği gibi bir esaret belgesi olan Sevr Antlaşması’nı tarihin çöplüğüne atan Mustafa Kemal Atatürk, bir savaş ve diplomasi kahramanı olarak, Fatih’in emaneti İstanbul’umuzu, başta Ayasofya olmak üzere, camileri ve tarihî eserleriyle yeniden milletimize kazandırmıştır. Yine Trakya ve Batı Anadolu’yu Yunanistan; Doğu Anadolu’yu da Ermenistan olmaktan kurtarmış, ezanımızı susturmamış, Misak-ı millî sınırları içinde Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuştur.

Mustafa Kemal Atatürk, 3 Mart 1924’te, halkı aydınlatma, İslam’ın Kur’an’a göre yaşanmasını sağlama, ibadet ve ahlak esaslarıyla ilgili işleri yürütme, ibadet yerlerini yönetme görevlerini yerine getirmek üzere Diyanet İşleri Başkanlığını kurmuştur. Ayrıca Kur’an’ın tefsiri görevi Atatürk tarafından Elmalılı Hamdi Yazır’a verilmiş ve “Hak Dini Kur’an Dili” böylece ortaya çıkmıştır. Kur’an’ın Türkçe tefsiriyle Türkler, dinini öz kaynağından, kendi dillerinden okumaya ve öğrenmeye başlamışlardır.

Hâl böyleyken son yıllarda Millî Mücadele’mizin millî ve manevi mimarı Mustafa Kemal Atatürk, maalesef periyodik saldırılara maruz kalmaktadır. Bir millete sinsice düşmanlık etmenin yollarından biri, o milletin kahramanlarını itibarsızlaştırmaktır. Bunun en kolay yolu ise dinimizi kirli emellerine alet etmektir.

Son olarak Ayasofya’daki icazet töreninde bir imam Ayasofya’yı kastederek; anlatım bozukluklarıyla dolu “…Bu ve bu gibi mabetlerin mabet olarak kalması için inşa edilmiştir. Öyle bir zaman geldi ki bir asır gibi bir zaman içinde ezan ve namaz yasaklandı ve müze hâline çevrildi. Bunlardan daha zalim ve kâfir kim olabilir!… Yarabb’i bir daha bu zihniyetin bu milletin başına gelmesini mukadder buyurma!” gibi suç oluşturan ifadeler kullanmış ve haklı olarak bu söylem halkımızda büyük bir infiale yol açmıştır.

Atatürk, emperyalizmin ve yerli işbirlikçilerinin planlarını bozan bir lider olup Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, ülkemizin en başta gelen birleştirici ve bütünleştirici unsurudur. Mustafa Kemal Atatürk’e üstü kapalı yapılan bu saldırı aslında onun silah arkadaşlarına, Türk milletinin birlik ve beraberliği ile Cumhuriyet’imize yöneliktir. Atatürk’e yapılan ve yapılacak olan saldırıların nihai hedefi Türk milletidir, Türk devletidir. Bu bakımdan bu ve benzeri saldırıların hedefinin Türk devleti ve milleti olduğu konusunda halkımızı uyarmayı, vatanını ve milletini seven bir grup olarak görev addederiz.

Hedeflerine ulaşmak için geçmişte de bazı cahil kimseleri kullananlar, bugün de aynı yöntemlerle hareket etmektedir. Bu son saldırının kaynağının da aynı güçler olduğu şüphesizdir. Millî ve manevi değerlerimize, başta Atatürk olmak üzere Türk büyüklerine, her türlü tarihî mirasımıza yönelik saldırılar nereden, kimden ve nasıl gelirse gelsin, millî birliğimizi asla bozamayacaktır. Aşağıda imzaları bulunan DTCF Birlik üyeleri ve Türk aydınları olarak bu çirkin ve kötü niyetli ifadeleri şiddetle kınıyor ve reddediyoruz.

DTCF Birlik Üyeleri

**İmza: **

Bildiriyi paylaşarak destek verebilirsiniz:

 

En çok beğenilenler

Giriş

Welcome to Typer

Brief and amiable onboarding is the first thing a new user sees in the theme.
Join Typer
Registration is closed.