15 Temmuz’u konuşamadık, konuşmuyoruz, konuşturulmuyor.

Sadece lanetlemek ve bir amigonun ağzına bakmak yetmez.

Bu karartmayı kaldırmak mecburiyetindeyiz.

6 yıl devam eden sözüm ona sıkı uygulamaları 3 yıl daha uzatarak başka bir karartma peşindeyiz.

Olacak şey değildir.

Kendimizden, yaptıklarımızdan şüphe edilmesine sonuna kadar kapı açıyoruz.

Hukuk ararken, feci hukuksuzluklar yarattığımız konuşuluyor.

Hukukçuların feryadını duymuyoruz.

FETÖ tipi irili ufaklı yapılar ülkeyi sarmışken böyle bir eleştiri ve olanı biteni görme gayretine girişmiyoruz.

Yapacağımız iş konuşanı susturmak değildir.

İnsanlar, ne olduğunu, neden olduğunu tam olarak bilecekler.

Meclis Araştırması bile kapatılmış ve karartılmışsa burada derin bir problem vardır.

Anlamak mecburiyetindeyiz.

Anlatmak mecburiyetindeyiz.

Düşünürsek bu bakımlardan beter bir durumdayız.

Bu karartmanın sonuçları her yerde nasıl işliyor görüyoruz.

Ben yaptım oldu” keyfiliği iyice yerleşti.

Kurallı, ölçülü bir devlet hayatından bahsedemiyoruz.

Bu durumda, lanetlediklerimizden daha vahim durumlar yaratılmasına şaşılmaz.

Hilal Kaplan TRT Yönetim Kurulu’na seçilmiş, ne diyorsun?” diyenlere bunları hatırlatıyorum.

Hilal Kaplan’ı oraya getirmeyi düşünebilen bir idare anlayışına gelmişsek bakılacak yer orasıdır.

Nasıl oluyor da böyle kaç türlü şaibe içindeki bir kişi -ve belki benzerleri- böyle bir kamu kurumuna atanabiliyor?

İşin fenası apaçık önümüzde:

Artık olan hiçbir şeye şaşamaz olduk.

Tuz kokması değil mesele.

Kokutacak bir şey kalmamacasına el atan bir yıkıcı el var.

Bu el dışardan desteklense de içerdedir.

İçimizi temizlemezsek, Hilal Kaplan’lar, Mustafa Çalıklar, Pekerler, Veysiler, cübbeli cübbesiz, takkeli takkesiz, türbanlı türbansız dinden geçinenler, badeciler, rezaletleri dine bulayanlar, din diyerek her türlü istismarcılar memleketi sarar.

Lanetlenecek şu veya bu olmaktan çok yaptıkları ve ettikleridir.

Onları bu duruma neyin sevk ettiğidir.

Uygulanan hipnozdur.

Yaratılan körlüktür.

Sahibinin sesi olmaktır.

Düşünmemektir, anlamamaktır, düşünceye karşı kırmızı görmüş İspanyol Boğası kesilmektir.

Cemaatlerdir, bilmediğimiz dini yapılardır.

Denetlenemeyen Kur’an Kurslarıdır.

Ona buna bırakılan yurtlardır.

Hâsılı, birinci derdimiz, kullanılan ve sahtelik doğurmaya devam eden din alanıdır.

……

15 Temmuz mesajı arıyorsak budur

Contributor
Yorum bulunmamaktadır.
Konu: 15 Temmuz mu Dediniz?

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

‘Ortak Değerimiz Atatürk’ bildirisine destek ver

Millî ve manevi değerlerimize, başta Atatürk olmak üzere Türk büyüklerine, her türlü tarihî mirasımıza yönelik saldırılar nereden, kimden ve

Ortak Değerimiz Atatürk

ATATÜRK! TÜRK MİLLETİ SANA MİNNETTARDIR

Her millet, sahip olduğu değerlerle geleceğini inşa eder. Geleceğin harcı olan değerlerine sahip çıkan milletler, geçmişten ders çıkararak, gelecekte aynı hataların tekrar edilmemesi için millî bir hafıza oluşturur. Bu hafızanın en önemli değeri, Millî Mücadele’nin lideri ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e periyodik olarak uzun zamandır yapılan saldırılarla karşı karşıyayız. Bunların sonuncusu geçtiğimiz günlerde Ayasofya’da hem protokolün hem de milletimizin gözü önünde gerçekleşmiştir.

Bilindiği gibi bir esaret belgesi olan Sevr Antlaşması’nı tarihin çöplüğüne atan Mustafa Kemal Atatürk, bir savaş ve diplomasi kahramanı olarak, Fatih’in emaneti İstanbul’umuzu, başta Ayasofya olmak üzere, camileri ve tarihî eserleriyle yeniden milletimize kazandırmıştır. Yine Trakya ve Batı Anadolu’yu Yunanistan; Doğu Anadolu’yu da Ermenistan olmaktan kurtarmış, ezanımızı susturmamış, Misak-ı millî sınırları içinde Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuştur.

Mustafa Kemal Atatürk, 3 Mart 1924’te, halkı aydınlatma, İslam’ın Kur’an’a göre yaşanmasını sağlama, ibadet ve ahlak esaslarıyla ilgili işleri yürütme, ibadet yerlerini yönetme görevlerini yerine getirmek üzere Diyanet İşleri Başkanlığını kurmuştur. Ayrıca Kur’an’ın tefsiri görevi Atatürk tarafından Elmalılı Hamdi Yazır’a verilmiş ve “Hak Dini Kur’an Dili” böylece ortaya çıkmıştır. Kur’an’ın Türkçe tefsiriyle Türkler, dinini öz kaynağından, kendi dillerinden okumaya ve öğrenmeye başlamışlardır.

Hâl böyleyken son yıllarda Millî Mücadele’mizin millî ve manevi mimarı Mustafa Kemal Atatürk, maalesef periyodik saldırılara maruz kalmaktadır. Bir millete sinsice düşmanlık etmenin yollarından biri, o milletin kahramanlarını itibarsızlaştırmaktır. Bunun en kolay yolu ise dinimizi kirli emellerine alet etmektir.

Son olarak Ayasofya’daki icazet töreninde bir imam Ayasofya’yı kastederek; anlatım bozukluklarıyla dolu “…Bu ve bu gibi mabetlerin mabet olarak kalması için inşa edilmiştir. Öyle bir zaman geldi ki bir asır gibi bir zaman içinde ezan ve namaz yasaklandı ve müze hâline çevrildi. Bunlardan daha zalim ve kâfir kim olabilir!… Yarabb’i bir daha bu zihniyetin bu milletin başına gelmesini mukadder buyurma!” gibi suç oluşturan ifadeler kullanmış ve haklı olarak bu söylem halkımızda büyük bir infiale yol açmıştır.

Atatürk, emperyalizmin ve yerli işbirlikçilerinin planlarını bozan bir lider olup Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, ülkemizin en başta gelen birleştirici ve bütünleştirici unsurudur. Mustafa Kemal Atatürk’e üstü kapalı yapılan bu saldırı aslında onun silah arkadaşlarına, Türk milletinin birlik ve beraberliği ile Cumhuriyet’imize yöneliktir. Atatürk’e yapılan ve yapılacak olan saldırıların nihai hedefi Türk milletidir, Türk devletidir. Bu bakımdan bu ve benzeri saldırıların hedefinin Türk devleti ve milleti olduğu konusunda halkımızı uyarmayı, vatanını ve milletini seven bir grup olarak görev addederiz.

Hedeflerine ulaşmak için geçmişte de bazı cahil kimseleri kullananlar, bugün de aynı yöntemlerle hareket etmektedir. Bu son saldırının kaynağının da aynı güçler olduğu şüphesizdir. Millî ve manevi değerlerimize, başta Atatürk olmak üzere Türk büyüklerine, her türlü tarihî mirasımıza yönelik saldırılar nereden, kimden ve nasıl gelirse gelsin, millî birliğimizi asla bozamayacaktır. Aşağıda imzaları bulunan DTCF Birlik üyeleri ve Türk aydınları olarak bu çirkin ve kötü niyetli ifadeleri şiddetle kınıyor ve reddediyoruz.

DTCF Birlik Üyeleri

**İmza: **

Bildiriyi paylaşarak destek verebilirsiniz:

 

En çok beğenilenler

Giriş

Welcome to Typer

Brief and amiable onboarding is the first thing a new user sees in the theme.
Join Typer
Registration is closed.